Günü saat: 22. 41 sıralarında şüpheli Mehmet Fikri karadağ ile M. V. D.'nün yaptıkları telefon görüşmesinde özetle


Ve ihtimal bazı "kelle"ler alınacaktır!



Yüklə 7,96 Mb.
səhifə30/48
tarix18.03.2018
ölçüsü7,96 Mb.
#46068
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   48

Ve ihtimal bazı "kelle"ler alınacaktır!

Sonra kimse çıkıp "biz halifeyi kurtarmaya geldiğimizi zannediyorduk" demesin!

Bizden söylemesi!

Devam edeceğiz... Saygılar SESAR 7 Mayıs 2007



şeklinde dosya içeriği sorulduğunda;

Yazıyı kendisinin yazdığım, yazmasındakı amacın sıydsukonjektör ile ilgili bir yorum yapmak olduğunu, bu yazının www.sesar.com tr isimli ınternet s'ıjesınde de yayınlandığını,



Kuvvai Milliye Derneği merkezine Internet yolu ile gittiğini, "bazı kelleler alınacaktır" kelimesinin, Atatürk' ün saltanatın Kaldırılması sırasında söylemiş olduğu bir söz olduğunu, Ankara'da bu tarz kelimelerin görevden alınma manasında kullanıldığını, RTE ibaresi ile Recep Tayip ERDOĞAN ı ima ettiğini,,

BEHİÇ İSİMLİ WORD DOSYASI İÇERİSİNDE



DOC T İSİMLİ DOSYA İÇERİSİNDE: bulunan yazıyla alakalı

T.C. DEVLETİ,

SİZ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLART'NIN

SALYANGOZ SATIŞINA

ŞERH KOYACAK DEĞİLDİR!

NE VAR Kİ SİZLER

SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE

"NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ!

"MİTİNG"İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER,

MALATYA'DAKİ "İNCİL SHOW"U

CANLI VERDİLER!

Trabzon'daki Rahip Santaro Cinayeti ve Hrant Dink Suikastı'nın ardından 18 Nisan 2007 itibarıyla bir şok gelişme daha yaşandı ve Malatya'da misyonerlik faaliyetleri yürüttüğü belirtilen bir yayınevinde üç kişi boğazı kesilerek öldürüldü.

"BARBAR TÜRKLER!" tabelasını cilalayıp parlatan bu yeni gelişme ile birlikte Türkiye Kiliseler Birliği Yetkilileri de soluğu basın mensuplarının karşısında alarak bugün itibarıyla sahnelere atıldılar.

Kendilerini başrol oyuncusu zanneden bu üçüncü sınıf figüranların, mitingin m'sini vermeyip sabah programlarında göbek atanları vermeyi tercih eden tv'lerce baştan sona canlı olarak verilmeleri de hayli iyi oldu; zira iki cümlede bir İsa Mesih'e bağlılıklarını bildirip Hıristiyanlık ve incil'in sevgi yolu olduğunu belirten Dolar'a endeksli bu inanmışlar (!) süper bir reklam fırsatı yakalamış oldular!

İki cümle de bir İsa Mesih'in ve İncil'in "sevgi yolu" oluşundan dem vurup "Bizler Cüneyt Arkm'ın filmleri ile büyüdük! O filmlerde hep kiliseler mevcuttu. Ve Türkiye yıllar yılı kuvvetli bir Hıristiyanlık ve yabancı düşmanlığı ile yoğruldu; insanlara hep bu düşmanlık tohumlan aşılandı!" diyen bu üçüncü sımf oyunculara Hz. Muhammed (S.A.V.) ve son hak din olan İslam'ın kitabı Kur'an-ı Kerim'in ne anlattığını ve neyi teşvik ettiğini sormak lazım!

İncil "sevgf'den söz ediyor da;

İncil'i, Tevrat'ı ve Zebur'u

sözde değil özde bir sevgiyle kucaklayan Kur'an-ı Kerim

acaba neden söz ediyor?

Tabi amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olursa argüman sıkıntısı da yaşanmaz! İşte Türk Kamuoyu'nu şaşkına çeviren ve basın toplantısı demeye bin şahit isteyen Malatya'daki incil Show'dan inciler...

Türkiye Protestan Kiliseleri Birliği Başkanı İhsan Özbek;

"Birileri bu olaydan sonra çıkıp utanmadan 'Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satıyorlardı!' derse buna da şaşırmayacağız! Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satılmazmış! Gerekirse satarız ve satacağız!"

Bu üçüncü sımf reklamcı ve figüranların verdikleri beyanatlara göre "misyonerlik faaliyeti" denilen şey, "özgür ve 'Laikim!' diyen bir ülkede, inanılan dini tebliğ etmek"miş ve bu tebliğ (!), bu tabi hak (!), öcüleştiriliyormuş!

Güneydoğu ve Doğu Anadolu halkının başına PKK'nın dışında bir de, kişileri maaşa bağlamak aşamasına varıncaya kadar Hıristiyanlaştırmaya çalışarak bir başka belayı musallat etmek ve kişilerin maddi imkansızlıklarını sömürerek "inanç" olarak sunulan bir konsepti parayla satışa çıkarmak nasıl bir hak, nasıl bir tebliğ, nasıl bir özgürlüktür acaba?

İnançlarım para karşılığı Müslüman Halk'a kakalayıp, insanların maddi imkansızlıkları
üzerinden "din ticareti" yaparak "TÜRKİYE'Yİ TÜRKSÜZLEŞTİRME OPERASYONU"nun en
önemli sac ayaklarından birini oluşturmaya çalışan bu utanfflyskarakterlerin zeytinyağı gibi üste
çıkışlarını izledikçe midemiz kalkıyor! » *





621 , _




Ve sözde basın toplantısmdan,yani birçok tv'nin canlı verdiği incil Show'dan diğer inciler...

"Türkiye Ortaçağ karanlığına gömülmüştür! Uzun süredir ırkçılık ve Hıristiyanlığa nefret tohumlan ekiliyordu, şimdi bunlar biçiliyor! Yabancı düşmanlığı sürekli olarak körükleniyor!

Trabzon'daki Rahip Santaro, Hrant Dink ve bu vahşet aynıdır! Ne yazık ki şimdi de yine aynı senaryoları konuşacağız! Yine aynı koro çıkıp, kendi yarattıklan kan üzerlerine sıçramasın diye olayı karanlık güçlere ve gizli istihbarat servislerine ihale edip, 'Yine birileri Türkiye'yi karıştırmak istiyor!' diyecek ve aynı nefret şarkısını söyleyecekler!"

