Enerji yapilarinin planlanmasinda ve yapilaşmasinda karşilaşilan sorunlar


ENERJİ YAPILARI İLE İLGİLİ SORUNLAR



Yüklə 281,65 Kb.
səhifə5/6
tarix28.11.2017
ölçüsü281,65 Kb.
#33228
1   2   3   4   5   6

ENERJİ YAPILARI İLE İLGİLİ SORUNLAR

V.A. HİDROELEKTRİK ENERJİSİ SANTRALLERİ

DSİ sulama kanallarından regülatörlerinden veya barajlarından yararlanarak enerji işletmesi amacıyla 4628 kapsamında lisans alan HES’lerde inşa aşamalarında, denetimsizlik söz konusudur. Bu nedenle, mevcut DSİ tesisleri üzerinde projesiz ve izinsiz rehabilitasyon veya geliştirmeler ile sulamanın işletme ve bakım hizmetlerini aksatacak uygulamalar yapılmaktadır.
Enerji Santrallerinde EPDK lisansı alınmadan ve Kamulaştırma Dairesi ile görüşülmeden ilgili İdarelerce İmar Planı onaylanması durumunda mülkiyet durumu ile İmar Planlarının çakışmadığı, bazen santral binalarının İmar Planı dışında kaldığı ya da santral binaları dışında kalan alanların da kamulaştırmaya konu edildiği gibi olumsuzluklarla karşılaşılmaktadır.
HES’lerde ilgili tüm İdarelerce onaylanacak imar planlarının 3194 sayılı İmar Kanunu, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ve İlgili Mevzuata uygun olarak hazırlanması ve onaylanması gerekmekte olup, Enerji Santrallerine ilişkin olarak açık hükümler yer almadığından, gerek ilgili Kurumlarca (EPDK, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) gerekse ilgili Valiliklerce (Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü) plan onamaya yetkili Kurumlarca gerek plan onayı gerekse kiralama, ruhsat, irtifak hakkı tesis edilmesi vb. işlemlerde farklı uygulamalar ortaya çıkmakta, yatırıma başlanılması hususunda çok uzun zaman kayıpları oluşmaktadır.

V.B. RÜZGAR ENERJİSİ SANTRALLERİ


RES’lerin planlanma ve yapılaşması sürecinde yaşanan en büyük sorun, toplam izin süreçlerinin yani bürokratik süreçlerin uzunluğudur. Kurumdan kuruma değişebilen, uygulama – usul birliği oluşamaması da diğer bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
RES tesisleri genel olarak; rüzgârların sürekliliği, hızı ve akış şekli gibi teknik nedenlerle, medeniyetten uzak, daha önce yolu olmayan ve topoğrafik olarak ulaşımı ve inşası zor bölgeleri (dağ tepe zirvelerini) öngörmektedir. Bu tip topografyalarda çalışmanın doğal sonucu olarak, gerek nihai yerleşim (Micrositing) gerekse inşaat esnasında birçok değişiklik zorunlulukları bulunmaktadır.
1 Kasım 2007’de yapılmış olan, yenilenebilir enerji kaynağı lisans başvurularının neticelenmesi sonrasında da, ilgili  kurumlarda oluşacak iş yükü, işlerin yürüme hızı ve oluşabilecek karmaşa, uzun vadede yatırımcıların önündeki en büyük engellerden biri olarak yerini almaktadır.
Özel sektör tarafından, imar planları yapma zorunluluğu, RES’ler için süreci uzatan bir işlem olarak görülmektedir. Bu nedenle, imar planı yapımı zorunluluğu tamamen kaldırılması istenmektedir. Ancak, ilk aşamada imar planlarının kaldırılması süreci kısaltan bir çözüm gibi görünse de, plansız gelişen tesislerin uygulamada daha büyük sorunlar yaratacağı unutulmamalıdır.
Bu isteğe gerekçe olarak da imar planı yapımındaki temel amacın;  konut, ticari vb. amaçla kullanılacak, düzenli, çağın gereklerine uygun ve birbiri ile etkileşimli bir yerleşim içinde, belli sosyal donatı alanlarının, yeşil alanların, alt yapı tesislerinin, planlanan bir zaman projeksiyonuna göre, düzenli ve ihtiyaca yeter olmasını sağlamak olduğu belirtilmektedir. RES yatırımlarında böyle bir amacının olmadığı ifade edilerek, bu tip tesislerin kamu kullanımına açık tesisler olmadığı, aksine yetkisiz ve ilgisiz kişilerin can ve mal güvenliği nedeniyle özellikle uzak durması gereken, enerji üretimi amaçlı stratejik tesisler olduğu dile getirilmektedir.

V.C. GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİ




  • Birim düzleme gelen güneş ışınımının az olmasından dolayı büyük yüzeylere ihtiyaç duyulmaktadır.

  • Güneş ışınımının sabit ve sürekli olmamasından dolayı depolama gerektirmektedir. Ancak, depolama imkânları sınırlıdır.

  • Güneş ışınımından faydalanan sistemin güneş ışığını sürekli alabilmesi için çevresinin açık olması zorunluluğu vardır.

V.D. JEOTERMAL ENERJİ SANTRALLERİ


5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Yasasının;

  • Tam anlamıyla kamu yararı ve ülke çıkarlarını gözetmediği, eksikler ve hatalar içerdiği,

  • Kanunun uygulanması konusunda yasada belirtilen kurumların görev, yetki ve sorumluluklarının karmaşık bir biçimde düzenlenmiş olduğu, bunun da sorunlara yol açacağı,

  • Yasanın çevre ile jeotermal kaynakların ve rezervuarların korunmasına yönelik etkin bir düzenleme içermediği,

  • Jeotermal kaynaklar ile ilgili araştırmaların nasıl yapılacağı ve denetleneceği konularında bir düzenleme getirmediği,

  • Yasanın jeotermal sistemlerin korunması ile sistemin dengesinin, yenilenebilirlik- sürdürülebilirlik şartlarının bilinerek işletmenin buna göre yapılmasının sağlanmasına yönelik hiçbir önlem, zorunluluk ve yaptırım öngörmediği

hususları jeotermal tesislerin planlama ve yapılaşma sürecinde yaşanan sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

V.E. NÜKLEER ENERJİ SANTRALLERİ


Nükleer Enerji Santrali planlama ve yapım sürecini tanımlayan bir mevzuat bulunmamaktadır.
Saha seçimi kapsamında yapılan bazı çalışmalar sadece nükleer tesislere özgü çalışmalardır. Bu çalışmalar ilgili kurum ve kuruluş mevzuatında yer almadığından, benzeri çalışmalarla aynı şekilde değerlendirilmekte, mevzuat kapsamındaki şartların yerine getirilememesi sorun teşkil etmektedir. Örneğin, orman arazisinde açılacak 10 cm çapındaki araştırma delikleri ilgili mevzuat kapsamında “kuyu” olarak değerlendirilmekte, kâğıt üzerinde gösterilmesi imkansız olmasına rağmen 1/1000’lik çizimleri istenmektedir.
Nükleer enerji santrallerine ilişkin sürecin (Genel Kurmay Başkalığı’ndan uygunluk onayının alınması) daha projelendirme aşamasına gelmeden yer belirleme çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nükleer tesisler için yer seçimi nadiren gerçekleştirilen bir faaliyettir. Bu durum pek çok problemi beraberinde getirmektedir. Saha seçiminin nükleer santral teknolojisi belli olmadan yapılması en büyük sorun kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) da dahil pek çok kurum ve kuruluş mevzuatı, gerekli izinleri verebilmek için öncelikli olarak santral gücü, ayrıntılı tesis planları ve yerleşim planları gibi saha seçimi aşamasında mevcut olmayan verileri zorunlu koşmaktadır.
Yer seçimi ve ÇED raporu hazırlama aşamalarında kullanılan verilerin farklı kurumlarda ve farklı formatlarda olması, ya da birbirleri ile tutarlı olmamasından kaynaklanan zorluklar yaşanmaktadır. Örneğin, saha ve çevresinde yapılacak bir nüfus yoğunluğu çalışması için yerleşim yerlerine göre nüfus verileri Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)’ndan temin edilirken, bu yerleşim yerlerinin harita üzerindeki konumlarını gösteren veriler Harita Genel Komutanlığı’ndan temin edilmekte ancak, iki veri birbiri ile uyumlu olmamaktadır.

V.F. TERMİK SANTRALLER


Bazı durumlarda tesis yeri olarak öngörülen alanlarda daha önce kurulmuş tesislerin yarattığı çevresel etkiler yeni tesisin kurulumunu engelleyebilmekte ve/veya tesis yerinin teknik ve ekonomik olarak dezavantajlı sahalara kaydırılmasına neden olabilmektedir.
Sağlık koruma bandı mesafelerinin mülkiyet sınırları içerisinde belirlenmesi zorunluluğu dikkate alındığında kamu tarafından yeni yapılacak tesisler için bu alanların kamulaştırılması durumunda bu konuda bir sorunla karşılaşılması beklenmemektedir. Ancak bu mesafelerin çok geniş olarak tariflenmesi durumunda alanların kamulaştırılması (Özel sektör için ise mülkiyetinin satın alınması) aşamalarında sorunla karşılaşılabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, geçmiş dönemlerde konuya ilişkin yönetmelikte “mülkiyet sınırı” ifadesinin yer almaması nedeniyle henüz açılma ruhsatı alamamış mevcut tesisler için yer seçimi izinleri aşamasında İnceleme Kurulları tarafından belirlenen sağlık koruma bantları mesafeleri ile ilgili sorunların yaşanması (sağlık koruma bandı içerisinde mesken, vb. yapıların bulunması) olasılığı da bulunmaktadır.

V.G. ENERJİ TESİSLERİNDE ELEKTRİK İLETİM HATLARI


TEİAŞ’ın, noktasal ve çizgisel tesislerinin kurulacağı taşınmazların edinimi ile tesisleşmeye geçilmesi aşamalarında senkronize olabilmek, yatırımcı bir kuruluş olması nedeniyle karşılaştığı en temel sorunlardan birini teşkil etmektedir. Bu husus diğer yatırımcı kurumlar için de geçerli olmakla birlikte, kurumlar arasında da farklılıklar bulunmaktadır.
İrtifak hakkı kurulmak suretiyle yapılan kamulaştırmalarda; mülkiyetin sahip değiştirmediği, bu haklar için ödenecek bedellerin mülkiyet kamulaştırmasındaki bedellerle aynı olamayacağı, bedel tespitlerinin birbirinden farklı olabileceği gibi hususların maliklere anlatılmasında yaşanan zorluklar, TEİAŞ’ın yaptığı kamulaştırmaların, diğer idarelerce yapılan kamulaştırma faaliyetlerinden daha farklı ve zor olan bir boyutunun bulunduğunu göstermektedir.


Yüklə 281,65 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin