Kürt hareketinin devrimci çıkışını saptamada 5-6 yıl geriden gelenler, aynı şekilde onun adım adım devrimci konum ve kimlikten koparak reformist bir çizgiye kayışını da epeyce gecikerek saptayabildiler. Her iki durumda da bunu başarabilmeleri için teorik bilinç ve ilkesel yaklaşım değil fakat sarsıcı pratik olaylar gerekti. İlkinde bu, ‘90’lı yılların eşiğinde Kürdistan’da patlak veren poli(280)tik kitle gösterileriydi. İkincisinde, İmralı’da ortaya konulan teslimiyetçi ve tasfiyeci çizgi oldu. Kürt hareketini devrimci olduğu dönemde reformist olarak niteleyenler, tam da “siyasal çözüm” çizgisiyle gerçekten reformizme yöneldiği bir dönemde bu kez “Kürdistan devrimi” üzerine dayanaksız güzellemeler yapmaya ve bunu kendi kuyrukçu politikalarına dayanak olarak kullanmaya başladılar.