H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə79/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   127

Oportünizm onların karakteridir!..

MLKP’ye dönüp, bu bölüm çerçevesinde son olarak şunu söylemek istiyoruz: Başlangıç dönemine ve ilk yıllara ait bu temel belgelere bakıp bu hareketin hiç değilse ilk yıllarda reformizme karşı tutarlı bir tavır aldığı sanılmasın. Biz burada daha çok düşünsel planda ifade edilen yaklaşımları ortaya koyduk. Devrimci bir parti için düşünsel yaklaşımlarıyla uyumlu bir pratik izlemek en temel devrimci davranış ilkesidir. Oysa MLKP’de olmayan temel önemde özelliklerden biri de budur. Teorisi ve pratiği arasındaki farklılık, zaman zaman uçurum, onun en temel karakter özelliklerinden biridir. Bu reformizm ve reformist solla ilişkiler alanında da kendisini göstermiştir. İşte kabaca birkaç örnek:

94 yılı tarihi taşıyan Birlik Kongresi Belgeleri’nde reformizme karşı bu denli kesin tutum alanlar, ‘95 yılı sonunda gerçekleşen genel seçimlerde HADEP eksenli reformist bloku desteklediler ve sonradan bunu mazur göstermek için bin dereden su getirdiler. Üstelik blokun reformist olduğunu ve reformist amaçlara yöneldiğini kendileri de kabul ettikleri halde! (Bkz. Proleter Doğrultu, sayı: 5, Mayıs-Haziran ‘96)

97 yazından toplanan II. Kongre’de yukarıda gördüğümüz devrimci görüşleri savunanlar, kongre sonrasında buna uygun düşen bir taktik çizgi izlemek yerine, BDGP denilen göstermelik(265)oluşum içinde, PKK’nin izlediği reformist “siyasal çözüm” çizgisine dolgu malzemesi olma yolunu tuttular (Haziran ‘98). PKK, kendi çizgisiyle son derece uyumlu bir biçimde Türkiye’de reformist solla fiili blok durumunu sürdürürken, yurdışında pratik olarak işlevsiz fakat siyasal olarak elbette bazı mesajlar vermeye yarayan BDGP oluşumuyla işleri götürüyordu. Ve bu oluşumun içinde, varlığı PKK’nin varlığına endekslenmiş bazı marjinal çevreler dışında, devrimci akımlardan bir tek MLKP yer alıyordu! Fakat MLKP için böylesi bir BDGP öylesine anlamlıydı ki, İmralı teslimiyeti öncesinde PKK’ye yönelttiği nadir eleştirilerinin birinde o; bu oluşuma ciddi ciddi, “ulusal direnişten ulusal ayaklanmaya gelişen ulusal kurtuluşçu devrimin Batı’ya taşınması”, “Kuzey Kürdistan'da patlak vermiş ve direnen devrimin ve devrim yangınının Batı’ya taşınması” misyonu yükleyebiliyordu! (Partinin Sesi, sayı: 16, Ekim-Kasım ‘98. Proleter Doğrultu, sayı: 19, Kasım-Aralık ‘98)

Nisan ‘99 seçimlerinde MLKP HADEP’i destekledi ve bunu da şovenist histeriye karşı Kürt halkını savunmak gibi pek soylu bir gerekçeye dayandırdı. Devrimci bir partinin şovenist histeriye karşı kendi bağımsız siyasal platformu üzerinden vermesi gereken bir mücadele neden seçimlerde burjuva ulusal reformist çizgideki bir partiyi desteklemeyi gerektirsin diye sormayacağız. Öyle ya, ortada şovenist bir histeri yokken, üstelik başlangıçta kendi bağımsız adaylarıyla ortaya çıkmışken, üstelik iyi-kötü devrimci bir konum ve hassasiyete sahip olduğu bir dönemde, 24 Aralık 1995 seçimlerinde, kalkıp son anda bağımsız adaylarını çekip reformist HADEP blokunu destekleme yolunu tutanlara bu soruyu niye soralım ki?

3 Kasım seçimlerindeki durum ve tutum ise herkesin malumu. Bunun ayrıntılı ve acınası bir tablosunu geçen bölümde sunmuş bulunduğumuz için burada yeni bir şey söylemeyeceğiz.

Sonuç olarak, ilginç bir durumla yüzyüzeyiz. MLKP fiilen ‘94 yazında kuruldu. O tarihten bu yana Türkiye üç seçim gördü. Ku(266)rulduğu tarihte ve ‘97 yazında toplanan II. Kongresi’nde reformizme karşı devrimci tutumun önemi üzerinde bu denli kesin sözlerle duran bir parti olarak o, nedense bu üç seçimin üçünde de tutup ulusal burjuva çizgide reformist bir parti olan HADEP’i destekledi.

Bu dikkate değer tutumun açıklaması basitçe şudur: Oportünizm ve kuyrukçuluk onların karakteridir!..

****************************************************

VI. Bölüme Ek 1:

1996 yazındaki tartışmalardan...

Genel sol hareketin değil solun devrimci kanadının birliği

Komünistler geride kalan 1995 yılına ilişkin değerlendirmelerinde şu gözlemi ortaya koymuşlardı: “Daha genel planda ele alındığında, geride kalan yılın sol hareket açısından en önemli olgusu, iç saflaşmalarda yaşanan yeni gelişmeler ve ulaşılan yeni açıklıklar olmuştur. Bu öncelikle sosyalizm iddiası taşıyan genel sol hareketin devrimci ve reformist grupları arasında yaşanmıştır. Sol hareketin devlet ve düzen karşısındaki konumlarıyla iki ana kesimini oluşturan devrimci ve reformist akımlar, bugün artık birbirlerinden gitgide daha açık çizgilerle ayrılmış durumdadırlar. Bu saflaşma yalnızca olayların akışıyla ve baskısıyla kendiliğinden yaşanmakla kalmıyor. Daha da önemlisi, özellikle devrimci saflarda, gitgide daha çok bilince çıkarılıyor ve bilinçli bir tutumun konusu haline getiriliyor. Bu son nokta, devrimci siyasal mücadele açısından ‘95 yılının en önemli kazanımlarından biri sayılmalıdır.” (Ekim, sayı: 138, başyazı)

Bu değerlendirmeyi izleyen gelişmeler yapılan gözlemi ayrıca doğruladı. (...)

95 yılının belirginleştirdiği saflaşmanın üzerine gelen son altı ayın tüm bu kritik siyasal olayları solun iki kanadının belirgin(267)çizgilerle birbirinden ayrıldığını yaşam içerisinde bir kez daha teyid etti. Bir yanda, kendini devlet ve düzen karşısında devrimci konumda tanımlayan ve yaşam içinde buna göre konumlanan ve davranan parti ve örgütler. Öte yanda, geçmişten gelen ya da son 15 yılın tasfiyeci süreçlerinin devrimci kimliklerini tükettiği, düzenin icazet sınırları içerisine ittiği legalist-tasfiyeci reformist çevre ve partiler.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   75   76   77   78   79   80   81   82   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin