Gelişme Ekonomisi
Nüfus ve İnsan Kaynakları
Thomas Robert MALTHUS (1766-1834) Thomas Robert MALTHUS (1766-1834) 1789 yılında büyük yankılar uyandıran “Nüfus Artışı Hakkındaki Araştırması” yayınlandı
Malthus’a göre, toprak sınırlı bir faktördür ancak insanlar kendilerine herhangi bir sınır koymaksızın çoğalabilmektedirler. Bilinen Malthusyen anlatımla ifade edecek olursak, insanların ihtiyacı olan gıda maddelerinin arzı aritmetik olarak artarken (yani 1, 2, 3... şeklinde), nüfus geometrik olarak artmaktadır (yani 1, 2, 4, 8....şeklinde). İnsanlar/Toplumlar nüfustaki bu artışı kontrol altına almazlarsa, açlık, kıtlık veya salgın hastalık gibi nedenlerle, nüfusun zorla kontrol altına alınması söz konusu olacaktır.
Marksist düşünürler... “...... nüfus sorunu diye bir sorunun varlığı aslında, başka bir problemin yansımasıdır; sermaye birikimindeki yetersizlikten dolayı emek talebi sınırlanacak, bu da emek fazlasının ortaya çıkmasına neden olacaktır. İşte, nüfus baskısı olarak ortaya çıkan bu emek fazlasıdır.....”
Keynesyen yaklaşım... “..nüfus artışı aslında kalkınmaya olumlu yansır” örneğin Hansen, “... artan nüfus sayesinde piyasanın sürekli genişleyeceği ümidi, girişimcileri son derece sevindiriyordu. Nüfusun artması dolayısıyla, gayet saçma keşiflere bile geniş yatırımlar yapılıyordu..” diyor.
Demografik Geçiş Modeli Düşük Düzeyde Denge Tuzağı Modeli
Modern zamanlar öncesi aşama Modern zamanlar öncesi aşama Kentleşme/Sanayileşme aşaması Olgun sanayileşme aşaması Sanayileşme sonrası aşama
Hızlı Nüfus Artışının Ekonomik Kalkınma Açısından Sorunları
Hızlı nüfus artışının ekonomik kalkınmayı yavaşlatmasının üç temel nedeni vardır: Bugünkü yüksek tüketimi ile gelecekte yüksek tüketim yapmak için gerekli yatırım arasındaki zor olan seçimi daha da şiddetlendirir. Nüfuslarının büyük bir kısmını hala tarımda istihdam eden/ikamet ettiren pek çok ülke nüfusundaki olağanüstü büyüme, kıt doğal kaynaklarla bunları kullanacak insanlar arasındaki dengeyi tehdit eder. Nüfustaki büyüme, gerekli ekonomik ve sosyal değişimin gerçekleşmesini zorlaştırır.
Modernizasyon yaklaşımı... Modernizasyon yaklaşımı... Toplumun modernleşmesi kadınlar üzerindeki geleneksel sınırları kaldıracaktır... Liberal feminist yaklaşım... Modernizasyon yaklaşımı eleştirilerek, kalkınmanın kadının durumunu düzeltmediği noktasından hareket eder. Kadınların varolan kalkınma süreci içerisine daha çok entegre edilmesi gerektiğinin altını çizer Bağımlılık yaklaşımı... Liberal feministlerde olduğu gibi, kalkınmanın kadını marjinalleştirdiği fikrini savunur. Kadının konumu içinde bulunduğu ülkenin dünya kapitalist sistemi ile ne denli bağlantılı olduğuyla ilgilidir. Sosyalist feminist yaklaşım... Ataerkillik ile üretim formatları arasında bağ kurar
Dünyanın dört bir tarafında kadınların tarımsal üretime olan katkıları aratarak devam etmektedir. Kadın emeği bazı ülkelerde, özellikle ihracata yönelik faaliyetlerde bulunan sektörlerde toplam emeğin yüğzde 70-90’ını oluşturmuştur.
Kırsal ya da kentsel olsun, kadınlar çoğu zaman daha yüksek istihdam düzeylerine rağmen, daha düşük ücretlerle güvencesiz bir şekilde , kimi zaman evde ve işyerlerinde çeşitli ve farklı baskı ve tacizlerle mücadele ederek yaşamlarına devam etmektedirler Kırsal ya da kentsel olsun, kadınlar çoğu zaman daha yüksek istihdam düzeylerine rağmen, daha düşük ücretlerle güvencesiz bir şekilde , kimi zaman evde ve işyerlerinde çeşitli ve farklı baskı ve tacizlerle mücadele ederek yaşamlarına devam etmektedirler
Ekonomik Kalkınmanın Anahtarlarından Biri: Sağlıklı Toplum Daha sağlıklı toplum daha yüksek emek verimliliği anlamında... 1993 Dünya Bankası Raporuna göre, “... AGÜ’lerdeki elverişsiz sağlık koşulları, gelişmiş ülkelerdeki ile kıyaslandığında, 1000 kişi başına günlük iki veya üç katı daha fazla iş günü kaybına yol açıyor...” Örneğin, Hindistan’daki 645 bin cüzamlı hastanın deformasyonunun iyileştirilmesi sonucu, bu kişilerin çalışabildikleri gün sayısının arttığı, bunun da Hindistan’ın GSMH rakamlarına 130 milyon $ ek gelir olarak yansıdığı belirtilmektedir. Bu rakam Hindista^n’ın o yıl aldığı dış yardım miktarının yüzde 10’una eşittir.
Afrika’da Açlık ve Yetersiz Beslenme
Dostları ilə paylaş: |