"Bugün Türkiye'de Ortaçağ'daki gibi cadı avı var. Hergün misyonerlerin hain planlan üzerine yazı çıkıyor. Bu bir cadı avıdır. Bugün birilerine misyoner demek, onu saldmya ve katledilmeye açık hale getirmektedir."

"Türkiye tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır. Bu tehdit, Türkiye'nin tahammülsüz ve hoşgörüsüz bir yer haline gelmesidir."

"Türkiye'deki can güvenliğimiz tehlike altındadır. Üçü de Protestan Hıristiyanlar'm şehitleridir. Türkiye'de artık Protestanlar'm kanı döküldü."

Mikserleme çalışmalarında üzerine olmayan Batı,

unutmasın ki; cami duvarı ile ecel arasındaki korelasyona dahil olmak için çırpınanların helvasını kavurmakta da Türkler'in üzerine yoktur!

Kimse "AB-BOP makasına malzeme edilen azınlıklar, terör, misyonerlik, laiklik vs. türünden çürüğe çıkmış argümanlar" üzerinden kendini zorlamaya kalkmasın artık!

Zira takkeler düşeli keller görüneli bir hayli zaman oluyor. Bu tavırda ısrar etmek isteyenler, kar-zarar hesaplanm buna göre yapsalar iyi ederler...

Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor?

2006 Şubat'mda işlenen Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin üç hedefi olduğu görülüyor;

1) TSK'yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)

2) RTE'yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak

3) AB'nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek

Dink Cinayeti'nin en önemli amacı, Ermeniler'e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu'nu Ermeniler'e karşı nötr hale getirmekti.

Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir "sempati" imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.

RTE'NİN ALMANYA ZİYARETİNİN HEMEN SONRASI Büyükanıt Paşa'nın AB'yi ve ABD'yi uyardığı, RTE'nin değişimini "sözde" diye nitelediği,

AKP Hükümeti'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara götürdüğünü söylediği, Milyonu aşkın kişinin Ankara'da devlete ve kaderine el koyduğunu vurguladığı, MİT Müsteşan'mn "ulus devlef'in tehlikede oluştuğunu ilan ettiği, Salı günü Hükümet'in AB Müktesebatı için "yol haritası"nın detaylanm açıkladığı, AB'ye karşı Türkiye'de tepkinin oluştuğu, "Milliyetçilik yükseliyor!" yaygarasının kopartıldığı, AKP'nin Cumhurbaşkanlığı için Almanya'dan destek arayışına çıktığı, RTE'nin Merkeple resim vermek ihtiyacı hissettiği ve AKP'nin cumhurbaşkanlığı konusunda iyice çalıya dolandığı bir anda

MALATYA'DA BİR ALMAN UYRUKLU MİSYONER ÖLDÜRÜLDÜ! Cinayeti işleyenleri değil, işletenleri araştmyoruz. Ama herkes yine tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı. İlginçtir, Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoneri öldürenlerin hepsi aynı yaş grubundan. Ve yine ilginçtir, her üç cinayette de tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı.

OYSA OYUN AÇIK!

DÜN HIRİSTİYAN EKALLİYETLER ÜZERİNDEN


OSMANLI'YI YÖNETMEYE __

VE KANALİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR ji^f'-s *S*ÎV


BUGÜN MİSYONER CİNAYETLERİ ÜZERİJ&EN ■* 3,





sTJKs

a


TÜRKİYE'Yİ YÖNETME

VE KATEGORİZE ETME AMACINDALAR!

AKP'nin içerde devletin ve milletin ağırlığının arttığı bir dönemde AB aracılığı ile üzerindeki presi dağıtmaya yönelik arttığı "kaynağı belli" destek görmesi öncelikle AKP'liler'i "Biz ne yapıyoruz?" sorusunu sormaya yöneltmeli!

AB ve ABD çizgisinin, AKP'nin üzerindeki presi kırmak için bazı maşalarını feda etmesi, eskimiş ve sonuç alması zor bir taktiktir artık.

"RTE CUMHURBAŞKANI OLURSA!" SİMÜLASYONU

Bu noktada iktidar olmuş AKP'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara sürüklediğinin ve "ulus devlet"i tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip, bir simülasyon yapalım!

RTE Cumhurbaşkanı Veya AKP'ni Seçtiği Biri Çankaya'da

1. Şok Suikast!

Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!

Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.



2. Şok Suikast!

Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykırımı'm tanıyoruz! Ermeniler'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.

3. Şok Suikast!

İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlanm meşrulaştırıyor. İsrail "Kürt Kartı"m daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor.

Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP'liler "Pembe Türkiye" tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam'm Enformasyon Bakam El-Sahaf m yaptığı gibi.

Fethullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet'in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor.

"Laiklik" tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk'ün heykelleri Lenin ve Saddam'm heykel ve büstleri gibi yıkılıyor.

Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!

Batı'mn maşası Türkiye Kiliseler Birliği'nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarına gelince,



  1. Türk Milleti'ne ve Türk Devleti'ne meydan okumaya yeltenmeyiniz! Avrupa'nın ve Anadolu'nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk'e meydan okuyanların mezarlarıyla doludur!

  2. Batı'mn maşası olmayı hemen bırakın!

  3. Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama salyangoza basıp düşerseniz "Ben niye düştüm?" demeyesiniz!

  4. Avrupa'da Hıristiyanlar'm çocuklarına bile satamadığınız "İncü"i Türkiye'de hiç satamayacağınızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki?

  5. Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletler gelirse, yani "kerata" olursanız bedelim ödersiniz!

  6. Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor.

  7. Din adamı tahrik etmez, germez, meydan okumaz; anarşiye zemin hazırlamaz!

  8. Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle "din adamı" muamelesi değil, "Batı'mn ajanları" muamelesi göreceksiniz!

  9. "Din adamı" kan üzerinden din propagandası yapmaz.




  1. "Din adamı" Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi "din adamı görüntülü provokatör" olmaz!

  2. "Din adamı" ağzını bozmaz. Sahte din adanılan da sizin gibi davranıp "insan bozması" falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor.

Bizce ajanlığı bırakıp "insan" olunuz... -^.5*

f.

