Merkeze olan mesafede yüzeyde gözüken her bir nokta da aslında çekirdek / merkezdeki noktanın tekrarlayarak gözükmesi olduğuna göre, her şeyin aslı, hüviyeti “tek bir” nokta olup, o noktanın çeşitli g
Merkeze olan mesafede yüzeyde gözüken her bir nokta da aslında çekirdek / merkezdeki noktanın tekrarlayarak gözükmesi olduğuna göre, her şeyin aslı, hüviyeti “tek bir” nokta olup, o noktanın çeşitli gözükmeleridir.
Dolayısıyla, her şey, her oluşum, merkez referans alındığında, onun bir tezahürü olmak sebebiyle kendi merkezindedir.. İrade, oluşum tektir ve merkezdedir ; dolayısıyla görünümler de kendi merkezlerindedir..
SORULAN SORULARA CEVAP ÜZERE ÇALIŞMA :
1. Yukarıdaki cevap gerçekten hiçbir şey ayırmaksızın bütün “ef’al alemi içinde” her yönden geçerli midir ?
Tek varlık olan Allah , bilinen ve bilinmeyen tüm alemlerin O’nun zatından sıfatlarına tecellisi ; alemlerdeki tüm oluşlar ise O’nun isimlerinin tecellisi olarak ; her bir fiil de onun esmalarından birinin belirişi olarak tespit edilebilmektedir. Dolayısıyla tüm varlıklar onun varlığının değişik suretlerde tecellileri olup , Kendi başlarına varlıkları yoktur. Ayrı ayrıymış gibi algılanan bu nesnelerin, ve her şeyin kaynağı Allah’ın esmasının (isimlerinin) manalarıdır. “Efal Alemi” veya “Şehadet Alemi”ndeki çokluk “Tek”in yansıması, görünür hale gelmesidir.
Bu bağlamda, ayrı ayrı varlıkların var sanıldığı, gerçekte ise Allah isimlerinin manalarının müşahede edildiği çoklukta “TEK”lik yani “MERKEZ” yansımaktadır. Her bir şey, tek tek, “TEK”in yansıması ile merkezindedir.
2. Zelzele, toprak kayması, fırtına, yağmur, yıldırım çarpması, yangın, açlık, savaşlar, ırk ayırımcılığı, yoksulluk vs bütün bunlar “merkezinde” midir ?
Enfüsde (kendimizde) ve afakta (etrafımızdaki bütün alem), hareket ve sükunette görülen tüm fiiller Hakk’ın işleyişidir. Suların akması, kuşların uçması, insan ve hayvanların yürümesi, arabaların ilerlemesi, dağların ve ovaların durması hepsi Hakkın bir fiilidir. Bizim elimizden işleyen de Hak’dır. Hakkın bize verdiği kuvvet ve kudretle bunlar harekete geçer. Bütün alemlerde gördüğümüz hareket ve durağanlık Hakkın kudreti ile olmaktadır. Hiçbir şey O’nun dilemesi olmadan yerinden kıpırdayamaz. Bizi ve bütün alemleri yaratan Hazret-i Hakk’ın fiilidir. Saffat 96: “Vallahu halakakum vema ta’melun” - Hâlbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı..