Duygunluk Nedir? Konuşmacının duygu, hayal ve heyecanlarını dinleyenlere de yaşatma gücüne duygunluk denir. Konuşma yazısındaki duyarlılığın dinleyiciye hissettirebilmesidir. Anlatıma duyarlık yükleyebilmek, yapaylıktan ve abartıdan sakınarak en doğru seslenmeyi bulmakla gerçekleştirebilir.
Hareket Nedir? Konuşmanın gerektirdiği hız ya da yavaşlığa hareket denir. Konuşmanın yazının özelliğine göre ağır veya çabuk söylenmesi niteliğidir. Ağırlık veya çabukluk, anlatılacak duygu ve fikirlere göre farklılık gösterilir. Bir yazının tümüne ait birimlerinde görülen hareket farklıları arasında ahenk sağlanabilmelidir.
Sakin, yumuşak, rahatlık, dayanma niteliği gösteren duygular ağır; coşkulu ve stresli duygular hızlı söylemeyi gerektirir.
Taklit Nedir? Konuşma esnasında kimi ses ve sözlerin canlandırılmasına taklit denir. Taklit iyi bir diksiyon çoğu zaman oldukça önemli bir ihtiyaçtır. Duygu, fikir ve hayallerin dinleyicilere ses ya da hareket taklidi yoluyla aktarılabilmesi oldukça önemli bir avantajdır. Özellikle, fıkra anlatmada ve özel sohbetlerde bu fark kendini gösterir.
- Bedeni, mesaja uygun bir biçimde kullanınız.
- Beden dilini kullanırken abartısız ve doğal olmalısınız. Hissettiğiniz gibi davranmalısınız.
- İlk izlenim oldukça önemlidir. Giyiminize ve dış görünüşünüze özen gösteriniz.
Temiz, derli toplu ve bakımlı olunuz. Biliyorsunuz, bunun için geniş imkânlara sahip olmak gerekmiyor.
4. Jest ve Mimikler Baş, el, kol, ayak ve vücudun duruşu ile verilen mesajlar jest olarak bilinir. Jest, çoğunlukla mimiğin tümü içinde ele alınır. Onun başlıca elemanı sayılır. Mimik: his ve fikirlerimizin etkisiyle ile yüzümüzde görünen kımıldanışlar, hareketlerdir. O sebeple yüzün hareketi bir yüz jesti; vücutta his ve fikirlerin etkisi ile meydana gelen hareketler vücut jestidir, esasen söz söyleyenin anlatımına makul düşerek yaptığı el, kol hareketleri jestin tanımlanmasıdır. Söz ve mimiği birbirinden ayrı düşünmek olası değildir. Çünkü tüm dillerde mimikle söz aynı zaman da oluşur. Diksiyon öğretmeni dil üzerinde çalışır.
Fakat öğrenci söz yoluyla anlatımı öğrenirken, mimik yapmayı da öğrenmelidir ki jest ve mimik yardımı sayesinde doğru ses bükümünü bulabilsin. Ses bükümünü doğru söylemeye çalışarak doğru jest ve mimik yapmayı da becerebilmelidir. O cümleleri yeniden tekrarlayarak hangi yüz, el, kol ve vücut anlatımının, sözlü anlatımına eşlik etiğini incelemelisiniz. Görecekseniz ki mimikle anlatım sözle anlatımdan önce gelir. İlki çoğunlukla soluk alındığı sırada, ikincisi de hep soluk verildiği sıradadır. Tıpkı tabiatta yıldırımdan önce şimşeğin çakması gibi, anlatımın ilk işaretidir. Mimikten sonra söz bir çeşit yeniden tekrarlama, anlatım kuvvetlendirme yerine geçer.
Dinleyen de mimik yapar. Tiyatroda bir de karşısındakini dinleme sanatı vardır. Bazı oyuncuların kendi sözleri bittikten sonra karşısındaki oyuncunun sözlerini dinlemeyip seyircilerle ve kulistekilerle ilgilenmesi normal değildir.
Bazen duruma göre kişilerin karakteri mimik anlatımla ortaya koyulur. O zaman sözle anlatımının yerine mimikle anlatım geçer. Şunu unutmamalıdır ki yazının sahnede düzgün bir söylenişle söylemek diksiyon için kesinlikle yeterli değildir. Bir tiyatro oyunu yazarın yazdıklarını onun tüm fikirlerini, hislerini söz ve mimikle anlatabilme sanatıdır.
Dil, yalnızca kulağa hitap etmediği zaman (radyoda olduğu gibi ) gerçek açık, belirli ve hoş mimikle tamamlanmalıdır. Bir amaca varmayan, bir şey anlatmayan karma karışık, seyircinin hiçbir şey anlamadığı mimikler yarar sağlamaz. Bunun üzerinde çalışarak önce açık, belirli olmayı elde etmeli sonra onu uygulamalı ve sağlamlaştırılmalıdır.