Öğrenci Başarısının Tanınması ve Ödüllendirilmesi
Öğretimin ve öğrencinin değerlendirilmesi sonucu öğrenci başarılarının okul, sınıf, aile, çevre tarafından tanınması, başarının sürekliliği ve başkalarının başarısı için gereklidir. Öğrenciler, her şeyden önce başarılarının sınıf ve okul ortamında tanınmasını, bilinmesini ve ödüllendirilmesini bekler. Okul müdürü, başarılı olan öğrencilerin okul ve sınıf ortamında, öğrenciler ve öğretmenler tarafından tanınmasını, böylece başarılı olan öğrencilerin diğerleri için rol modeli olmasını sağlayabilir. Örgütler, amaçlarını gerçekleştirirken değişik mekanizmalar kullanırlar. Bunlar arasında ödül, ceza, denetim, değerlendirme gibi mekanizmalar sayılabilir. Yönetimde yasal güç kullanımını asgariye indirerek sorumluluklara ağırlık veren örgütlerde ise doğrudan denetime daha az yer verilmekte, bunun yerine daha çok performansın değerlendirilmesine önem verilmektedir. Öğrenciler, her şeyden önce akademik başarılarının okulun bütününden çok önce bulundukları sınıfta tanınmasına ve bilinmesine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle yönetici, sınıf ve okul içinde ödül sistemlerini uyumlaştırarak dengeli bir biçimde kullanmasını sağlamalıdır (Şişman, 2002, 94)
Çalışanların Başarılarının Ödüllendirilmesi
İnsanlar, başarılarının başkaları tarafından tanınmasından, bilinmesinden ve takdir edilmesinden mutlu olurlar. Ödüllendirilen başarılar, başarının pekiştirilmesi yanında çalışanların motivasyonu ve morali açısından önemlidir. Ödül denilince çalışanların sadece maddi ödülleri ve ödüllendirilmesi anlaşılmamalıdır. Kaldı ki bu anlamda Türkiye'de okul yöneticilerinin ödül yetkileri son derece sınırlıdır. Ancak başarılı çalışanların hiç olmazsa yazılı ya da sözlü olarak takdir edilmesi, başarılı insanlara birtakım komplimanlarda bulunma, yöneticiler için pek de külfetli bir iş olmasa gerekir. Grup halinde gerçekleştirilen başarıların tanınması, bilinmesi, kutlanması, onların okula bütünleşmeleri yönünden önemlidir (Şişman, 2002, 94).
MEB Yasal Ödül Çalışmaları
Millî Eğitim Bakanlığında yürütülen kalite çalışmalarında, 03 Ocak 2005 tarih ve 2/706 sayılı makam onayı ile yürürlüğe giren “MEB Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları Ödül Yönergesi” ile yeni bir aşamaya gelinmiştir. Bu aşamaya kadar gelinen yer basamaklaması MEB tarafından şu şekilde açıklanmaktadır (Çetin ve Vural, 2005, 32).
“Bakanlığımızda yürütülen Toplam Kalite Yönetimi (TKY) çalışmaları düzenli olarak izlenmekte ve değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme çalışmalarında TKY uygulamalarının önündeki engeller belirlenmekte ve bu engelleri ortadan kaldıracak yeni strateji ve uygulamalar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Değerlendirme çalışmalarında ortaya çıkan eksikliklerden biri, iyi uygulamalarla öne çıkan okul/kurum ve ekipleri tanıma/takdir eksikliğidir. Bu tespit, hem Bakanlıkça yapılan değerlendirmelerde, hem de Bakanlık dışı kişi ve kurumlarca yapılan değerlendirmelerde ortaya çıkmaktadır. Ayrıca il TKY formatörleri ile yapılan “TKY Uygulamaları Değerlendirme Toplantılarında” da ödüllendirme sisteminin olmayışı bir eksiklik olarak dile getirilmiştir. Bu yönergenin yürürlüğe girmesi en azından kurum ve ekip düzeyindeki tanıma ve takdir eksikliğini giderecektir. Ödül sürecinde her yıl 6.500 civarında okul/kurum ve ekibin ilçe ve il düzeyinde, 20 okul/kurum ve ekibin Bakanlık düzeyinde ödüllendirileceği dikkate alınırsa, oldukça yaygın bir ödüllendirme sisteminin uygulamaya konulduğu söylenebilir (Çetin ve Vural, 2005, 32).
Yeni yönetim yaklaşımları, bireylerin performansı kadar kurum ve ekiplerin performansının da ölçülmesi üzerinde hassasiyetle durmaktadır. Kamu kurumlarında birey performansını ölçen ve değerlendiren bir sistem bulunmakla birlikte kurum ve ekiplerin performansını ölçen, değerlendiren bir sistem bulunmamaktadır. Bu yönerge ile Türk kamu yönetiminde bir ilk uygulama yani ekip ve kurum performansının, bir başka ifade ile kalitesinin ölçülebileceği bir sistem getirilmiş olmaktadır (Çetin ve Vural, 2005, 32).
Bakanlığımızda yürütülen TKY çalışmaları kapsamında bazı iller ekip ve kurum performansını ölçen, değerlendiren ve bu kapsamda ödüllendiren bir sistem tasarlayarak uygulamaya koymuşlardır. Birbirinden bağımsız yürütülen bu çalışmalar yönergeyle disipline edilmiş ve ülke genelinde değerlendirmede aynı kriter ve göstergeler kullanılarak, değerlendirmenin geçerlik ve güvenirliği de bir anlamda sağlanmış olmaktadır. Aynı zamanda, yönerge ekinde yer alan değerlendirme formaları ve hazırlık çalışmaları sürdürülen “Ödül El Kitabı”nda açıklanacak puanlandırma sistemi ile ülke geneli için bir değerlendirme sistemi geliştirilmiş olmaktadır (Çetin ve Vural, 2005, 33).
Bakanlığımız 2001-2005 Çalışma Planının 5/10 sıralı çalışma konusu ile Personel Genel Müdürlüğüne, “Bakanlık merkez ve taşra teşkilâtı ile bağlı birimlerin öz değerlendirmesinde ve kurumsal performansın ölçülmesinde kullanılacak, uluslar arası kabul görmüş model ve tekniklerden de yararlanarak, bir öz değerlendirme modelinin geliştirilmesi ve geliştirilen modelin sisteme uyarlanması” görevi verilmiştir. Bu yönerge kapsamında geliştirilen değerlendirme formları, başta Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) tarafından geliştirilen “Mükemmellik Modeli” olmak üzere, uluslar arası kabul gören ve dünya genelinde yaygın kullanılan model ve standartlar esas alınarak geliştirilmiştir. Bu çalışma ile Bakanlık Çalışma Planında Personel Genel Müdürlüğüne verilmiş bir görev de yerine getirilmiş olmaktadır (Çetin ve Vural, 2005, s.33)
Değerlendirme ve Ödüllendirme Süreci
Değerlendirme ve ödüllendirme “Yılın Kaliteli Ekibi” ve “Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu” olmak üzere iki kategoride gerçekleştirilecektir. “Yılın Kaliteli Ekibi” kategorisinde, iyileştirme takımlarının (problem çözme ekipleri/kalite çemberleri vb.) yaptıkları iyileştirmelerin, “Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu Kategorisi”nde ise okul ve kurumların kalitesinin değerlendirilip ödüllendirilmesi hedeflenmektedir. Bu yönüyle hayatın gerçeklerinden olan rekabet yoluyla kalite ve verimliliğin sağlanmasında önemli bir yeri olan rekabet bilinci ve kültürünün geliştirilmesi de sağlanmış olacaktır (Çetin ve Vural, 2005, 33).
Değerlendirmeler; ilçe, il ve Bakanlık olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilecektir. Süreç; okul/kurum ve ekiplerin ödül için ilçe millî eğitim müdürlüğü kalite kuruluna başvurması ile başlayacak, ilçe düzeyinde yapılacak değerlendirme sonucu her iki kategoride ilk üçe giren okul/kurum ve ekiplerin belirlenip ödüllendirilmesi ile ilk aşama tamamlanacaktır (Çetin ve Vural, 2005, 34).
İlçe millî eğitim müdürlükleri, dereceye giren okul/kurum ve ekiplerin raporlarını, il düzeyinde yapılacak değerlendirme için il millî eğitim müdürlüğü kalite kuruluna göndereceklerdir. Böylece ikinci aşama değerlendirme başlamış olacaktır. İl millî eğitim müdürlükleri kendilerine ulaşan başvuruları değerlendirerek il düzeyinde kalite ödülüne layık okul/kurum ve ekipleri belirleyerek ödüllendirecektir (Çetin ve Vural, 2005, 34).
Üçüncü aşama değerlendirme Türkiye’nin kaliteli okul/kurum ve ekiplerinin belirlendiği Bakanlık değerlendirmesidir. Bakanlık, il birincisi olan okul/kurum ve ekiplerin raporlarını değerlendirerek, saha ziyaretine kalma başarısını gösteren 10 okul/kurum ile 10 ekibi belirleyecek ve böylece Türkiye genelindeki değerlendirmenin birinci bölümü tamamlanmış olacaktır. İkinci bölümde finale kalan okul/kurum ve ekiplerin çalışmaları, yapılacak “saha ziyareti” ile yerinde görülüp tekrar bir puanlama yapılacaktır. Bu puanlama sonucu Türkiye genelinde kalite çalışmalarında dereceye giren okullar/kurumlar ile ekipler belirlenmiş olacaktır (Çetin ve Vural, 2005, 34).
Ödül Süreci İle İlgili Hazırlıklar
Ödül süreci başlamadan önce bazı hazırlıkların yapılması gerekmektedir. Hazırlık aşamasında yapılması planlanan çalışmalar kısaca şöyle özetlenebilir (Çetin ve Vural, 2005, 36).
Değerlendirici Eğitimi: Bakanlık merkez ve taşra teşkilâtında değerlendiriciler yetiştirilecektir. Bu kapsamda, Bakanlık merkezinden 40, taşradan ise 205 değerlendiricinin eğitimi, ödül takvimi işlemeye başlamadan tamamlanması için hazırlıklar hızla sürdürülmektedir. Taşrada değerlendirici olarak daha önce bu tür eğitimler alan il TKY formatörleri görev yapacak, ancak iller ihtiyaç duymaları hâlinde ilave değerlendiriciyi kendi imkanları ile yetiştirebilecektir.
Ödül El Kitabı: Ödüllendirme ile ilgili açıklamaların yer aldığı bir el kitabı hazırlanmaktadır. Bu kitapta rapor yazımında dikkat edilecek hususların yanında, her iki kategori için ayrı ayrı geliştirilen değerlendirme formları ile ilgili açıklamalar yer alacaktır. Hangi kriterin nasıl değerlendirileceği ve kriterlerin puan değerlerinin ne olacağı detaylı bir şekilde bu kitapta yer alacaktır. Hazırlıkları sürdürülen el kitabı çalışmasının da ödül takvimi işlemeden tamamlanması hedeflenmektedir.
Ödül el kitabının aynı zamanda bir kalite el kitabı veya kalite çalışmalarını yürüten eğitim kurumlarımıza kapsamlı bir kılavuz olması için başkaca konulara da yer verilmesi hedeflenmektedir. Bu anlamda zengin bir muhtevaya sahip olacağını söyleyebiliriz. El kitabında yer alacak bazı konu başlıkları şu şekilde sıralanabilir:
• TKY Felsefesi ve İlkeleri
• Stratejik Planlama
• Takım Çalışması
• Problem Çözme Yöntem ve Teknikleri
• Bireysel ve Kurumsal Performans Değerlendirme
• Ödüllendirme Süreci ve Formlara İlişkin Açıklamalar
Karşılaştırma Yapmak İçin Veri Tabanı: Değerlendirme sürecinde okul ve kurumlarımızdan sonuçlarını il ortalaması, Türkiye ortalaması ve en iyi eğitim kurumu ile karşılaştırmalı olarak göstermesi beklenmektedir. Bu karşılaştırmalar için gerekli verilere ulaşılabilmesi için Bakanlığımız Web sitesinde veri tabanı oluşturulacaktır. Ancak ilk yıl için sadece bazı illerden sonuçlar alınarak veri tabanı oluşturulacak, gelecek yıllarda ise ödül sürecinde dereceye giren okul ve kurumların sonuçları yansıtılarak, verilerin günceleştirilmesi sağlanacaktır. Veri tabanı oluşturma çalışmasının da ödül takvimi ilan edilmeden tamamlanması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Ödül Takvimi: Yönergede de belirtildiği gibi ödül süreci Personel Genel Müdürlüğü’nce hazırlanacak bir takvime göre işleyecektir. Bu takvimin hazırlanmasında, hazırlık çalışmaları kapsamında daha önce belirtildiği gibi okulların eğitim/öğretim takvimi vb. etkenler belirleyici olacaktır.
Değerlendirme Formları: Bilindiği üzere iki kategoride ödül verilecektir. “Yılın Kaliteli Ekibi” kategorisinde, iyileştirme takımlarının (problem çözme ekipleri/kalite çemberleri) yaptıkları iyileştirmelerin, “Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu Kategorisi”nde ise okul ve kurumların kalitesinin değerlendirilip ödüllendirilmesi söz konusu olacaktır. Yılın Kaliteli Ekibi Kategorisinde ekiplerin performansı aşağıda yer alan 10 kriter esas alınarak değerlendirilecektir. Bu kriterler şunlardır:
1. Seçilen problemin okul/kurum için önem derecesi (Öz değerlendirme sonuçları ile ilişkisi),
2. Problemin tanımlanmasındaki yeterlik,
3. Problem çözme tekniklerinin doğru ve yerinde kullanılma derecesi,
4. Problemin çözüm seçeneklerinin belirlenmesi ve seçimi,
5. Problemin çözümündeki yaratıcılık düzeyi,
6. Problemin çözümü için geliştirilen öneri/önerilerin uygulanabilirlik derecesi (gerçekleşme süresi, maliyeti, gereken işgücü vb.),
7. Çözüm önerisinin uygulanması için yapılan planlama (geliştirilen önerilerin nasıl hayata geçirileceği, uygulama sürecinde muhtemel risklere karşı alınan tedbirler, hedef ve standartlar ve bu hedef ve standartların ölçülebilirliği vb.),
8. Hedeflerin gerçekleşme derecesi/problemin çözümündeki başarı,
9. Çözümün okul/kuruma, hizmet götürülen kesime, çalışana vb. sağladığı katma değer,
10. Yapılan çalışmanın raporlama ve sunum kalitesi.
Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu kategorisinde kullanılacak değerlendirme kriterleri; başta Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) Mükemmellik Modeli olmak üzere çeşitli modeller ve önceki uygulamalardan edinilen deneyim doğrultusunda geliştirilmiştir. Bu model ise 9 ana kriter üzerine oturmaktadır. Bu ana kriterler:
• Yönetim ve Organizasyon,
• Planlama,
• İnsan Kaynakları Yönetimi,
• Maddî Kaynakların ve Bilgi Birikiminin Yönetimi,
• Süreç Yönetimi,
• Çalışan Memnuniyeti ile İlgili Sonuçlar,
• Öğrenci Memnuniyeti ile İlgili Sonuçlar,
• Veli Memnuniyeti ile İlgili Sonuçları
• Finansal Sonuçlar ile Temel Performans Sonuçları şeklinde sıralanmaktadır.
Her yıl tekrarlanacak bu değerlendirme ve ödüllendirme çalışmalarında, değerlendirme formları ve değerlendirme sistemi hakkında geri bildirimler alınacaktır. Bu geri bildirimler ışığında değerlendirme formları ve değerlendirme sistemi gözden geçirilerek, sürekli geliştirme ve güncelleme imkânı sağlanmış olacaktır (Çetin ve Vural, 2005, 40).
Gelinen bu noktada, yeni hedefimiz, belirlenen standartları yakalayan tüm okul ve kurumların belgelendirildiği bir “Kalite Güvence Sistemi” tasarlamak ve Avrupa’da kalite çalışmaları ile ödül alan ve marka olan okul ve kurumlar ortaya çıkarmaktır (Çetin ve Vural, 2005, 40).
SONUÇ
Eğitim uygulamalarında, hem öğrenme motivasyonunu sağlamak, hem öğrenciyi disipline etmek için kullanılan yöntemlerin başlıcası ne yazık ki ödüllendirme ve cezalandırma olarak karşımıza çıkarmaktadır. İlköğretimde yaygın bir uygulama olarak ödül diye şeker vb. şeyler verilmekte, ceza olarak dayak, köşede ayakta durma, teneffüse çıkmama vb. fiziksel cezalar öne çıkmaktadır. Oysa böylesi ödül ve ceza uygulamasında çocuğun öz denetim geliştirme yoluyla dengeli bir psiko-sosyal gelişim göstermesi mümkün değildir, çünkü bu uygulama tamamen dış denetime bağımlılık yaratıcı bir özellik taşımaktadır; çocuk, ceza uygulayıcı yanından uzaklaştığında bildiğini okumaya devam etmekte ve sadece ödüle bağlı olarak bir faaliyeti gerçekleştirerek, ödül verilmediği durumlarda edilgenleşmektedir (Aydın, 1998, 95).
İlk bakışta yaşamın ödüllerden ve cezalardan bağımsız olmadığı düşünülebilir; fakat, çocuğun evde ve okulda eğitimi sürecinde, neredeyse hiç cezaya başvurmadan, sabırlı bir iletişim kurarak, anlatarak/ikna ederek, yapılanların sonuçları gösterilerek ve diğer yandan çocuğun olumlu tutum ve yaklaşımlarını teşvik ederek, çocuğun hem okul içinde ve dışında yararlı faaliyetlere yönelik motivasyonunu sağlamak, hem de disipline olmasını, daha doğrusu öz denetim geliştirmesini sağlamak mümkündür. Bu süreç, elbette eğitmenlerle ebeveynlerin birbirleriyle tutarlı bir tavır oluşturmasıyla başarıya ulaşabilir. Böylesi bir yaklaşım, emek ister, zaman ayırmak ister, ama ilk bakışta zannedildiği kadar zor değildir.
Ödüllendirme ve cezalandırmanın işlevsizliğini görmemiz için, bazı sosyal, psikolojik, deneysel çalışmaların sonuçlarına bakmamız yeterlidir aslında.
Örneğin, bir deneysel çalışmada, kendi halinde oyuncaklarla oynamakta olan iki ayrı gruba iki farklı uygulama yapılmıştır. Birinci gruptaki çocuklara, oyuncaklarla oynadıkları için ödül verilmiş, diğer gruba ise hiçbir şey verilmemiştir. Belli bir süre sonra gözlemlendiğinde, oyuncakla oynamaları için ödül verilen grupta çocukların oyuncakla oynamayı bıraktıkları görülmüş, diğer grup ise, yani ödül verilmeyen grup, aynı isteklilikle oyuncaklarla oynamaya devam etmiştir (Aydın, 1998, 76).
Başka bir araştırmada okul öncesi çağdaki iki çocuk grubundan keçeli kalemlerle resimler çizmesi istenmiştir. Bu, herkesin bildiği üzere, çocukların çoğunun kendiliğinden ilgi duydukları bir uğraştır. Grupların birine bu faaliyeti yapmaları için ödül verilmiş, diğerine verilmemiştir. Ödül bekleyen grupta, çocuklar bu faaliyete ödül almak için katılmışlar; bu faaliyete katılanlara altın mühürlü ve kırmızı kurdelalı bir "İyi Oyuncu Ödülü" verilmiştir Ödülsüz gruptaki çocuklar ne bir ödül beklentisi içine girmişler ne de bir ödül almışlar, ancak diğer gruptaki çocuklarla aynı faaliyeti gerçekleştirmişlerdir. Haftalar sonra, çocuklar müdahale edilmeden gözlendiklerinde, ödül alan grubun resim çizmeye daha az ilgi gösterdiği görülmüş, ödül almayan grup ise, eksilmeyen ilgiyle resim çizmeye devam etmiştir (Can ve ark., 1998, 368).
Bu deneysel araştırmaların bize gösterdiği çok açık; ödüllendirme yerine, faaliyetin kendisini cazip kılabilmemiz ya da en azından çocuğun kendi merak ve ilgileri ile yürüttüğü faaliyetlere müdahale etmememiz gerekiyor. Oysa müdahale etmekten, üstelik de çocuğu bir dış denetim aracı olan ödüle boğmaktan geri durmuyoruz.
Farklı bir deneysel çalışmaya baktığımızda, bu kez bir gruptaki çocuklara oyuncaklarla oynamamaları için ceza uygulanmıştır. Diğer gruba ise, neden bu oyuncaklarla oynamamaları gerektiği anlatılmış, ikna edilmeye çalışılmış (örneğin neden oyuncak silahla oynamamaları gerektiği anlatılmış). Başlarında bir yetişkin yokken, bu iki grup gözlemlendiğinde, ceza uygulanan grupta, çocukların, oyuncaklarla tekrar oynamaya başladıkları görülmüş, diğer grupta ise çocuklar, başlarında yetişkin yokken de oynamamaya devam etmişlerdir (Can ve ark., 1998, 368).
Bu araştırma da açıkça gösteriyor ki, cezaya başvurduğumuzda istediğimiz sonuca ulaşmamız pek mümkün olmamaktadır. Oysa cezalandırma yerine, anlatmayı, ikna etmeyi denesek, yapılanların sonuçlarını göstersek, en önemlisi de alternatif sunmaya odaklansak, çok olumlu sonuçlar alabileceğiz.
Önümüzde bu araştırma sonuçları dururken, nedense eğitim uygulamalarının neredeyse bütünü ödül ve cezaya indirgenmiş durumdadır.
Yararlanılan Kaynaklar
* Aydın, Ayhan. (1998). Sınıf Yönetimi, Anı Yayıncılık, Ankara.
* Balcı, Esergül. (1992). Ödüller, Güdüleme Kuramları ve Türkiye’de Öğretmen Ödülleri, Adem Yayıncılık Ankara.
* Başar, Hüseyin. (1999). Sınıf Yönetimi, MEB Yayınları, İstanbul.
* Başaran, İ. Ethem. (1985). Örgütlerde İşgören Hizmetlerinin Yönetimi, A.Ü. Eğitim Bilimleri Yayınları, Ankara.
* Binbaşıoğlu, Cavit. ( 1988). Eğitim Yöneticiliği, Binbaşıoğlu Yayınevi, Ankara
* Birgi, Bayram. (2006). “Egitimde Yönetsel Gücün Etkili Kullanımı” http://yayim.meb. gov. tr/ yayimlar/ekim/birgi.htm
*Can, Halil, Akgün, Ahmet ve Kavuncubaşı, Şahin. (1998). Kamu ve Özel Kesimde Personel Yönetimi, Siyasal Kitabevi, Ankara.
*Çetin, Kadir ve Vural, Cevdet. (2005). Eğitimde Kalite Çalışmaları Ve Ödüllendirme, Eğitim Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, Yıl : 5, Sayı : 60.
*İlgar, Lütfü. (1996). Eğitim Yönetimi, Okul yönetimi, Sınıf Yönetimi, Beta Yayıncılık, İstanbul.
*Karip, Emin. (2002). Sınıf Yönetimi, Pegem A Yayıncılık, Ankara
*Kaya, Zeki ( 1995) Sınıf Yönetimi, Pegem Yayıncılık. Ankara.
*Kelly, Al. (1999). İş Ortamında Yaşamımızı kolaylaştıracak Pratik Bilgiler, (çev. Bengi Güngör), Öteki Yayınevi, Ankara.
*Küçükahmet, Leyla. (2000). Sınıf Yönetimi, Nobel Yayıncılık, Ankara.
*Moore, Kenneth.D.(1998). Öğrenim Becerileri, Beceri Yayınları, İstanbul.
*Newman, William H. (1979). Yönetim, İşletmelerde ve Kamu Yönetiminde Sevk ve İdare, (çev.Kenan Sürgit), TODAİE Yayınları, Ankara.
*Özdemir, Servet ve Yalın, H. İbrahim. (1998). Her Yönüyle Öğretmenlik Mesleği, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
*Peker, Ömer ve Aytürk Nihat. (2000). Yönetim Becerileri, Yargı Yayınevi, Ankara.
*Şişman, Mehmet. (2002). Öğretim Liderliği, Pegem A Yayınları, Ankara
*Thompson, Brad Lee. (1998). Yeni Yöneticinin El Kitabı, (çev: Vedat G. Diker), Hayat Yayıncılık, İstanbul.
*Tosun, Kemal (1984) İşletmede İnsan Davranışı Örgütsel Davranış, İ.E.Yayını, İstanbul.
*Üçok, Tengiz. (1988). Yönetim İlkeleri, Gazi Büro Kitabevi, Ankara.
*Yüksel, Öznur. (1998). İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara.
Dostları ilə paylaş: |