EĞİTİM TEŞKİLATININ KURULUŞU: DEVRİMİN GELECEĞİ
1925 yılında ortaya çıkan isyan, karşı-devrimci harekete ve bu hareketin yatağı olarak görülen doğu bölgelerindeki aşiret yapısına bağlanmaktadır. Halit Bey, halkın eğitiminin tamamlanmadan devrimin yerleşmeyeceğine inanmaktadır:93
“İnsanın en büyük düşmanı cehildir derler. Neden cehildir? Çünkü cahil adamın muhakemesi yoktur, binaenaleyh cahil olan her şeyi yapar… okutulmadığı surette filan beyin, filan şeyhin peşi sıra gider. Onun için eğer bunu yapmazsak badema orada vukubulacak hadisattan hepimiz, milletvekilleri, devlet mesul olur. Arkadaşlar! Yalnız ilk mektep miyardır…
Bendenize göre, maarif siyaseti de şimendiferle birlikte yürümelidir. Onun için simendifer yaparsanız ahali cahil olursa şimendiferin köprüsünü de yıkar. Nitekim hicaz hattında gördük.”
Bu doğrultuda 1926 yılı bütçesinin % 5’i eğitime ayrılmıştır (Bkz. Ek 2 Bütçe). Eğitim devrimin temeli olarak yıl boyunca gündemden düşmemiştir.
Milli eğitimde sorunlar çok fazladır. Öncelikle, okullaşma oranının düşüklüğünden şikayet edilmektedir. Örneğin, Hakkari’de hiç ilkokul olmadığı belirtilmektedir.94 Kastamonu mebusu Halit Bey Devlet salnamesinden alıntı yaparak okul ve öğrenci sayısına ilişkin şu bilgileri vermektedir:95
|
Kız
|
Erkek
|
Toplam
|
İlk mektep sayısı
|
605
|
4270
|
4875 okul
|
Öğrenci sayısı
|
61921
|
266263
|
328183 öğrenci
|
Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey, köylerdeki çocukların okula gönderilemediğini, ilkokullardan çıkan çocukların ancak % 10’unun orta okullara gidebildiğini belirtmektedir.96
Okullaşma oranını yükseltmek üzere ilk olarak, okulların parasız hale getirilmesi yönünde adım atılmıştır. Bu sorunu ortadan kaldırmak üzere 24 Nisan’da 822 sayılı “Lise ve Orta Mektepler Talebesinden Nehari Ücreti Alınmaması Hakkında Kanun” kabul edilmiştir. Kanun’ göre lise ve ortaokullarda gündüz okuyan öğrencilerden 1926-1927 ders yılı başından itibaren para alınmayacaktır. 1925-1926 yılında gündüz lise ve ortaokul öğrencisi sayısı 4280'dir ve bu öğrenciler gündüz okulu için 12 ila 18 lira arasında para ödemektedir.97 Ayrıca, 8 Haziran’da çıkarılan 915 sayılı “Lise ve Orta Mekteplere Alınacak Leyli Meccanî Talebeler Hakkında Kanun” ile başarılı yoksul çocukların lise ve ortaokullara devam edebilmesi için lise ve ortaokullara öğrenci sayısının yarısını geçmemek kaydıyla burslu yatılı öğrenci alınabilecektir.98 Diğer bir sorun ise öğretmen eksiği ve öğretmenlerin nitelik olarak yetersiz olmasıdır. Öğretmen açığını kapatma sorunu ise öğretmenliğin cazip hale getirilmesi için maaş zammı (789 sayılı Kanun), özlük haklarının iyileştirilmesi (842 sayılı Kanun) gibi önlemler alınmıştır. Ayrıca, öğretmen okullarının artırılması için 22 Nisan’da 819 sayılı “Muallim Mekteplerine Muavenet Hakkında Kanun” kabul edilmiştir. On öğretmen okulu, il özel idarelerinin bütçelerinden kesilen ödenekle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır.99
Genel düzenleme ise 22 Mart’ta kabul edilen 789 sayılı “Maarif Teşkilâtına Dair Kanun” ile yapılmıştır. Kanunun amacı, temelde Cumhuriyetin eğitim alanındaki büyük eksiğini gidermek olmakla birlikte, asıl olarak devrimin eğitim politikasını şekillendirmeye çalışan Hükümetin, genel eğitim reformunu gerçekleştirecek teşkilatı kurma çabası olarak görülebilir. Bunların başında, Dil Heyeti ile Talim ve Terbiye Daire Başkanlığı gelmektedir.
Talim ve Terbiye Heyeti/ Dairesi ve Dil Heyeti: Müfredatın İçeriği ve Dili
Dönemin en belirgin özelliği, reform alanlarında ya da uzmanlık gerektiren alanlarda heyet, komisyon tipi (ad hoc) yapılarla çalışılmasıdır.
Eğitim Teşkilatı için de uzmanlardan oluşan bir tetkik heyeti Mart ayında göreve başlamıştır: Talim ve Terbiye Heyeti. Bu heyet, diğer ülkelerin eğitim kanunlarını inceleyecek ve bir yıl içerisinde genel teşkilat kanunu tasarısını hazırlayacaktır.100 Ayrıca, eğitim alanında genel durum hakkında da bilgi sahibi olunması gerekmektedir.101
Ardından, 789 sayılı Kanun’un ilk maddesi ile Dil Heyeti kurulmuştur. Dil Heyeti Türk dili ile ilgili bilimsel çalışmaları yürütecektir (md.1). Aksaray mebusu Besim Atalay Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nde Türkçe’nin yaygınlaştırılmamasından şikayet etmektedir:102
“Arkadaşlar! Maarif Vekâletinde bir Dil Birliği Encümeninin teşekkülünü şükranla, sevinçle karşılarım. Zannederim ki bundan evvel yapılacak iş vardır ki, bir yurt üstünde yaşayan insanları birbirine bağlayan duygu dil birliğidir. Uzaklara gitmeyin. Şurada Ulucanlara gidin, kahvelerin etrafında Arnavutça işitirsiniz. Safran Hanının etrafına gidiniz, Kürtçe işitirsiniz. Tahtakaleye geliniz Arap cıvıltıları vardır. Memleketin her tarafından böyledir. Arkadaşlar rica ederim, Romanya, Macarca konuşturmamak için kararlar ittihaz etti. Araplar, Arapça kelimeleri Türkler kullanıyor diye aynen kullanmıyorlar. Biz ne vakte kadar, hangi güne kadar Türk dediğimiz halkın dilini Türk yapacağız. Acaba neden cebretmiyoruz, neden sıkıştırmıyoruz. Buraya gelen Arnavut neden Arnavutça konuşacak? Konuşacaksa gitsin Arnavutluğa, gitsin Kafkasya’ya, Arabistan’a. O da bir millettir, hürmetim vardır, fakat buraya gelince Türkçe konuşacaktır…”
Kastamonu mebusu Halit Bey ise Latin alfabesine geçilip geçilmeyeceği sorusunu yöneltmiştir.103 Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey, bu konuyu inceletmek üzere uzmanlardan oluşan Dil Heyeti’ni kurduklarını, Latin alfabesine geçilip geçilmeyeceğine bu heyetin incelemeleri ışığında karar verileceğini bildirmiştir.104
Talim ve Terbiye Daire Başkanlığı, uluslararası ve ulusal alanda eğitim alanındaki gelişmeleri takip ederek, eğitim programlarının geliştirilmesi amacıyla kurulmaktadır (md.2). Daire Başkanlığında bir başkan, daireye bağlı şubelerde çalışmak üzere en çok on uzman ve gereği kadar memurun istihdam edilmesi kabul edilmektedir (md.2). Daire Başkanı, Bakanlığın teklifi ile Bakanlar Kurulu tarafından seçilmekte; uzmanlar ise Daire Başkanı’nın teklifi, İçişleri Bakanı’nın seçimi ve Bakanlar Kurulu’nun onayı ile istihdam edilmektedir (md.2).
Daire’nin görevleri: Eğitimle ilgili talimatname, nizamname ve kanun tasarılarını hazırlamak ve incelemek ve mevcut mevzuattaki değişikliklerle ilgili Bakanlığa teklif vermek, okul programlarını incelemek ve hazırlamak, yeni okulların kurulması ya da ilga edilmesi hakkında karar-görüş sunmak, gençleri Cumhuriyet esasına göre eğitmek üzere tedbirler almak, eğitim programlarını Genel Müdürlerle birlikte hazırlamak ve bütçe için teklifte bulunmak, vb. (md.1).
Talim ve Terbiye Dairesi, belli görevleri için komisyonlar kurabilmektedir (md. 10). Bu komisyonlar, Daire tarafından davet edilecek uzmanlardan oluşacaktır.
Dostları ilə paylaş: |