iLETiSiM FAKULTESi OGRENCiLERi iCiN
BiR MARUZATIM VAR ANKARA EGiTiMi
Merhabalar,
Bir Maruzatim Var Projesi” genc kimligiyle bu toplumda var olmanin nasil bir deneyim oldugunu genclerin kendi bakis acilari, degerleri ve sahip olduklari deneyimlerle bizzat kendilerinin anlatmasini saglamak amaciyla katilim temasi perspektifinde hayata geciyor. Calisma, Istanbul Bilgi Universitesi Genclik Calismalari Birimi’nin koordinasyonunda, Isvec Genclik Konseyi (LSU) ortakliginda ve Olof Palme Merkezi’yle Isvec Konsoloslugu destegiyle 2011 yilindan beri geliserek devam ediyor.
Proje genel olarak genclerin yurttas gazeteciligi ilkeleri cercevesinde kendi hikayelerini kendi bakis acilarindan anlatmalarina olanak saglamayi hedefliyor. Bunu da yine yeni medya araclarini ve sosyal medyayi kullanarak yapmalarini arzuluyoruz. Projeyle ilgili detayli bilgiye http://www.birmaruzatimvar.org/ sayfasindan ulasabilirsiniz.
Bir Maruzatim Var Projesi, 2013 yilinda yeni medya aktivizmi egitimlerini farkli yerellerde farkli hedef kitlelere ulastirmaya amacliyor. Bu baglamda hem farkli bolgelerden gelen gencler ve orgutlenmelerle bulusmaya calisiyor hem de orgutlu olmayan ama iletisim ve yeni medya ile ilgili gencler, genclik orgutlenmelerindeki gencler, yerel derneklerde calisan gencler, farkli konularda savunuculuk yapan orgutlerdeki gencler gibi farkli genclik gruplarinin egitimlerde yer alma sansi bulmalarini istiyoruz
Bu prensipler dogrultusunda planladigimiz ucer gunluk yerel egitimlerden ilkini 3-5 Mayis 2013 tarihleri arasinda Ankara'da iletisim fakultesi ogrenci ve mezunlarina yonelik olarak gerceklestirecegiz. Egitimin aktif yurttaslik, savunuculuk, katilim, yurttas gazeteciligi, ve yeni medya temel kavramlarini iceren bir egitim programi uzerinden yurutulmesi planlaniyor.
3-5 Mayis 2013 tarihleri arasinda Ankaradaki Iletisim fakultesi ogrencilerine Toplum Gonulluleri Vakfi Ankara Yerel Koordinasyon Merkezi'nde(Mesrutiyet Cad. Bayindir 2 Sok. Cinar Apt. No: 58/7, Kizilay (312) 417 51 10) gerceklesecek olan uc tam gunluk (10.00-18.00) bu egitime katilmak icin https://www.surveymonkey.com/s/QXGFXHJ sayfasindaki basvuru formunun doldurulmasi yeterlidir. Bu egitim cagrisini okulunuzaki ogrencilerinizle yada ilgilenecegini dusudugunuz kisi ve kurumlarla paylasirsaniz cok mutlu oluruz.
Her turlu sorunuz icin:
genclik@bilgi.edu.tr
0532 700 1878 (Halil Oz)
0532 709 9077 (Burcu Oy)
Genclik Calismalari Birimi adina tesekkurler.
SOMUT OLARAK
BARIS EGiTiMi DERS PLANLARI -Ulas Basar Gezgin ulasbasar@gmail.com
http://bianet.org/bianet/siyaset/145839-somut-olarak-baris-egitimi-ders-planlari
ULAS BASAR GEZGIN YAZDISomut Olarak Baris Egitimi Ders Planlari
Ozetle, baris, gencler ve cocuklar barismayi ogrenmedikce, uzun soluklu olamayacaktir. “Once baris yapalim; sonra, sira, egitime gelir” yaklasimi, yanlistir.
Ulas Basar GEZGIN ulas@teori.org
Istanbul - BIA Haber Merkezi15 Nisan 2013, Pazartesi
Baris sureci tartisilirken, baris egitimi, nadiren ele aliniyor. Bu nadir ele alislarsa, soyut duzeyde seyrediyor. Bu yazida, somut olarak neler yapilabilecegi ustunde duruluyor. Belki de, daha once, “baris egitimi neden gerekli?” ve ‘baris egitimi, neden bir akademik zihin cimnastiginden ote bir cabadir?” gibi sorulari yanitlamak gerekiyor.
Cesitli kisiler tarafindan dile getirildigi gibi, dunyada baris ve muzakere orneklerinde, kadinlarin yer almadigi baris cabalarinin basarisinin uzun surmedigi biliniyor.
Ek olarak, cocuklarin olmadigi baris sureclerinin de uzun erimli olmasi cok zor. Cunku yeni kusak, ayrimci ve savas cigirtkani bir mufredat ve ders kitaplariyla ve medyadaki siddet yanlisi ve siddet uygulayicisi rol modelleriyle, baristan cok uzak bir bicimde yetisiyor. Ya da daha ozetle, canavarlar, okullardan cikiyor ve hatta okul, onlarin canavar olarak yetismesi icin elinden geleni yapiyor.
Iste bu noktada, barisin, otellerden ve masalardan kalkip okullara girmesi gerektigini ileri suruyoruz. Baris egitiminin kuramsal bir tartisma ile degil, uygulamada bariscil catisma cozumu yetilerini kazandirarak ve bariscil bir zihin yapisini insa ederek gerceklestirilmesi, bir zorunluluk olarak karsimiza cikiyor.
Ote yandan, Turkce’de, baris egitimiyle ilgili cok az kaynak bulunuyor. Bu kaynaklar da, pek goz onunde bulunmadigindan; Turkiye’de baris egitimi tartismalari, ayaklari havada bir durumda. Guliz Kurt ile Jennifer Mansur Sertel’in Baris Icin Kadin Insiyatifi’nin (Greece-Turkey Women’s Initiative for Peace) bir parcasi olarak kaleme aldiklari baris egitimi kitabi (‘Winpeace Baris Egitimi: Baris Bireyde Baslar’), bu eksIkligi doldurmak icin dikkate deger bir kaynak.
Kavramsal cercevesini bir baska yazida tartisacagimiz ‘Winpeace Baris Egitimi’ kitabi, 7 uniteden olusuyor. Ozellikle ortaokul ve lise ogrencileri icin tasarlanmis bu 7 unite, soyle:
Unite 1: Baris Egitimine Giris:
Bu unitedeki ikinci etkinlik, baris uzerine ozlu sozlerin ogrenciler tarafindan tartisilmasina dayaniyor.
Unite 2: Barisi Engelleyen Unsurlar Icimizde:
Bu unitede, ogrenciler, veriler uzerinden, onyargilariyla yuzlesiyor (2.2); bir anket uzerinden, catisma tarzlarini (kacinma, uzlasma, isbirligi, yarisma, onaylama-kabullenme) ogreniyor (2.5); sert duygusal tepkilerinin bilincine variyor (2.6) ve empati gelistiriyor (2.7).
Unite 3: Gerekli Beceriler:
Bu unitede, ogrencilerden, bir tartismanin sirayla iki tarafini savunmalari isteniyor. Bu, onlarin empati ve yapici tartisma becerisi kazanmalarini sagliyor. Bu bolumun agirligi, empati, yapici tartisma, etkili dinleme, atilganlik, ben/sen cumleleri gibi becerileri kazandirma yonunde.
Unite 4: Degerler ve Etik Ikilemler:
Bu unitede, ogrenciler, cesitli etik ikilemlerle karsilasip onlari cozume kavusturmaya calisiyorlar.
Unite 5: Medya ve Uzerimizdeki Etkileri:
Bu unitenin etkinliklerinde, ogrencileri medya ve siddet iliskisi ve medyadaki olumsuz rol modelleri ile ilgili olarak bilinclendirmek ve onlara, medyada siddet gunlugu tutarak, kendi gunluk televizyon ve bilgisayar oyunlari aliskanliklariyla ilgili farkindalik kazandirmak amaclaniyor. ‘Medyada Siddet Izlemenin Etkileri’ adindaki Etkinlik 5.4’un ekinde, Amerikan PsIkologlar Dernegi’nin medya ve siddet ile ilgili olarak hazirladiklari bir raporun kisa bir ozeti yer aliyor. Buna gore, medyada siddetin, temel olarak dort tur etkisinden soz ediliyor:
1. “Saldirganlikta ve antisosyal davranista artis”
2. “Kurban olma korkusunda artis”
3. “Siddete ve siddet kurbanlarina karsi duyarsizlasma”
4. “Eglence ve gercek hayatta siddete duyulan ilgide artis”
Birinci etki, ozellikle cocuklarin ve ergenlerin, sosyal ogrenme dolayisiyla, medyadaki siddet figurlerini rol modeli olarak almasiyla ilintili. Ikinci etki, siddet icerikli filmler (korku, gerilim, aksiyon) ve haberler araciligiyla, bir korku toplumunun yaratilmasina karsilik geliyor. Bu ikinci etki dolayisiyla, insanlar, kendilerini, olagan duruma gore daha tehlikede imis gibi hissediyor. Bunun icin, bu tur icerikler, demir kapilar, pencereler, kilitler, kameralar vb. gibi urunlerin satisini arttirip guvenlik sektorunu palazlandiriyor. Ayrica, bu tur icerikler, insanlarin savas yanlisi siyasal kurumlara (ordu, guvenlik gucleri, siyasi partiler vb.) daha cok destek olmasina yol aciyor. Ucuncu etki, siddeti siradanlastiriyor. Bu siradanlastirma, travma yasayan insanlarin acilarini katbekat arttiriyor. Dorduncu olarak, bu, bir sarmal. Siddet iceriginin sIk sIk gosterimi, ona ilgiyi arttiriyor. Diger bir deyisle, medyada siddet, siddeti doguruyor.
Unite 6: Catisma Cozme/Uyusmazlik Giderme Teknikleri:
‘Catisma Nedir? Hangi Seviyelerde Olusabilir?” adindaki Etkinlik 6.1’de, catisma tipleri (kisisel duzeyde yasanan catismalar (kisinin icinde), kisiler arasinda, aile uyeleri arasinda, grup icinde, gruplar arasinda, ulkeler arasinda vb.) anlatiliyor ve gazete kupurleri uzerinden tartisma yurutuluyor.
‘Catismanin/Uyusmazligin Evreleri’ adindaki Etkinlik 6.2’de, ogrenciler, uygulamalarla, catismalarin evrelerini (rahatsizlik, olaylar, yanlis anlamalar, gerilim ve kriz) saptama yetisini kazaniyor. Bir diger etkinlikte, ogrenciler, barisin uzun erimli olabilmesi icin, catismanin degisIk taraflarinin gereksinimlerine ve kaygilarina odaklanmayi ogreniyorlar. Bu unitenin sonuncu etkinliginde amac, bir ornek oyku ve bir uygulama araciligiyla, kazan/kazan turu cozumlere (iki tarafa da yarari olan cozumler) ulasma yollarinin gosterilmesi.
Unite 7: Sentez:
7. ve son unitede, onceki unitelerin butuncul bir bicimde ozumsenmesi amaclaniyor. Ilk etkinlikte, ogrencilerin cesitli uyusmazlik giderme/catisma cozme becerilerini/adimlarini karsilastirmalari ve bir uygulamayla siralamalari isteniyor. Ikinci ve ucuncu etkinliklerde, taraflarin gereksinimlerini ve kaygilarini saptamayi amaclayan bir rol oyunu uygulamasi yapiliyor. Ders programi, Insan Haklari Evrensel Bildirgesi’ni uygulama yoluyla gostererek kapaniyor.
Kitaptaki tum egitimleri vermek icin gerekli olan sure, soyle: 1. unite icin 80 dakika, 2. unite icin 330 dakika, 3. unite icin 315 dakika, 4. unite icin 120 dakika, 5. unite icin 130 dakika, 6. unite icin 130 dakika ve 7. unite icin 185 dakika. Dolayisiyla, toplamda, bu egitim, 1290 dakika (21.5 saat) gerektiriyor. Elbette, esnek olunabilir; kimi etkinlikler cikarilip eklenebilir. Bu egitim, biraz kisaltilarak, 2 tam gunluk bir calistaya donusturulebilir ya da biraz daha uygulama ekleriyle, 3 tam gunluk bir calistay olabilir. Son olarak, bir ortaokul, lise ya da universite dersinde, yarim donemde ya da bir donemde her bir haftanin yarisinda islenerek (ornegin, 3 saatlik bir derste 1.5 saat) de sunulabilir. Bu program, zaten, daha once iki okulda uygulandi.
Bu uzunluk dusunulerek, “bu, uzun erimli bir calisma; onceligimiz degil” yaklasimiyla bakilirsa, baris egitimi cabasinin surekli ertelenmesi nedeniyle, gunu kurtarmaya yonelik (paliyatif) cozumlere agirlik verilmis olacaktir. Baris egitimi programi, her ilde bir okulda olsa bile, bir an once baslatilmalidir. Ogrencilere, derslerinden birinde, anilan etkinliklerden yalnizca biri bile sunulabilir. Orta erimde, baris egitiminin ders olarak mufredata alinmasi icin calisma yapilmalidir. Uzun erimde ise, varolan sistemdeki ayrimci ve savas cigirtkani metinler ayiklanmalidir.
Ozetle, baris, gencler ve cocuklar barismayi ogrenmedikce, uzun soluklu olamayacaktir. “Once baris yapalim; sonra, sira, egitime gelir” yaklasimi, yanlistir. Egitim sistemi ve medya, boyle oldugu surece, o baris hic yapilamayabilir bile... Barisin okullari, bir masabasi barisi yerine, toplumsal bir baris icin olmazsa olmazdir. (UBG/HK)
NEDEN ANTi-MiLiTARiST DEGiLiM?
ANTi-EMPERYALiST MiLiTARiZM VE BARIS
http://bianet.org/bianet/diger/145909-neden-anti-militarist-degilim-anti-emperyalist-militarizm-ve-baris
ULAS BASAR GEZGIN YAZDINeden Anti-Militarist Degilim? Anti-Emperyalist Militarizm ve Baris
Bu yazi, basliktan da anlasilabilecegi gibi, “anti-militarizm” kavraminin farkli kullanimlarina odaklaniyor ve ilk bakista celiskili gorulebilecek bariscil ve militarist bir tezle bitiyor. Ulas Basar GEZGINulas@teori.org / Istanbul - BIA Haber Merkezi17 Nisan 2013, Carsamba
Bu yazi, basliktan da anlasilabilecegi gibi, “anti-militarizm” kavraminin farkli kullanimlarina odaklaniyor ve ilk bakista celiskili gorulebilecek bariscil ve militarist bir tezle bitiyor. Bu akis icin, anti-militarizmin slogan basitligindeki boyutlari ustunden militarizmin turleri irdeleniyor ve metin, anti-emperyalist militarizm gorusunu parca parca ormeye calisiyor.
“Ordu olmasin”
Bu utopik talep, sinirlarin ve devletlerin olmayacagi bir dunyada elbette olanakli. Ancak, o dunya, cok uzakta olduguna gore, “ordu olmasin” tezi, halklari emperyalist ordulara karsi savunmasiz birakmak anlamina geliyor.
“Guclu bir ordu olmasin”
Bu yaklasimda, kuskusuz, ‘guclu’nun tanimi, onem kazaniyor. Bu gucluluk, silah gucu olabilir; lojistik guc olabilir (askeri alanlarin cok yer kaplamasi); ordunun ulke yonetiminde soz sahibi olmasi olabilir (bir sonraki bolumde bu konuya giriyoruz); ordunun halklarin gozundeki gucu olabilir vb. Bu acidan bakildiginda, bariscil bir dunya gorusuyle celismeyecek guclu bir ordu, sozkonusu olabilir. Vietnam, Laos, Kuba, Nepal vb. ulkelerde, halk savasiyla iktidari almis olan ‘halk ordulari’, halkin destegini arkasina almis ordulardir (bkz. Gezgin, 2008a; 2008b; 2008c). Daha dogrusu, adlari ustunde, halktan olusan, halktan ayri bir kastlasmaya dayanmayan ve halk savasi icin varolan ordulardir. Bu acidan, “guclu bir kapitalist ya da emperyalist ya da fasist ordu olmasin” demek, daha dogru olacaktir. Ancak, daha da dogrusu, bir onceki bolume donerek, “kapitalist/emperyalist/fasist ordular olmasin” demektir.
“Ordu siyaset yapmasin”
Dunyanin bircok ulkesinde, askeri guc, siyasetin bir oyuncusudur. Ancak, bu oyunculugun, yalnizca askere ozgu oldugunun sanilmasi, ordu disindaki guvenlik gucleri ve Afganistan’daki Amerikan savasinin ozel guvenlik kesimine teslim edilmesi (boylece askeri gucun ozellestirilip dogrudan sermayenin kontrolune verilmesi) dusunuldugunde, bu ifadenin, “guvenlik gucleri siyaset yapmasin” biciminde degistirilmesi gerekmektedir. Bu durumda bile, sozkonusu olan, bir utopyadir; cunku her yurttas, kucuk olcekte de olsa, buyuk olcekte de olsa, siyasetin icindedir. Kaldi ki, guvenlik gucleri icindeki gruplasmalar da, sIk sIk basina yansimaktadir. Kastedilen, MGK gibi kurumlarin siyaset ustundeki baskisinin kaldirilmasi ise, onun yerine neyin konuldugu dikkatli bir bicimde incelenmelidir.
“Ordu siviller tarafindan denetlensin”
Ordunun siviller tarafindan denetlenmesi, cok yerinde bir talep olarak gorunuyor. Ordunun sivil vatandaslara yonelik saldirilari, gercekten de, ordunun siviller tarafindan denetlenmemesine baglanabilir. Ote yandan, o sivillerin kim oldugu cok onemli. Tarihte, sivillerin, ordu uyelerinden cok daha savas cigirtkani oldugu ornekler bulunmakta.
“Savas olmasin”
Bu insancil talep, militarizmle celismiyor aslinda. Oyun kuramiyla bakilirsa, taraflar, karsilarindakinin ne kadar guclu oldugunu dusunurse, savasmaya o kadar cekinirler. Bu, nukleer cagda, nukleer savaslarin olmamasinin nedenlerinden biridir. Kuzey Kore’nin bagimsizligini koruyabilmesi de, ABD’nin ve diger bolge guclerinin nukleer silah korkusundan kaynaklanmaktadir.
“Ulke ordu gibi yonetilmesin”
Bir ulkede, ordu, gucsuz olabilir; ordunun siyaset ustunde etkisi de olmayabilir. Bu durum, yine de, bir ulkenin ordu gibi yonetilmesine engel degildir. HiyerarsIk olan bircok siyasal yapilanma, “ordu gibi yonetme” sinifina sokulabilir. Anti-militarizmin bu turune katilmamak, elde degil. Ancak, burada, bir yanilgiya dikkat cekelim: Siviller de, bir ulkeyi ordu gibi yonetebilirler; hatta cogunlukla, siviller boyle yaparlar. Hiyerarsinin orduya ozguymus gibi gosterilmesi, dogru degil.
“Butcede silahlara pay ayrilmasin” ya da “Butcede silahlara daha az pay ayrilsin”
Mezopotamya’daki son gelismeler ve bolgenin tarihi dikkate alinirsa, butcede silahlara daha cok pay ayrilmasi, sasilacak bir durum degildir. Emperyalist isgallere karsi ordularin silahlanmasi, cok dogaldir. Asil sorun, butcede ayrilan pay degil, ordunun halk ordusu olup olmadigidir ve/ya da silahini halkina dogrultup dogrultmadigidir.
“Zorunlu askerlik olmasin”
Baska yazilarda da belirttigimiz gibi (bkz. Gezgin, 2010), zorunlu askerligin olumlu yonleri de bulunmakta. Ancak, aslolan, varolan orduda zorunlu askerlik yapip yapmamaksa, zorunlu askerlige karsi olunmasi, cok dogal. Tarihte ve gunumuzde bircok sosyalist ya da sosyalist gecmisli ulkede, anti-emperyalist isgal beklentisine karsi, askerlik, zorunlu tutulmustur. Ayrica, askerligin zorunlu olmadigi durumlarda, ordu, halktan kopup kastlasmakta; insan haklari ihlalleri daha da artmaktadir. Buna ornek, zorunlu asker ordusuyla yapilan Vietnam-Amerikan Savasi’na karsi, profesyonel asker ordusuyla yapilan Irak ve Afganistan savaslari arasindaki karsilastirmadir (bkz. 2007a). Ilkinde, sivil itaatsizligin daha fazla olmasinin ve ABD’nin kaybetmesinin nedenlerinden biri, zorunlu askerlik uygulamasidir. Herkesin askerlik yapmasi, halkin, ordu hakkinda, birinci elden bilgi almasini saglamaktadir. Kastlasmis bir profesyonel orduyla girilen savaslar ise, kimseler bilmeden yapilmaktadir. Zorunlu askerlik, bir insan haklari ihlali sayilmakla birlikte, ayni zamanda, ulkeyi savunma gorevini herkese dagitmak anlamina gelir ki; bu da, Vietnam, Laos ve Kuba gibi ulkelerdeki halk savasi anlayisiyla uyumludur (Gezgin, 2011; 2009; 2007b; 2007c). Vietnam’da, herkes, kadin-erkek ayirmaksizin, lisede, olasi bir isgale karsi atis egitimi almakta; universitede ise, yaz tatillerinden birinde, kislada askeri egitim almaktadir. Kuba’da, herkes, sokak koselerindeki gezici arabalarda atis alistirmasi yapmaktadir. Halk ordusunu emperyalist ordudan ayiran en onemli nokta, halk savasi mantigi oldugunda, bu, silahlara da yansimaktadir. Halk ordusunda, herkesin kullanabilecegi hafif silahlara agirlik verilmektedir.
“Askerle siyasetciler keskin olarak ayrilsin”
Bu, bir tur askeri laiklik. Diger bir deyisle, ordu ve siyaset islerinin birbirinden ayrilmasi. Bunun Kuba ve Venezuela gibi ulkelerde gecerli olmadigini; Vietnam ve Laos gibi ulkelerde ise gecerli oldugunu goruyoruz. Ayrica, bircok demokratik gorunumlu ulkede, askerlerle siyasetcilerin goruntude birbirinden farkli oldugu; ancak, gercekte, her zaman ortak hareket ettikleri goruluyor (ornegin, NATO ile AB’nin Afganistan ve Irak operasyonlari).
“Nukleer enerji olmasin”
Olmasin elbette. Ancak, var, oluyor. Bir konusmada belirttigimiz gibi (bkz. Gezgin, 2013), Kuzey Kore’yi, caydirici guc olarak kullandigi nukleer silahlar icin elestirenlerin, hatta protesto edenlerin, once, ABD’yle Israil’in nukleer silahlariyla ilgili kampanya yapmasi gerekiyor. Bu, hem hak-hukuk acisindan dogru olanidir; hem de, zaten, ABD ile Israil, nukleerden arinmadikca, diger ulkeler de arinmayacaktir. Dolayisiyla, nukleer silah karsitlari, Kuzey Kore, her deneme yaptiginda, Kuzey Kore’yi degil ABD ile Israil’i protesto etmelidir.
“Dersler militarist ogelerden arindirilsin”
Katilmiyoruz, arindirilmasin. Sorun, derslerin militarist olmasi degil, milliyetci olmasidir. Emperyalist saldirilara karsi, “her Turk asker dogar” yerine, “her Turkiyeli asker dogar” yazilabilir ornegin. Venezuela, Kuba ve Vietnam’in ders mufredatlari, bu acidan militaristtir. Vietnam’da, cocuklar, ilkokulda, ‘Kucuk Asker’ Marsi’ni ogrenir. “Vatan sana canim feda” sozunde, milliyetcilik degil, militarizm vardir ve bu militarizm, kabul edilebilir bir anti-emperyalist egilim icermektedir. Vatan, burjuvazinin degil halklarin anayurdu olarak tanimlandiginda, bu soz, gercek anlamini kazanmaktadir. Cesitli muhalif arastirmacilarin ‘vatan’i burjuva bir icat olarak gorusune ve “iscilerin vatani olmaz” deyislerine katilmiyoruz. Bircoklari, vatani, milliyetci degil, anti-emperyalist bir bakis acisindan, daha genis bir bicimde tanimlamistir. Ornegin, Chavez, tum Guney Amerika’yi vatani olarak gormustur. Bu anlamda, ic dusman-dis dusman tariflerinin yeniden yapilmasi ve milliyetci ve dini referanslardan arindirilmasi kosuluyla, derslerde militarizm olmasi, sanildigi kadar yanlis degildir.
Ancak, “bu, bu yasa uygun degil. Yurttaslar, vatan savunmasini yaslari gelince ogrensin” deniyorsa, bu, dogru olabilir. Derslerdeki militarizmin elestirisinin elestirisi olarak, su ornek de verilebilir: Israil-Filistin catismasinda, Israil’deki ders kitaplarinin anti-militarist olmasini talep edebiliriz; ancak, bunu, Filistin’deki ders kitaplari icin soyleyemeyiz. Filistin’in ders kitaplari, tersine, militarist olmalidir. Dolayisiyla, burada, anti-militarizm soyleminin, ezen-ezilen ayrimi yapmamasi elestirilmelidir. Vietnam-Amerikan Savasi’nda, Vietnam tarafi, militarist olmasaydi; simdi bir Amerikan uydusu olmus olacakti. Bu durumda, ezen tarafa anti-militarizm elestirisi yapilmalidir; ancak, bunun orantisiz gucun kurbani olan ezilen taraflara yapilmasi, yanlistir. Ezilenlere anti-militarizmi salik vermek, onlarin yikimina yol acacaktir. Ote yandan, yine de, elbette, baris ve muzakere yontemleri, ezen taraflara da ezilen taraflara da ogretilmelidir.
“Bireysel silahlanma olmasin”
Evet, olmasin. Bunun da, guclu bir ordu ile celisen bir yonu bulunmamaktadir. Herkesin atis egitimi aldigi Vietnam’da, sivillerin silah tasimasi yasaktir. Ulkede suc orani da, cinayet orani da dusuktur. Az sayida olan cinayetler, silahla degil bicakla olmaktadir. Vietnam, 30 yil suren ve 3 milyon sehide malolan savaslardan sonra, dunyanin en bariscil ulkeleri arasinda sayilmaktadir.
