4-KONUŞMA VE DİL GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN SORUNLAR A-Zihinsel Özür Zihinsel özür, kavramların algılanması ve günlük yaşam için gerekli becerileri etkilemekte, dil ve konuşma gelişiminde gecikmelere ve bozukluklara neden olmaktadır. Çocuğun zeka yaşının normalin altında olması nedeniyle bu sorunlar ortaya çıkar. Lisan gelişimi de zihinsel gelişimi gibi geri kalabilir. Genelde eğitilebilir düzeyde olan çocuklar, lisan ve kendine bakım konularında eğitim ile üst düzeylere çıkarılabilir.
Zihinsel engelli bir çocuğun eğitimi. Öneriler: Ailelerin ya da bu konuda çalışacak eğitimcilerin sabırlı, esnek ve hoşgörülü davranışlar göstermesi gerekir. Zihinsel özürlü çocuk samimi ve sıcak davranışlar görmek ister, eğitimcisine güven duymak ihtiyacı hisseder. Çocuğun çabaları desteklenmeli, sık sık takdir edilmelidir. Çocuğun başarı duygusunu tatmasını ve kendine güven duygusunu geliştirmek için çocuğun başarılı deneyimlerinin olmasını sağlayacak ortamlar oluşturulmalıdır.
Çocuğun başarılı olduğu durumlarda mutlaka ödül kullanılmalıdır.
Ödülün yanı sıra ceza ve mola verme gibi yöntemler de kontrollü bir şekilde kullanılabilir. Zihinsel engelli çocukların öğrendiklerini çabuk unutmamaları için çok tekrar gereklidir. Somut bilgiler ve becerileri yaşayarak, yaparak, deneyerek öğretmeye çalışmak gereklidir.
Zihinsel engelli çocuğa kazandırılacak her bilgi ve becerinin o andaki ve gelecekteki yaşamı için bir anlamı olmalıdır. Çocuklara boş zamanlarında kendi başlarına kullanabilecekleri faydalı bir beceri öğretilebilir. Zihinsel özürlü çocuğun eğitiminin yanı sıra ailelerinin de eğitimine önem verilmeli ve eğitime aktif katılmaları sağlanmalıdır. B- Fiziksel Özür Konuşma organlarındaki fiziksel yetersizlikler ya da algılama ve tanımada kullandığımız el gibi organların çalışması ve yapısındaki engeller, cisimlerin algılanmasını, tanınmasını ve günlük hayatta kullanılmasını güçleştirmekte, dil ve konuşmada problemlere yol açmaktadır.
C-Duyusal Özür İşitme kaybı, görme özürü, tat alma duyusunda yetersizlik, dokunma duyusu bozuklukları konuşma ve dil becerilerini etkileyen önemli özürlerdir.
D-Duygusal Yoksunluk Çocuğun gelişimin destekleyecek, pekiştirecek, güvenlik duygusunu sağlayacak anne-baba ve çevrenin olmaması, konuşma ve dil becerilerinin gelişmesini olumsuz etkiler.
E-Uyaran Eksikliği Çocuğun dikkatini çekecek uygun araç ve gereçlerin olmaması dil ve konuşma gelişimini olumsuz yönde etkiler. F-Psikolojik Bozukluklar Konuşma sırasında ortaya çıkan güvensizlik ve kaygılar sonucunda konuşmanın bozulmasıdır.
G- Uzun Süren ve Sık Tekrarlayan Hastalıklar Gelişim süreci içerisinde ortaya çıkan, çocuğun dış çevre ile bağlantısının kesilmesine neden olan uzun süren hastalıklar, nörolojik ve psikolojik bozukluklar, çocuğun dil ve konuşmasını ortaya koyma becerisini azaltmaktadır.
H-Otizm
Organik veya genetik sebeplere bağlı beyin zedelenmelerinin yol açtığı, sosyal ve iletişim becerilerinin gelişmesini engelleyen ve davranış bozukluklarına yol açan bir bozukluktur. Otizmi olan çocuklar ve yetişkinler, iletişim kurmakta güçlük çekerler. Arkadaşlık duyguları ve karşıdaki kişilerin duygularını anlama konusunda yetersizdirler. Çeşitli takıntılar, değişik davranış şekilleri ve özel korkular geliştirebilir. Günlük yaşamın becerileri ile başa çıkmada uzman yardımına ihtiyaç duyarlar. Konuşma ve dil gelişimini etkileyen diğer nedenler; kardeş sayısı, sırası, aile yapısı, cinsiyet ve konuşulan dildir. Karşılaşılan bu tip problemler çocuğun öğrenme ve uygulama becerisini azaltır.
5-KONUŞMANIN GENEL ÖZELLİKLERİ İnsanın Doğası ve Büyüme Dil gelişiminin hızı temel olarak, kalıtsal lisan yeteneğindeki bireysel farklılıklara bağlıdır. Fiziki ve psikolojik olgunluk, kişilik, yapı, zeka ve cinsiyet ile ilgili bireyler arasındaki farklılıklar, kişiden kişiye değişen konuşma gelişimindeki farklılıkları açıklamaktadır. Örneğin; genellikle kızlar erkeklerden daha önce ve daha kolay konuşurlar.
Çevresel Etkiler Ailenin sosyal ve ekonomik seviye ve yapısı, eğitim düzeyi veya büyük kardeşlerin olmasının lisan gelişiminde önemli etkisinin olduğu bilinmektedir. Gelişim Hızı Çocuklarda konuşmanın gelişim hızı, zamanı ve özelliklerinde çeşitli farklılıklar vardır. 2 yaşın sonunda, özellikle erkek çocuklarında, konuşmanın başlamasında gecikme görülebilmektedir. Ancak, bu sonraki dil gelişiminin gerileyeceği anlamını taşımaz. Bununla birlikte bu gecikmenin bazen normal olmayan bir başka durumu (tümör veya hormonal hastalıklar gibi) gösterebileceği unutulmamalıdır. Çocuğun dil yeteneği, kısmen çevreden gelen kelime uyarısına, kısmen de tüm işitsel uyarıların beyinde doğru algılamasına bağlıdır. Dil gelişiminin ilerleyişini konuşma organlarının çalışma kapasitesi kadar, görsel ve işitsel dikkat, işitsel hafıza, işitme ve dokunma ile ilgili kontrolün geri bildirim mekanizmaları da etkilemektedir.
6-KONUŞMA VE DİL BOZUKLUKLARI A-Fizyolojik Konuşma Güçlüğü Sesin çıkarılmasında meydana gelen hatalar konuşma bozukluğu olduğunu göstermez. Bu durum, dil gelişiminin normal bir süreci olarak değerlendirilebilir. Beyindeki işitsel algılama ve yorum hataları, konuşma organlarının sesi çıkarma için gerekli hareketleri tamamlayama-ması, yapılan hataların nedenlerinden bazılarıdır. Kelimelerin son seslerini söylememe, kelime içindeki seslerin benzerlerini kullanma, seslerin yerini değiştirme, sesleri uzatma ya da kaydırma gibi söyleyiş hataları vardır. B-Gecikmiş Konuşma Çocuğun beklenen yaşta ve şekilde konuşma-dil becerilerinde sınırlılık olarak ifade edilebilir. Fiziksel ve zihinsel gelişimdeki genel bir gerileme nedeniyle 3. yaşın sonuna kadar dil gelişiminin olmamasıdır. Bu gerilik çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir.
Dostları ilə paylaş: |