Hukuk devleti ve Hukuki güvenlik ilkesi ihlal edilmiştir.
Anayasanın ikinci maddesine göre “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” Bir hukuk devletinde olmaz ise olmaz kuralların başında hukuki güvenlik ilkesi gelmektedir. Hukukî güvenlik ilkesi ise, herkesin tabi olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutumunu ve davranışlarını buna göre güvenle düzene koyabilmesi anlamına gelir. Hukukî güvenlik ilkesinin gerçekleşebilmesinin ön şartı, devletin kendi koyduğu hukuk kurallarına kendisinin de uymasıdır. Bu bakımdan hukukî güvenlik ilkesi hukuk devleti ilkesinden doğmakta, hukuk devleti ilkesinin birey düzeyinde daha da somutlaşmış hali olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ilke kapsamında güvenlikten yararlanacak olan, Anayasa ile hak ve özgürlükleri güvence altına alınmış olan bireydir.
Ancak somut olayda hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesi en kaba haliyle ihlal edilmiştir. Müvekkillerimin mensup olduğu iddia edilen ve kamu oyunda bugüne kadar “Cemaat” veya “Hizmet Hareketi” olarak bilinen “Fethullah Gülen” grubu bir anda hükümet ve hükümeti temsil eden iktidar partisince kesinleşmiş yargı kararı olmadan bir anda “Fethullahçı Terör Örgütü(FETÖ)” olarak ilan edilmiştir. Akabinde bu yapı ile bir şekilde irtibatı olduğu düşünülen kişi ve kurumlarda bu yapı ile birlikte geçmişe dönük olarak terörist olarak kabul ve ilan edilip geçmişte olan bir kısım tamamen hukuki söz, eylem ve faaliyetlerinden dolayı suçlu muamelesine tabi tutulmuştur. Hâlbuki yukarı dada ifade ettiğimiz gibi hukukî güvenlik ilkesi ise, herkesin tabi olacağı hukuk kurallarını önceden bilmesi, tutumunu ve davranışlarını buna göre güvenle düzene koyabilmesi anlamına gelir.
Dostları ilə paylaş: |