SHP’de sözde devrimcilik yapan unsurların esas ağırlığını, dünün hızlı devrimcileriyken 12 Eylül sonrasında devrime ve mücadeleye yüz çevirmiş bu tür unsurlar oluşturuyor. Kolay devrim hayalleriyle mücadeleye katılan, ama ilk karşı-devrim döneminde nefesleri kesilen bu unsurların ne devrime inançları vardır, ne de bu yolda harcayacak enerjileri. Fakat yine de eski iddialarını sürdürmekten geri kalmazlar. SHP’de çalışan devrimcilerdir onlar! Buna yalnızca utanç verici dönekliği, mücadele kaçkınlığını perdelemek için ihtiyaç duymazlar. Bu kadarla kalsa, devrimcilik kavramını yozlaştırdıkları halde belli bir anlayış göstermek belki olanaklıdır. Fakat dahası onlar buna, devrim mücadelesinin biriktirdiği kitle potansiyelini SHP’ye çekmek ve parti içi çekişmelerde kendilerine dayanak yapmak için gerek duyarlar. Böyleleri kendilerini burjuva reformist hareketin saflarında içten içe çalışan devrim neferleri olarak sunarlar. Oysa gerçekte devrimci hareket içinde burjuva reformizminin uzantılarıdırlar.(368)