Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi
185
Yetişkin Tek Çocukların
Çocukluk, Ergenlik ve
Yetişkinlik Dönemi Deneyimleri ile Kişilerarası
İlişkileri
*
Metin KOCATÜRK
**
Atıf icin:
Kocatürk, M. (2021).
Yetişkin tek çocukların çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemi deneyimleri ile
kişilerarası ilişkileri.
Journal of Qualitative Research in Education
, 25, 185-203.
doi: 10.14689/enad.25.8
Öz: Tek çocukların kendine özgü bir yaşam şekli içinde yetiştiği,
psikososyal deneyimleri bakımından kardeşli çocuklardan farklılaştığı öne
çıkmaktadır. Bu araştırmada yetişkin tek çocukların
psikososyal
deneyimleri
bağlamında
tek
çocukluk
deneyimlerinin
nasıl
anlamlandırıldığı, kişilerarası ilişkilerde tek çocuk olma yaşantılarının
nasıl şekillendiği ele alınmıştır. Ayrıca tek çocuk olma deneyimleri
çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemi kıyaslaması ile değerlendirilmiştir.
Bu araştırma nitel araştırma türlerinden fenomenolojik araştırma
deseninde gerçekleştirilmiştir. Yaşları 20-26 arasında değişen yetişkinlik
dönemindeki 5 kadın 5 erkek olmak üzere toplam 10 tek çocuk ölçüt
örnekleme tekniği ile belirlenmiştir. Katılımcılarla yapılan yarı-
yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen veriler yorumlayıcı
fenomenolojik analiz ile incelenmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen
bulgular doğrultusunda tek çocuk olma
deneyimlerinin yetişkinlik
döneminde nasıl anlamlandırıldığına ilişkin bir çerçeve yapılandırılmıştır.
Araştırma sonucunda oluşan üst temalar; tek çocuk olmak, aile
ilişkilerinde tek çocuk, arkadaşlık ilişkilerinde tek çocuk ve tek çocuk
deneyimlerinde önce ve şimdi karşılaştırması başlıklarında incelenmiştir.
Tek çocuk olma deneyimlerinden hareketle tek çocukların
ebeveynlik
süreçleri araştırılabilir.
Anahtar Kelimeler: Tek çocuk, kişilik özellikleri, kişilerarası ilişkiler,
yorumlayıcı fenomenolojik analiz.
Makale Hakkında
Gönderim Tarihi: 17.12.2019
Düzeltme Tarihi: 10.01.2021
Kabul Tarihi: 22.01.2021
© 2021 ANI Yayıncılık. Tüm hakları saklıdır
*
Bu çalışmanın bir kısmı 6. Uluslarası Avrasya Eğitim Araştırmaları Kongresinde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
**
Sorumlu Yazar:
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Türkiye, metin.kocaturk@istanbul.edu.tr
Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi
186
Giriş
Bebeklik döneminden yetişkinlik dönemine kadar ailede kardeşi veya akranı olmadan
büyüyen ve yetişen çocuklar tek çocuk olarak tanımlanmaktadır (Falbo ve Polit, 1986).
Tek çocuk olmak günümüzde yaygın bir olgudur. Nitekim Avrupa Birliği ülkelerinde
2016 yılı verilerine göre tek çocuklu ailelerin oranı %47, iki çocuklu ailelerin oranı
%40, üç ve daha fazla çocuklu ailelerin oranı ise %13’tür (Avrupa Komisyonu, 2016).
Türkiye’de de tek çocuklu ailelerin sayısı hakkında istatistiksel olarak net bilgi olmasa
da tek çocuklu ailelerin sayısının giderek arttığı gözlenmektedir. Ebeveynler ekonomik
etkenler,
mesleki kariyerde ilerleme, fizyolojik durumlar ve çocuk bakımının getirdiği
sorumluluklar bakımından tek çocuğa sahip olmayı tercih edebilmektedir (Rosen,
2001; Weinlein, 2000). Bu nedenlerden ötürü tek çocuklu ailelerin sayısı giderek
çoğalmakta ve tek çocuk olma olgusu farklı yaşantıları barındıran bir hal almaktadır.
Tek çocuk olarak büyümek kendine özgü gelişim özellikleri barındıran bir süreçtir.
Çocukluk ve ergenlik döneminde bütün ilginin tek bir çocuğa gösterilmesi tek çocukluk
deneyiminde ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte ailenin ekonomik,
sosyal ve
duygusal bütün kaynaklarını tek bir çocuğa yöneltmesi de söz konusudur (Falbo,
2012). Ebeveynlerinin odağında olan tek çocukların akademik olarak kardeşi olanlara
göre daha başarılı olduğu belirtilmektedir (Chen ve Liu, 2014). Diğer yandan
ebeveynlerin aşırı korumacı yaklaşımları, aşırı müsamahaları ve disiplin konusundaki
yetersizlikleri nedeniyle tek çocukların şımartılmış olabileceği, paylaşım konusunda
yetersiz olacağı, yalnızlık
yaşayabilecekleri, sosyal beceriler yönünden yetersiz
olabilecekleri ve mükemmeliyetçi bir anlayışa sahip olabilecekleri ifade edilmektedir
(Mickus, 1994; Roberts ve Blanton, 2001; Rosen, 2001). Bu noktada ebeveynlerin tek
çocuklarıyla sosyal etkileşimlerinde kullandıkları yaklaşımlar öne çıkan bir durum
olarak dikkat çekmektedir. Ebeveynlerin tek çocuklarına sergilediği tutumlar onların
gelişim sürecini etkilemektedir. Tek çocukların deneyimlerinde ortaya çıkabilecek bu
durumlarda ebeveyn yaklaşımlarının veya tutumlarının belirleyici olabileceği
düşünülmektedir.
Tek çocukların kişilerarası ilişkileri kapsamında ebeveynleriyle ilişkilerinin yanında
arkadaşlık ilişkilerine dair açıklamalar mevcuttur. Ebeveynlerin tek çocuklarına karşı
gösterdiği tutumlarda ortaya çıkan aşırılıklar veya dengesizlikler nedeniyle tek çocuklar
sosyal ilişkilerinde çatışma yaşayabilmektedir (White, 2004).
Bununla birlikte tek
çocukların kişilerarası uyumda zorluk yaşadıkları, sosyal becerilerde zayıflık
gösterdikleri ve akranları tarafından sosyal ortamlardan izole edildiklerine ilişkin
düşünceler bulunmaktadır (Falbo, 2012). Diğer yandan kardeşlerin sosyal gelişime
katkı sağladığı fakat tek çocukların sosyal becerilerinin kardeşli çocuklara göre daha
zayıf olmadığı da belirtilmektedir (Bobbitt-Zeher ve Downey, 2013). İlgili literatür göz
önünde bulundurulduğunda, tek çocukların sosyal ilişkilerinin seyrini içinde
bulundukları bağlamın belirlediği düşünülebilir. Ayrıca tek çocukların ebeveynleriyle
olan ilişkisinde ortaya çıkan
unsurlar, akran ilişkilerindeki deneyimlerine
yansıyabilmektedir.