Fakat görüntünün aksine, ittfak ilişkilerinde DEHAP’ın tayin edici ve sürükleyici konumu, liberal sol akımlar için bir güçlük alanı olmak şöyle dursun, gerçekte çifte bir imkan işlevi gördü. Böylece onlar bir yandan cılız çatlak seslerle buna muhalefet etme ve böylece güya “devrimci” hassasiyet sergileme, öte yandan ise “halkın çıkarları” gerektirdiği için ortaya çıkan sonuca razı olma şeklindeki iki yönlü ve ikiyüzlü oyunu aynı anda sergileme olanağı buldular. Bu ibretlik oyunu yerel seçim sürecinde tüm çıplaklığı ile izledik. Liberal sol çevreler, önlerini tümüyle kapatmamak için daha baştan ittifakın kendisine değil de “çatısı”na itiraz ettiler. Bunu ise ilkesel nedenlerden çok “yerellerde bir rüzgar estirmek”, yeni bir “halk hareketi” geliştirmek, tabanının inisiyatifini ve iradesini açığa çıkarmak gibi pek de devrimci ve demokratik gerekçelere dayandırdılar. Bu konuda basında haftalarca süren güzellemeler yapıldı, sorun “yerel seçimler ve halk hareketi” türünden pek devrimci ve heyecanlandırıcı başlıklar üzerinden sunuldu. (İşi tarihsel ufka dayalı edebiyata vardıranlar bile oldu: