Dış lastik bak lastik



Yüklə 2,3 Mb.
səhifə133/324
tarix03.01.2022
ölçüsü2,3 Mb.
#48986
1   ...   129   130   131   132   133   134   135   136   ...   324
Dilâçar, Agop, asıl soyadı martayan (d. 22 Mayıs 1895, İstanbul - ö. 12 Eylül 1979, İstanbul), Türk dilbilimci ve ansiklopedici. Robert Kolej'i bitirdikten (1915) sonra yedeksubay olarak I. Dünya Savaşı'na katıldı. Savaştan sonra İstanbul'a

Dilâçar


Ara Güler


döndü. Robert Kolej'de öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Sofya'da Svaboden Üniversitesi'nde eski Doğu dilleri ve Osmanlıca dersleri verdi. 1932'de 1. Türk Dil Kurulta- yı'na çağrıldı; 2. Kurultay'dan (1934) sonra da Türk Dil Kurumu başuzmanlığına getirildi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi'nde dilbilim tarihi ve genel dilbilim dersleri okuttu (1936-50). 1942-60 arasında Türk Ansiklopedisi'nde başdanışmanlık ve başredaktörlük yaptı. Dilâçar, Türk Diline Genel Bir Bakış (1964) adlı yapıtında Türkçenin ilk yazılı ürünlerden başlayarak yayılımını, başlıca lehçelerinin yapısını ve özelliklerini örnekleriyle açıkladı. Dil, Diller ve Dilcilik'te (1968) bir iletişim aracı olan dilin sistemini, türeyişini, türlerini, işleyişini, dil akrabalıklarını inceleyerek dünya dillerini ve dilcilik tarihini genel çizgileriyle tanıttı. Türk Ansiklopedisi'nâz, Türk Dili dergisinde, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten'de pek çok incelemesi yayımlanan Dilâçar'ın öteki ya-'

Dilâver Paşa Nizamnamesi 152

pıtları arasında Devlet Dili Olarak Türkçe (1962), Thomsen (1963), Türkiye'de Dil Özleşmesi (1965), Kutadgu Bilig incelemesi (1972), Anadili ilkeleri ve Türkiye Dışındaki Başlıca Uygulamalar (1978) sayılabilir.

Dilâver Paşa Nizamnamesi, tam adı



ereğli maden-1 hümayunu idaresinin nizamnamesi, Osmanlı Devleti'nde kömür madeni ocaklarında çalışanlarla ilgili düzenlemeler getiren ve 1867-1921 arasında uygulanan yönetmelik. İşçileri koruyucu nitelikte hükümler taşıyan ilk hukuksal metin olarak dönemine göre ileri yanlar taşımakla birlikte, çalışma yükümlülüğü getiren bir belgedir.

Osmanlı Devleti'nde 1800'lerin ortalarına değin madenlerde çalışanların çeşitli haklarına ilişkin düzenlemeler şer'i hükümlerle yürütülmekteydi. "Madenciyan taifesi" olarak nitelendirilen yeraltı maden işçileri genellikle maden bölgesindeki yerleşim birimlerinde oturan halktan oluşuyor ve bu meslek babadan oğula devrediliyordu. Değişik dönemlerde çıkarılan fermanlarla, çalışanların ücretleri belirleniyor, kimi zaman da bu ücret aynî olarak ödeniyordu. Karadeniz Ereğlisi'nde taşkömürü bulunmasından sonra, Abdülmecid'in fermanıyla bu bölge Hazine-i Hassa arazileri arasına alındı. Bir süre sonra buradaki ocakların işletmesi Galata bankerlerinin kurduğu bir kumpanyaya verildi ve yapılan anlaşmaya göre çıkarılan kömür, donanmanın ihtiyacını karşılamak üzere Bahriye Nezareti'ne bırakıldı. Ama Kırım Savaşı çıkınca havzada kömür çıkarma yetkisi savaş süresi boyunca İngilizlere verildi. Savaştan sonra havzanın yönetiminin yeniden Hazine-i Hassa'ya geçmesine karşın, kötü işletmecilik yüzünden kömür üretiminde düşüş başladı. Bu arada havzada çalışanların çalışma koşullan da şikâyetlere neden oluyordu. Aynı dönemde Osmanlı Devleti'nde bazı yasal düzenlemelere gidildi. 1858'de çıkanlan Arazi Kanunnamesi, madenlerin mülkiyeti konusunda yeni hükümler getirirken, 1869'daki Maadin Kanunu da madenlerde çalışanların ilişkilerini düzenleyerek zorunlu çalışmayı yasakladı. Ereğli kömür havzasındaki yönetim 1865'te doğrudan Bahriye Nezareti'ne devredildi. Bu dönemde Bahriye Nezareti adına havzaya atanan Dilâver Paşa bölgede yaptığı iki yıllık bir araştırmadan sonra kendi adıyla bilinen nizamnameyi hazırladı. Yedi bölüm ve yüz maddeden oluşan nizamname ocaklann yönetim biçimlerini saptıyor, işletme hakkını yeniden düzenliyor ve çıkarılan kömürün alım-satımını belirli esaslara bağlıyordu. Nizamnamenin 21. maddesi Ereğli sancağındaki 14 köy ahalisinden 13 ile 50 yaş arası sağlam erkeklere her yıl 6 ay süreyle ocaklarda çalışma yükümlülüğü getiriyordu. Buna karşılık 29. madde günlük çalışma süresini 10 saate indiriyor, 56. madde Müslüman işçilere bayramlarda, Hıristiyan işçilere ise Paskalya Yortusu'nda tatil yapma olanağı tanıyor, 68. madde işçilerin yiyecek ve öbür gereksinimlerinin bedeli karşılığında ocak sahiplerince karşılanacağını hükme bağlıyordu. 82. madde işçilerin ocak dışında özel işlerde çalıştırılmalarını yasaklarken, 30. madde işçilerin sağlık sorunlarına el atarak hastalanan işçinin tedavi edilmesini öngörüyordu.

10 Eylül 1921'e değin yürürlükte kalan nizamnamenin yerine aynı tarihte getirilen Havza-ı Fahmiye Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun'la havzadaki çalışma koşulları yeniden düzenlendi, angarya kalktı ve ocaklarda 18 yaşından küçüklerin çalışması yasaklandı.


Yüklə 2,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   129   130   131   132   133   134   135   136   ...   324




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin