Fahri Trafik Müfettişi! Baskın Oran

Fahri Trafik Müfettişi!

Baskın Oran

Geçen cumartesi akşam vakti eve döndüğümde, daha pabuçlarımı çıkartmadan Feyhan’a buyurdum: “Doldur bakiim Fahri Trafik Müfettişi kocana bir kadeh buzlu Tekirdağ!”

Evet efendim, yazarınız artık üzerinize afiyet bir Fahri Trafik Müfettişi! Bundan sonra, başta Fakülte’deki meslektaşlarım ve mahallemdeki komşularım, herkes arabalarını doğru park etsin. Cezayı derhal bastırırım, bilmiş olsunlar. Bir de, benimle konuşurken önce bi düğmelerine vursunlar!

Akşam telefon çaldı, açtım, bir ses: “Yahu Baskın, bişey söyliycem, benim derdimden sen anlarsın”. Baktım, Mülkiye’den sınıf arkadaşım Mehmet Buçukoğlu. Banca Commerciale Italiana’nın Türkiye ve Orta Asya Temsilcisi, T. Vakıflar Bankasının eski genel müdürü. “Ne gibi bir dert Mehmetcim?” diye şaşkınlıkla sordum, “Yahu, benim yürüyüşüm değişti!” demez mi! Şu saflıktan bir türlü kurtulamayacağım. İşletiyor; o da benimle birlikte FTM kursundaydı öğleden sonra!

Sürücü ve oto sayısının, onun ardından da trafik suçlarının baş döndürücü bir hızla artması sonucu düşünülen FTM’ler’in yetkileri şöyle:

Hız yapmak, egzoz gazı salmak, alkollü araba kullanmak vs. gibi özel ölçüm gerektiren durumlar dışındaki trafik ihlallerinde “Trafik Suçu İhbar Tutanağı” yazarak trafik polislerine 7 gün içinde teslim ediyorsun. Bu tutanakta suçun işlendiği yer, tarih, saat; suçlu aracın plakası, markası, rengi, cinsi; ayrıca ihlal edilen trafik kuralı ve kanun maddesi yer alıyor.

Sonra bunlar ceza tutanağına çevrilerek adreslere gönderiliyor. Bunun dışında, trafik düzeni konusunda Emniyet’e görüş ve öneriler iletme olanağı da var. FTM’lerin yetkisi tüm Türkiye’de geçerli. Fakat vatandaşla muhatap olmak kesinlikle yasak. Gidip uyarmak, FTM kimliği göstermek, cezayı eline tutuşturmak, bunlar kesinlikle yok. Cezayı yazacaksın, polise ileteceksin, esas cezayı o yazacak.

Peşin söyleyeyim de, sonradan laf olmasın: Benim esas sinirlendiğim suçlar, kırmızı ışıkta geçmenin ve ters yola girmenin yanı sıra, arabadan dışarı çöp boşaltmak ve hoparlör bağırtarak patatiz-soğan satmak. Gerek evimin bulunduğu Oran’da, gerekse Mülkiye’nin bulunduğu Cebeci’de bu hoparlörcülerin çanına ot tıkamaya kararlıyım. Bir de, trafiği engelleyecek biçimde park edip gidenlerden pek hoşlanmıyorum, bilinmiş oluna.

Bu Ankaralılar ilginç insanlar. Son sayıma göre tüm Türkiye’de 6613, dokuz milyonluk İstanbul’da ise 1004 tane FTM varken, dört küsur milyonluk Ankara’da tam 2145 tane FTM varmış. Geçen gün gittiğimiz kurs salonu hıncahınç doluydu. Zaten 1964’te bu kente ilk geldiğimde dikkatimi en çok çeken şeylerden biri de herkesin yakasında bir rozet bulunuyor oluşuydu.

Bu FTM konusu da galiba biraz bu cinsten. Bazı insanlar etrafa buyurabilmek için memur oluyorlar galiba ve bu iş de bu kategoriden fazla uzak değil. Örneğin, kursta birtakım örnekler verdiler. Bakmışlar, FTM’lerden biri aynı araca 6 ay içinde 100 tane ceza yazmış. Bir araştırmışlar, görmüşler ki ceza yazanla ceza yazılan aynı apartmanda altlı-üstlü oturuyor. Birincisi altta, ikincisi üstte. Meğer, tahmin edebileceğiniz gibi, altta oturan FTM yukarıda oturan komşusunun tepinmesinden şikayetçiymiş ve arabasına durur durur cezayı bastırırmış. Hemen gerekeni yapmışlar.

Bu arada, daha önceki kurslarda sorulan kimi soruları naklettiler. Şöyle sorular bile gelmiş “Bize verdiğiniz bu kimlikle biz polis evlerine gidip, yemek yiyip, kalabilir miyiz?”

Tabii, böyle durumlar var; ne de olsa “burası Türkiye”. Fakat FTM uygulamasının, eğer kaliteli kişilerle daha genişletilirse, trafik ihlallerini gerçekten caydıracağı kanısındayım. Postacı evlere ceza makbuzları taşımaya başlayınca, eskiden etrafa bir göz atıp trafik polisi görmeyince azmakta bir sakınca bulmayanlar artık iki kere düşünecekler.

En azından bendenizin, Mehmet gibi yürüyüşüm değişmese bile, dikkatim arttı. Şimdi, başka bir FTM benim bir hatamı yakalayacak da Emniyet’e rezil olacağım diye ödüm kopuyor. Geçen gün yurt dışındayken bizim parayla 62 milyon lira bastırıp bir alkolometre aldım. İçki içtiğim zaman ölçeyim ve binde 5 alkolden fazla çıkarsa araba kullanmayayım diye. Malum ya, Fahri Trafik Müfettişiyiz, ayıp olmasın.

Ama TBMM Trafik Komisyonu Başkanı Mülkiyeli kardeşim Ahmet Tan kalkar da, nedense tutturduğu gibi, son derece masum bir düzey olan binde 5 müsaadesini sıfıra indirirse, gitti bizim 62 milyon lira.