Oysa olağan bir reformizmin kendine göre bir dinamizmi de vardır. Örneğin Chavez, başından itibaren bir burjuva reformisti olageldi. Ama darbe girişiminde bulundu, tutuklandı, serbest bırakıldı, sonra etkin çıkışları ve tutumuyla kitlelerin güvenini kazanarak seçildi ve devlet başkanı oldu, askeri darbeyle yüzyüze kaldı, bunu hala da kendine göre zor bir mücadelenin içinde vb. İçtenlikle emekçiler için bir takım reformlar da yapmak istiyor, burada bir doğallık var. Chavez hiçbir zaman devrimci bir dava gütmemiştir; o yalnızca toplumsal reformlar yapılabileceğine, kendi ülkesinin ve emekçisinin durumunun bu çerçevede düzeltilebileceğine inanmış samimi bir burjuva reformistidir. Buradaki reformist tanımı bir suçlamadan çok olağan bir kimlik tanımıdır. Ama dünün devrimcisi bir akım, davanın getirdiği ağırlığı ve gerektirdiği sabrı taşıyamadığı için yılmış ve düzenle barışma yolunu tutmuşsa, burada bir terbiye edilme/olma olayıyla yüzyüzeyiz demektir. Böyle bir reformizmin bir dinamizmi de yoktur, ondan kendi çizgisinde siyasal bir ısrar ve direnç de bekleyemezsiniz. Yıldırılmış ve terbiye edilmiş eski devrimcilerin temsil ettiği reformizde bir tövbekarlık, bir tür karaktersizlik vardır, bir aşırı tem(324)kinlilik ve uysallık vardır.