MLKP bunalımlı bir sürecin ardından beş yıl sonra bir kongre yapıyor, ama ne tartıştığı belli değil. Pratiğine bakıyorsunuz, adım adım ama doludizgin reformizme kayıyor. İşte böyle bir dönemde, yapılan kongre “Devrimin zaferi için yaşasın MLKP!” sloganını ortaya atıyor. Bu kulağa pek de hoş geliyor, ama dipten dibe yaşanan tasfiyeci çürümeyi örtmenin ve peş peşe yapılan tasfiyeci açılımları gizlemenin bir örtüsünden başka hiçbir anlam taşımıyor. Komünistlerin somut düşünsel kanıtlara ve olgulara dayalı ideolojik eleştirisini en bayağısından bir küfür ve hakaretle karşılayanların durdukları yere dönüp bakın. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim derler; DEHAP, EMEP, SDP ve ESP’ye bir arada bakın, kimin nereden nereye geldiğini ve artık nerede durduğunu sayfalar dolusu eleştiriden daha açık ve sahici biçimde görürsünüz. Konumlar bu denli netleşmiş, saflar bu denli açık bir biçimde oluşmuş bulunuyor.
(H. Fırat, Dünya, Türkiye ve Sol Hareket, Eksen Yayıncılık, s. 141-158)(318)