Bu, Karayalçın’ın bilinen eski bir formülüdür ve 3 Kasım seçimleri öncesindeki o geçici ve iğreti muhalefeti esnasında Evrensel bile bunu ona karşı kullanmıştı. Karayalçın’ın bu bakışı “asla” tartışma konusu yapmadığını ve yaptırmayacağını son Diyarbakır mitingindeki konuşmasında bir kere daha gördük. Onun onbinlerce Kürdün önünde konuşma kürsüsünden haykırdığı “çözüm”, cumhuriyetin o tartışılamaz “kutsal üçlemesi”nden başka bir şey değildi: “Devletin tekliği, ulusun tümlüğü, yurdun bölünmez bütünlüğü...” Çatısı bu zihniyetten oluşan bir “Güçbirliği”ni Türkiye’de demokratikleşmenin ve Kürt sorununda demokratik çözümün dinamiği olarak sunmak gerçeklerle alay etmektir. Bu ya kitleleri bile bile aldatmak ya da parlamenter avanaklık içinde körelip boş hayallerle kendi kendini aldatmaktır.