Bulgular
Katılımcılar grup sürecini yönetme, terapötik koşulları oluşturma, lider rol ve müdahalelerini öğrenme (lider rolü, temel psikolojik danışma becerileri ve zor üyelerle başa çıkma) ve temel iletişim becerilerini iyileştirme temaları psikolojik danışman adaylarının yaşantı odaklı etkileşimsel eğitim grubunun sonunda kazanmayı bekledikleri yeterlilikler olarak belirtmişlerdir.
Grup yaşantısı bu beklentilerin hangilerini karşıladı sorusuna yanıt olarak grup sürecini yönetme, terapötik koşulları oluşturma, lider rol ve müdahalelerini öğrenme (lider rolü, temel psikolojik danışma becerileri ve grup üyesi davranışı) ve temel iletişim becerilerini iyileştirme yanıtını vermişlerdir. Karşılanmayan beklentiler için zor üye davranışlarını gözlemleme fırsatı bulamama ve kişisel beklentilerin karşılanmaması ve beklentilerin karşılanması temalarında toplanmıştır.
Grup yaşantısının destek verdiği ve beklentilerin ötesinde geçen mesleki yeterlilikleri belirlemeye yönelik sorunun yanıtları için temel psikolojik danışma becerilerinin önemini fark etme, terapötik koşulların önemini fark etme, temel iletişim becerilerinin önemini fark etme, grupla psikolojik danışmanın sürecini anlama temaları oluşturulmuştur.
Lider müdahalelerine yönelik derecelendirme soruları için frekanslar ve ortalamalar belirlenmiştir. Lider müdahaleleri dikkatini verme, grubu gözleme, konuşmaya açık davet, içerik yansıtma, duygu yansıtma, başlangıç düzeyinde doğru empati, ileri düzeyde doğru empati, beden dilini anlama ve teşvik etme, özetleme, destek olma ve cesaretlendirme, bilgilendirme, bağlama, bozucu davranışları engelleme, geribildirim, kendini açma, sınır koyma, derinlemesine inceleme, model olma, yüzleştirme, yorum yapma, grubun odaklanmasını sağlama, ilişkinin şimdi ve buradalığı, oturumu açma, ve oturumu sonlandırma olarak sınıflandırılmıştır. Bütün müdahalelerin 1-7 arasında bir dereceleme ile değerlendirilmiş ve ortalama etkililik değerleri 5.50’nin üzerinde bulunmuştur. Ortalamalar arasında çok küçük farklar olmasına rağmen en yüksek ortalamaya sahip lider müdahalesi dikkatini verme ve en düşük ortalamaya sahip lider müdahalesi kendini açma olarak bulunmuştur.
Sonuç ve Öneriler
Sonuç olarak, yaşantı odaklı etkileşimsel eğitim grubu psikolojik danışman adaylarının beklentilerini karşılayarak mesleki gelişimlerine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, etkili lider müdahalelerinin de model olma yoluyla mesleki gelişime katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Araştırmanın bulguları lisans eğitimi kapsamında yaşantı odaklı uygulamalara yer verilmesinin önemini önemle ortaya koymaktadır.
GÖÇ ALAN-ÇOK DİLLİ VE ÇOKKÜLTÜRLÜ BİR ÜLKE OLARAK TÜRKİYE’DE PSİKOLOJİK DANIŞMAN EĞİTİMİ
İbrahim KEKLİK1
Problem Durumu
Bugüne dek çoğunlukla programının içeriği Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenmiş olan Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) alanında beliren toplumsal gelişmelere ayak uydurmanın yanısıra alanın gelişmesi ve toplumsal saygınlığının iyileştirilmesi için birçok adım atlılabilir. Bunlardan en önemlilerinden bir tanesi alan mensuplarının eğitimini geliştirmek ve iyileştirmektir. Bugüne dek alanın literatüründe “danışman eğitiminin” geliştirilmesine ilişkin birçok öneride bulunulmuştur. Bu sunumda söz konusu önerilere ek olarak iki öneriye yer verilecektir: (1) danışman eğitimi kültüre duyarlı hale getirilmelidir, (2) danışman eğitiminde en önemli odak noktası psikolojik danışma olmalıdır.
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülkede on yıllardır çokkültürlülük, kültüre hassasiyet veya “insan çeşitliliği” terimleriyle ifade edilen boyut psikolojik danışman eğitiminin olmazsa olmaz öğelerinden bir tanesidir. Ancak bu boyut Türkiye’de son derece ihmal edilmiştir. Öyle ki, bilimsel yayınlarda bu konuda yazılmış makalelerin sayısı son derece kısıtlı olmuştur. Hatta var olan makaleler de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kuram ve uygulamaları tanıtmaktadırlar. Bu yayınlar Türkiye’deki kültürel çoğulluğa vurgu yapmadığı gibi Türkiye açısından uygulama önerilerine yer vermemiştir. Benzer şekilde, lisans ve lisansüstü programlarda çokkültürlülükle ilgili ders veren üniversitelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Alanda sosyal adaletin son derece önemsendiği queer kuram da dahil kuramsal çeşitliliğin son derece zenginlik kazandığı bir zamanda Türkiye’de danışman eğitiminin temel düzeyde kültürel çeşitliliğe bile vurgu yapmıyor olması son derece önemli bir eksikliktir. Özellikle de birkaç dilin kullanıldığı ve uluslararası göç alan bir ülke olması düşünüldüğünde bu durum daha da can alıcıdır.
Türkiye’de PDR alanında 1950’li yıllardan beri gösterilen çabalara rağmen hem eğitim kurumlarındaki yeri açısından hem de mensuplarının çeşitli sektörlerde çalışabilmesine olanak sağlamak açısından arzu edilir sonuçlar elde edilmemiştir. Bunun toplumsal, kültürel ve siyasal birçok sebebi sayılabilir. Ancak, bu durumun alanın kendi iç dinamikleriyle de ilişkisi vardır. Örneğin, on yıllardır alan dışı atamaların yapılması alanın en önemli problemlerinden bir tanesidir. Belki de bunun nedenlerinden bir tanesi alanın psikolojik danışma boyutundan çok rehberlik boyutuna odaklanmış olmasıdır. Başka bir deyişle, eğer alan tarihsel olarak lisans mezunlarını yeterli derecede psikolojik danışma beceri ve tecrübesiyle yetiştiriyor olsaydı, başka branşlara mensup bireylerin kısa süreli hizmetiçi kurslarla alan mensupları yerine atanmaları çok daha problemli olurdu. Çünkü psikolojik danışma yeterliklerine sahip olmak alanın mezunlarına başkalarında olmayan ve kolaylıkla (kısa yoldan) öğretilemez bir nitelik kazandırmış olurdu. Aynı şekilde, eğer psikolojik danışma eğitimi basit düzeyde iletişim becerilerinin (mikto beceriler) ek olarak vak’a kavramsallaştırmayı da içeren makro becerileri de kazandırsaydı alanın mensupları eğitim kurumları başta olmak üzere çalıştıkları her ortamda daha yetkin bir şekilde hizmet verme ehliyeti taşırlardı. Nitekim, rahat ve etkili bir şekilde psikolojik danışma yapabilmek lisans mezunlarına ayırt edici ve özel bir nitelik kazandırırdı. Dahası, psikolojik danışmayı merkeze alan bir danışman eğitimi anlayışı rehberlik de dahil alan mensuplarının verdikleri birçok hizmeti kavramsallaştırmayı da farklı bir şekilde yaparlardı.
Kısacası, zaten çokkültürlü olan toplumsal yapısının çeşitliliği uluslararası göç ile beraber daha aşikar hale gelmiş olan Türkiye’de psikolojik danışman eğitimin niteliğini iyileştirmenin en önemli öğelerinden bir tanesi kültürel çeşitlilik ile ilgili derslere yer vermek ve var olan dersleri ele almada çokkültürlülüğü göz önünde bulundurmaktır. Bir diğer önemli adım ise lisans düzeyinden başlayarak psikolojik danışma eğitimini eğitim programlarını en önemli odağı haline getirmektir.
KRİZE MÜDAHALE PROGRAMI PSİKOLOJİK DANIŞMAN ADAYLARININ KRİZE YÖNELİK MÜDAHALE ETME VE ÖNLEME BECERİLERİNİ ETKİLEMEKTE MİDİR?
Yasemin ŞAFAK1
Bahtiyar ERASLAN ÇAPAN2
Ayşen BALKAYA ÇETİN3
Problem Durumu
Dünya genelinde ve ülkemizde okullarda kriz durumlarının görülme sıklığı oldukça fazladır. Medyadan takip edildiğinde okullarda servis kazaları nedeniyle gerçekleşen ölümler, kavga ve saldırılar, öğrencilerden birinin ya da yakınlarının ölümü, intihar, cinsel istismar, öğrencilerin atılması ya da baskı uygulanması, tecavüz olayları, cinayet, rehin alma, bombalı saldırılar kriz durumları sayılabilmektedir. Son yıllarda ülkemizde yapılan çalışmalarda okullarda en sık karşılaşılan kriz durumunun, ‘öğrencinin öğrenciye uyguladığı şiddet’ olduğu saptanmıştır (Tanrıöğen ve Savçı, 2016)
Okullarda yaşanan kriz durumlarına acil ve etkili müdahaleler hem öğrencilerin ruh sağlığı açısından hem de okulda çalışan tüm personel ve öğrenciler için okul atmosferinin güvenli hale getirilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu konuda MEB (2007), okulda yaşanacak kriz durumlarından okul müdürü başta olmak üzere, müdür yardımcıları, rehber öğretmenler ve diğer öğretmenlerin krizle müdahale edecek grupta yer aldığını belirtmektedir. Okulda yaşanacak kriz durumlarında acil müdahale ekibinde okulda görevli tüm personel sorumlu olsa da krizin psikolojik boyutunun önlenmesi ve müdahale edilmesinde rehber öğretmenler kilit noktada bulunmaktadırlar. Rehber öğretmenlerin temel görevleri öğrencilerin fiziksel, psikolojik, sosyal tüm yönleriyle gelişimlerini sağlamak olduğundan bu konuda kuramsal ve uygulamalı dersler almaktadırlar. Okul psikolojik danışmanları her ne kadar okulda yaşanacak sorunlarla ilgili eğitim alsalar da yapılan çalışmalar kuramsal bilginin uygulamaya geçirilmediği şeklindedir (Hamamcı ve ark., 2003; Hatunoğlu ve Hatunoğlu, 2006).
Ülkemizde okullarda kriz durumları sıklıkla yaşanmasına rağmen rehber öğretmenlerle yapılmış bilimsel çalışmalar sınırlıdır. Bu tür çalışmaların ise öğretmenlerin kriz algıları (Tanrıöğen ve Savçı, 2016), okul yöneticilerinin krizle mücadele şekli (Çiçek Sağlam ve Özsezer, 2015), okul psikolojik danışmanlarının ve okul yöneticilerinin krizle mücadele konusundaki algıları konulu çalışmalar (Mete Otlu, 2011) yapıldığı görülmektedir.
Krize müdahale konusunda okul psikolojik danışmanları her açıdan kilit rolde olduğu için bu konuda lisans düzeyinde aldıkları eğitim önemli görülmektedir. Lisans programları incelendiğinde, psikolojik danışmanların genel rehberlik hizmetleri ve psikolojik danışman yeterlikleri alanında kuramsal içerikli pek çok ders almalarına karşın krize müdahale konusunda ders içeriğinde bir konu olarak ya da seminer şeklinde eğitim aldıkları görülmektedir. Özellikle okul psikolojik danışmanlarının uygulama becerileri konusunda istenen yeterlik düzeyinde olmadıkları, bu nedenle hizmete başladıkları okullarda kriz durumlarına müdahale etmede yetersizlik hissettikleri belirtilmektedir (Hamamcı ve ark. 2003: Hatunoğlu ve Hatunoğlu, 2006). Bu nedenle psikolojik danışman adaylarının krize müdahale ve önleme becerilerini artırmaya yönelik çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.
Araştırmanın Amacı
Bu çalışmada Krize Müdahale Programının psikolojik danşman adaylarının krize müdahale ve önleme becerilerine olan etklerini incelemek amaçlanmıştır. Sonuçları daha ayrıntılı görmek için hem nitel hem de nicel değerlendirmeler yapılmıştır. Nitel çalışmada; psikolojik danışman adaylarının Krize Müdahale Programı uygulanmasından önce ve sonra dört ayrı vakaya verdikleri krize müdahale ve önleme ifadeleri tümevarım analizi ile incelenmiştir. Nicel çalışmada ise; psikolojik danışman adaylarına Krize Müdahale Programı uygulamasından önce ve sonra Krize Müdahalede Kullanılan Başa Çıkma Stratejileri Envanteri uygulanmış ve ön-son test arasındaki farklılık incelenmiştir.
Yöntem
Araştırma, Anadolu Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programında 2015-2016 eğitim öğretim yılında son sınıf öğrencileriyle her hafta 4 saat olmak üzere toplam 14 hafta yapılmıştır. Programa toplam 42 öğrenci katılmakla birlikte hem ön değerlendirmeye hem de son değerlendirmeye katılan 25 öğrencinin bulguları değerlendirilmiştir.
Araştırma karma grup desenlerinden ön-son değerlendirmeli deneysel bir çalışmadır. Program, uygulamadan önce ve sonra hem nitel hem de nicel veri toplama teknikleriyle değerlendirilmiştir. İki değerlendirme şekli de aynı oturumda yapılmıştır. Nitel değerlendirme olarak, programda ele alınan konulara yönelik cinsel istismar, zorbalık, göç ve LGBT konulu vakalar olmak üzere 4 vaka verilmiş ve krize yönelik müdahale ve önleme kapsamında nasıl ele alacakları sorulmuştur.
Nicel değerlendirme kapsamında ise Krize Müdahalede Kullanılan Başa Çıkma Stratejileri Envanteri uygulanmıştır. Gruba program öncesi ve sonrası uygulanan ölçekten elde edilen verilerin analizi ise ilişkili örneklem için t-testi (paired samples t-test) ile analiz edilmiştir.
Bulgular
Nitel veri analizi: Psikolojik danışman adaylarının dört vakaya verdikleri cevaplar ön değerlendirme ve son değerlendirme olarak ele alınmıştır. Her bir vaka krize müdahale ve önleme ana başlıkları altında çocuğa odaklı, aileye odaklı, öğretmene odaklı ve yasal sorumluluklar ana temaları altında değerlendirilmiştir.
Ön değerlendirmede, öğrencilerin vakaları krize müdahale kapsamında işleyişe yönelik standart rehberlik faaliyetlerini içerecek görüş bildirdikleri gözlenmiştir. Son değerlendirmede ise öğrencilerin daha çok, özne olan çocuğa ya da koşula/duruma özgü müdahale tepkileri verdikleri gözlenmiştir. Her vakanın ve çocuğun ayrı koşullara sahip olduğu, çalışırken bunların göz önünde bulundurulması gerektiği ve var olan bilimsel standartların bu koşullara uyarlanması gerektiği anlayışının yerleştiği gözlenmiştir. Önleme kapsamında ise ön değerlendirmede genel önleme hizmetlerine yönelik görüş bildirdikleri, son değerlendirmede daha işlevsel, sonuca odaklı spesifik konulara yönelik ifadeler kullandıkları görülmüştür.
Nicel Veri Analizi: Araştırmada kullanılan ölçeklerin ön test ve son test değerlendirmeleri arasında fark olup olmadığı ilişkili örneklem için t-testi (paired samples t-test) ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre öntest son test verileri arasında anlamlı farklılık gözlenmiştir (p=.008<.05).
Sonuç ve Öneriler
Araştırmadan elde edilen bulgular psikolojik danışman yeterlikleri temel alınarak tartışılmıştır. Yıkıcı, travmatik etkileri göz önüne alınarak kriz durumları ve çocuk cinsel örselenmesi, engellenmesi konusunda tüm toplumun sorumluluk alması gerektiği vurgulanmıştır. Psikolojik danışman eğitiminde kriz durumlarına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiği belirtilmiştir PDR lisans programlarında krize müdahale konusunda farklı dönemlerde zorunlu ya da seçmeli dersler verilerek okul psikolojik danışmanlarının en çok karşılaştıkları ve kendilerini yetersiz hissettikleri alanlarda yetiştirilmeleri önerilmektedir. Ayrıca okullar ve ailelerin olası kriz durumlarının önlenmesi konusunda işbirliği yapmaları, kriz konusunda bilgilendirilmeleri, çocuklara da kendilerini kriz durumlarından koruyabilmeleri için eğitimler verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Krize Müdahale Programı, önleme, üniversite öğrencileri.
Kaynakça
Hamamcı, Z., Murat, M. ve Esen Çoban, A. (2004). Gaziantep’teki okullarda çalışan psikolojik danışmanların mesleki sorunlarının incelenmesi. XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Malatya.
Hatunoğlu, Y., ve Hatunoğlu, Y. (2006). Okullarda verilen rehberlik hizmetlerinin problem alanlari. Kastamonu Eğitim Dergisi, 14 (1), 333-338.
Mete Otlu, B. (2011). Okul psikolojik danışmanlarının krize müdahalede kullandıkları başaçıkma
stratejilerinin incelenmesi: İzmir il örneği. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.
Millî Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (Earged).
(2007). Ortaöğretim Okullarında Görevli Yöneticilerin Şiddet Konusundaki Bilgi ve
Becerilerine İlişkin Mevcut Durum Analizi. Ankara.
http://earged.meb.gov.tr/tamamlanan/siddet_arastirmasi_yonetici.pdf (18.010.2016).
Sağlam, A. Ç., ve Özsezer, S. (2015). Liselerde okul yönetimlerinin kriz yönetme becerilerine ilişkin öğretmen görüşlerİ. Electronic Journal of Education Sciences, 4(7).
Tanriöğen, A., ve Savçi, S. (2011). Perceptions of high school teachers related to crisis management in their schools. EJER | 2011 (Winter) Issue 42.
Dostları ilə paylaş: |