Bu pek devrimci önerileriyle “öncü parti”, mücadele ve örgüt biçimleri konusundaki derin kavrayışsızlığını ve aşırı subjektivizmini ele veriyor. Örgüt biçimleri sorunu mücadelenin düzeyi ve biçimleri sorunundan koparılarak tümüyle keyfi bir biçimde konuluyor ve doğrusu eşine az rastlanır bir ataklık gösteriliyor.
“Konsey” örgütlenmesi MLKP programındaki “sovyet” örgütlenmesi karşılığıdır. Konsey ya da sovyetler, “öncü parti” işçilere ve onların memur kardeşlerine önerdi diye değil de, mücadelenin belli bir düzeyinde ve bizzat kitle hareketinin kendi dinamizminden çıkarlar. Bu düzey tam da devrimci yükselişle ve onun bir devrim durumuna doğru büyümesiyle bağlantılıdır. Kitle hareketinin devrimci gelişiminin ürünü olan konsey/sovyet/meclis türü örgütlenmeler, başlangıçta devrimci ayaklanma, zafer durumunda ise devrimci iktidar organları haline gelirler. İşçi konseyleri şiarı da, tıpkı üretimin denetlenmesi şiarı gibi, bir geçiş dönemi şiarıdır; ileri sürülmesi ve elbette olanaklı hale gelmesi, devrim dalgasının yükseliyor olması ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Devrimci durumun olmadığı koşullarda bu türden bir şiar, hayatta karşılık bulamamasından bağımsız olarak, konsey örgütlenmesinin içini boşaltmak ve onu gülünç bir oyuncak durumuna düşürmek anlamına gelir. (Aynı konuda bkz. Komünist Enternasyonal Programı, s.88. Komünistler bu sorunu, DHKP-C’nin “halk meclisleri” düşüncesinin eleştirisi çerçevesinde, 1996 sonbaharında ayrıntılarıyla ele aldılar.)