Yazimizi, kisa kisa notlarla bitirelim:
- Bir ulkeye baris geldiginde, daha once carpisan taraflarin silahsizlandirilmasi ya da tek bir orduda birlestirilmesi gerekmektedir. Birinci olasilik, bir devletin, savasin tarafi oldugu bir durumda olanakli olamamaktadir. Ayrica, boyle bir durumda, silahsizlanma, bir tarafi, diger tarafin merhametine muhtac duruma getirmektedir (bkz. Gezgin, 2008d). Ikinci olasilik ise, daha olasi gorunmektedir. Nepal’de, halk savasi sonrasinda, hala basaridan uzak olsa da, boyle bir caba icine girilmistir. Bunun disindaki olasiliklari da dusunmek gerekir.
- Vicdani red yerine, askerlik hizmetinin sivil kamu hizmeti olarak gerceklestirilmesi, olanakli kilinmalidir. Bu, ozellikle, bir baris ortaminda, savasin magduru olan iki tarafin da gereksinimlerini karsilayabilmek icin gereklidir.
- ‘Baris Ordusu’ sozu, celiskili bir ifade degildir. Barisin kalici olmasi icin, sinirlarin ve devletlerin olmayacagi uzak gelecege kadar, ordular, gereklidir. Ordulari olmadigi icin ornek gosterilen kimi ulkeler, gercekte, buyuk guclerin ordularinin ‘korumasi’ altina alindiklari icin ordusuzlardir.
- Anti-emperyalist militarizm kavramini gelistirmek icin, Kuba, Venezuela, Vietnam, Laos, Kuzey Kore ve gecmisteki Cin gibi cesitli ornekler daha ayrintili olarak incelenmelidir.
Konu, cok tartismali. Farkli kesimlerden cesitli tepkiler almasi beklenebilir. Olsun, varsin. Yeter ki, baris, kalici olsun.
Ilgilisine kaynakca
Gezgin, U. B. (2013). Ulas Basar Gezgin’le Kuzey Kore, Venezuela ve Chavez soylesisi.
IMC TV, 10 Mart 2013, Pazar, 10:00-11:00.
Gezgin, U. B. (2011). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (151): Vietnam’da savas gunleri ve sonrasi.
Evrensel Gazetesi, 23 Nisan 2011.
Gezgin, U. B. (2010). Gazetecileri bariscillastirmak yerine bariscillari gazetecilestirmek.
Baris Coban (der.) Medya, baris ve savas – Savas ortaminda baris medyasini yaratmak icinde. Istanbul: Kalkedon Yayinlari.
Gezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (111): Asya-Pasifik ordulari. (3 bolum olarak)
Evrensel Hayat Eki, sayi 274, 18 Ekim 2009.
Evrensel Hayat Eki, sayi 275, 25 Ekim 2009.
Evrensel Hayat Eki, sayi 276, 1 Kasim 2009.
Gezgin, U. B. (2008a). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (61): ‘Hannah Hanoi’: Amerikan ordusunun korkulu dusu. Evrensel Hayat Eki, sayi 223, 12 Ekim 2008.
Gezgin, U. B. (2008b). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (51): Asya-Pasifik’te savas ve baris. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayi 213, 3 Agustos 2008.
Gezgin, U. B. (2008c). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (50): Yildizlarini sokmus general: Vo Giap. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayi 212, 27 Temmuz 2008.
Gezgin, U. B. (2008d). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (42): Aceh: tsunamiyle gelen baris... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayi 198, 20 Nisan 2008.
Gezgin, U. B. (2007a). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (22): Vietnam ve Irak. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayi 181, 16 Aralik 2007.
Gezgin, U. B. (2007b). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (7): Barisi dusunurken, kapilari calamayan cocuklari duyabilmek... Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayi 166, 2 Eylul 2007.
Gezgin, U. B. (2007c). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (6): 1973 Nobel Baris Odulu’nu reddeden Vietnamli Devrimci ve karsi-orduculuk. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayi 165, 26
BiANET
Dostları ilə paylaş: |