Devrimci-demokrasi burjuva reformizmiyle araya kesin ve net bir çizgi çizememiştir, çizemez de. Halkçılığın bir çok ideolojik öğesi, devrimci-demokrasiyi burjuva reformizmine bağlamaktadır. 1975-80 döneminde bazı grupların, güçlü esen reformizm rüzgarlarına rağmen CHP’ye karşı aldığı açık ve kesin tavır, bu çizginin çizildiği, burjuva reformizmiyle bütün ideolojik bağların koparıldığı izlenimi yaratmıştı. Fakat bunun yalnızca bir yanılsama olduğu, bu aynı grupların 12 Eylül’ün hemen ertesinde, burjuva demokrasisini stratejik hedef ilan ederek Ecevit’i cephe saflarına çağırması (D. Sesi, sayı: 12, Mart 1981) ve bununla da yetinmeyip, daha sonraları DSP’nin şahsında burjuva reformist akımı “müttefik” ilan etmesiyle (TDKP-MK, Kasım 1984 tarihli “DSP broşürü”), açıkça anlaşıldı.