Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə524/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   520   521   522   523   524   525   526   527   ...   980
RAMAZAN GELENEKLERİ

304

305


RAMİ

kânı bulunanlar bu listeye iftarlık reçel, peynir, güllaç, kıymalık ve kavurmalık et de dahil ederek gereksinimi olanlara gönderirdi.

Yoksulluğundan ve geçiminden kimseye söz etmeyen ve "fıkara-yı sabitin" olarak adlandırılan kişilere "ramazan masra-fi"nın yanında zekât ve sadaka paylaştırılır, iftar verilirdi.

Ramazan ayı için topluca alınan gıda maddeleri arasında baharat, çorbalık şehriye, iftar sofralarında özel bir yere sahip olan yeşilli, mavili sazlarla bağlanmış güllaçlar, makarna, pastırma türleri, pirinç, peynir çeşitleri, reçel, sucuk, un, şeker, zeytin, hoşaflık kuru üzüm, kayısı, erik, pestil, şişelerle gül suları gibi daha çok ramazan ayına özgü yiyeceklerin yanında, diğer günlerde sofralarda yer alan yiyecekler de bulunurdu.

Ramazan kış aylarına rastlıyorsa bazı aileler hazırlıklarını daha erkene alarak, meyve ve sebzenin bol olduğu yaz aylarında reçel, şurup kaynatır; makarna, erişte ve tarhana hazırlardı.

Ramazan ayı aynı zamanda bir "bereket timsali" olarak düşünülür; yoksul evlere bereket getireceğine, bütün sofraların şenleneceğine inanılırdı.

Ramazan ayının başlangıcından önce hükümet tembihleri ilan edilirdi. Bu ilanlarda ramazan boyunca padişahın ibadet için İstanbul camilerine geleceği bildirilir; sokak, ev ve dükkânların temizliğine dikkat edilmesi, saygısız davranışlardan kaçınılması, eğlence yerlerinde kimsenin birbirini rahatsız etmemesi duyurulurdu. Geceleri fenersiz dışarıya çıkılmaması uyarısında bulunulur, padişaha sunulacak arzuhallerin belirli bir düzen içinde olması sıkı sıkıya tembihlenir, bu kurallara uyulmadığı takdirde verilecek cezalar belirtilirdi. Her yıl ramazan yaklaşırken evkaftan camilere kandil yağları ve balmumları dağıtılırdı. Eskiden ramazanlarda sadrazam, reisülküttab, kâhya ve defterdar gibi devlet büyükleri padişah sarayına "yıllık hümayun" adıyla bohçalar sunar; tanınmış hoca efendilere ve maiyet memurlarına iftariye adıyla saatler, enfiye kutuları gibi hediyeler gönderirlerdi.

Eski ramazanlarda özellikle Fatih ve Ba-yezid camilerinin avlusunda sergi kurulur ve bu avlular yiyecek vb satan dükkânlarla dolardı. Galata ve İstanbul bal ve yağ kapanlarında ve Asmaaltı mağazalarında tüccar ve esnafın çalışmaları artar, mahalle kahvehanelerinde yiyecek fiyatları ve lezzetleriyle ilgili değerlendirmeler yapılırdı. Ramazan yaklaşınca konak sahiplerinin, din adamı olarak yetişen öğrencilere ve tekkelere "ramazaniye" adı verilen yiyecekleri göndermeleri âdetti.

Ramazanın ilk günü devlet daireleri kapalı olurdu. Diğer günlerde iş saatleri azaltılır, dükkânlar öğleden sonra açılır, okullardaki dersler hafiflerdi.

Oruç, iftar ve Sahur: Ramazan ayı oruç ve ibadetle geçirilirdi. Ramazandan, birkaç gün önce oruç tutarak ramazan ayım karşılayanlar olduğu gibi şaban ayının 15. berat kandili günü oruca başlayıp her gün

oruç tutarak ramazan ayını karşılayanlar da olurdu. Sayılan çok olmamakla birlikte recep ayının ilk gününden ramazanın sonuna kadar 3 ay hiç aralık vermeden oruç tutanlar da vardı.

İftar hazırlıkları, fırınlardan yeni alman pideler, simit ve çöreklerle tamamlanırdı. İftar, zamanı gelince Topkapı Sarayı önü, Kurşunlu Mahzen, Yedikule, Kız Kulesi, Beyazıt, Heybeliada ve Tersane gibi şehrin belirli yerlerinde toplarla ilan edilirdi.

İftar yemeği iftarlık veya iftariye denilen çerezlerle başlar, çeşitli et ve sebze yemekleri, pilavlar, hoşaflar ve tatlılarla tamamlanırdı. Padişah sarayında, devlet büyüklerinin, zenginlerin ve ulemaların konaklarında verilen iftar davetleri ayrı bir özellik taşır, ramazanın ilk gecesinden başlayarak bayram gecesine kadar devam ederdi (bak. iftar âdetleri). İftar sofralarında davetlilere diş kirası(->) adıyla armağanlar da verilirdi.

Ramazan geceleri sohbetler, eğlence ve oyunlar sahura kadar devam eder, sahur yemeği yendikten sonra uyunurdu.

Sahur sofralarında daha doyurucu yemeklerin bulunmasına özen gösterilirdi. Çörek çeşitleri; kazandibi, peynir; gerdan, dil söğüşleri; pilav, makarna, yoğurt ve hoşaf; Rumeli tarafında mutlaka gözleme ve börek sahur sofralarının başlıca yiyecekleriydi.

Eski ramazanlarda bekçilerin davul çalıp, mani söyleyerek sahur zamanını halka duyurmaları âdetti. Davulcuların bu hizmetine karşılıklı halk, ramazan ayının 15'in-de ve Şeker Bayramı'nın ilk gününde bir ücret öderdi. Herkesin isteği ölçüsünde olan bu ödeme ramazanın 15'inde para; bayramda keten ve yazma mendil, gömleklik kumaş vb olur, buna "bahşiş" adı verilirdi. Davulcu bu tür hediyeleri davulunun kasnağına yerleştirir veya yamaklarının taşıdığı uzun bir sırığa bağlar, mahalle çocukları ile bir alay oluşturarak dolaşırdı (bak. bekçi manileri).


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   520   521   522   523   524   525   526   527   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin