Bu bir yaygınlık, bir farklılık, bir eşitsizlik arzetse de, fabrikalarda öne çıkıp doğal öncü konumuyla bu mücadeleyi sürüklemeyen, ama başka yerlerden politizasyonuyla da politikaya belli bir ilgi taşıyan kendi içinde bir kitle var. Bu bir veri. Söylenen, bu anlama geliyor. Bu, sınıfın değişik kesimlerini değişik biçimlerde kesiyor.
Hatta bu öyle oluyor ki, politikaya ilgili oluyor sözde bu insanlar, ama fabrikanın sorunlarına ilgisiz oldukları için, fabrikadaki belli hareketliliklerin kenarında kalabiliyorlar. Hele tek tek fabrikaları değil de sınıf hareketinin genelini kesen bir olguysa bu, bizim aslında sancısını çektiğimiz, sıkıntısını çektiğimiz de birşey. Biz, demir-çelik fabrikalarında gidiyoruz, solcu işçiler buluyoruz, ama bunlar MHP veya RP’ye eğilimli bir işçi kadar o fabrikanın sorunlarında öne çıkıp da mücadeleyi sürükleyemiyor. Biz bu iki dinamiği nasıl birleştireceğiz diye tartışıyoruz.