*dipnotlar yazıda nerede kullanılmışsa oraya parantez içinde yapıştırılmıştır


Ergun Eralp’in “İllegalite-Legalite Sorunu ve Solda Tasfiyecilik" başlıklı yazısı, bu sayımızın ikinci temel konusunu oluşturuyor. Ekimler



Yüklə 1,45 Mb.
səhifə7/119
tarix07.01.2022
ölçüsü1,45 Mb.
#89558
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   119
Ergun Eralp’in “İllegalite-Legalite Sorunu ve Solda Tasfiyecilik" başlıklı yazısı, bu sayımızın ikinci temel konusunu oluşturuyor. Ekimler''in gerçekleşmeyen yayın planı çerçevesinde, 1992 Ekimi’nde kesin biçimini almış olan bu yazı, bir yılı aşkın bir süre sonra, fakat bu ilk biçimiyle yayınlanıyor. Bunun yazının değerini herhangi bir biçimde azaltması bir yana, tersine ona ek bir değer ve özel bir önem kazandırdığı inancındayız. Zira aradan geçen bu nispeten kısa zaman dilimi, yazının temel fikirlerinin taşıdığı büyük önemi göstermekle kalmamış, sol harekete ilişkin tahminlerini de pratik olarak doğrulamıştır.
Üç bölümden oluşan bu nispeten uzun inceleme, illegalite/legalite sorununun teorik ele alınışıyla başlıyor. Ergun Eralp, illégalité kavramının örgütsel sorun ve alanla sınırlandırılmasını, böylece daraltılıp çarpıtılmasını sergileyerek, bu kavramın, “programatik hedefler açısından ve doğal olarak bu hedeflere ulaşmayı temel alan bir politik faaliyet tarzı olarak", taşıdığı asıl anlama işaret ediyor. Ve örgütsel gizlilik sorununun, burada yalnızca zorunlu ve bütünleyici bir yan sonuç olduğunu gösteriyor. Bu kavrayış temelinde illégalité ile légalité ilişkisini, ilkinin temel ve stratejik önemini, ikincisinin ise ancak bu çerçevede ele alınabilecek olan işlevini inceliyor. Sorunu bu çerçevede kavramak kaydıyla, illégalité ile legalitenin birbirlerini organik olarak tamamlaması gerektiğine, proletaryanın devrimci hareketi için bu iki faaliyet tarzının kopmaz bir bütünlük oluşturduğuna işaret ediyor.
Yazının ikinci ara bölümü, “Legal Parti İçin ‘Teorik’ Gerekçe Arayışları” başlığı taşıyor. Bu bölüm, somut olarak, 12 Eylül’den beri kesintisiz bir tasfiye süreci içinde olan sol hareketin “legal parti” tartışmaları üzerinden ulaştığı yeni aşamayı ele alıyor. Legalizm bugüne kadar Türkiye sol hareketinin yaşadığı tasfiye sürecinin temel bir boyutu olageldi. Fakat bir iki yıl öncesine kadar devrimci gruplar açısından bu bir “yasal parti” savunuculuğuna varmış değildi. “Yasal parti” düne kadar ve devrimci hareketin genelinde, revizyonist-reformist ideolojik platformun bir göstergesi sayılırdı. Oysa özellikle 20 Ekim erken genel seçimlerinin ardından dünün devrimci gruplarında moda bir eğilim halini aldı. Bu, sözkonusu gruplarda ideolojik dağılmanın artık çürüme halini aldığına bir kanıttır.
Hızla liberalleşen, fakat buna rağmen hala marksist-leninist olmak iddiası taşıyan bu gruplar, tam da bu nedenle yeni yönelimlerine tarihten ve teoriden dayanak bulma çabasını da ihmal etmediler. Ergun Eralp, bu çabaların içyüzünü ve dayanaktan yoksun olduğunu sergiliyor. Bu sergilemeyi, genel marksist(8)leninist teorik bakışaçısı kadar yaşanmış tarihsel deneyimin gösterdiği sonuçlardan hareketle de yapıyor. Tam bu noktada yazarın dikkate değer bir gözlemi var. Ergun Eralp, “dogmalar”a ve “şablonlar”a pek karşı olan bu yeni dönem liberallerinin, iş tasfiyeci bir fikre sözde tarihsel bir dayanak bulmaya gelince, nasıl da koşulların farklılığı kadar tarihsel deneyimlerin sonuçlarını da gözden kaçırdıklarına, “Komintern partileri de legaldi” argümanına sıkı sıkıya sarıldıklarına işaret ediyor.


Yüklə 1,45 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin