Değerli dostlar lütfen takiyye yapmayın. Demin değerli dostum, bugün bizim karşılaştığımız zorluk yarın sizin de başınıza gelir şeklinde bir serzenişte bulundu. Ben fazla değil bundan yaklaşık 1 yıl öncesine dönmek istiyorum. O dönemde bizim başımıza gelenler bu arkadaşlarımızın başına gelmiyor muydu, o dönemde çıkan angarya tebliğleri karşısında niye sessiz kaldılar, mükerrer 227 ile ilgili niye istediğiniz gibi bir tebliğ çıkartılmadı? 4 nolu tebliğ çıktıktan sonra, 13 Haziran’da ayağa kalkan örgütün yanında niye olmadılar değerli dostlarım? Çünkü o dönemde Meslekte Birlik grubunda olan arkadaşlarımıza ne Maliye Bakanlığı camiası ne de vergi idareleri dokunmuyorlardı. O dönemde bu arkadaşlarımız meslek adına çıkan angarya tebliğleri ile değil, orada çalışan memurla, mustahdemle, onların sürgünleriyle uğraştılar.
- Lütfen arkadaşlarım, lütfen sakin olalım. Lütfen yerlerinize. Değerli arkadaşlarım lütfen sakin olun, kürsü özgürlüğüne saygı duyun lütfen. Şu ana kadar olduğu gibi lütfen huzuru bozmayınız, bizlere yakışan bir genel kurul yapacağız. Lütfen küsüye saygılı olun lütfen. Şu ana kadar olduğu gibi lütfen dinleyiniz.
- Sayın başkan müsaade ederseniz devam etmek istiyorum.
- Sayın konuşmacı lütfen bir saniye, sayın konuşmacı lütfen. Değerli arkadaşlar, lütfen sakin olun, şu ana kadar olduğu gibi olgunluk içerisinde, bize yakışır biçimde genel kurulu sürdürmek istiyoruz. Lütfen şu ana kadar olduğu gibi herkes sükuneti muhafaza etsin, bize yakışır olgunlukta dinleyelim ve konuşalım. Sayın konuşmacı buyurun.
- Teşekkür ediyorum sayın başkan. Birbirimizi dinlemeyi öğrenemezsek eğer biz bir yere varamayız. Lütfen benim sizi dinlediğim gibi saygılı olun yerinize oturun.
- Ayaktaki arkadaşlar lütfen otursunlar yerlerine. Bu salondaki verimlilik hepimize yarar sağlayacaktır. Lütfen yerlerinize oturun rica ediyorum. Böyle bir ricanız olamaz, gruplar adına konuşuluyor, biraz sonra sizin grubunuzdan başka bir arkadaş da çıkacak. Lütfen kendiniz dinlenmeyi istiyorsanız lütfen arkadaşımızı dinleyelim, lütfen. Lütfen rica ediyorum biraz sonra siz konuşacaksınız. Buyurun sayın konuşmacı.
- Teşekkür ediyorum sayın başkan.
- Sayın Babuşcu sizi sükunetle dinlediler. Biraz sonra sizin gruptan arkadaşlar konuşacak. Lütfen sükuneti muhafaza edelim. Buyurun sayın konuşmacı.
- Değerli arkadaşlarım lütfen, lütfen diğer sakin yerinde oturan arkadaşlarım otururlarsa eğer diğer arkadaşlarım oturacaklardır, öyle tahmin ediyorum.
- Sayın konuşmacı cevap vermeyiniz lütfen devam edin.
- Değerli dostlar, bununla birlikte bugünkü tarihli Akşam gazetesi var elimde ve Meslekte Birlik grubunun seçim broşürü. Birbiriyle çelişen yönleri var. Ben doğru yönü algıladığım yönü burada bahsetmek istiyorum. Değerli Babuçcu röportajında biz yönetimde olmadığımız halde üyelere hizmetimiz daha çoktur demiş. Demincek anlattığım kısmı geçiyorum. Ama seçim broşürünün bir yerinde de şöyle diyor arkadaşlarımız. Beğenmediğiniz şeyleri düzeltmek için ufak da olsa bir çaba harcamayacaksak, şikayet etme hakkımızı da kullanamayız. Çok doğru, tebrik ediyorum çok güzel söyleşi vermişler.
Değerli dostlarım ben yapılanlar ve yapılacaklar konusuna girmek istiyorum. Ama demokratik platformdan yani konuşmacı arkadaşımın bahsettiği konu, yine size bahsettiğim gazete ve yine onların seçim broşürü olan birkaç meseleyi açmak istiyorum. İlk önce demokratik platformdaki arkadaşlarıma önemli bir şey rica ediyorum, lütfen yazılarınızda ve konuşmalarınızda size yakışan seviyeyi korumaya özen gösteriniz. Hoş olmayan yazılı polemikler yaratmayalım. Yazılardaki basit imla hataları ile uğraşmayalım, bu hiç birimizi bir yere götürmez. Buradan hareketle şunu söylemek istiyorum. Seçim broşüründe meslektaşların söyleyecekleri hiç bir şey kalmayan bu ekip son çare olarak Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk’e yönelmişlerdir diyorlar. Değerli dostlar bizim Atatürk’e ne şekilde sahip çıktığımızı hepiniz biliyorsunuz. Biz Atatürk’ün demokratik, insan haklarına saygılı, milli, bağımsızlıkçı, Kuva-i Milliye’ci, antiemperyalist tavırlarını her zaman benimsediğimiz için artık bunu seçim broşürümüzde bu şekilde sizlere yolladık.
Buradan başka bir polemiğe geçmek istiyorum, yine değerli dostlarımızın polemiklerinden. Akşam Gazetesi’nde sayın Bekar diyor ki, Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği kendi arasında deneyim ve değişim olarak ikiye bölündü, ön seçimi kaybeden değişimden bize kaymalar var. Sayın dostlar, bizleri hele hele demokratları bölünmüş gibi göstermek ne demokrasiye güç verir, ne demokratların birliğine güç verir, ne de bizi ileri noktalara götürür. Kaldı ki işte biz buradayız, işte yarın da sandıkta göreceksiniz Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği’nin kuvvetini. Ben bunu bir yarış olduğu anlamında söylüyorum. Biz dilerdik ki demokratik platformdaki arkadaşlarımızla birlikte kol kola bu seçimlere girelim. Bunu bundan sonraya bize ışık versin diye söylemeye çalıştım. Gelin bundan sonra 2 grup kurumlar anlamında bir araya gelerek meslek ve ülke için neler yapabileceklerini tartışalım. Hep bir arada ortak platformlar oluşturalım, paneller düzenleyelim, mesleki tartışmalar açalım, 4 nolu tebliğe karşı birlikte mücadele edelim, anti demokratik her türlü mesleki angaryalara karşı birlikte mücadele edelim.
Değerli dostum, 4 nolu tebliğ ile ilgili bizim bir şey yapmamakla suçladı. Dostlar bizim 4 nolu tebliğ ile ilgili tavrımız açıktır. Biz 4 nolu tebliği mükerrer 227 ye uygun bir hale gelene kadar mücadele edeceğiz ve mükerrer 227’yi yeni haliyle uygulatmak için her türlü çabayı sarf edeceğiz. Davayı niye açtık? Bunu biz istediğimiz için, Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği üyeleri böyle istediği için , bu mücadeleye sahip çıkmak istedikleri için İstanbul odası bu davayı açtı ve bunun takipçiliğini devam ettiriyor. Yapacaklarımız konusunda da dikkat ederseniz angaryalardan sonra 2. sırayı almaktadır. 13 Haziranı unutmayın dostlar, 13 Haziranda sokağa dökülmeyi ilk başta planlayan ve bütün kollarını açan çağdaş demokrat muhasebeciler birliği oldu. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası önderlik etti ve hep birlikteydik. Nasıl siz bizim mücadele etmediğimizi düşünüyorsunuz. Ama orada şunu gördük değil mi, toplamda 13 bin üyesi olan İstanbul odasının personelleriyle birlikte en azından 30 bin olması gerekirken, 3 ile 4 bin arasındaydık. Lütfen kendimizi eleştirelim ve bunun öz eleştirisini verelim. Ben demokratik platform olan Kadıköy bölgesinden en azından bir çok arkadaşımın Taksim Meydanı’nda olmadığı gördüm. Meydanlara çıkmayan insanların haklarını nasıl savunacakları konusunu oturup bir daha tartışalım, bunları polemik konusu yapmayalım. Alıyorum dostlar alıyorum, ama tabii aldırma şekilleri önemli.
- Arkadaşlar lütfen. Bir saniye sayın konuşmacı. Arkadaşlar gruplar kendi arasında anlaştı, sıra ile söz vereceğiz. Lütfen biraz kendinizi tutmaya çalışın, ahengimiz bozulmasın hepimize zarar veriyor yoksa. Buyurun sayın konuşmacı.
- Sayın başkan lafı uzatmayacağım. Beni dinlemek lütfunda bulunan arkadaşlarıma tüm meslektaşlarıma, tüm demokratlara, bütün dostlara selam olsun diyorum, saygılar sunuyorum.
- Teşekkürler sayın Aktan. Değerli arkadaşlar, gruplar adına genel konuşmacı tamamlamış olduk. Şimdi yine gruplar adına yine sırayla 4'er arkadaşımız konuşacaklar. Süreyi iyi kullanabilirlerse arkadaşlarımız bütün konuşmacılar konuşabilecek. Ancak süre sorunumuz olursa sondan itibaren birer arkadaşımızın çekilmesini sizlere ve gruplara önereceğim. Sayın Şükrü Şenalp buyurun efendim.
- Sayın divan, değerli meslektaşlarım hepinizi demokratik platform adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün bana düşen maalesef hesaplar, bilanço, gelir gider tablosu ama o kadar rahatsız edici bir konu ki hiç de bu konu hakkında konuşmak istemiyorum aslında. Ama elim mecbur konuşacağım bu görev bana yüklendi. Elinizdeki Çalışma Raporu’nun 285. sayfasını açtığınızda lokal işletmesinin bilançosunu ve arka sayfasında gelir tablosunu göreceksiniz. Burada dikkatinizi çekmek istediğim önemli bir nokta var. ...... giderleri bölümünün dip notu. Deniliyor ki bu dip notta, yönetim giderlerinin önceki dönem 10 milyar 692 milyon, cari dönem 6 milyar 15 milyon. Devamında kira giderlerini içermediği söylüyor. Kira giderleri nerede? Kira giderlerini hesaplamaya çalıştım, 7 milyar 599 milyon lira kira gideri farkı bölümü iktisadi işletmede. Beyler, bayanlar, gazeteciler. 7,5 milyar lira, 7 milyar 600 milyon lira kira ödüyoruz ve bu kira giderler içerisinde yok. Niye yok? Onun cevabını sayın arkadaşım herhalde verecektir. Artı, dip notta görülüyor mu, dip notta görüyorum da niye öbür tarafta yok? Bir şey daha var 13 milyar 600 milyon lira finansman gideri. Burada yazılı olduğu şekli ile adını silin, 13 milyar 600 milyon lira transfer oda gelirlerinde oda kaynaklarında aidatlardan ve faiz gelirlerinden 13 milyar 600 milyon lira transfer. Ne alınmıştır bu transferle? Gelir tablosunda bu transferi göremiyorsunuz. Gelir tablosuna baktığınızda bu transfer diğer borçlar bölümünde yer alıyor, pasifte yer alıyor. Aktifin toplamı 1 milyar 729 milyon lira, aktif toplamı 1 milyar 729 milyon lira. 13 milyar liralık kaynak, finansman gideri denen kaynak, transfer gideri yok. Nerede? Ben biliyorum, neden olduğunu ben biliyorum söylüyorum. 13 milyarı oda lokaline transfer etti, bu parayı harcadı. Lokal harcadı bu parayı. Eğer demirbaş alıyorsa, demirbaştan başka bir şey alıyorsa bunun gözükmesi lazım, harcadı yok gitti. Nereye gitti? Ete, sebzeye, içkiyi, ekmeğe, liköre gitti. Çünkü satışlarına bakıyorum gelir tablosunda yurt içi satışlar cari dönemde 01/01/98- 30/04/98 döneminde 4 milyar 970 milyon lira, yani 4 milyar, 5 milyar liralık harcama yapmışlar. Kaç milyar transfer etmişler? 13 milyar lira, harcama yapmışlar diyorum tahsilat yapmışlar, bunun ne masrafı olduğu içinde zaten. Burada giden paranın geri dönmeyeceğini, çünkü burada borç olarak gözüküyor orada alacak olarak gözüküyor geri dönmeyeceğini arkadaşlarımız burada itiraf etmekte, birincisi bu. Bunu itiraf ettikleri andan itibaren yapılması gereken tek şey var bu parayı yönetim gerisin geriye yerine koymak zorundadır. Hangi yönetim? Şu andaki yönetim. Bundan sonraki yönetime bunun bir şekilde transfer etme hakları da yoktur. Çünkü bu para şu veya bu şekilde gitmiştir, harcanmıştır, yok olmuştur, tükenmiştir. Bu net, çok açık. Bu hesabı net olarak vermedikleri noktadan itibaren Hesap Tetkik Komisyonu’nun kurulması gerekiyor. Lokal faaliyeti ile ilgili olarak Hesap Tetkik Komisyonu’nun kurulması gerekiyor. Oylarınızla Hesap Tetkik Komisyonu kurup kurmamayı şu andan itibaren düşünün. 13 milyarınızı masanın altına attınız, bir yere gitti ya onun hesabını soracaksınız veya sormayacaksınız. Sorup sormama kararını biraz sonra ibra komisyonuna geldiğimizde siz vereceksiniz. Hesap Tetkik Komisyonu kurup 13 milyarı odaya gönderecek misiniz lokalden, göndermeyecek misiniz bunun kararını verin. Bu çok nettir, bu çok açıktır. Lokal işletmesinden çağdaş demokrat grubu ajandası gündemlerinin arka tarafında ajanda var orada. Doğum günü lokalden yer ayırtın, çok basit. Hadi gelelim hep beraber eşimiz dostumuz doğum gününü orada kutlayalım. Hayır arkadaşlar 13 bin üyeli meslek örgütünde eşinin doğum günü için oradan yer ayırtan olmamıştır. Keşke hep beraber yer ayırtsak da odamıza o 13 milyar bir yükü yüklememiş olsaydık. Oranın gerçek giderlerini karşılamış olsaydık. Keşke diyorum ancak burada savurganlık vardır bu bir.
İkinci olarak sempozyum giderleri, sempozyum giderleri 11 milyar 64 milyon liradır. Hatırladığım kadarıyla sempozyumla ilgili olarak gönderilen bültende mark üzerinden dolar üzerinden bir takım rakamla ifade edilmiştir. Yani bu sempozyumun da bir geliri olması gerekirdi veya sempozyuma katılan insanların çoğunun masraflarını kendileri karşılamaları gerekirdi diye düşünüyorum. Bu 11 milyar liralık masrafın özel olarak açılımını rica ediyorum. Eğer bunu açıklıkla yapamıyorlarsa bu ideallerin kalemlerinin nelerden oluştuğunu rica ediyorum. Odanın kira gelirlerinin hangi gerekçe ile olup olmadığı malum değil, İSMMMO’nun gelir tablosunda yer alıyor. Yani niye buna böyle bir şeye ... kendinizi bunu anlamadım çünkü. TESMER’inkini veriyorsunuz, bununkini öbür tarafa veriyorsunuz.
Bir başka hususa gelmek istiyorum. Mesleki kuruluşlara borçlar 4 milyar 207 milyon 971 bin lira. 4 milyar 207 milyon liralık borcun nereye olduğunu ben biliyorum. Mali müşavirler muhasebeciler birliği genel merkezine bağış. Mali müşavirler muhasebeciler birliği genel merkezine bağış yapma görevini İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası yönetim kurulu üstlenmedi. Üstlenseydi eyvallah diyecektim, üstlenmedi. Mali müşavirler Muhasebeciler Birliği Genel Merkezi seçimleri yapılırken, Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği, yani Çağdaş Vakfı’nın üyeleri üstlendi bunu. Onlar ..... yerine getirmediğinden bunu İstanbul odasına transfer etme haklarının olmadığını düşünüyorum.
Bir başka konuya geliyorum. Oktay arkadaşıma cevap verme gereği duymuyorum, sinirleniyor haklı olarak sinirleniyor, sinirlensin. Ben onu sinirlendirmek için konuşmuyorum burada. Borçlar bölümünden bir, iki kalemi daha işaret etmek istiyorum. Ne dersiniz bilmiyorum, ama ben işaret etmek istiyorum okumadıysanız diye. Gerçekle tüzel kişilere borçlar .. hizmet ve kitap alımlarından kaynaklanmakta olup dökümü aşağıdaki gibidir. Yaklaşık 15 tane firmanın ismi var. Birisi kaç lira 24 milyon 140 bin lira. Bir tanesi ...... bilgisayar limited şirketi, bir tanesi de çağdaş müşavirlik pazarlama şirketi. Kim? Çağdaş Muhasebeciler Vakfı’nın iktisadi kuruluşudur. Kaç lira borcu varmış Nisan ayı sonu itibarıyla? 1 milyar 46 milyon lira. Ne yaptığını bilmiyorum, alım raporlarında görüyorum. İhaleye çıktı mı çıkmadı mı bilmiyorum, satın almak komisyonu yeterince araştırma yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum, ama burada 1 milyar 46 milyon lira Çağdaş Muhasebeciler Vakfı’nın iktisadi işletmesi olan Çağdaş Müşavirlik Pazarlama Limitet Şirketi’ne borcu var. Bir transfer mi var acaba diye düşünüyorum. Bunun da cevabını arkadaşlar bizlere vermeli. Soruyorum, siz de açıklayacaksınız. Gelir gider tablosu ve bilanço üzerine daha fazla söz söyleme şansımız yok. Birkaç şey daha söylenebilir, gerçekleşen mukayeseli bilançolardan gerçekleşen gelir ve gider kalemleri arasında veya da gelir kalemleri arasında % 214 artış var, masraflar gerçekleşmiş. Gelirler var, % 98 oranında gerçekleşmiş. Bu konulara giremiyorum benim fazlaca bilgim yok, ama görünen o ki % 99.9 gelir bütçesi öngörülen bütçe gerçekleşmiş. Bütçe gerçekleşmiş arkadaşları kutlamak gerekir. Buradan bir başka noktaya geçiyorum. Biraz önce Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği adına konuşan arkadaşımız, bir şeyler kaşıyor, bırakın artık şu kaşıma meselesini, bırakın artık Meslekte Birlikte veya bizle uğraşmayı. Meslek sorunlarına çözüm üretelim, kimin laik olduğu, kimin dinci olduğu, kimin başka bir şey olduğu, bırakın onu platformun dışında meslek sorunlarına çözümler üretelim. İstanbul Odası 13 bin üyeli, bu 13 bin üyeli odada farklı cinste, farklı ırkta farklı kimliklerde, farklı dinsel inançlara sahip insanlar mutlaka ki farklı siyasi inançlara sahip insanlar mutlaka ki olacaktır. Bundan daha doğal bundan daha normal hiç bir şey olamaz. Mesleki sorunlarımızda eğer grup olarak 3 ayrı mesleki politikayı tartışıyorsak bizim için anlamlıdır. Ama kaşıyor, kaşıyor, kaşıyor buradaki arkadaşlarımızı coşturuyor, coşturuyor, coşturuyor yarın oy yapacak. Bu basit hesap zarar veriyor mesleğimize zarar veriyor. Oy gelmiş, gitmiş 9 senedir muhalefetteyiz. 9 senedir odalar birliği genel kurulundan delege olmadığımız halde ... bildiriler dağıttık, niçin yaptık bunu? Söz söylemeye çalıştık, kürsü hakkımız olmadığı halde bu düşünceleri odalar birliğinin delegelerine her seferinde ... aşmaya çalıştık. Ne için yaptık bunu? Meslek için yaptık, oy için yapmadık. Seçme seçilme hakkımız orada yoktu bizim, oy için yapmadık meslek için yaptık. Yarın meslek için sizde bir şey yapın bu yönetimi değiştirin hep birlikte yönetimi gerçekleştirelim. Teşekkür ederim.
- Teşekkürler sayın Şenalp. Sayın Ayla İskenderoğlu buyurun efendim.
Dostları ilə paylaş: |