O, kulları üzerinde kahredici (kahhar) olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler.' Onlar (bu işte, ne eksik ne fazla) kusur etmezler.
Edip Yüksel Meali
O, kulları üzerinde egemendir ve üzerinize koruyucu melekler gönderir. Sizden birine ölüm geldiği zaman elçilerimiz onun canını hiç vakit geçirmeden alırlar. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O, kulları üzerinde hükümranlığı sürdürür ve size koruyucular gönderir, sonunda sizden birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz, hiç eksiklik yapmadan, onun canını alırlar.
Süleyman Ateş Meali
O, kulların üstünde tek hakimdir. Size koruyucu(melek)ler gönderir, nihayet birinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar (bu hususta) hiç geri kalmazlar.
Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra.
Yusuf Ali (English)
He is the irresistible, (watching) from above over His worshippers, and He sets guardians(882) over you. At length, when death approaches one of you, Our angels(883) take his soul, and they never fail in their duty. *
M. Pickthall (English)
He is the Omnipotent over His slaves. He sendeth guardians over you until, when death cometh unto one of you, Our messengers receive him, and they neglect not.
En’âm Suresi 62
ثُمَّ
sonra
رُدُّوا
döndürülürler
إِلَى اللَّهِ
Allah'a
مَوْلَاهُمُ
Tanrıları olan
الْحَقِّۚ
gerçek
أَلَا
doğrusu
لَهُ
yalnız O'nundur
الْحُكْمُ
hüküm
وَهُوَ
ve O
أَسْرَعُ
en çabuğudur
الْحَاسِبِينَ
hesap görenlerin
Türkçe Transcript (*)
Śumme ruddû ila(A)llâhi mevlâhumu-lhakk(i)(c) elâ lehu-lhukmu ve huve esra’u-lhâsibîn(e)
Ali Bulaç Meali
Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır.
Edip Yüksel Meali
Sonra gerçek Mevlaları olan ALLAH'a döndürülürler. Bilesiniz ki yargı O'nundur ve O, en hızlı hesap görendir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sonra da gerçek Mevlâlarına döndürülürler. Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.
Süleyman Ateş Meali
Sonra o(ca)nlar, gerçek Tanrıları olan Allah'a döndü(rülüp götü)rülürler. Doğrusu hüküm, yalnız O'nundur; O hesap görenlerin en çabuğudur.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Allah'a götürülürler. Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de O'dur.
Yusuf Ali (English)
Then are men returned unto Allah, their protector, the (only) reality: Is not His the command,(884) and He is the swiftest in taking account. *
M. Pickthall (English)
Then are they restored unto Allah, their Lord, the Just. Surely His is the judgment. And He is the most swift of reckoners.
En’âm Suresi 63
قُلْ
de ki
مَنْ
kim
يُنَجِّيكُمْ
sizi kurtarıyor
مِنْ ظُلُمَاتِ
karanlıklarından
الْبَرِّ
karanın
وَالْبَحْرِ
ve denizin
تَدْعُونَهُ
O'na yakardığınızda
تَضَرُّعًا
gizli
وَخُفْيَةً
ve açık olarak
لَئِنْ
eğer
أَنْجَانَا
bizi kurtarırsa
مِنْ هَٰذِهِ
bundan
لَنَكُونَنَّ
elbette olacağız
مِنَ الشَّاكِرِينَ
şükredenlerden
Türkçe Transcript (*)
Kul men yuneccîkum min zulumâti-lberri velbahri ted’ûnehu tedarru’an ve ḣufyeten le-in encânâ min hâżihi lenekûnenne mine-şşâkirîn(e)
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz.'
Edip Yüksel Meali
De ki: "Gizli ve açık olarak 'Bizi bundan kurtarsan şükredenlerden olacağız.' diye O'na yalvardığınızda sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarabilir?"
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
De ki: "Bizi bu tehlikeden kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız" diye gizli ve aşikâr O'na yalvarıp dururken, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?
Süleyman Ateş Meali
De ki: "Gizli ve açık olarak: 'Bizi bundan kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız!' diye O'na yalvarıp yakardığınız zaman, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?"
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Şunu sor: "Bizi bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız" diye boyun büküp ürpererek O'na yakardığınızda, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?"
Yusuf Ali (English)
Say:(885) "Who is it that delivereth you from the dark recesses(886) of land and sea, when ye call upon Him in humility and silent terror:(887) ´If He only delivers us from these (dangers), (we vow) we shall truly show our gratitude´.?" *
M. Pickthall (English)
Say: Who delivereth you from the darkness of the land and the sea? Ye call upon Him humbly and in secret, (saying): If we are delivered from this (fear) we truly will be of the thankful.