GELİŞİM PSİKOLOJİSİ
PSİKOLOJİYE GİRİŞ
-
PSİKOLOJİNİN TARİHÇESİ
-
PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI
-
PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
Psikoloji: Bilim anlamına gelen logos ve ruh anlamını gelen psyche sözcüklerinden oluşmuştur. İlk dönemlerde psikoloji ruh bilimi olarak tanımlanmıştır. Psikoloji, ilk felsefecilerin ruhun doğasını inceledikleri, felsefenin alt dalı olarak kabul edilmiştir. Ruhun doğası belli terimlerle tanımlanamadığı için bundan vazgeçilmiş ve akıl bilimi olarak adlandırılmaya başlamıştır. Psikoloji bireylerin ve grupların davranışlarını ve bilişsel süreçlerini inceler. Psikoloji insanların ne yaptıkları ve ne düşündüklerini incelemekte ve böylece eğitim sorunlarının anlaşılmasını yardımcı olmaktır. Psikolojinin amacı insan refahını geliştirme ve değiştirme değildir Ancak insanı anlama ve tanımlamaya çalışarak gerçek yaşam sorunlarına odaklanır.
PSİKOLOJİNİN TARİHÇESİ
Psikoloji 19.yy.`dan önce felsefenin bir dalı gibi düşünülmüştür.1879 yılında ilk psikoloji laboratuarlarının kurulmasıyla başladığı kabul edilir.Wilhelm Wunt un Almanya´da kurmuş olduğu ilk laboratuar bir dönüm noktası olmuştur.
Psikoloji genç bilim olmasına rağmen kökleri ilk insana kadar dayanır. Çünkü psikolojik varsayımlar hem geçmiş insanı hem de günümüz insanı için geçerlidir. Örneğin, Aristo, Sokrat, Platon duygu ve düşüncelerle ilgilenmişlerdir. İnsanın bilişsel yönü ele alınmış düşüncelerin nerede olduğu ve davranışa nasıl dönüştüğü sorgulanmıştır.Böylece beden ruh ikilimi ortaya çıkmıştır .İlkçağ felsefecileri kendi zamanlarına ait soruları cevaplamaya çalışmışlardır. Ama kullandıkları yöntem bilimsel değildi. Örneğin Descartes beden-ruh ilişkisinin beyindeki bir salgı beziyle gerçekleştiğini belirtmiştir.
WUNDT`UN LABORATUARI
İlk psikolojik laboratuarı 1829 da Alman psikologu Wilhem Wundt`un (1832–1920)Leipzing Üniverstesi`nde kurmuştur. Wundt içebakış adlı felsefeden aldığı bir teknikle süreçleri incelemek istemiştir. Örneğin, müzik dinleyen bir kimseden algıladığı müziği parçalarına ayırmasını ister. Müzik kişi tarafından anlamına melodisine ve neler çağrıştırdığına göre zihinde analiz edilir. Wundt aynı zamanda bu tekniği deneysel yöntemle desteklenmesi gerektiğini belirtir.
PSİKOLOJİNİN KURAMLARI
YAPISALCILIK:
-Kurucusu,Edward Titchener`dır .
Yapısalcılık akımına göre insan zihni çeşitli öğelerden oluşmaktadır. Bilincin bu öğeleri saf duyumlardır. Buna göre yapısalcılar psikolojinin konusu bilinç amacının ise bilince ait öğeleri belirlemek ve çözümlemek olduğunu ileri sürmüşlerdir.Bu kuramcılar içebakış dedikleri.özel bir yöntem kullanmışlardır.İçebakış yöntemini de nesnel yöntemle desteklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
FONKSİYONALİZM
Kurucusu William James ve John Dewey dir.Zihnin işlevleri ve çevreye uyum davranışları ile ilgilenir.İşlevselcilere göre bilimselliği arttırmak için bilinçli olayların akıcı ve fonksiyonel ve değişici yapısıda göz önünde bulundurmalıdır.
İşlevselci görüş insan ve hayvanların çevreye uyumları konusuna da değindiği için doğal ayıklanma gibi birçok görüşleri Darwin ile paralellik gösterir.ayrıca James içsel olaylarında evrim sürecinden geçtiği düşüncesindedir.Bu akımda yapısalcı görüşten farklı olarak bilinç öğeleri ve aralarındaki ilişkileri üzerinde durmak yerine bu öğelerin işlevlerine odaklandıkları belirtilmektedir. Bu amaç doğrultusunda öğrenme problem çözme ve isteklendirme gibi insan ve hayvanların çevresine uyumuna yardım eden konuları incelemişlerdir.
DAVRANIŞÇILIK
20.yy başlarında John B. Watson tarafından ortaya atılmıştır.Watson aklın objektif çalışamayacağını savunur, içebakış kuramına karşı çıkar. Bu psikoloji anlayışında psikolojinin görevi sadece çevredeki olaylarla(uyaranlarla) insanların bu olaylara karşı nasıl tepki verdiğini araştırmaktır.Etki tepki(UT)şeklinde kısaltılmıştır.
PSİKO-ANALİTİK
Psiko-analitik yaklaşım,davranışa bilinçdışı etkileri ele alır ve biyolojik içgüdüler,toplumsal istek ve baskılar ve çocukluk yaşantıları arasındaki çatışmalar üzerinde durur.Sigmund Freud insanı ve kişiliğini incelemek ve anlamak için sübjektif bir yöntem geliştiriyordu.Freud teorisini duygusal bozuklukları olan insanların tedavisinde elde ettiği yoğun deneyimler üzerine kurar. Daha çok Avrupa da yaygınlık göstermiş,Amerikan psikologlar arasında taraftar bulamamış .Freud un cinsiyet konusundaki görüşleri tepki uyandırmıştır. Onun çalışmaları insanın duygusal yönüne ağırlık vermiştir.
HÜMANİSTİK(İnsancıl)
Abraham Maslow ve C.Rogers insanın seçimi dışında içsel ve dışsal etkilerle psikolojiyi sınırlamanın ve yönlendirmenin doğru olmadığını vurgulamaktadır.Kişisel gelişim,yeteneklerin ortaya çıkarılması,kişisel seçimin önemi gibi konularla ilgilenir. Bu yaklaşımda kişinin tüm potansiyelini gerçekleştirme ve yaşamını anlamlandırma çabası içinde olduğu ifade edilmektedir. Kuramcılar kişilerin kendi algılamalarını ve değerlerini davranışları üzerinde etkili olduğunu savunarak bunlar üzerinde odaklanmışlardır.Hümanistik psikologlar kişinin özgür seçme yeteneği olduğuna ve rasyonel seçimler sonucunda hayatını kendisinin şekillendirebileceğine inanmışlardır ve psikoanalitiklere karşı çıkmışlardır.
BİLİŞSEL
İnsanı edilgen bir varlık olarak değil uyarıcıları seçerek algılayan,işleyen,anlamlandıran etken bir sistem olarak ele almaktadır.Bireyin zihninde yer alan zihinsel süreçleri inceleyerek dış dünyayı nasıl içselleştirip(iç dünya)olarak temsil ettiğini anlamaya çalışmaktadır.
Bilişsel psikoloji düşünme,dil,problem çözme ve yaratıcılık gibi süreçleri yeniden yönelimi sağlamıştır.Bu psikoloji akımı davranışın ;bir uyarana karşı yapılan herhangi bir tepkiden daha fazlasını içeren bir durum olduğunu savunmaktadır.
NÖROBİYOLOJİK YAKLAŞIM
Sinir sisteminin ve beynin daha iyi anlaşılmasıyla bunların davranış üzerinde açıklayıp yeni açıklamalar yapmaktadır. Beyin incelemelerinin ağırlık kazandığı bu yaklaşım biyoloji ve tıp alanına yakın bir psikoloji yaklaşımıdır.
PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI
Klinik ve danışmanlık psikolojisi:Bu iki grup gelişim bozuklukları ilişki problemleri mesleki ve eğitim problemleri ve davranış bozukluklarını inceler.
Danışmanlar az ciddiyet arz eden uyum ve kişilik problemleriyle ilgilenirler. Klinik psikologlar genellikle hastanelerde ruh sağlığı kliniklerinde mahkemelerde tıp fakültelerinde ve ceza evlerinde çalışma eğilimlerindedirler.
DENEYSEL PSİKOLOJİ:
Laboratuarda çalışırlar ve böylece konu üzerinde kontrolü sağlarlar.Örnek bir laboratuar ortamında bir psikolog sigara içmeyle bunun sinir sistemindeki etkilerini araştırır.
NÖROPSİKOLOJİ(FİZYOLOJİK)
Fizyolojik süreçlerle davranış arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışır.Ayrıca ilaçlar ,genler,hormonlar,beyin süreçleri arasındaki ilişkileri de inceler.
EĞİTİM VE OKUL PSİKOLOJİSİ
Eğitim ve öğretimdeki müfredat programını iyileştirip öğrencilerin ve anne babaların duygusal yönden inceleyip testler uygularlar.
ÖRGÜT VE ENDÜSTRİ PSİKOLOJİSİ
İşçi ve işverenler açısından üretimi arttırmak için çalışır.İş dünyasında çalışırlar ve bu iş alanlarında danışmanlık yaparlar.Çalışma motivasyonu arttırma ,ikili insan ilişkilerini iyileştirme ,verimi yükseltme ve çalışanların karar verme sürecinde katkı sağlama gibi çalışmalar yaparlar.
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ
Gelişim sürecinde insan davranışlarını etkileyen faktörleri araştırmaya ve anlamaya çalışırlar.Genelde bu psikoloklar çalışma alanlarını herhangi bir gelişim evresiyle sınırlandırırlar.
SOSYAL PSİKOLOJİ
İnsan üzerinde sosyal yapı ,faktör ve süreçlerin etkisini araştırır.
KİŞİLİK PSİKOLOJİSİ
İnsanın kendine özgünlüğünü ve insanda kişilik gelişimini temel yapı taşlarını bunların bir bütün içerisinde kişide nasıl geliştiğini araştırır. Kişilik tiplerinin sınırlandırılması ve sosyal yapı içerisinde dağılması da bu psikolojinin ilgi alanına girer.
ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
1.Betimsel Yöntem
2.Deneysel Yöntem
3.Korelasyonel Yöntem
BETİMSEL YÖNTEM
Betimsel yöntemler temelde var olan durumu tasvir etmeye yarayan genelde olaya ve sürece müdahale etmeyen özellik taşımaktadır.bunlar arasında gözlem ,klinik yöntem ve testler sayılabilir.
GÖZLEM:Var olan durumun gözlenerek olduğu gibi rapor edilmesidir.gözlem genelde doğal ve sistematik olarak ikiye ayrılır.
a)Doğal Gözlem:doğal gözlem olayları kendi tabi şartları içinde müdahale etmeden gözlemektedir.tesadüflere bağlı olarak gerçekleşir.
b)Sistematik Gözlem:Bu yöntemde davranışlar araştırmacının belirlediği şartlar altında gözlenir.standart gözlem araçları kullanılır.
c)testler:testler kişilik özellikleri,genel ve özel yetenekler,ilgi ve tutumlar belli bir konudaki bilgi ya da belli davranış ve özellikleri ölçmek için kullanılan araçlardır.
ANKET
Anket bireylerin daha önceden belirlenen konulardaki duygu,düşünce ve tutumlarını belirlemek maksadıyla oluşturulmuş sorular listesidir.
Görüşme:görüşme,bir sorunla ilgili olan kimselerle yapılan karşılıklı konuşmadır.öğrencinin gelişiminin tanınmasında,öğrencinin kendisi,başka öğretmenler,okulun yöneticileri,,ana baba ve ilgili kimselerle görüşmeler yapılabilir.bu görüşmeler öğrencinin karşılaştığı sorunları çözmede etkili olacak bilgiler verebilir.
OLAY İNCELEMESİ
Olay incelemesi bir kişi kurum ya da topluluğu ünite olarak ele alıp derinliğine inceleyen bir tekniktir.Okul sistemleri,okul veya dershane içindeki birey yada grupların üzerinde çalışmak çoğu kere olay incelemesi yoluyla yapılmaktadır.
DENEYSEL YÖNTEMLER
Bilimde deney yöntemi kontrol işlevin yerine getirmekte kullanılan bir yöntemdir.Deney yönteminin daha iyi anlaşılması için süreçte kullanılan değişken kavramını ve sürümlerini irdelemek gerekir.
Değişken: Kişiye,ortama ve zamana göre farklı değerler alabilen bir özelliktir.Değişken;bağımlı değişken,bağımsız değişken ve kontrollü değişken olarak üçe ayrılır.
Bağımsız Değişken: Hiçbir şeye bağlı olmadan değiştirilebilen ve bağımlı değişkendeki değişmelere neden olduğu kabul edilen etkendir.
Bağımlı Değişken: Bağımsız değişkendeki değişmeye bağlı olarak durumu değişikliğe uğrayan değişikliktir.
Kontrollü Değişken: Bağımlı değişken üzerinde etkide bulunması beklenen ancak araştırmada ele alınmadığı için kontrol altında tutulması gereken değişkenlerdir.
KORELASYONEL YÖNTEM
Korelasyon ;iki dizi puan ya da ölçüm arasındaki karşılıklı ilişki anlamına gelir.Korelasyon büyüklük bakımından 0`dan dan artı 1 e geri 0`dan -1`e kadar çıkabilir.buna göre iki değer arasındaki ilgileşim artı 1 ,00 ile -1,00 arasında dağılabilir.aralarında bağlantı bulunan iki cins verinin ya da değerin değişme yönleri aynı ise ilgileşim pozitif bu ilişki ters yönde ise bu taktirde ilgileşim negatif halde olur.
TEST GELİŞTİRME
Test;psikolojik anlamda uyarıcılar listesi şeklinde düşünülmelidir.Testte her soru,bireyde varlığını veya yokluğunu,azlığını veya yetersizliğini kontrol etmek istenilen bir davranışı ortaya çıkarıcı bir uyarıcıdır.Test geliştirme,özellikle öğrencilerin önceden planlanan bazı hedeflere ulaşıp ulaşmadıklarını anlamak için hazırlanan yöntemlerdir.
HAZIRLAYANLAR:REALİSTLER
-
ESRA BAŞTAN
-
PERİHAN DOĞAN
-
SÜMEYRA KARAHAN
-
GÜLŞAH SAĞLAM
-
YASEMİN SAYILGAN
-
HALİME KAPLAN
-
GÜLŞEN KAPLAN
Dostları ilə paylaş: |