Medrese eğitimi - Ulema Dönemi
Musa bin Muslihuddin nice zaman medreselerde tahsil gördükten ve ulema sınıfına dahil olduktan sonra, İstanbul'a gelip yerleşti. Kısa zamanda müstesna bir mevkii elde etti.
Bu dönem, İsm-i Adem olarak arzda halife ca’l edilme döneminin öncesidir. İlimler zahiri anlam içinde irfan olunmadadır.
Hz. Kur’an’da Ademin rabbının (Bakara 2/30) (ve vakta ki, Rabbin melekler için demişti ki, "Ben ardı/yer yüzünde muhakkak bir halife ca’l/kılacağım") beyanı fiiliyata geçmeden önceki dönemdir. Şeriatın şeriatıdır. Kelam ilmi üzerine medrese, ulema eğitimidir. İslamın şartları yüzeysel algılanma ile tatbik görür.
O mertebede, mesela “Abdest” dendiğinde, kişi henüz “Ab-Dest” haliyle görmez de sadece (abdest) diye görür. Kişinin bulunduğu o mertebe itibariyle o anlayışı doğrudur.
Ancak bulunduğu yerin ikmalini yapmış ve mertebesini giyinmiş, mertebenin ilminin alimi olmuş. Öyle muhabbette ki artık vakti gelmiş. Mürşidsiz yürümesi tehlikelidir. A.Geylani Hazretleri Risalet-i Gavsiye’de, “ilim alimin şeytanıdır.” buyruyor.
Bu mertebedeki düşünce, İslamın 5 şartı olarak (Kelimeyi Şehadet getirme - Namaz kılma - Zekat Verme - Oruç Tutma - Hac'ca gitme) ikmal halinde olup, tecvid ile Kur’an okumaya devamdadır. Kendine göre ekmel mükemmel olduğuna hüküm verip, “Allah bana cennetini vermeyecek de kime verecek?” deme halindedir. Musa bin Muslihiddin gelişi böyledir.
Dostları ilə paylaş: |