SESAR


FUAT ERMİŞ'



a, 1




şeklinde dosya içeriği sorulduğunda;

Yazıyı kendisinin yazdığını, muhtemelen Fuat ERMİŞ'in bu yazıyı Sesar internet sitesinden indirilmiş olabileceğini, gündemle ilgili bir yorum yaptığını, olabileceklere dikkat çektiğini,

SORULDU: salonda bulunan şömine üzerinde;



siyah renkli Klasör içerisinde;

-(31) sayfalık "Gizli SINIR TİCARETİ RAPORU" başlıklı A62 şeklinde numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; T.C. Bayrağı ve Maliye Bakanlığı antetli, GİZLİ kaşesi vurulmuş, SINIR TİCARETİ RAPORU başlıklı, 19/08/1999 tarihi atılmış kapak altında, her sayfasının alt ve üst kısmına GİZLİ kaşesi vurulduğu, Sınır Ticareti ve Sınır Ticaretinin Dış Ticaretteki Payı, bu konudaki Anayasal ve yasal çerçeveler ile İstatistiki bilgiler, İran ile sınır olan Van, Ağrı ve Hakkari illerimizin sınır kapılarından yapılan sınır ticaretinin incelenmesi, bunun Sosyal ve Ekonomik boyutu ile Dış Ticaret Mevzuatı, Petrol sektörü, Kamu Maliyesi yönlerinden değerlendirilmesi olduğu, 19/08/1999 tarihli Sonuç bölümünün sonunda da muhtelif Daire Başkanları, Şube Müdürleri, Şube Müdür Yardımcıları, Dış Ticaret Uzmanları, ve Katip' in isim - soy isim ve imzalarının olduğu görülmüştür.

-"TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI: 18/61" başlıklı C62 numara ile numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Özcan ERDOĞAN tarafından düzenlenen 26/ 09/2001 tarihli 1996 - 2001 yıllan arası İstanbul' da görev yapmış İstanbul Valisi, İstanbul Eski Valisi, İstanbul Vali Yardımcısı, İstanbul İl Özel İdare Müdürü, İstanbul İl Özel İdare Müdür Yardımcısı, İl Daimi Encümen Üyesi, İl Özel Daimi Eski Üyesi hakkında düzenlenen (100) sayfa inceleme raporu olduğu görülmüştür

-Klasöre takılı vaziyette tarafımızdan klasör üzerine turuncu kalemle (62) numara ile numaralandırılmış "392 sayfalık İHALELER konulu İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI:86/25" başlıklı fotokopi dokümanda yapılan incelemede; İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin yapmış olduğu çeşitli ihalelerinin Tefdiş edilmesi neticesinde Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanmış olan Tefdiş dosyası olduğu görülmüştür.

-"67sayfalık İNCEME ARAŞTIRMA RAPORU SAYI: 18/7" başlıklı D62 numara ile numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dökümün yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi tarafından düzenlenmiş Dilucu Sınır kapısından yapılan Sınır Ticaretinin İnceleme ve Araştırma Raporu olduğu görülmüştür.

(103) sayfalık "İNCELEME VE ARAŞTIRMA RAPORU" başlıklı B62 numara ile numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen Müfettiş' in "Adana - İçel (Çukurova) bölge raporu" ile "Mersin Üniversitesi Raporunda" bahsi geçen konu ve şahıslar hakkında hazırladığı, İnceleme ve Araştırma Raporu olduğu"

Bu dokümanları nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



Bu dokümanların 2000 yılında dönemin başbakan yardımcısı eski başbakan Mesut YILMAZ in gündem analizlerini yazdığı dönemde ANAP genel merkezi tarafından, işinde yardımcı olması maksadı ile verildiğini,

1 adet 5 sayfadan ibaret 'Hain ve Siyonist uşağı Bir Başbakan' başlıklı, 'Sonra kalkmadı ise söylenecek söz kalmadı demektir' ibaresi ile son bulan el yazması doküman içeriğinde ; Başbakan ve bakanlar kuruluna hakaret ile hainlikle suçlandığı anlaşılan yazılar olduğu ,tespit edilmiştir? bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiniz? açıklayınız?



Bu yazı bana aittir gündemle alakalı yazdım

SORULDU: 1 adet 1 sayfadan ibaret 'kişiler Halit Bozkurt ( Kültür Bakanlığından Müfettiş , kendisini sivil general olarak tanıtıyor- -Derin devletin Ankara daki bir numarası olarak takdim ediyor" Başlıklı , "İran Askeri Ataşesi ? İrtibat Bürosuna sıkça



gidip geliyor" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı dokümanda ; Çeşitli şahıslar hakkında bilgiler olduğu tespit edilmiştir? Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



Bu dokümanı hatırlıyorum bu doküman SESAR a posta yolu ile 4 Ay kadar önce geldi kimin gönderdiğini bilmiyorum isimsiz olarak geldi.

1 adet iki sayfadan ibaret "Mustafa Oğuz Kurmay Albay İletişim D.Bşk." Başlıklı "Arz ederim" ile son bulan dokümanda; Anayurt Gazetesi ve Yılmaz Çamdal hakkında bilgi notu olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

1 adet bir sayfadan ibaret "Sıddık Arslan" başlıklı "Müsteşar yardımcılarından" ibaresi ile son bulan dokümanda; Çeşitli şahıs isimleri ve meslek kuruluşlarının isimlerinin özenle not alındığı görülen yazı olduğu tespit edilmiştir? Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

2003-2004 yıllarında Sıddık ARSLAN'ın s Turizm Bakanlığında bir göreve talip olduğunu, kendisi ile bu konuda görüştüklerini, bu görüşmede aldığı notlar olduğunu,

1 adet bir sayfadan ibaret "Halil İbrahim Akça" başlıklı "05324714432" ibaresi ile son bulan dokümanda; İhaleler ve yatırım ödeneklerini dağıtığı iddia edilen şahıs isim ve telefonu olduğu bilgiler olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

1 adet bir sayfadan ibaret "Baba adı :Ahmet" başlıklı "Doğdum yeri Sivas Gürün " ibaresi ile son bulan dokümanda; İsmi belli olmayan bir şahsın kimlik bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir, Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

Yazının kendisine ait olduğunu, ancak ne amaçla yazdığımı hatırlamadığını, atama işi olabileceğini,

1 adet "Fahrettin Bozdağ" başlıklı "Cemaatin önde geleni" ibaresi ile son bulan Posta Zarfı üzerine yazılmış el yazması dokümanda; Çeşitli şahıslar hakkında bilgilerin not alındığı el yazması bilgiler olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



Bir önceki soruda sorulan konu ile ilgili aynı amaçla ve aynı anda yazıldığını,

1 adet bir sayfadan ibaret "Kemal Şahin" başlıklı "Emekli Oldum" ibaresi ile son bulan dokümanda; Kemal Şahin isimli emekli polisin görev yerleri ve öz geçmişi hakkında bilgilerin olduğu, 1 adet bir sayfadan ibaret "Görevler ve Özgeçmişin 2" başlıklı "Timlerini Komutan vekili olarak yönettim" ibaresi ile son bulan dokümanda; Mit denetimi Ergenekon faaliyetlerine katılması hakkında bilgiler olduğu 1 adet "Ergenekon Organizasyon" başlıklı "Faaliyetinin Önlenmesi" ibaresi ile son bulan dokümanda; Organizasyonun amaç kapsam ve uygulanan faaliyet konularını, 1 adet bir sayfadan ibaret "Murat Yücel" başlıklı "İstanbul Gaziantep Bingöl" ibaresi ile son bulan dokümanda; Bir kuruluş şeması şeklinde hazırlanan çeşitli isimlerin bulunduğu ve bu isimlerin şemada yerleştirildiği el yazması doküman olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



(Kemal ŞAHİNLE alakalı notlarla ilgili) Hatırladığı kadarı ile 2000 yılında Kemal ŞAHIN isimli bir şahsın ofisine geldiğini, bu şahsı ilk defa gördüğünü, Kemal ŞAHIN'in çok önemli görevler yaptığını özal harakatçı olduğunu söylediğini, bunun üzerine Kemal ŞAHIN'e bir kart vizit verdiğini ve çıktığını, yaklaşık üç dakika kadar görüştüklerini, yaklaşık bir ay kadar sonra Kemal ŞAHIN'in telefonla aradığını, ikisinin de istanbul'da olması sebebiyle buluştuklarını, Kemal ŞAHIN'in çocuğunun hasta olduğunu söyleyerek para istediğini, ancak kendisinin para vermediğini ve soğuk davrandığını, Kemal ŞAHIN'in biraz dengesiz bir şahıs olduğunu, dolayısı ile iletişim kurmadıklarını, Kemal ŞAHİN ile bir daha görüşmediğini,



Kendisine sorulan 5 sayfa el yazması dokümanın SESAR 'a posta yolu ile geldiğini, gönderenin isminin olmadığını, dokümanın içeriği hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, ne amaçla kendisine gönderildi bilmediğini,

1 adet 4 sayfadan ibaret "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı" başlıklı "Menzilciler sayılarının azlığı ve MHP yi destekleme eyiliminde olmaları risklerini asgariye indirmektedir" ibaresi ile son bulan dokümanda; 99 seçimlerinde Alanya da bulunan cemaatlerin destekledikleri partiler ile ilgili bilgilerin olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

Bu dokümanın nasıl kendisine geldiğini hatırlamadığını, ancak Mesut YILMAZ'a gündem analizi yazdığı dönemde geldiğini tahmin ettiğini,

İSTANBUL 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 17.07.2007 GÜN VE 2007/1536 SAYILI ARAMA KARAR YAZISINA İSTİNADEN 18.07.2007 GÜNÜ ANKARA İLİ ÇANKAYA İLÇESİ TUNUS CADDESİ RENK APARTMANI 91/1 SAYILI İŞYERİNİZDE EL KOYULAN DOKÜMANLARDAN (BİLGİSAYAR ÇIKTISI VE EL YAZMASI) İSTANBUL 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 17.07.2007 GÜN VE 2007/1536 SAYILI İNCELEME KARARI DOĞRULTUSUNDA YAPILAN İNCELEMESİNDE İÇERİKLERİNİN:

1 adet 1 sayfadan ibaret "Acil 21.8.04." başlıklı "Çınar Bahçacı" ibaresi ile son bulan dokümanda; Çınar Bahçacı isimli şahıs hakkında notlar tutulduğu değerlendirilen yazıda Çınar Bahçacı nm sözleri olduğu değerlendirilen Bu Telekom Projesinin direk Başkan a olduğu oraya atanmasının kendisini özelleştirmede çok güçlü kılacağını ve kendilerine her türlü yaran olacağını anlattığı yazı olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

Yukarda daha önceden bahsettiği Çınar BAHÇACI isimli şahsın bir tayin işi ile ilgili bir not olduğunu,

1 adet 10 sayfadan ibaret kırmızı kalemle yazılmış "Genel Kurmay Başkanı Korgeneral Özkök Fethullah Hocacımı " başlıklı "Ofisinin dinlenmesinden oluşur" ibaresi ile son bulan dokümanda; AKP danışmanlarında biri ile yemekte karşılaştık ibaresi ile devam eden yazının içeriğinde karşılaştığı AKP li ile Röpertaj şeklindeki sahbet esnasında AKP hakkında birçok konuyu konuştukları ayrıca Irak ta Türk Askerinin Başına Çuval Geçirilme hadisesini de konuştuklarını ve bu hadisede Başbakan ve Dışişleri bakanı Abdullah Gül ve bir Emekli Paşanın bilgileri dahilinde olduğu şeklinde iddiaların not alındığı el yazması yazı olduğu tespit edilmiştir, Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



Bu yazının SESAR 'da yayınlanan bir yazının notları olduğunu, bu yazı ile alakalı Mahkeme sürecinin devam ettiğini,

5 sayfadan ibaret "Gizli Günlü Acildir " başlıklı "Bu satırlar tarihe" ibaresi ile son bulan dokümanda; Anayurt gazetesi ile ilgili bilgilerin bulunduğu yazı olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;

Bu yazının kendisine Ankara Merkezde Anayurt Gazetesinde Çalışan Hasan Hüseyin MEMİŞ tarafından verildiğini, ancak henüz okumadığını,

1 adet 3 sayfadan ibaret "Seçilmiş Önderler Toplantısı " başlıklı "Zaman geçti" ibaresi ile son bulan dokümanda; Masonların Türkiye Üzerinde Siyasi İktisadi emellerinin yapmak istediklerinin ve gerçekleştirdiklerini inandıkları konuların not alındığı el yazması doküman sorulduğunda;



Yazının kendisine ait olduğunu, ismini hatırlamadığı bir kitaptan aldığı notlar olduğunu,

4 sayfadan ibaret "Sayın Wilson " başlıklı "Kontrol Projesir" ibaresi ile son bulan dokümanda; Türkiye İle Amerika ilişkilerinin olurr^sijgfefelari konulan ve Başbakan ve Melih



Gökçek hakkında öngörülerin yazıldığı ve ayrıca başka öngörüler sesar tarafından yazıldığı değerlendirilen el yazması yazı sorulduğunda;



Yazının kendisine ait olduğunu, www.sesar.com.tr de yayınlandığımı ve halen yayında olduğunu,

