Yüzyılda istanbul,
ist., 1993
madı ama bu iki kilisenin ileri gelenleri arasında yumuşak tonda mezhep tartışmaları mektuplaşmalar aracılığıyla yıllarca sürdürüldü. Luther papaya boyun eğmemiş olan Ortodokslara ilgi duydu; yakını Philip Schwarzerd (1497-1560) Ortodoks din adamlarıyla ilişki kurdu. Resmi mektuplaşmalar 16. yy'ın ikinci yarısında başladı; buna Patrik II. İeremias da katıldı. Bu Protestan-Ortodoks diyalogu ise Katolikleri çok rahatsız etti.
Katolik kilisesi 1545-1563 arasında Tren-to Sinodu ile Protestanlığa karşı önlemler aldı ve kendine çekidüzen vermeye çalıştı. Ortodoks dünyaya karşı da politikasını yumuşattı ve hattâ yardım elini uzatır gibi oldu; Patrikhane'nin Protestanlarla oluşturacakları olası bir ittifaka karşı önlem alma gereğini duydu. 1577'de Roma'da Col-legio Greco kuruldu. Çok yüksek düzeyde klasik Yunan (ve hümanist) eğitimi veren bu okula Yunanistan'dan burslu gençler alındı. Bu okul çağdaş Yunan aydınlanma hareketinde önemli bir rol oynadı. 1576-1599 arasında bu okulda İtalya'daki Rumlardan başka (bugünkü) Yunanistan yörelerinden ve İstanbul'dan 125 öğrenci okudu. (Trento Sinodu'ndan önce de Katolik İtalya'da Rumların dilini ve dinini hoşgörüyle kabul eden okullar açılmış Ortodoks din adamlarına kimi haklar tanınmıştı. 1514-1521 arasında tarihte ilk [çağdaş] Grekofon okul [lise] açılmış, burada sonradan kültür alanında önemli katkıları olacak kimseler okumuştu.)
Patrikhane tarihinde gelmiş geçmiş en ilginç ve aydınlanmacı patrik de bu yıllarda yaşadı. Otuz Yıl Savaşları döneminde (1618-1648), Katolikler ve Protestanlar, bir yanda Fransa ile Avusturya, öteki yanda İngiltere ile Hollanda savaşmaktaydı. Kiril-los Lukaris (1572-1638) Girit'te doğmuş, Padova'da okumuş, İskenderiye patriği olmuş, bu sürede zamanın aydınlan, kardinalleri, kralları ve papa ile mektuplaşmış, 1621'de İstanbul'da patrik olmuştu. Kesin olarak Katolik dünyaya ve anlayışa karşı çıkmış, patrik olduğunda Protestan
elçilerle ilişki kurmuş, onlara daha yakın bir anlayış sergilemişti. Dünya olaylarını yakından izlemiş, birçok okul kurmuş, 1608'den beri kapanmış olan Patrikhane'nin yüksekokulunu yeniden düzenlemiş ve başka ünlü bir aydın olan T. Kori-daleos yönetiminde bu kurumu etkin bir okula dönüştürmüş, Patrikhane'de bir matbaa kurdurtmuş (1627), Yeni Ahit'i halk diline çevirip Cenevre'de bastırmış (1638) ve genellikle İstanbul'da aydınlanma havasını estirmişti. Ancak bu gelişmelere karşı tepkiler gecikmedi. Katolik elçiler ve tutucu Rum din adamları Osmanlı yöneticilerini devreye soktular ve iftira ve baskılar sonunda Lukaris 17 Haziran l638'de devlet kararıyla boğduruldu. Düşmanları kuruluşundan birkaç ay sonra matbaayı ka-pattırmışlardı. Öteki girişimlerine de set çektiler. İleri hamleler son buldu. Rumlar arasında gelişebilecek gibi görülen ve bir süre sürdürülmüş olan aydınlanma hareketlerinin de önü kesilmiş oldu. Bu patriğin, Batı'da eğitim görmüş olan tek patrik olmasının her halde bir rastlantı sayılmaması gerekir.
Kilise ve özellikle Patrikhane kurumu, yönetim biçimi ve anlayış olarak 19. yy'a kadar göreli bir süreklilik sergiledi. Kili-se-devlet ilişkilerinde de kesin bir çatışma ve karşıtlık görülmemiştir. Osmanlı Devleti Avusturya ve Rusya gibi yabancı güçlerin girişimleri ve baskılarıyİa Ortodokslara kimi ek haklar tanımış, l690'da Sadrazam Köprülü Fazıl Mustafa Paşa zamanında, 1774 Küçükkaynarca ve 1792 Yaş antlaşmalarıyla Rumların hakları yeniden doğrulanmış, kilise kurma hakkı tanınmıştı.
Ancak 19. yy'a girerken Osmanlı Dev-leti'ne karşı Rumların direnci başladı. Kos-mas Aitolos (1759-1779) dini kullanarak cemaat kimliğini vurguladı ve idamına kadar bir tür etnik bilinci yaygınlaştırmaya çalıştı. Büyük Petro'nun Müslümanları Avrupa'dan uzaklaştırma amacı gündeme geldikten sonra, kilisenin "itaatsizliği" de bir dış destek buldu. 1768-1774 ve 1787-1792
Dostları ilə paylaş: |