KİZİROĞLU MUSTAFA BEY
Bir atı var Alapça peh peh peh
Mecel vermez kır’at kaça hey hey hey
Az kaldı ortamdan biçe
Ağam kim paşam kim
Nigar kim hanım kim
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu
Hay edende haya teper peh peh peh
Huy edende huya teper hey hey hey
Köroğlu’nu suya teper
Ağam kim paşam kim
Nigar kim hanım kim
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu
Bir fendile geldi geçti peh peh peh
Kiziroğlu Mustafa Bey hey hey hey
Hışmı dağı deldi geçti
Ağam kim paşam kim
Nigar kim hanım kim
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu
Köroğlu
CEZAYİR TÜRKÜSÜ
Cezayir’in harmanları savrulur
Savrulur da sağ yanına devrilir
Eller annem der de başım çevrilir
Çelenleri mermer taşlı Cezayir
Güzelleri hilal kaşlı Cezayir
Cezayir’in menekşesi top biter
Arasında da eğilim ot biter
Bu ayrılık annem bize çok gider
Çelenleri mermer taşlı Cezayir
Güzelleri hilal kaşlı Cezayir
Cezayir’in de yüksek olur evleri
İçindedir ağaları beyleri
Türkçe bilmez de Arapçadır dilleri
Çelenleri mermer taşlı Cezayir
Güzelleri hilal kaşlı Cezayir
Cezayir’in gemileri yağlanır
Yağlanır da iskeleye bağlanır
Eller annem der de yüreğim dağlanır
Çelenleri mermer taşlı Cezayir
Güzelleri hilal kaşlı Cezayir
Kuloğlu
Taşlama
Bir kimseyi yermek veya toplunun bozuk yönlerini iğneleyici bir dille eleştirmek için yazılan şiir. Halk edebiyatı nazım türüdür. Örnek:
Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil dert belli değil
Fark eyledik âhir vaktin yettiğin
Merhamet çekilip göğe gittiğin
Gücü yeten soyar gücü yettiğin
Papak belli değil Kürt belli değil
Adalet kalmadı hep zulüm doldu
Geçti su baharın gülleri soldu
Dünyanın gidişi acayip oldu
Koyun belli değil kurt belli değil
Başım ayık değil kederden yastan
Ah ettikçe duman çıkıyor baştan
Harâba yüz tuttu bezm-i gül-istan
Yayla belli değil yurt belli değil
Çark bozulmuş dünya ıslah olmuyor
Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor
Aşık Ruhsat dediğini bilmiyor
Yazı belli değil hat belli değil
Ruhsatî
Tekerleme
Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz... saçma sapan söz... eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen tekerleme masal, hikaye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir. Çokluk çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek, konuşma kabiliyeti kazanmak, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. Masal tekerlemesi, oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler. Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine XI. yüzyıldan itibaren rastlanır. Divanü Lügati’t Türk’te bazı tekerlemeler yer alır: Örnek:
Yağ yağ yağmur
Tarlada çamur
Teknere hamur
Ver Allahım ver
Sellice yağmur
Evvel zaman içinde
Kalbur zaman içinde
Deve tellal iken
Sinek berber iken
Ben annemin babamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
O yalan bu yalan
Fili yuttu bir yılan
Bu da mı yalan...
Dostları ilə paylaş: |