3.KOMİTE: DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR, DİLİMİZE SAHİP ÇIKALIM
Komite Başkanı:Yusuf Beyaz :İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi
Komite Üyeleri:
Nur Doğan: Habire Yahşi Anadolu Lisesi
Dara Altay: Habire Yahşi Anadolu Lisesi
Uras Sirali: İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi
Lena Naz Bilak : İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi
Berkan Müsellim: İstek Özel Belde Lisesi
Pelin Vatan: İstek Özel Semiha Şakir Lisesi
Gökçe Dalbudak İstek Özel Atanur Oğuz Lisesi
Emre Kara: İstek Özel Kaşgarlı Mahmut Lisesi
Sinem Çil: İstek Özel Uluğbey Lisesi
Tuğba Akın: İstek Özel Bilge Kağan Lisesi
E.Dizem Sunal: Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi
“Bana mükemmel bir dil ver, sana büyük bir millet oluşturayım.”Böyle belirtiyor Leibniz dilin önemini. Dil, insanoğluyla birlikte oluşmuş ve gelişmiştir. Bir arada yaşama ihtiyacında olan insanoğlu anlaşabilmek için aralarındaki bağları dil paydasında birleştirmiş; doğal, duygusal ve ruhsal bağlarını bu şekilde kurmuştur. Böylelikle insan toplulukları, millet olma yolunda önemli adımlar atmaya başlamışlardır.
Toplumların iç ilişkilerinde bu derece öneme sahip diller elbette ki toplumlar arası etkileşimler sonucunda bir alışveriş içerisinde bulunmuşlardır. Sanayi devrimiyle birlikte sömürgecilik faaliyetlerine başlayan Avrupalı devletler sömürgelerine kendi dillerini benimsetmiş, bir kültür sömürüsü oluşturmuşlardır. Osmanlı devletiyse üç kıtaya hükmettiği dönemlerde dahi böylesi bir sömürüye başvurmamış, aksine Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçeye girişine engel olmamıştır.
20. yüzyıla Arapça-Farsça kelimelerle yoğrulmuş bir Türkçeyle girilmesini önlemek isteyen Atatürk, dilde özleşme hareketine önem vermiş, başta Türk Dil Kurumu’nun kurulması olmak üzere bir çok çalışmayla bu desteklenmiştir. Atatürk'ün, 1932 yılında, Türk Dil Kurumu'nu kurumunu kurarken söylediği; "Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." sözü bunun en önemli kanıtıdır.
1950’lere kadar süren bu sadeleşme, bu tarihten itibaren dilimize giren İngilizce kalıp ve kelimelerle engellenmiştir. Bilim- teknik alanındaki gelişmelerde batıyla olan tek taraflı dil etkileşimi Türkçeye yabancı kelimelerin hızla girmesine sebep olmuş, duyarsız kullanım ve batı özentisi yaşam bu süreci hızlandırmıştır.
Milli kimliğin oluşturulmasında en önemli etken olan dilin önemini, “Bir devleti yıkmak için önce dilini bozun.” sözüyle açıklayan Konfüçyus’a da kulak vererek Türkçeye sahip çıkmak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ilk görevi olmalıdır.
Bu durumlardan yola çıkarak,
-
Dili korumanın önemini, en az vatanı korumak kadar kutsal sayan Yüce Atatürk’ün görüşleri doğrultusunda Türkçeye sahip çıkmanın doğrudan millî kimliğe sahip çıkmak olduğunun bilincinde olmak,
-
Dünyada her yıl ortalama 24 dilin yok olduğunu göz önüne alarak dilimize gereken önemi vermek,
-
Hint-Avrupa ve Sami dillerine göre Türkçenin sözcük ve bilim terimleri türetmedeki önemli yetisinin ve Türkçemizin bu özelliği ile benzersiz üstünlüğe sahip oluşunun farkına varmak,
-
Yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde öğretim arasındaki farka dikkat ederek,
-
Yabancı dil öğreniminin küreselleşen dünyadaki önemini kavramak ancak Türkçede karşılığı bulunan yabancı sözcüklerin ısrarla dilimize katma uğraşından vazgeçmek,
-
Yabancı dil öğrenimini amaç konumundan araç haline getirmek,
-
Ana dili öğrenmenin en iyi yolunun eğitim olduğunun farkında olarak, aileyle başlayıp okulla devam eden eğitim sürecinde dile sahip ve duyarlı bireyler yetiştirmek,
-
Kurum ve kuruluşların isimlerinde yabancı sözcük yerine Türkçe sözcük kullanmak,
-
Dilimizdeki 75 bin sözcükten günlük hayatta en fazla 500’ünü kullandığımızı düşünüp bu binlerce sözcüğü hiçe sayarak dilimize yabancı sözcük katmaya son vermeye çalışmak,
-
Dilde özleşme ve sadeleşmeyi, Türkçe sözcüklere bile yeni karşılıklar bulmaya çalışıp dilde sadeleşme adı altında gülünç sözcük ve tamlamaları türetmenin gereksizliğini anlamak,
-
a) Basın-yayın organlarında çalışan kişilerin ulaştığı kitleye örnek olacak şekilde eğitilmesi,
b) Topluma ulaşmanın en kolay yolu olan basın-yayın organlarının dilimize gereken önemi vermesi ve bu yöndeki program sayısını artırması,
c) Basın-yayın organlarının Türkçe kullanımının denetiminden sorumlu kurumların, görev ve sorumluluğunun bilincinde olması,
-
Yabancı dillerden Türkçemize katılan sözcüklere uygun Türkçe karşılıklar bulup bunların “bilgisayar” örneğinde olduğu gibi dilimize yerleşip yaygın olarak kullanılmasını sağlamak
Türkçemizin hak ettiği yere ulaşmasını sağlamak için bizlere ve toplumumuza düşen asıl görevlerdir. Yahya Kemal’in dediği gibi “Türkçe ağzımda annemin sütüdür.”
TÜRKÇEM BENİM DİL BAYRAĞIM
Dostları ilə paylaş: |