fatiha suresi bakara suresi 3- ÂL-İ İmran suresi 19



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə56/75
tarix12.01.2019
ölçüsü2,91 Mb.
#95637
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   75

58- MÜCÂDELE SURESİ


(Atâ'ya göre ilk on âyeti Medenîdir, alt tarafı Mekkîdir. Zayıf bir kavle göreyse ilk on âyeti Mekkîdir, diğerleri Medenîdir. İlk âyette bir kadının, Hz. Peygamber'e müracaatı anlatıldığından çekişme anlamına gelen Mücâdele ismi verilmiştir.)

Rahman ve Rahîm Allah Adıyla



1- Gerçekten de Allah, seninle, kocası hakkında çekişirken Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitti ve Allah sizin konuşmanızı duyuyordu; şüphe yok ki Allah, duyar, görür.

2- Sizden, karılarına zıhâr yapanlar, bilsinler ki karıları, anaları değildir, anaları, ancak onları doğuran kadınlardır ve şüphe yok ki onlar, çirkin bir lâftır, ediyorlar ve yalan söylüyorlar ve şüphe yok ki Allah, elbette bağışlayıcıdır, suçları örter.320[1]


[1] Zıhâr, bir insanın, karısına, senin sırtın anamın sırtı gibi demesi, yani sen âdeta benim anamsın diyerek ondan uzaklaşmak, ayrılmak istemesidir. Câhiliyye devrinde karısına bu sözü söyleyen adam, onu boşamış sayılırdı ve bir daha da alamazdı. Ensâr' dan Sâmit oğlu Evs, karısına bu sözü söylemiş, sonra pişman olmuştu. Karısı Havle, Hz. Peygambere gelmiş ya Resulallah demişti, kocam Samit oğlu Evs, Beni aldı, gençtim, malım vardı, soyum vardı. Şimdi kocaldım, malımı yedi, soyum sopum dağıldı. Derken bana zıhar yaptı, fakat nadim oldu, tekrar birleşmemize imkan var mı? Hz. Peygamber, sen ona haram oldun demişti. Kadın, çocuklarım var, onu da seviyorum diye sızlanmıştı. Hz. Peygamber, aynı sözü söyleyince, yoksulluğumu, ihtiyacımı Allah'a arz ediyorum, halimden ona şikayet ediyorum, Allah'ım, Peygamberinin dilinden bir şey indir diye Tanrıya yalvarmaya koyulmuştu. Bu Müslümanlıkta ilk Zıhardı. Bu sırada Ayişe başını yıkıyordu. Kadına dönüp sözünü kısa kes dedi, Resulullah'ın yüzünü görmüyor musun? Vahiy gelince Hz. Peygamber terler, titrer, kendinden geçerdi. Tam o anda da o hale gelmişti. Kendisine gelince kadına, kocanı çağır bana dedi. Kadın çağırdı. Hz. Peygamber, ayetleri okuduktan sonra bir kul azat edebilir misin dedi. Evs, kul pahalı, bense yoksulum deyince peki dedi, iki ay, bir teviye oruç tutabilir misin? Evs, imkanı yok dedi, günde üç kere yemek yemezsem gözüm kararır bayılırım ben. Altmış yoksulu doyurabilir misin dedi. Vallahi yapamam dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, ben de sana on beş ölçek yardım edeyim dedi ve yardım etti. Evs yoksulları doyurdu, karısıyla tekrar birleşti.


3-
Ve karılarına zıhâr yapıp sonra dediklerinden dönenler, karılarıyla temastan önce bir kul azat etmelidirler; bu, size, onunla öğüt almanız için bir emir ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.

4- Kimin, buna gücü yetmezse artık ona, birbiri ardınca tam iki ay oruç tutma var, karı, koca, birbirlerine temâs etmeden önce; buna da gücü yetmeyen kişiyeyse altmış yoksulu doyurmak düşer; bu, Allah'a ve Peygamberine inanmanız içindir ve bunlar, Allah'ın sınırlarıdır ve kâfirlereyse elemli bir azap var.

5- Allah'ın ve Peygamberinin emrine aykırı hareket edenler, aşağılık bir hâle gelir, rüsvâ olurlar. Nitekim onlardan öncekiler de aşağılık bir hâle geldiler ve rüsvâ oldular, halbuki gerçekten de apaçık deliller indirmiştik ve kâfirlere, aşağılatıcı bir azap var.

6- O gün, Allah, onların hepsini de diriltip toplar da neler yaptılarsa haber verir onlara; onlar, unutmuşlardır ama Allah bir-bir hesaplamış, tespît etmiştir ve Allah, her şeye tanıktır.

7- Görmez misin ki Allah, şüphe yok ki bilir ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde; üç kişi gizli konuşmaz ki o, dördüncüleri olmasın ve beş kişi yoktur ki altıncıları, o olmasın ve bundan daha az ve daha çok olsalar da o, onlarla berâberdir nerede olurlarsa, sonra da kıyâmet günü, ne yaptılarsa onlara haber verir; şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir.

8- Bakmaz mısın gizli ve fısıltıyla konuşmadan vazgeçmeleri emredilenlere, sonradan gene vazgeçmeleri emredilen şeye dönerler ve suça ve düşmanlığa

ve Peygambere isyâna âit şeyleri gizlice konuşurlar ve senin yanına gelince de Allah'ın, sana verdiği selâmdan başka bir tarzda selâm verirler sana ve birbirlerine de şu söylediklerimiz yüzünden derler, Allah'ın bizi azaplandırması gerekmez miydi? Cehennem yeter onlara, oraya atılıp yanacaklardır ve gerçekten de orası, dönülüp gidilecek ne de kötü yerdir.321[2]




[2] Yahûdiler, Hz. Peygambere "Es-Sâmu aleyk - ölüm sana" diye selâm verirlerdi. Hz. Peygamber de "sana da" diye karşılık verirdi. Bu âyet, buna işaret etmektedir.


9-
Ey inananlar, gizli konuşursanız suça ve düşmanlığa ve Peygambere karşı isyâna dâir konuşmayın da hayra ve çekinmeye dâir konuşup danışın ve çekinin o Allah'tan ki onun tapısında toplanacaksınız.

10- O gizli konuşmalar, inananları mahzûn etmek için ancak Şeytan'ın iğvâsıyla meydana gelir ve halbuki Allah'ın izni olmadıkça onlara hiçbir şey zarar vermez ve dayananlar, artık Allah'a dayansınlar.

11- Ey inananlar, meclislerde, size yer açın denince, yer açın artık, genişletin meclisi de Allah da size genişlik versin ve kalkın, şuraya geçin dendiği zaman kalkın, geçin; Allah da, içinizden, gerçekten îmân edenleri de yükseltsin, kendilerine bilgi verilenleri de derece-derece yüceltsin ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.

12- Ey inananlar, Peygamberlere gizlice konuşacağınız vakit, konuşmaya başlamadan bir sadaka verin; bu, sizin için hem daha hayırlıdır, hem de daha temiz; bulamazsanız artık Allah, suçları örter, rahîmdir. 322[3]


[3] Bu âyetin hükmü. Zenginlere aitti ve hükmü, bundan sonraki âyetle kaldırıldı.


13-
Gizlice konuşmadan önce sadakalar vermeden korktunuz mu? Mâdemki yapmadınız, Allah da tövbe nasîp etti artık size ve kabûl etti tövbenizi, şu halde namaz kılın ve zekât verin ve itâat edin Allah'a ve Peygamberin'e ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.

14- Bakmaz mısın şunlara ki Allah'ın gazap ettiği bir topluluğa dostluk ederler; onlar, ne sizdendir, ne onlardan ve bilip dururken de yalan yere yemin ederler.

15- Allah, onlara çetin bir azap hazırlamıştır; gerçekten de ne kötü işler yapıyorlar.

16- Yeminlerini bir kalkan edinmedeler de halkı Allah yolunda menetmedeler, onlaradır artık aşağılatıcı bir azap.

17- Onları, malları ve evlâtları, hiçbir sûretle ve kesin olarak Allah'tan kurtaramaz, onlardır cehennem ehli, orada ebedîdir onlar.

18- Allah'ın, onların hepsini diriltip topladığı gün, size yemin ettikleri gibi ona da yemin ederler ve sanırlar ki bir şey yapıyorlar gerçekten de; bilin ki şüphe yok, yalancılardır onlar.

19- Şeytan, üstlerine saldırmıştır, üst olmuştur da onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur; onlardır Şeytan'ın fırkası; bilin ki şüphe yok, Şeytan'ın fırkası, ziyan edenlerin ta kendisidir.

20- Allah'ın ve Peygamberinin sınırlarına uymayanlar ve karşı gelenler yok mu, onlardır en aşağılık kişilerin içinde bulunanlar.

21- Allah yazdı, takdîr etti ki andolsun, ben ve peygamberlerim üstün geleceğiz; şüphe yok ki Allah pek kuvvetlidir, üstündür.

22- Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'ın ve Peygamberinin sınırlarına aykırı hareket edip onlara karşı gelen birisini sever bulamazsın ve isterse onlar, babaları, yahut oğulları, yahut kardeşleri, yahut da aşîretlerinden olsun; onlar, öyle kişilerdir ki Allah, gönüllerine îman nasîp ve mukadder etmiştir ve onları, kendinden bir ruhla, îmanla kuvvetlendirmiştir ve onları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedî olarak kalırlar; râzı olmuştur Allah onlardan ve râzı olmuşlardır onlar da ondan; onlardır Allah fırkası; bilin ki şüphe yok, Allah fırkası, kurtulanların, murâdına erenlerin ta kendisidir.323[4]


[4] Ruh, imandır. Kur’ân ve Cebrail diyenler de olmuştur.



Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin