Ama dikkat: ahlak bilime katkıda bulunanların çok azı ateistti
Akla ilk gelenler: Buddha, Confucius, Hume, Henry Sidgwick
20. yüzyıl: ilk defa bir çok ateist ahlak bilimci
Dini vurgu
Alkol, kumar
Çocuk aldırmak
Evlilik dışı ilişki
Evlilik dışı çocuk
Eşcinsellik
Ötenazi
Açlık? Evsizlik? Hakça paylaşım? Çevre kirliliği? Hayvan hakları? Sağlık hizmetleri ve uzun yaşam? Silahlanma? Tekelleşme? Dezavantaj?
Hristiyanlık (ve diğer dinler)
Batı uygarlığının tarihi Hristiyanlığın tarihiyle neredeyse çakışıyor
Doğruyu yapmak ile iyi hristiyan olmak neredeyse aynı gibi
BU DÜNYA “ÖBÜR” DÜNYA
Doğru yolda git ki öbür dünyada karşılığını gör
“Yargılanacağımız gün”
Örnekler
İsa:
I tell you this; there are some standing here who will not taste death before they have seen the Son of Man coming in his kingdom
Hold yourself ready, because the Son of Man will come at the time you least expect him
Aydınlanma ve Kant
Kant Hristiyan ahlak anlayışını cennet cehennem olayından bağımsız bir hale getirmeye çalıştı
Hatta Tanrıya inançtan bile bağımsız hale...
SADECE AKLA GÜVEN, ONUN DIŞINDA KALAN HERŞEYİ BİR KENARA BIRAK
Kant (devam)
Arzu ve eğilimlerimizden ortaya çıkan tüm dürtüleri bir kenara bıraktığımız zaman ahlaklı davranıyoruz denebilir
Sadece evrensel (ahlaki) kanunlar olarak kabul etmeye hazır ve istekli olduğun ilkeler ışığında hareket et
Kan bağışçısı
İnsanlara yardım arzusuyla kan veriyorsa Kant’a göre ahlaki davranmıyor. Bu arzuyu bir yana bırakıp insanlara yardımın görev olduğu düşüncesiyle kan veriyorsa tamam!
Kant duyarsız mı?
İyiler zaten kan verir. Çünkü onlar bencil değil; aksine çok düşünceli
Sanki doğru şeyi yapma konusunda olabilecek motivasyon eksikliğini telafiye yönelik gibi
Tehlike
Adolph Eichmann (soykırımın baş yöneticilerinden)
1961 Kudüs’te yargılanıyor
“Ben tüm yaşamımı Kant’ın ahlaki öğretilerine göre yaşadım, özellikle Kantçı görev tanımı ışığında”
Benzer şekilde
Heinrich Himmler (SS kıtaları şefi): “İtici bir görevi yapmak zorundaydım; 100 Yahudinin kurşuna dizilmesi ruhumun derinliklerini etkiledi ama görevimi yaparak en yüce kanunlara uymaya çalışıyordum”
Tanrı yoksa...
Dostoyevsky (Karamazov Kardeşler): “Eğer Tanrı yoksa, herşey mübahtır”
Sartre: Tanrıyı reddetmekle dünyada yalnız olduğumuzu kabul ediyoruz. O vakit seçim yapmak zorundayız ama tüm seçimlerimiz aslında rasgele olmak durumunda
Şu elma ağacı orada çünkü onu ben dikmiştim (plan)
Biz basitçe varız (plan yok) ve gerisi tamamen bize kalmış Varoluşçuluk
R. M. Hare
Yargılarımızın ahlaki olabilmesi için “evrenselleşebilir” olmaları gerekir
Yani tüm durumlarda geçerli olmaları mı lazım?
Hayır! Yargılarımıza içinde bulunduğumuz rollerden bağımsız olarak varmaya hazır olmalıyız (onları uygulayınca elde edeceğimiz kazanç veya uğrayacağımız zarardan bağımsız olarak)
Yardıma gereksinim olabileceğini önceden düşünüp ihtiyacı ortadan kaldırmak (yani önlemler alarak yardıma muhtaçların yaşamlarını iyileştirmelerini sağlamak)
Günümüzde bunun en güzel örneğini Afrika’da açlığa karşı mücadelede görüyoruz