HEBDOMON DİYE BİR YER...
Bakırköy 'ün tarihi ;Roma İmparatorluğu , döneminde başlar...İmparatorluğun Avrupa topraklarını, Konstantinopolis 'e bağlıyan ,ana yol ; " Via Egnetia", üzerinde bulunduğu ve adının HEBDOMON olduğu bilinmektedir.Konstantin döneminde ( 4. yüzyıl ) ; bugünkü Bakırköy semtinin bulunduğu geniş bölgede ;yazlık saraylar, av köşkleri ,kiliseler yapılmış idi...Hebdomon Sarayı ise ; Bakırköy'ün ,Yenimahalle bölgesinde olduğu yazılıdır..Bugün ; bu saraydan , maalesef hiçbir kalıntı yoktur..Hatta ; mevcut insan nufusu susuz kalması diye ; Osmaniye Veliefendi bölgesine, Bizansın altın çağı diye kabul edilen dönemde;( 5-6nci yüzyıllar) Fildamı Sarnıcı yapılmıştır..Bütun bu yapılar ; Bizansın hazin dönemi denilen IV.Haçlı seferinde Latinler tarafından yakılıp yıkılmıştır..( Fransız yazar Régine Pernoult bu dönemi Bizans ağlıyor diye anlatır..).O dönemde; bizans imp.ları( 1203-61
)İznik ' e kaçmışlardır.Hatta Aya sofya da yağmalanmıştır..Uzatmıyım..Hebdomon bir müddet tarih sahnesinden silinmiştir..
Bizansın son döneminde ise ( 15. yüzyılın sonları ); kimi kaynaklara göre " Makro Hori" ( uzun köy ) ,kimi kaynaklar göre ise " Makri köy " ( Uzak köy )adıyla anılan küçük bir balıkçı köyüdür..
Fatih şehri aldıktan hemen sonra; Via Egnetia yolunun surlara ( şehre )girdiği ,yerde inşa ettirdiği Yedikule Hisarı inşaatı sırasında Kazlıçeşme ovasına sık sık geliyordu..Ve bu bölgeye ,ordunun ihtiyacı olan mamul deri üretimini de organize etmiştir.Döneminde ,360 adet tabakhane ve 33 adet salhane ( deri kesim yeri ) inşa ettirmiştir.Hatta buralardan elde edilen iç yağlardan mum imalathaneleri de kurdurmuştur.
Kazlıçeşmedeki deri işletmeleri 1993 de tamamenkaldırıldığına göre ; bu bölgede , demekki 540 yıl gibi uzun bir süre kalmıştır.Kazlıçeşme üzerindeki kitabede; çeşmenin,
953/1537 de Mehmet isimli bir zat tarafından yaptırıldığı yazılıdır.Çeşmenin suyu hala akmakta olup ; maalesef , adını verdiği kaz kabartması çalınmıştır..!!
Osmanlı döneminde buraya ilgi gösterilmesi 17. yüzyıla rastlar.Köşkler , konaklar,camiiler,hamamlar yaptırlır.Örneğin daha sonra anlatacağım..çarşı camii( 1610 ) ve yanındaki Şifa hamamı bu dönemde yapılmıştır..( Çarşı camii hala ,Bakırköy 'ün en eski camiidir ve kullanılmaktadır..Ama hamamından sadece geriye "hamam Sk " adı kalmıştır!!)
