Eğitim Bilimlerinde ki yeni yaklaşımlar, öğrenme-öğretme sürecinde kullanılan yöntem ve tekniklerdeki gelişmeler, ölçme ve değerlendirme anlayışının değişmesi,
Eğitimde kalite ve eşitliği artırma ihtiyacı,
Ekonomiye ve demokrasiye duyarlı bir eğitim ihtiyacı,
Bireysel ve ulusal değerlerin küresel değerler içinde geliştirilmesi ihtiyacı,
Bireysel ve ulusal değerlerin küresel değerler içinde geliştirilmesi ihtiyacı,
Temel eğitimin sekiz yıla çıkarılmasıyla, ilköğretimde uygulanan programların bir bütün olarak sekiz yıla uyumlu hale getirilmesi, paralelliğinin sağlanması ihtiyacı,
Temel eğitim programlarının geliştirilmesinde esas alınan yapılandırmacı yaklaşımın, ortaöğretim programlarına da yansıtılması, aynı anlayışla ele alınıp geliştirilmesi ihtiyacı,
Ortaöğretimde öğrenim süresinin 3 yıldan 4 yıla çıkarılmasıyla mevcut öğretim programlarının 4 yıla göre yeniden hazırlanması ve 4 yıllık eğitime uyumlu hale getirilmesi ihtiyacı,
Yatay eksende dersler arası ve dikey eksende her bir dersin kendi içinde kavramsal bütünlük sağlaması zorunluluğu,
alan/dal uygulamalarının yaygınlaştırılması alan/dallarda uygulanan eğitim programlarının içeriğinin üniversitelerde uygulanan programlarla ve meslek hayatının gerektirdiği yetkinliklerle uyumlu hale getirilmesi ihtiyacı
alan/dal uygulamalarının yaygınlaştırılması alan/dallarda uygulanan eğitim programlarının içeriğinin üniversitelerde uygulanan programlarla ve meslek hayatının gerektirdiği yetkinliklerle uyumlu hale getirilmesi ihtiyacı
Ortaöğretim projesi kapsamında ortaöğretim programlarının yeniden yapılandırılarak, AB ile uyumlu hale getirilmesi ihtiyacı,
PISA, TIMMS, PIRLS gibi uluslar arası öğrenci başarılarının değerlendirilmesine yönelik yapılan sınav sonuçlarının istenilen nitelikte olmaması,
Tüm bu gerekçelerle ortaöğretim programları Yapılandırmacı Yaklaşım esas alarak yeniden hazırlanmış ve 2005-2006 öğretim yılından itibaren kademeli bir şekilde uygulamaya konulmuştur.
Tüm bu gerekçelerle ortaöğretim programları Yapılandırmacı Yaklaşım esas alarak yeniden hazırlanmış ve 2005-2006 öğretim yılından itibaren kademeli bir şekilde uygulamaya konulmuştur.
Öğrenmeyi bireyle bilginin arasındaki etkileşim sonucu kişinin davranışlarındaki değişiklik olarak gören, şartlanma davranışı ve istenen tepkiyi yaratmak için çevreyi değiştirmeyi vurgulayan bir yaklaşımdır.
Bu yaklaşımda eğitim-öğretim faaliyetleri;
Bu yaklaşımda eğitim-öğretim faaliyetleri;
Öğrenme, çoğunlukla öğretmenin yönlendirdiği ve kontrol ettiği, öğrencinin alıcı durumunda olduğu,
Derslerin öğretmenin anlatımları ile yürütüldüğü ve derslerin yapısının yoğun bir şekilde kitaplara dayandığı,
Öğretmenlerin bilgi kanalları olarak çalıştığı ve öğrencilere düşüncelerini ve bilgilerini transfer etmeye çalıştığı,
bir süreç olarak işlemektedir.
Eski programlarda hedefler (yeni programlardaki adıyla kazanımlar) aşamalı olarak sınıflandırılmaktaydı. Kazanımların aşamalı olarak sınıflandırılmasında yaygın olarak kabul edilen görüş Bloom ve arkadaşlarının örgütledikleri ve “Bloom (blum) Taksonomisi” olarak adlandırılan sınıflandırmadır. Bu sınıflandırmada hedefler kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru sıralanmıştı. Bloom’un Taksonomisinin 3 alanı vardır:
2005-2006 öğretim yılından itibaren MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ve Ortaöğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan komisyonlar tarafından ortaöğretim programlarının yenilenmesi, geliştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır.
“Bilginin en önemli özelliği insanların kendileri tarafından yapılandırılmasıdır.”
“Bir şeyi bilen onu açıklayabilendir”
Bu terim bilginin öğrenci tarafından yapılandırılmasını ifade eder. Her öğrenci öğrenirken, anlamı, bireysel ve sosyal olarak yapılandırır.
Bu terim bilginin öğrenci tarafından yapılandırılmasını ifade eder. Her öğrenci öğrenirken, anlamı, bireysel ve sosyal olarak yapılandırır.
Esasen öğrenme dediğimiz şey, bu anlamlandırma ya da anlam yapılandırma sürecidir.
Saban, (2000)
Öğretme değil öğrenme ön plandadır.
Öğrencinin özerkliği ve girişimciliği cesaretlendirilir.
Öğrencide öğrenme istek ve amacı yaratmak önemlidir.
Öğrenmede tahmin etme, yaratma ve analiz önemli yer tutar.
Öğrenme, dışarıda var olan bilginin pasif bir şekilde kabullenişi değildir.
Öğrenci sürekli bir şeyler yapma ihtiyacındadır ve öğrenme, öğrencinin sürekli çevresi ile meşgul olmasını gerektirir.
Öğrenme hem anlam yapılandırmayı hem de anlama sistemlerinin yapılandırılmasını içerir. Örneğin: tarihsel olayların kronolojisini öğrendiğimizde aynı zamanda kronolojinin anlamını da öğreniriz.
Yapılandırdığımız her anlam, benzer bir duruma uyan diğer durumlara daha iyi bir anlam verebilmemizi sağlar.
Anlam yapılandırma, akılda meydana gelir. Fiziksel hareketler deneyimler özellikle çocuklarda, öğrenme için gerekli olabilir fakat yeterli değildir.
Ellerimizi olduğu kadar zihnimizi de meşgul edecek etkinlikler yapmalıyız.
Kullandığımız dil, öğrenmeyi etkiler. Araştırmacılar insanların öğrenirken kendi kendilerine konuştuklarını işaret etmişlerdir.
Geleneksel eğitim öğreneni bütün sosyal etkileşimlerden ayrı tutarak eğitimi öğrenenle öğreniler materyaller arasında bire bir ilişki olarak görmektedir.
Geleneksel eğitim öğreneni bütün sosyal etkileşimlerden ayrı tutarak eğitimi öğrenenle öğreniler materyaller arasında bire bir ilişki olarak görmektedir.
Yapılandırmacı görüş, öğrenmenin sosyal yönünü kabul etmektedir. Etkileşimi ve bilginin kullanımını öğrenmenin önemli öğeleri olarak görür.
Öğrendiklerimiz hayatımızın geri kalan kısımlarından kopuk olarak soyut bir düzlemde gerçekleşmez. Bildiklerimiz, inançlarımız, korkularımız ve önyargılarımız öğrenmemizi etkiler. Öğrenmemizi yaşantılarımızdan ayrı tutamayız.
Yeni bilgiyi, üzerine inşa edeceğimiz önceki bilgilerden geliştirdiğimiz bazı yapılar olmaksızın özümsemek mümkün değildir.
Ne kadar biliyorsak o kadar öğreniriz.
Bu nedenle öğrenmesini istediğimiz kişilerin ön öğrenmesini harekete geçirerek işe başlamalıyız.
Anlamlı öğrenme için fikirleri yeniden gözden geçirmeye, üzerinde iyice düşünüp taşınmaya, onlarla oynamaya ve onları kullanmaya gereksinim duyarız ve bu da zaman alır.
Bilgi ve bilmenin doğasına ilişkin bildiklerimiz eğitim durumlarını düzenlememiz için bir temel sağlar. Eğer öğrencilerin pasif olarak bilgiyi aldıklarına inanırsak öğretimde öncelik bilginin aktarımı olacaktır.
Bilgi ve bilmenin doğasına ilişkin bildiklerimiz eğitim durumlarını düzenlememiz için bir temel sağlar. Eğer öğrencilerin pasif olarak bilgiyi aldıklarına inanırsak öğretimde öncelik bilginin aktarımı olacaktır.
Eğer öğrencilerin bilgiyi alırken kendi bilgisini de ürettiğini düşünürsek anlama ve anlam geliştirme üzerine odaklanırız.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı geleneksel eğitim anlayışından radikal bir şekilde ayrılmaktır.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı geleneksel eğitim anlayışından radikal bir şekilde ayrılmaktır.
Amaç, kişinin bilgiyi özümsemede aktif rol oynayarak onu kendi zihinsel şemalarında yerli yerine oturtabilmesidir.
Öğrencinin okulda aldığı bilgileri gerçek hayata uyarlayabilmesi, bir takım bilgi parçalarını ezberlemesinden daha değerlidir.
Öğretmenlerin öğretim programlarını sabit değişmeyen yapılar, kendilerini de bilginin yegane kaynağı olarak görmeleri yerine hem öğretim programlarını hem ders işleme yöntemlerini sürekli analiz etmelerini gerektirir.
Aktif olarak bilginin yapılandırılmasıdır,
Aktif olarak bilginin yapılandırılmasıdır,
Şu anki ve geçmiş bilgiye dayalı kavramların ya da fikirlerin inşa edilmesidir.
Birey tarafından bir etkileşime girilen dünyanın yorumlanması sürecidir.
Öğrenenin etkin rol aldığı yapılandırmacı öğrenmede, okumak ve dinlemek yerine tartışma, fikirleri savunma, hipotez kurma, sorgulama ve fikirleri paylaşma gibi katılım yoluyla öğrenme gerçekleşir.
Yapılandırmacı öğrenme, öğrenen merkezliolduğu için, öğrenciler tüm öğrenme süreçlerine etkin biçimde katılarak, yani konuşarak, yazarak, tartışarak, geçmiş yaşantılarıyla bağlantı kurarak, edindiği bilgileri günlük yaşama uygulayarak, sorun çözerek ve bağımsızca düşünerek öğrenirler.
Yapılandırmacı öğrenme, öğrenen merkezli olduğu için, öğrenciler tüm öğrenme süreçlerine etkin biçimde katılarak, yani konuşarak, yazarak, tartışarak, geçmiş yaşantılarıyla bağlantı kurarak, edindiği bilgileri günlük yaşama uygulayarak, sorun çözerek ve bağımsızca düşünerek öğrenirler.