67 sayfadan ibaret "Gizli ibareli İletişim tespiti " başlıklı fotokopi dokümanda; İbrahim Bilgihan TAŞDELEN in telefon Mahkeme kararı ile dinlenmesinin Tutanağı oluğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



Yazının kendisine ait olduğunu, isimsiz olarak 2006 yılı başlarında posta yolu ile geldiğini, bu yazının Ankara'da birçok gazeteciye gönderildiğini, kimin gönderdiğini bilmediğini,

1 adet 60 sayfadan ibaret "Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu " başlıklı dokümanda; 29.07.2004 tarihli Akaryakıt Kaçakçılığı hakkında Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;



Bir önceki sorudaki yazı ile aynı anda bu yazının isimsiz olarak 2006 yılı başlarında posta yolu ile geldiğini, bu yazının Ankara'da birçok gazeteciye gönderildiğini, kimin gönderdiğini bilmediğini,

MEHMETZEKERİYA ÖZTÜRK un 2003 yılı sonunda Ankara'ya gelerek "Ulusal TVde sratejik danışmanıyım, Doğu PERINÇEK'in danışmanıyım " diyerek iş istediğini ancak iş vermediklerini, birkez daha iş talebi ile ilgili görüştüklerini ancak iş vermediklerini, sonra hiç görüşmeğini, tanışıklığının bu kadar olduğunu,

HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN: 2001-2003 yıllarında SESAR da raporları hazırladığını, bu işi istanbul 'da yaptığını, üç yıl beraber çalıştıklarını, sadece iş arkadaşlığı olduğunu, en son 2006 yılında istanbul Adliyesinde karşılaştıklarını,

BEKİR ÖZTÜRK : 2006 yılında iki veya üç belediye başkanı ile ziyaret ve tanışma amacı ile bürosuna geldiği için tanıştığını, daha sonra bir telefon görüşmesinde "siz Fethullahçı imişsiniz" diyince aralarına bir soğukluk girdiğini ve görüşmediklerini, Ümraniye olayından sonra kendisini aradığını ve " ziyaret etmek istiyorum " dediğini, yanına geldiğinde sıkıntılı olduğunu, Bekir OZTURK'e genel olarak "dikkatli olun yabancı istihbarat servisleri sizleri kullanabilir" dediğini, yanlışa düşmemesi konusunda tavsiyede bulunduğunu,

b-Savcılık İfadesinde ŞÜPHELİ İSMAİL YILDIZ;

"SESAR araştırma şirketinin müdürü olduğunu, bu şirkette danışmanlık yaptığını internet sitesinin olduğunu, internet sitesinin sesar.com.tr' ollduğunu, internetteki sesar imzalı yazıları kendisinin yazdığını, bütün yazılan kendisinin yazdığını, başka bir yazalan olmadığını kendisine ait olduğunu,think thank kuruşulu şeklinde partilerin genel başkanları ile anlaşarak onlara danışmanlık yaparak seçim sratejileri ve gündemdeki konulan tahlil edip çeşitli yönlendirmeler yaptıklannı, son 3 yıl Ak parti ile çalıştıklanm, 2003-2004 yıllannda ak parti ile çalıştığını, 2004-2005 yılında DYP ile çalıştıklanm, daha sonra da ekonomik faaliyetlerinin olmadığını, anlaşmalanmn şifai olduğunu yazılı anlaşma yapılmadığım, ancak iş yaptığı zaman faturalannı keserek parayı aldıklannı, şüphelilerden BEHİÇ GÜRCİHAN ı tanıdığını 3 yıl önce firmasında ücretli olarak çalıştığını, raporlan düzelttiğini email ortamında çalıştıklanm , diğerlerini tanımadığını.

MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ün kendilerinden iş talep ettiğini, kendisine iş vermediğini, GAZİ GÜLER KUDDİSİ OKKIR, ASUMAN ÖZDEMİR, HÜSEYİN GÖRÜN, TANER ÜNAL ı tanımadığını, BEKİR ÖZTÜRK ile tanışırtığmı ancak aralannda iş ilişkisi ve görüşme olmadığını, FUAT ERMİŞ ile hiçbir hukukunun olmadığını gözaltında tanıştığını, OĞUZ EVREN KILIÇ ı OĞUZ olarak tanıdığını ke^lîn^rne^sitesinin tasanınım yaptığını,



aralarında o tür bir ilişki olduğunu, halen kendisine borcu olduğunu, KEMAL KERINÇSİZ i tanımadığını HAYRULLAH MAHMUT ÖZGÜR ü tanıdığını arkadaşı olduğunu, arasıra yazdığı yazılan mail gurubundan alıp sitesine koyduğunu, ancak altına HAYRULLAH MAHMUT a aittir diye yazdıklarını,

SORULDU: SAFINI KAYBEDENLER başlıklı yazıyı kendisinin yazdığını, orada kelleler alınacaktır, sonra kimse çıkıp biz halifeyi kurtarmaya geldik demesin, den kasıt kellenin gitmesinin, koltuğun gitmesi manasında olduğunu yoksa tehdit manasında olmadığını, ayrıca orada dinler arası diyalok ile alakalı da bazı hatalar yapıldığını, toplumsal barışın bozulmaması gerektiğini, dinler arası diyalok çalışmalarının da toplum barışını bozduğunu söylediğini, yoksa fethuUahcılan savunmadığını, o yazıda RTE diye bahsettiğinin RECEP TAYYİP ERDOĞAN olduğunu.

SORULDU: TC DEVLETİ SİZ DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARININ, diye başlayan yazı soruldu; yazıyı kendisinin yazdığını mayıs ayının ortalanndan sonra yazdığı bir yazı olduğunu, burada soyunda horig girigos gibi isimler olan biri cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor derken ABDULKADİR AKSU yu kastettiğini, o arada Türkiye'deki son yıllarda işlenen azınlıklara yönelik cinayetleri vurgulayarak bundan sonrada bu tür cinayetlerin işlenmesi yabancı devletlerin işine yarar diye yazdığını,

RTE Cumhurbaşkanı olursa simülasyonu, başlıklı konu soruldu; bu yazıda da Türkiye'de 3 tane şok suikast ihtimalini yazıp bunu sözde hükümetin işine yarayacak gibi görünsede uluslararası alanda devletin zazanna olacağını belirtmek istediğini, yoksa herhangi bir şekilde bu tür dinler arası veya dini liderleri tehdit veya bu tür insanlann öldürülmesi gerektiğini kastetmediğini, sitesinin medyaya hitap ettiğini, politikacılara hitap ettiğini, halka hitap etmediğini,sitesine ancak 500 kişi girip çıktığını, AHMET ÜLGEN ve ERGÜN POYRAZ ı tanımadığım.

Büromda ve bilgisayarlanmda bulunan bazı gizlilik içeren belgelerin posta yolu ile çeşitli zamanlarda gelmiş belgeler olduğunu, çeşitli kurumlara gündem yazdığı için o belgelerden zaman zaman istifade ettiğini ancak bir kısım gizli belgelerin askere gittiği sırada ofiste kaldığını, bazı milletvekili bakan ve kamu görevlilerine ilişkin bilgi mahiyetindeki notlann çeşitli siyasetçiler tarafından kendisine verildiğini ancak bunlan yazmadığını, gelmiş olan evraklar olduğunu, çıkan diğer kişisel notlann bazı ihalelere ilişkin notlar olduğunu tamamen mesleki olarak verilmiş bilgile olduğunu, bunlan depolamadığını,

KEMAL ŞAHİN in bürosuna geldiğini, tanışmak istediğini söylediğini, dengesiz bir şahıs olduğunu bir kart vizit verdiğini ve ofisten çıktığım, özgeçmiş raporunu posta ile göndermiş olabileceğini, onun gönderdiği belgelerde de ergenekonun oluşumuna ait belgeler KEMAL ŞAHİN tarafından gelmiş olabileceğini hatırlamadığını, bir numara denilen şahsı bilmediğini, tanımadığını bu belgelerin KEMAL ŞAHİN in gönderdiği belgeler içinde olabileceğini,örgütsel faaliyetinin olmadığını, yazılannda hedef gösterme amacının olmadığını, göstermiş olduğunuz el yazısı ile yazılmış notlann ak partiye danışmanlık dönemine ait notlar olduğunu, bir kısmmmda bilgisayarda yazacağı yazılar için aldığı notlar olduğunu.

SORULDU: devlete ait Milli Güvenlik Siyaset ve strateji belgesini Yeşil Ok isimli siteden aldığını, ak partililerin de getirdiğini, yine emniyet ifadesinde sorulan ve dosyada mevcut yazılann büyük çoğunluğunu internet sitesinde yayınladığını, daha sonra mahkeme karan ile bu yaymlann durdurdulduğunu, bu sebeple bu yazılan internette bulunamayabileceğini davalann devam ettiğini, bu yazılan askerleri ihtilale çağn amacıyla yazmadığını, kendi şahsi görüşlerini yazdığını ve herkesi siyasi sükunete davet ettiğini, el yazısı notlannda ele geçen 2023 Başlıklı yazı ve notlann kendisine ait olmadığını ak partiden gelmiş olabileceğini,

TSK Laikler Üzerinden Ajan Avı Baslamıştnv-Mesajı Doğru Okuyunuz, başlıklı

yazının kendisine ait olduğunu, bu yazının da tahrik ve ihtilal çağrısı niteliğinde olmadığını,

s *

4

şahsi görüşleri olduğunu, burada da ordunun ihtilal yapmamasını anayasaya sadık kalmasını sürekli çağrı yaptığını, Alman Usulü, diye başlayan yazıyı HAYRULLAH MAHMUT un kendisine email olarak yazdığını, diyer yazıların da HAYRULLAH MAHMUT' tan gelen yazılar olduğunu, aralarında fikir alışverişi olduğunu, Masonların Türkiye Yapılanması, notlarının kendisine ait olduğunu, bir kitaptan aldığını, diğer yazıların da kendisine ait yazılar ve dökümünlar olduğunu , örgüt üyesi olmadığını, fikir üreten bir insan olduğu şeklinde beyanda bulunduğu,

c-Elde edilen deliller

-(31) sayfalık "Gizli SINIR TİCARETİ RAPORU"başlıklı; T.C. Bayrağı ve Maliye Bakanlığı antetli, GİZLİ kaşesi vurulmuş, SINIR TİCARETİ RAPORU başlıklı, 19/08/1999 tarihi atılmış kapak altında, her sayfasının alt ve üst kısmına GİZLİ kaşesi vurulduğu, Sınır Ticareti ve Sınır Ticaretinin Dış Ticaretteki Payı, bu konudaki Anayasal ve yasal çerçeveler ile İstatistiki bilgiler, İran ile sınır olan Van, Ağrı ve Hakkari illerimizin sınır kapılarından yapılan sınır ticaretinin incelenmesi, bunun Sosyal ve Ekonomik boyutu ile Dış Ticaret Mevzuatı, Petrol sektörü, Kamu Maliyesi yönlerinden değerlendirilmesi olduğu, 19/08/1999 tarihli Sonuç bölümünün sonunda da muhtelif Daire Başkanları, Şube Müdürleri, Şube Müdür Yardımcıları, Dış Ticaret Uzmanları, ve Katip' in isim - soy isim ve imzalarının olduğu,

-"TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI: 18/61" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Özcan ERDOĞAN tarafından düzenlenen 26/ 09/2001 tarihli 1996 -2001 yılları arası İstanbul' da görev yapmış İstanbul Valisi, İstanbul Eski Valisi, İstanbul Vali Yardımcısı, İstanbul İl Özel İdare Müdürü, İstanbul İl Özel İdare Müdür Yardımcısı, İl Daimi Encümen Üyesi, İl Özel Daimi Eski Üyesi hakkında düzenlenen (100) sayfa inceleme raporu olduğu,

392 sayfalık İHALELER konulu İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI:86/25" başlıklı fotokopi dokümanda yapılan incelemede; İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin yapmış olduğu çeşitli ihalelerinin Tefdiş edilmesi neticesinde Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanmış olan Tefdiş dosyası olduğu,

-"67 sayfalık İNCEME ARAŞTIRMA RAPORU SAYI: 18/7" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi tarafından düzenlenmiş Dilucu Sınır kapısından yapılan Sınır Ticaretinin İnceleme ve Araştırma Raporu olduğu görülmüştür.

(103) sayfalık "İNCELEME VE ARAŞTIRMA RAPORU" başlıklı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen Müfettiş' in "Adana - İçel (Çukurova) bölge raporu" ile "Mersin Üniversitesi Raporunda" bahsi geçen konu ve şahıslar hakkında hazırladığı, inceleme ve araştırma raporu olduğu

5 sayfadan ibaret 'Hain ve Siyonist uşağı Bir Başbakan' başlıklı, 'Sonra kalkmadı ise söylenecek söz kalmadı demektir' ibaresi ile son bulan el yazması doküman içeriğinde ; Başbakan ve bakanlar kuruluna hakaret ile hainlikle suçlandığı anlaşılan yazılarla alakalı olarak:

1 sayfadan ibaret 'kişiler Halit Bozkurt ( Kültür Bakanlığından Müfettiş , kendisini sivil general olarak tanıtıyor Derin devletin Ankara daki bir numarası olarak takdim ediyor" Başlıklı , "İran Askeri Ataşesi ? İrtibat Bürosuna sıkça gidip geliyor" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı dokümanda ; Çeşitli şahıslar hakkında bilgilerle alakalı olarak ve 1 adet bir sayfadan ibaret "Buluşma noktalan" başlıklı, "olayın içinde olup olmadığı bilinmiyor ibaresi ile son bulan dokümanda; Genel Kurmay Başkanı orgeneral Büyükanıt m Albay Kazım Baran ile devre arkadaşı olduğu bunlarla birlikte ancak olayın içine dahil olup olmadığı bilinmediği şeklinde yazılar olduğu ne olduğu belli olmayan bir olaydan bahsedildiği ve bazı asker şahısların bu olayla ilgili olup olmadığı yönünde araşJ«Sayâpîîdjğı anlaşılan yazılar.

iki sayfadan ibaret "Mustafa Oğuz Kurmay Albay İletişim D.Bşk." Başlıklı "Arz ederim" ile son bulan dokümanda; Anayurt Gazetesi ve Yılmaz Çamdal hakkında bilgi notu olduğu

bir sayfadan ibaret "Nihat Varol Hakim" başlıklı "Aldığı biliniyor" ibaresi ile son bulan dokümanda; Hakim Nihat Varol hakkında Mit ajanı olduğu , TMSF ile ilgili işlere para alarak takip ettiği, Yargıda operasyon kabiliyeti olduğu, şeklinde iddiaların olduğu yazı,.

bir sayfadan ibaret "Sıddık Arslan" başlıklı "Müsteşar yardımcılarından" ibaresi ile son bulan dokümanda; Çeşitli şahıs isimleri ve meslek kuruluşlarının isimlerinin özenle not alındığı görülen yazı olduğu

bir sayfadan ibaret "Halil İbrahim Akça" başlıklı "05324714432" ibaresi ile son bulan dokümanda; İhaleler ve yatınm ödeneklerini dağıtığı iddia edilen şahıs isim ve telefonu olduğu bilgiler olduğu.

1 adet "Fahrettin Bozdağ" başlıklı "Cemaatin önde geleni" ibaresi ile son bulan Posta Zarfı üzerine yazılmış el yazması dokümanda; Çeşitli şahıslar hakkında bilgilerin not alındığı el yazması bilgiler olduğu.

ERGENEKON mit YAPILANMASI İLE ALAKALI. 1 adet bir sayfadan ibaret "Murat Yücel" başlıklı "İstanbul Gaziantep Bingöl" ibaresi ile son bulan dokümanda; Bir kuruluş şeması şeklinde hazırlanan çeşitli isimlerin bulunduğu ve bu isimlerin şemada yerleştirildiği el yazması doküman olduğu.

32 sayfadan ibaret "Milli güvenlik Siyaset belgesi " başlıklı "Yapılan işlemler ile birlikte sunularak işlemin devamı sağlanacaktır" ibaresi ile son bulan dokümanda; 5 bölümden oluşan İç Güvenlik Stratejisi belge olduğu.



  1. sayfadan ibaret "Seçilmiş Önderler Toplantısı " başlıklı "Zaman geçti" ibaresi ile son bulan dokümanda; Masonların Türkiye Üzerinde Siyasi İktisadi emellerinin yapmak istediklerinin ve gerçekleştirdiklerini inandıklan konulann not alındığı el yazması doküman olduğu

  2. sayfadan ibaret "Sayın Wilson " başlıklı "Kontrol Projesir" ibaresi ile son bulan dokümanda; Türkiye İle Amerika ilişkilerinin olumsuzluklan konulan ve Başbakan ve Melih Gökçek hakkında öngörülerin yazıldığı, ve aynca başka öngörüler sesar tarafından yazıldığı değerlendirilen el yazması yazı olduğu

60 sayfadan ibaret "Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu " başlıklı dokümanda; 29.07.2004 tarihli Akaryakıt Kaçakçılığı hakkında Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu olduğu olduğu,

Bilgisayarlannda yapılan incelemelerde askeri gizlilik içeren ve Genel Kurmay Başkanlığı ile KKK ve Özel Kuvvetler Komutanlığının bilgisayarlarından alındığı anlışılan çok sayıda gizli belgeler raporlar ve power point sunumlarının bulunduğu.

Aynca sesar adlı sitede yayınlanmış ekli inceleme tutanaklarında bulunan hükümete karşı isyan askeri itatsizliğe tahrik ve diğer konulalarla alakalı yazıların bulunduğu,

Şüpheli BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ suçlamalan kabul etmemiş ise de şüphelinin sesar sitesi adı altında kendisinin yazmış olduğunu iddia ettiği yazılar içerik olarak halkı hükümete itaatsizliğe ve askeri hükümete itaatsizliğe tahrik niteliğinde yazılar olduğu, özellikle kendi beyanlannda internet sitesinin fazla kullanıcısının bulunmadığını, yaklaşık 500 kişi tarafından sitesinin kullanıldığı, yazılarının stratejik yazılar olduğunu beyan edip etrafına topladığı Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU gibi şahıslara da kendisini derin devlet olarak tanıtıp Genel Kurmay Ve Devletin stratejilerini kendilerinin belirlendiğini ve bu şekilde topladığı bu^^affl^ra da değişik şahıslar hakkında istihbari bilgiler toplattığı, yine şüphelide ele geçen.^rgenc&on yaslanması şeklindeki şemada



da sanki oluşumun resmi bir oluşummuş gibi gösterilmeye çalışıldığı, bu şekilde etrafındaki adamlara da çeşitli görevler verdiği, ayrıca ergenekon yapılanması gereği kendilerinin strateji üretim merkezi olduğunu beyan edip örgütün genel görüşlerini aktaracak nitelikte sitesinde yazdığı yazılann bu amaca uygun olarak Kuvva-i milliye Derneği başkanı şüpheli Bekir ÖZTÜRK' ün muafakatı ile kuvvaimilliye sitesinde şüpheli Fuat ERMİŞ tarafından yayınlandığı, özellikle,

T.C. DEVLETİ, SİZ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARF'NIN SALYANGOZ SATIŞINA ŞERH KOYACAK

DEĞİLDİR! NE VAR Kİ SİZLER SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE "NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ!

"MİTİNG"İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER, MALATYA'DAKİ "İNCİL SHOW"U CANLI VERDİLER!

Başlıklı yazı incelendiğinde, yazının devamında Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor? Alt başlığı ile devam eden bölümde 2006 Şubat'mda işlenen Rahip Santaro,

Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin üç hedefi olduğu görülüyor;

1) TSK'yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)



  1. RTE'yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak

  2. AB'nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek

Dink Cinayeti'nin en önemli amacı, Ermeniler'e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu'nu Ermeniler'e karşı nötr hale getirmekti.

Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir "sempati" imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.

RTE'NİN ALMANYA ZİYARETİNİN HEMEN SONRASI

Büyükanıt Paşa'nın AB'yi ve ABD'yi uyardığı, RTE'nin değişimini "sözde" diye nitelediği, AKP Hükümeti'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara götürdüğünü söylediği,

Milyonu aşkın kişinin Ankara'da devlete ve kaderine el koyduğunu vurguladığı,

MİT Müsteşan'nm "ulus devlef'in tehlikede oluştuğunu ilan ettiği, Salı günü Hükümet'in AB Müktesebatı için "yol haritası"nm detaylarını açıkladığı,

AB' ye karşı Türkiye' de tepkinin oluştuğu, "Milliyetçilik yükseliyor!" yaygarasının kopartıldığı, AKP'nin Cumhurbaşkanlığı için Almanya'dan destek arayışına çıktığı,

RTE'nin MerkelTe resim vermek ihtiyacı hissettiği ve AKP'nin cumhurbaşkanlığı konusunda iyice çalıya dolandığı bir anda MALATYA'DA

BİR ALMAN UYRUKLU MİSYONER ÖLDÜRÜLDÜ! Cinayeti işleyenleri değil, işletenleri araştırıyoruz. Ama herkes yine tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı. İlginçtir, Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoneri öldürenlerin hepsi aynı yaş grubundan. Ve yine ilginçtir, her üç cinayette de tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı.

OYSA OYUN AÇIK! DÜN HIRİSTİYAN EKALLİYETLER ÜZERİNDEN OSMANLI'YI YÖNETMEYE VE KANALİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR BUGÜN MİSYONER CİNAYETLERİ ÜZERİNDEN TÜRKİYE'Yİ YÖNETME VE KATEGORİZE ETME AMACINDALAR!



AKP'nin içerde devletin ve milletin ağırlığının arttığı bir dönemde AB aracılığı ile üzerindeki presi dağıtmaya yönelik arttığı "kaynağı belli" destek görmesi öncelikle AKP'liler'i "Biz ne yapıyoruz?" sorusunu sormaya yöneltmeli!

AB ve ABD çizgisinin, AKP'nin üzerindeki presi kırmak için bazı maşalarını feda etmesi, eskimiş ve sonuç alması zor bir taktiktir artık.

"RTE CUMHURBAŞKANI OLURSA!" SÎMÜLASYONU

Bu noktada iktidar olmuş AKP'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara sürüklediğinin ve "ulus devlef'i tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip, bir simülasyon yapalım!



RTE Cumhurbaşkanı Veya AKP'ni Seçtiği Biri Çankaya 'da

1. Şok Suikast!

Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!

Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.

2. Şok Suikast!

Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykınmı'nı tanıyoruz! Ermeniler'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.



3. Şok Suikast!

İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlanm meşrulaştmyor. İsrail "Kürt Kartı"nı daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor.

Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP'liler "Pembe Türkiye" tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam'm Enformasyon Bakanı El-Sahaf m yaptığı gibi.

Fefhullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet'in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor.

"Laiklik" tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk'ün heykelleri Lenin ve Saddam'm heykel ve büstleri gibi yıkılıyor.

Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!

Batı'nm maşası Türkiye Kiliseler Birliği'nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarma gelince,

1) Türk Milleti'ne ve Türk Devleti'ne meydan okumaya yeltenmeyiniz!


Avrupa'nın ve

Anadolu'nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk'e meydan okuyanların mezarlarıyla doludur!



  1. Batı'nm maşası olmayı hemen bırakın!

  2. Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama

salyangoza basıp düşerseniz "Ben niye düştüm?!" demeyesiniz!

4) Avrupa'da Hıristiyanlar'ın çocuklarına bile satamadığınız "İncif'i


Türkiye'de hiç

satamayacağmızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki?

5) Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletler
gelirse, yani "kerata"

olursanız bedelini ödersiniz!

6) Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor.

7) Din adamı tahrik etmez, geımez^ojeydan okumaz; anarşiye zemin


hazırlamaz! """" ""**

8) Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle "din adamı" muamelesi


değil, "Batı'nm ajanları" muamelesi göreceksiniz!

9) "Din adamı" kan üzerinden din propagandası yapmaz.



  1. "Din adamı" Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi "din adamı görüntülü provokatör" olmaz!

  2. "Din adamı" ağzını bozmaz. Sahte din adamları da sizin gibi davranıp "insan bozması" falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor.

Bizce ajanlığı bırakıp "insan" olun.

SESAR FUAT ERMİŞ'

Yazı içeriğinden de açıkça anlaşıldığı gibi şüphelilerin Türk Ortodoks Patrikhanesi ile birlikte hareket ettikleri, patrikhanede ayinlere katıldıklan, işin ilginç tarafı bu yazıda geçen ve Türkiye' de şimdiye kadar çeşitli suikastler sonucu öldürülen yabancı din mensuplanndan bu grup dışındaki tüm din ve mezheplerin ileri gelenlerine karşı suikastler düzenlendiği ve suikast düzenlenmeyen mezhep ve din mensuplarının da yazıda belirtildiği gibi şok suikast sonucu öldürülebileceği ve sonrasında çıkacak olaylann similasyonu dedikleri hayali canlandırmalann yapıldığı, aslında burada örgütün tabanına ve henüz deşifre edilemeyen gizli ve küçük hücreler halinde yapılandığı anlaşılan silahlan gruplanna da bundan sonraki hedeflerin gösterildiği. Bu ierikli tüm yazılann kuvvaimilliye sitesinde de yayınlandığı, aynı yazıların şüpheli Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN ve Kuvva-i Milliye Derneği başkanı Bekir ÖZTÜRK' ün bilgisayarında da bulunması ve kendi internet sitelerinde yazıların yayınlanıp değişik kitlelere de duyurulması göz önüne alındığında; ERGENEKON örgütünün aralarında hiyerarşik ve hukuki bir irtibat yok gibi görünen farklı sahalardaki gruplarının aslında aynı strateji merkezinden yönlendirildiğini göstermektedir.


Yüklə 7,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin