VELA ve BERA 2
Önsöz 2
Dost Ve Düşman Kavramlarına Göre İnsan Sınıfları: 3
Dostluğun Gerektirdikleri: 3
Düşmanlığın Gerektirdikleri: 3
Kafirlere Benzemenin Hükmü: 4
VELA 4
Sözlük Anlamı: 4
Şer'i Anlamı: 5
A- Müslümanlara Dostluk Göstermenin Vacip Oluşunun Delilleri: 5
Müslümanların Birbirleri Üzerindeki Hakları: 6
1- Sevgi: 6
2- Karşılıklı Haklar: 6
3- Yardımlaşma: 7
Özel Haklar 7
1- Rasulullah'ın (s.a.v.) Hakları: 7
2- Rabbanilerin ve Alimlerin Hakları: 8
3- Ana Baba ve Yakınların Hakları: 8
4- Komşu, Arkadaş, Ortak ve Misafirlerin Hakları: 9
5- Fakir, Yolda Kalmış ve Dilencilerin Hakları: 10
Velayeti Bozan Şeyler 10
Velayı Bozmayan Şeyler: 11
Vela Gösterilmemesi Gereken Kimseler 12
1- Münafıklar: 12
2- Dinden Çıkan Hariciler 13
BERA 14
Bera'nın Kitap Ve Sünnetten Delilleri: 14
Allah Düşmanlarından Beraet Nasıl Gerçekleşir? 16
Beraatı Bozmayan Haller: 17
Önsöz
Allah'a hamd olsun, O'na şükreder, O'ndan yardım ister, O'nun bağışlamasını dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve kötü amellerimizden O'na sığınırız. Allah (c.c.) kimi hidayete erdirirse onu saptıracak, kimi de saptırırsa O'na hidayet edecek yoktur. Şahadet ederim ki Allah'tan (c.c.) başka ibadete ayık İlah yoktur. Yine şahadet ederim ki Muhammed (s.a.v.) Allah'ın kulu ve rasulüdür.
Çağımızda kendilerinin müslüman olduğunu iddia eden bir çok kimse, çok önemli olmasına rağmen, akide ve ibadetlerle ilgili olmadığı zannına kapılarak İslam'da dost ve düşman kavramını ihmal etmektedirler. Bu kimseler, müslümanların türlü türlü işkence ve ızdıraplara maruz bırakıldıkları, özellikle yardıma ihtiyaç duydukları bir dönemde bu müslümanlara yardım etmeyip, kafirlere sevgi ve şefkatle yaklaşarak, onları savunmak için tüm gayretlerini sarf etmekte, böylece müslümanları çaresiz bırakmaktadırlar.
Müslümanlara faydalı olabilmek, bu önemli konuda onları uyarmak gayesiyle bu kitapları tercüme etmiş bulunuyoruz. Umarız ki Allah bunu vesile kılarak dilediği kulunu hidayete erdirir. Şüphesiz yardım istenecek olan sadece Allah'tır (c.c).
Dostluk; kişinin, sevgisinden dolayı, karşılık beklemeksizin tarafını tuttuğu kimseye yardım etmesi ve tabi olması demektir.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Şeytanın nüfuzu sadece onu dost edinenler ve onun vesvesesi ile Allah'a ortak koşanlaradır." 1
"Allah, sizinle din hususunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse işte onlar zalimlerdir." 2
Düşmanlık; dostluğun karşıtı olup bir kimseyi sevmemek, ona karşı tavır almak, intikam almak ve zarar vermek için kalpte yerleşmiş olan bir duygudur. Dostluğun temeli sevgi, düşmanlığınla ise buğz etmektir. Dolayısıyla yardım, iyilik, cihat, hicret vb. bedeni ve kalbi bütün ameller hakikatte dostluk ve düşmanlık kavramlarından kaynaklanmaktadır.
Müslümanları sevip kafirlerden de nefret etmek Allah'ın emridir. İslamda dost ve düşman kavramlarının ayrı bir önemi vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1-Bu kavramlar La ilahe illallah şahadetinin parçasıdırlar. Çünkü Allah'tan (c.c.) başka kendisine kulluk edilen her şeyden uzaklaşıp, beri olmayı gerektirirler.
2- İmanın sağlam kulpudurlar. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İmanın en sağlam kulpu Allah için dostluk, Allah için düşmanlıktır. Allah için sevmek, Allah için nefret etmektir." 3
3- İmanın tadını almaya sebeptirler. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Şu üç haslet kimde bulunursa o, imanın tadını almıştır: Allah ve Rasulü'nü herkesten daha çok sevmek, başkasını ancak Allah rızası için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi korkunç bulmak." 4
4- Kişide dost-düşman şuurunun oluşmasıyla İman kamil noktaya ulaşır.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim Allah için sever, Allah için nefret ederse ve Allah için verir, Allah için vermezse, imanı kemale ermiştir." 5
"Sizden biriniz, beni çocuğundan, anne ve babasından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe, iman etmiş olamaz." 6
5- Her kim Allah'tan (c.c.) başkasını sever, O'nun dininden başka yol edinirse kafir olur.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o da onlardandır." 7
"İnsanlardan bazıları Allah'tan başka varlıkları ona eş koşarlar. Onları Allah'ı sevdikleri gibi severler. Müminler ise en çok Allah'ı severler." 8
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Müminlerden başkasını dost edinme. Allah'tan korkanlardan başkasına yemeğini yedirme." 9
Dost Ve Düşman Kavramlarına Göre İnsan Sınıfları:
1- Mutlak olarak dost edinilmesi gerekenler: Bunlar Allah'a (c.c.) ve Rasulü'ne (s.a.v.) iman edip, dinin şiarlarını yalnız Allah (c.c.) için yapan ve yerine getiren müminlerdir.
2- Bir yönden dost edinilmesi, bir yönden de buğz edilmesi gerekenler: Küfre götürmeyecek oranda dinin vaciplerini terk edip, günah işleyen asi müslümanlar gibi. Abdullah b. Hımar içkili bir şekilde getirilirken, sahabelerden bazdan ona lanet etmişlerdi. Ancak Rasulullah (s.a.v.) onun için şöyle buyurdu:
"Onu lanetlemeyin. Çünkü o, Allah ve Rasulü'nü çok sever." 10
3- Mutlak olarak düşman bilinecek kimseler: Yahudi, hristiyan, mecusi ve bunlar gibi olan kafirler bu türdendirler. Kendisini müslüman zannedenler, Allah'tan (c.c.) başkasına yalvarıp münacatta bulunanlar, O'ndan başkasına tevekkül eden yada Allah'a, Rasulü'ne ve O'nun temiz dini İslam'a "dil uzatanlar ve benzerleri de bu kapsamdadırlar.
Dostluğun Gerektirdikleri:
1-Hicret: Küfür toplumundan İslam toplumuna göç etmek.
2-Canıyla, malıyla, nefsiyle, ve diliyle müslümanlara yardım etmek. Onların ümit ve sevinçlerine, keder ve üzüntülerine ortak olmak.
3- Kendisi için istediği hayrı yada musibetlerden uzaklaşmayı kardeşleri için de dilemek, onlarla alay etmemek, bilakis onları sevmede gayretli olmak, onlarla beraber sohbet ve müşaverede bulunmak.
4- Hastayı ziyaret etmek, cenazesini kaldırmak, onlara yumuşak davranmak, onlara dua etmek ve bağışlanmaları için Allah'a (c.c.) yalvarmak. Onların bu ve benzeri haklarım eda etmek.
5- Haklarında casusluk yapmamak, onların sırlarını ve haberlerini düşmanlara sızdırmamak ve onlara eziyet etmemek.
6- Müslümanların cemaatine katılmak, ayrılığa yer vermemek, onlarla iyilik ve takva hususunda yardımlaşmak, emri bil maruf ve nehyi anil münkerde onlarla beraber olmak.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Kendisine doğru yol açıklandıktan sonra her kim Rasul'e muhalefet eder ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu gittiği yolda bırakırız ve Cehenneme atarız. O Cehennem ne kötü bir yerdir." 11
Düşmanlığın Gerektirdikleri:
1- Şirk ve küfür ehlinden nefret etmek. Onlara karşı, İbrahim'in (a.s.) çağlar ötesinden tüm kafirlere olan evrensel haykırışında olduğu gibi sürekli ve kalıcı bir düşmanlık üzere olmak.
"Beni yaratan hariç, sizin tapmakta olduklarınızdan kesinlikle uzağım. Beni yaratan beni hidayete ulaştıracaktır." 12
2- Kafirleri sevmemek, onları dost edinmemek. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Ey îman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kafirleri dostlar edinmeyin." 13
3- Herhangi bir zaruret bulunmadığı ve dinin emirlerini açıkça yapma imkanı olmadığı taktirde küfür toplumunu yurt edinmeyip, terk etmek ve oraya gitmemek. Zira Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Ben müşrikler arasında ikamet eden her kimseden beriyim." 14
4-Kafirlere yardım etmemek. Müslümanlara karşı onlara yardım etmemek, onlara karşı herhangi bir övgüde bulunmamak. Onlardan yardım almayıp, onları sırdaş edinmemek ve önemli işlerin başına geçirmemek.
5- Onların ölülerine rahmet dilememek ve istiğfarda bulunmamak.
Allah (c.c.) şöyle buyurur:
"Ne nebinin ve ne de müminlerin, cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, yakın akrabaları da olsalar, müşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz." 15
6- Onlara şirin görünüp dalkavukluk yapmamak ve din adına onları idare etmemek.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Onlar isterler ki sen onlara yumuşak davranasın, onlar da sana yumuşak davransınlar." 16
"Zalimlere asla meyletmeyin. Aksi halde Cehennem ateşi size dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz yoktur. Sonra yardım da görmezsiniz." 17
7-Onların kanunlarına muhakeme olmamak, Allah ve Rasulü’nün hükmünü terk edip, beşeri kanunlara rıza göstermemek.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir." 18
"Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettiklerini söyleyen kimseleri görmüyor musun? Onlar tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki tağutu inkar etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor." 19
8- Emirlerine itaat etmemek. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Eğer kafirlere itaat ederseniz sizi gerisin geri küfre çevirirler de, hüsrana uğrayanlardan olursunuz." 20
9- Selamda ilk başlayan olmamak. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Yahudi ve hıristiyanlara ilk önce selam veren siz olmayın. İçlerinden biriyle yolda karşılaştığınız zaman, onu yolun en dar olan tarafına doğru sıkıştırın." 21
10- Din ve dünyevi konularda onların adetlerine uymamak, onlara benzememek. Onların dini sembollerini almak, yada yeme içme, giysi ve benzeri adetlerini uygulamak gibi şeylerden kaçınmak gerekir.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kim bir kavme benzerse o da onlardandır." 22
11- Onların düğün ve bayramlarına katılmamak, onları tebrik etmemek. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Rahman olan Allah'ın kulları, yalan yere şahadet etmezler. Boş söz ve çirkin bir davranışla karşılaştıkları zaman vakarla oradan geçip giderler." 23
Bazı alimler bu ayeti tefsir ederlerken, ayette geçen "yalan yere" ifadesinden maksadın, kafirlerin bayramlarına katılmamak olduğunu vurgulamışlardır.
Kafirlere Benzemenin Hükmü:
Kişi bu konuda üç halden biri üzeredir:
1-Zahiren ve batınen (açıktan ve gizliden) onlarla uyum içinde olmak. Böyle bir durumun, kişiyi İslam milletinden çıkaran küfür olduğunda icma vardır.
2-Sadece batınen (gizli olarak, içinden) onlara uymak. Bunun da kişiyi İslam milletinden çıkaran küfür olduğunda icma vardır. Çünkü bu, itikadı olması sebebiyle büyük bir münafıklık ve kişiyi İslam'dan çıkaran bir haslettir.
3-Yalnız zahirde onlara benzemek. Bu ise iki türlüdür:
a) Mücerred bir tehdit olmamak kaydıyla işkence ve bunlar gibi birtakım zorlamalardan dolayı onlara uymak. Bu uyma yalnızca dil ile olup, kişi imanından mutmain olduğu müddetçe tekfir edilemez.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Kalbi imanla dopdolu olduğu halde inkara zorlanan kimse hariç, kim iman ettikten sonra Allah'ı inkar eder ve kalbini imana açık tutarsa Allah'ın gazabı onların üzerinedir. Bunlar için büyük bîr azap vardır." 24
b) Mal, mülk, makam sevgisi, idarecilik hırsı gibi dünyevi sebeplerden dolayı görünüşte onlara uymak. Bu konuda alimlerin iki görüşü vardır:
Birinci görüş:
"Bunun sebebi dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah'ın (c.c.) kafirleri doğru yola sevk etmemesidir."25 ayetinin zahirini delil alarak o kişinin İslam milletinden çıkan bir kafir olduğu yolundadır.
İkincisi: Bu amelin sahibini İslam milletinden çıkaran büyük bir küfür olmadığı, fakat büyük bir günah olduğu şeklindedir.
Dostları ilə paylaş: |