Tarihsel perspektif içinde konuşmak iyi ve övgüye değer bir şeydir, fakat herhalde bunun da bir ölçüsü olmak durumundadır. Tarih üzerinden sözü edilen durumlar daha çok devrimci kaynaşmalar dönemine özgüdür ve tabandan zorlananlar da herşeye rağmen devrimci partilerdir. Oysa biz bugün kitle hareketi yönünden durgun bir ortamdayız; gündemde olan tırmanış içindeki kitle hareketi değil, fakat liberal hayallere konu olağan bir yerel seçimdir. İttifak ilişkileri tartışılan partiler ise devrimcilikle yakından uzaktan bir ilişkileri kalmamış yenilgi ürünü liberal sol partiler ile SHP ve YTP türünden bazı gerici düzen partileri. Somut durumla herhangi bir ilgisi olmadığı için yavanlığı ölçüsünde gülünç kalan bu “edebiyat”ın herhangi bir anlam ve gerçeklik izi taşımadığını, bu sözlerden yalnızca bir hafta sonra gerçekleşen “güçbirliği”nin ortaya koyduğu dört dörtlük reformist platform göstermektedir.)