Bakırköy'ün ; en önemli özelliği olan Rum,Ermeni,Müslüman ve Yahudi türk nüfusun bir arada yaşaması 19. yüzyılda Rum ailelerin gelmesi ile başlar.Ermeniler'in gelmesi ise , ise 19. yüzyıl ortalarında baruthanenin mbaşına ermeni kökenli " Ohannes Dadyan Bey" in müdür olarak gelmesi ile
başlar..İlk Ermeni kilisesi 1844 de inşa edilir.Ermeni mezrlığının mülkiyeti ise cemaate 1868 de geçer.1870 de demiryolunun gelmesi ile Makriköy e ulaşım çok kolaylaşır ve nufuz hızla artar..Köşkler ,konaklar ,yalılar yaptırılır ve Makriköy ' de adeta bir aristokrasi başlar.Semtin nüfus bileşimindeki ilk büyük değişiklik ; 1925 de rumların kitlesel olarak Türkyeyi terk etmesiye başlar; maalesef 6-7 eylül olayları ile hızlanır.ve de 1980 sonrası Rum nüfus adeta yok olma tehlikesi yaşamaktadır..Ayni olay ermeni cemaatinin de 1940 lardan itibaren başına gelir ve 1980 den sonra hızlanır..
Bakırköy ' de üç önemli kilise var demiştik... Bunların en ihtişamlı görüneni Fransız Kilisesi veya Latin Katolik Kilisesi ' dir..Son zamanlarda "SÜRYANİ KADİM KİLİSESİ " diye de adlandırılmaktadır.. İstanbul Caddesi 'nden ; Yenimahalle SSK Doğum Evi ( Şimdi Araştırma hastanesi ) istikametine yürürsek..Solda Elektrik idaresi ,yanında Bakırköy Lisesi ne gelmeden evvel ( Sola giden sokağın adı : Hazırlık Sk ); Solda kuruyemişçi ve Nur Bebe ( konfeksiyoncu ) arasında 85 C ile numaralandırılmış " Özel Rum İlk Öğretim Okulu " vardır..( Bugün maalesef öğrncisizlikten kapalı...! )Önünden tam karşıya geçelim ve Şinasi Gürünlü Sokağa girelim..Biraz ilerleyince soldaki ilk sokağın ( Yurt Sahibi Sk ) köşesinde terkedilmiş ,Nr 2 ile nolandırılmış ,üç katlı bir ev ..Bakırköy ' ün eski ve önemli bir Levanten ailesinin evi ..ALLEON ların evi..Bugün hatırı sayılır bir fiyata satışı bekleniyor..( Bana en son, yetki verilen kişi , 800.000 TL demiş idi..)..Şinasi Gürünlü ' nün sonu Rüya Sokak la kesişir.Rüya Sokaktan sağa , ve ilk sola girelim Revnaklı Sokağın Sonu Küçük yalı Sokak la kesişir ve kesiştiği yerde , solda ,üç katlı; yıkıldım yıkılıyorum diyen ,son derece eski ve de maalesef içinde insan oturan ahşap bir bina vardır..Onu solumuza alarak yürüyünce 25-30 metre sonra solumuzda Süryani Kadim Kilisesi.. SS Pierre et Paul ( Kuledibi ,Galata Kulesi Sk.No.44 Karaköy Tlf.212 2492385 ) kilise arşivinde ..( İstanbul katolik kilise arşivleri oradadır.bir nevi müdireyet kilise..) NOTRE DAME du Rosaire Tlf 212 5719756 diye adı geçer..Rosaire : Fransızca bir kelime olup 165 taneli hristiyan tespihi demektir.Zaten kilise içinde Apsid kısmında çok güzel bir resim vardır ..Bir azize Meryem Ana ya tesbih ( rosaire ) sunar..Yani kilise de meryem ana ya ithaf edilmiştir.Kiliseyi Fransız rahipler 1800 lerin başında boş bir araziye yaptırır..1840 da dominiken rahipler alır.Sonra; belki Beyoğlu yazılarımdan hatırlarsınız..Olivo Ailesi ( Rus Rejans Lok. nın olduğu geçit ,hatta orada olıvoların apt. nı vardır )kiliseyi ; yüzyılın başında , gördüğümüz hale getirir..Daha sonra Körpi ve Tübini aileleri sahiplenirler..Bugün bu ailelerin mezarları Feriköy Latin mezarlığındadır..En son İtalyan papaz vefat edince ..Kiliseyi Süryaniler Kullanmaya başlar..Çünkü ; bakırköy de çok Levanten aile kalmadığından Vatikan 'ın évêché ' si ( tam türkçesi yok.Bu işlerle ilgilenenleri diyelim..) kiliseyi; Türkiye de 80.000 olarak tahmin edilen, Süryanilere emanet eder..Şu anda da onlar kullanmaktadır.. ( Bilgi olarak :1782 de Süryani Ortodoks Cemaatinin Patrik seçimi sırasında ; bazı anlaşmazlıklar oldu..Episkopos Mihail Carve nin başkanlığında bir grup ;Süryani Ortodoks kilisesinden ( Antakya ya bağlı ),ayrılarak Roma Katolik Kilisesine ( Vatikan ) bağlanır.Osmanlı İmp.luğu bu varlığı kabul ederek onlara katolik süryaniler dedi..Diğerlerine de "eski" manasını çağrıştıran KADîM kelimesini kullandı ) Yani şu an ; bu kiliseyi " Süryani Kadîm Kilisesi " adı altında , Bakırköy deki Süryani Ortodoks vatandaşlarımız kullanırlar.. Kilisenin Hemen yanında 25-27-29 nolu ahşap uzun bina ; eskiden kilise okulu olarak kullanılıyordu..Hatta arşivlerde 1920 de ki 40 öğrenciden bahsedilir..Şu an metruk..Bu ahşap binanın tam karşısında ise ; şu an boş olan , kiremit renkli en son Bakırköy Bld. sinin rest ore ettirdiği bina 1930-40 lı yıllarda Bakırköy Askerlik Şubesi idi..Bütün bu anlattıklarımın bulunduğu " Sakız Ağacı Mah " sinden ayrılarak ; ayni sokakları kullanalım ve yeniden İstanbul Caddesine çıkalım.. Elektrik İdaresini sağımıza alarak "Hazırlık Sokak " a giricez..Ama girmeden evvel tam karşısına , yolun öbür tarafına bakalım..Terkedilmiş üç katlı muhteşem taş konak..Rum Doktor Simidyonisin ' in evidir..Bugün ailenin 2. ve3. jenerasyonları Atina da yaşamaktadırlar..Elektrik İdaresi Binası ise ;bir Mimar Kemaleddin esri olup halen kullanılmaktadır..Elektrik dağıtımını Cumhuriyetin ilk yıllarında Belçikalılar yapardı..1 0cak 1938 deki 3480 nolu yasa ile Elektrik idaresi işi devralmıştır. Hazırlık Sokaktan devam edince ; bugünkü büyük camii nin yerindeki boş araziye her yaz " Rıfat Telgezer " ve ekibi gelirdi..Bütün bakırköy yazları ,oraya toplanırdı..Hatta Aysel Tanju ,Özcan Tekkül gibi zamanın meşhur dansözleri bu cambazhaneden yetişmişlerdir..Ne zamanki Rıfat Telgezer , telin üzerine uzun sopasıyla çıkar ; herkes nefesini tutardı.... Cambazhanenin ( yani şimdiki büyük camii ) tam karşısı ise meşhur Taş Okul..(Çarşıdaki "Tarık Akan "nın taş okulu ile karıştırmıyalım..Onu da anlatıcam )Bu büyük taş yapıyı da Alléon ailesi yapmıştır..Eski Adı TAŞMEKTEP ..Şimdiki adı "Bakırköy ilk öğretim okulu "..En az 100 yıllık bu binanın kiremit ve tuğlalarını Alléon ailesi Marsilyadan getirtmiştir.Alleon lar banker olmıyan tek levanten aile idi..Ornitoloji ile ,yani kuş bilimi , uğraşırlardı..Okuldan mezun olan eski meşhur bakırköylülerden Münir Ozkul ' u hatırlayabiliriz..Bahçesindeki havuz bugün toprakla kapatılmıştır..Taş okulu solumuza alarak yeniden İstanbul caddesine gidelim..Yürüdüğümüz sokağın adı " Mektep arkası sokak " tır.
Caddeye çıkınca ,karşıya sola doğru giderek Halkevi ( Basad ) binasını sağımıza alarak İskele Sokağa girelim... Bu sokak ; taa ki iskeleye kadar sağlı sollu köşkler ,konaklarla doluydu..Bunlardan kalan bir tanesi de soldaki 25 no da oturan Diş doktoru Hristidis 'in evi idi..Bugün ahşap konak boştur..Oğlu Foto ise atina da yaşamaktadır.. Az evvel yazdığım Halkevi Binasını ise ; yüzyılın başında , fransızlar yapar..Bir dönem okul olan binayı Bogos Bezazyan işletir..1936 da Halkevi olur..Son 20 yılda ağır ceza olarak da yani adliye binası olarak da kullanılır.Belediye başkanı Ahmet Bahadırlı zamanında tam bir bakım gören bina BASAD ( Bakırköy Sanatçılar Derneği ) a verilir..Kenan pars ,Altan erbulak ,Toto karaca gibi sanatçıların mekanı idi..Bugün bina çeşitli sanat aktivitelerine açık olup , arkasındaki kafeterya ile bir soluk alamak isteyen vatandaşlarımızın hizmetindedir.. Sonra tekrar İstanbul caddesine çıkıp Carrousel-Capacity istikametine yürüyelim..Soldaki Mor Sümbül Sokağa giricez..Köşede Büyük İskender Kebabçısı,karşısında balıkçılar...25-30 metre yürüyünce sağda BİM in yanında bahçe içinde şirin bir Rum Kilisesi AYA YORGİ..... Rumlar ,ki adetleri çok azalmıştır..( Bugün bakırköy de 125-150 kadar )Sebeplerini ilk mailimde biraz anlatmıştım..1832 den beri bu kiliseyi kullanırlar.Saint George a ithaf edilmiştir..Ayazması olmıyın bu kilise ( ayios yeorgios da denilebilir) in içinde çok güzel resimler ( scène lithurgique )yani incilden sahneler vardır..Bir tanesi ise ,tabii ki kiliseye adını veren Saint George , ki bir azizdir, elinde mızrağı ile ;ejderha ile mücadele eder..Atıyla ayakları altına alır ve ejderhayı etkisizleştirir..Tabii , burada ejderha kötülükleri ,hatta günahları simgeler..Kilisenin öbür kapısı Ebuzziya Caddesine ( tam karşısı Ermeni kilise ve okulu ) açılır..Ama biz girdiğimiz kapıdan çıkıp ,yeniden İstanbul Caddesine çıkıcaz..Tam karşımız Bakırköyün en eski camii.. KARADERVİŞAĞA BAKIRKÖY ÇARŞI CAMİİ ( Bazıları Şaban Ağa camii der...) Dantelacı ve Hamam Sokakların kesiştiği adada; ilk camii Şaban Ağa tarafından 1601-1602 yıllarında ahşap olarak yaptırıldı.1875 de yılındaki ahşap bina ,Sultan Abdülaziz tarafından , kâgir hale getirildi..O zaman ; surdışı camiiler içerisinde , cemaati en fazla olan camii idi..1980 de restorasyonuna karar verilir.Anıtlar ve Eski eserler yüksek kurulundan 19.10.1983 tarihinde alınan izinle 3-4-12-13 ve 14 nolu parseller de alınarak 300 metrekare büyütülür; ayrıca dört kat çıkılarak 2000 metrekarelik bir ibadet yeri oluşturulur.Şu an; 5000 kişi ayni anda namaz kılabilirler..Dantelacı Sokağa bakan çeşme de ; Sultan Abdülaziz'in bir kitabesi bulunmaktadır..Yanındaki Şifa hamamından ise hiçbir kalıntı yoktur..Sadece adı kalmıştır..Hamam Sokak......!! ::)) Istanbul Caddesine çıkalım ve İstasyon Cad. si ile kesişen kavşaktan Ebuzziya Caddesine sapalım..Sağdaki çay bahçesi ile ,soldaki taş binanın arasındaki dar aralıktan geçerek Ömer Naci Sokak a çıkalım..SURP ASTVADZAZİN Ermeni kilisesinin girişi bu sokaktadır..2008 senesinde Bakırköy Bld. Reisi Ateş Ünal Erzen şahsi mücadelesi ile meclise kabul ettirebilmiş ve Ömer Naci sokağın Carrousel arkasına çıkan sokağına , önemli bir ermeni aile alon "Dadyan Sokak " adını vermiştir.. Burası eskiden bir rum arazisi ide ve Baruthanenin başına Ermeni Kökenli Bogos Bey getirilince ; ermeni nufuz artar ve kilise ihtiyacı çıkar..Şu an bir gregoriyen ( katolik olmıyan ) kilisedir.Kemerli bir mimaridir..( Tanzimat Dönemine kadar kubbeli yapıya izin verimezdi..Kubbe bir tek camii de olurdu..)İçi bütün ortodoks kiliselerinde olduğu gibi çok zengin dir..avizeler, ikonalar, resimler, bezemeler....1894 de yenilenmiş olup halen ayin,vaftiz,düğün ,günah çıkarma gibi önemli aktivitelerle sürekli kullanılmaktadır..Ohannes Dadyan Bey burada gömülüdür..En son Kenan Pars ın ölüm merasiminde naçizane ben de bulunmuş idim..Muazzam bir kalabalık vardı..Kilisenin yanında ; halen faaliyette, Dadyan ilköğretim okulu vardır.. Kiliseden çıkıp ; istasyona doğru yürüycez ve şimdiki askerlik Şb. si ve karşısında NiyaziMete-AliRıza Mete Tıp Mrk..( Eski Kızılay )' nin oldoğu caddeden;Askerlik şubesi istikametinde yürüycez..Binadan hemen evvelki sağ sokak yani Milliyetçi Sokağa giricez..Ray Sokağa ,yani demiryoluna gelmeden evvel; sağımızdaki metruk bina ve şu anki Coşkun Otoparkı..Önemli yazarlarımızdan Cenap Şehabettin in evi....Bir dönem kızkardeşi Ayşegül Hn. da kullanır..Daha sonra mülk darüşşafakaya verilir..O da şu an otopark olarak kullanıyor..Bu ünlü edebiyatçımızın torunları ; yandaki 10 Nr. olan Emir Apt. nını 3. katında çiçek saksıları olan evde otururlar..
Ray sokağa çıkar çıkmaz soldaki 17 no pınar apt.nının yerinde ,( Milliyetçi sk tarafı 19 no Şen Yuva apt. ) büyük bir konak vardı..Ve herkesin derdini anlattığı meşhur Marko Paşa burada otururdu..Sokaktan ; Ataköy istikametine yürüyüp , demiryolu üzerindeki kitapçıların arasından geçerek, karşıdaki Faruk Gürtunca Sokağına giriyoruz.. Gözlerimizi Ataköy tarafına çevirince ; burada büyuk bir futbol sahası vardı.Hemen bitiminde ise büyük bir çiftlik.Şükran Çiftliği..Bu futbol sahasında O zamanki kuluplerden İstiklal İdman Yurdu maçlarını burada yapardı.Hatta Galatasaray veya Fenerbahçe zaman zaman buraya fransızlarla maç yapmaya gelirdi..Bugün bu stadın yerinde..Bir tarafı Gençler Caddesi ,diğer tarafı ise Şükran Çiftliği Sokak olmak üzere sayısız aptmanlar vardır..Sükran Çiftliği sokağın sonunda ise Bakırköy Bld. binası..Belediye arkasında ; bir zamanların aristokrat ailesi Şamlılar ın köşkü..Bu bina bir dönem evlendirme dairesi olarak kullanılmış..Şimdi başka maksatlarla yine belediye tarafından kullanılmaktadır..Belediyenin yol tarafı ise bakırköy Müslüman Mezarlığıdır..Bir çok meşhur kişinin yattığı bu mezarlık ; ayni zamanda da bir şehitliktir..1 haziran 1944 deki baruthane patlamasında şehit olanların kabirleri de burada olduğu gibi Halit Ziya Uşaklıgil aile mezarlığı , Cenap Şehabettin ( Doktor-şair-yazar 1870-1934 ,Gazeteci yazar Tevfik ve Veld Ebüzziyya lar gibi en az 25-30 toplumumuzca tanının kişiler burada yatmaktadırlar..Ruhları şaad olsun.. Buradan meydana çıkıyor ve Taksim dolmuşlarının kalktığı yola giriyoruz..Sonunda solda yine bir Mimar Kemaleddin eseri olan Kartaltepe Amine Hatun Camii ( 1900 ler başı yapımı ) nei gezerekten arka sokaktaki iki kabristana göz atıyoruz..Heriki kabristanın da bulunduğu sokağın adı "Teyyareci Hayreddin Sokk"..Ermeni Mezarlığında Hayatını eğitime adamaış Boğos Bezasyan ,Ara ,Serkis gibi Balyan ailesinin bazı fertleri burada yattığı gibi bir kabir göze çarpar..üzerinde isim yok ..( Kendi isteği böyle imiş..) Kirkor Cezveciyan a ait bu mezar taşında Sadece "Doğdum-Yaşadım-Öldüm " yazar..Yani Kenan Pars abimizin mezarı...Toprağı bol olsun.. Yanındaki Rum mezarlığında ise Yeşilköy deki Rene park ın kurucusu..Şarkıcı ve Gazino işletmecisi Ancelo ,Şamlı İskender Kudmani , ve de Türk arkeoloji Tarihinin önemli kişilerinden Konstandinos Makridi Paşa ve bir çok rum kökenli vatandaşlaroımız yatarlar..Işıklar içerisinde yatsınlar... Caddeye çıkıp İncirliye yönelirsek ; bir zamanlar çam ağaçlarının ( birtek adı kaldı Çamlık ) ,incir ağaçlarının olduğu bu alan bugün aptmandan ve trafik sıkışıklığından geçilmiyor.Ruh ve sinir hastalıkları Hast. nin ilk başhekimlerinden.( Bugün kü bakırköy Devlet Hastanesi )Rahmi Duman 'ın köşkü ve ilk psikiyatri kliniği Bugunkü Çamlık Hast. si olarak hizmet vermekte...Telekom'un karşısındaki metruk Resneli Niyazi Köşkü ise alıcısını beklemekte..Resneli Niyazi Bey 31 Mart 1909 vakasında Ohri Taburu ile buraya gelip konaklamıştır.. Bu caddede anlatılacak çok şey var ama Dikilitaş ile bitiriyim..19 .07.1911 de Mehmet Ali Paşa( I. Kolordu kumandanı ) anısına dikilmiş idi..Bakırköyde açılan Reşadiye Süvari Kışlasının yapımında büyük rol oynamıştı..
Faruk Gürtunca Caddesi ile ,Şükran Çiftliği Sokağın bugün kesiştiği yerde buyük bir otopark ve girişinde restorasyonu yeni bitmiş ahşap bir bina..İşgal yıllarında fransızlar Karakol olarak yaptırmışlardı..En son Zırai ilaçlar satan bir yerdi..Şimdi rest.dan sonra hangi maksatla kullanılacak henüz bilinmiyor..
Sizlere elimden geldiğince Bizans zamanı Hebdomon diye adlandırılan Bakırköy 'ü anlatmaya çalıştım. Sevgi ve Selamlarımla.
Semih Takinacı
Kalın sağlıcakla, değerli arkadaşlarım...
Dostları ilə paylaş: |