SİLAHDAR ABDULLAH AĞA 550
557
SİLAHDAR MUSTAFA AĞA
ten ya da yabancı uyruklu kişilere acentelik verilmesiyle gelişmiş olmasıdır. Bu yapının sonucu olarak eğer acente ülkeyi terk edip giderse, istanbul'da yerleşik sigortalının elindeki poliçeler sadece bir kâğıt parçası haline gelmekteydi. Öte yandan kapütilasyonlar nedeni ile, Osmanlı uyruğu bir sigortalının, örneğin ingiliz uyruklu sigorta acentesini mahkemeye vermesi, yani kadının önüne çıkarması olanak dışıydı. Böylece 19. yy'm sonlarında İstanbul'da sigortacılık, özellikle yabancı ticaret sermayesinin yararlandığı bir kurumdu.
Osmanlının bu konuya ilgi göstermesinin ilk işareti, 1906'da çıkarılan bir kanunla sigorta akdinin tarif edilmesidir. Bu kanun ile, belirgin bir ücret karşılığında sigortadan güvence verilmesi imkânı tanınmıştır.
1327/1911'de Mahmud Celaleddin adlı biri Bâb-ı Meşihat'e başvurmuş ve sigorta akdinin sigortacının ancak "gâvur" (gayrimüslim) olması halinde "mubah" olacağına dair fetva almıştır.
1893'te Osmanlı Bankası, Reji, Tütün İdaresi ve Düyun-ı Umumiye yönetiminin katkıları ile "Osmanlı Umum Sigorta" kurulmuştur. 1918'de Fransız Unione de Paris, İstanbul'da günümüze kadar gelmiş İt-tihad-ı Milli sigorta şirketini kurmuştur. Diğer bir deyimle yerli halka da hizmet götürmeyi öngören yabancı kuruluşlar giderek çalışmalarını Türkçe adlar altında geliştirme yollarını aramışlardır.
1900'de Beyoğlu'ndaki Teutonia salonunda, 44 şirket temsilcisinin katıldığı bir toplantıda, sigorta çalışmalarına bir düzen getirmek amacı ile "Syndicate deş Companies d'Assurances contre incendie operant â Constantinople" (İstanbul'da Faaliyet Gösteren Yangın Sigortası Şirketleri Birliği) adı altında bir şirket kurulmuştur. Bu şirket ilk kez bir yangın sigortası tarifesi saptamıştır.
Osmanlı yönetimi I. Dünya Savaşı'nın başladığı 19l4'te çıkarılan bir kanun-ı mu-vakkatla sigorta kuruluşlarının sermaye tesisini ve ihtiyatların yurtiçinde tutulmasını öngörmüş ve 1915'te sigorta primleri üzerinden vergi ödenmesi koşulunu getiren bir kanun çıkarılmıştır.
İstanbul Umum Sigorta
Şirketi'ne ait l Temmuz 1926 tarihli 8,8 Türk Lirası
değerinde bir hisselik senet. Eski Tahviller ve Hisse Senetleri, Ankara, 1993
Yabancı kuruluşların yerli şirketler kurması döneminde o yıllarda Avusturya İm-paratorluğu'na dahil olan Trieste kentinde kurulu Assicurazioni Generali, payitahtta İstanbul Umum Sigorta'yı, İtalyan asıllı Reunione şirketi Şark Sigorta'yı ve Viya-na'da kurulmuş Feniks şirketi de Türkiye Milli Sigorta şirketini kurmuşlardır. Bu kuruluşlardan bazıları çalışmalarını bugün de sürdürmektedir.
Cumhuriyet yönetiminin konuya ilk yaklaşımı 1924'te belediye reisi olan Haydar Bey'in itfaiye teşkilatının kurulması için sigortacıları işbirliğine çağırması ve bir sigortacılar kulübü kurulmasına önayak olmasıdır. Bu kulüp ilk umumi toplantısını 11 Mart 1924'te yapmış ve itfaiye teşkilatının kurulması için aralarında 24.000 TL'nin toplanmasına karar vermiştir.
Ağustos 1924'te çıkarılan bir kanun ile o güne kadar yabancı dillerde (genellikle Fransızca) tutulan kayıtların Türkçe olarak tutulması zorunlu kılınmıştır. Bu kararın nedeni Ankara'dan İstanbul'a gönderilen genç bir müfettişin, katıldığı Sigortacılar Daire-i Merkeziyesi toplantısında Fransızca konuşulduğunu ve zabıtların da Fransızca tutulduğunu dehşet içinde izlemesi ve bundan şikayetçi olmasıdır.
1925'te Türkiye İş Bankası ile İttihad-ı Milli arasında bir jerans (işletme) anlaşması yapılmış ve böylece kurulan Anadolu Şirketi'nin yönetimi Unione de Paris'e teslim edilmiştir.
Sigorta çalışmalarını kontrol etmek ve düzene sokmak gereğini gören Ankara hükümeti önce bir Reasürans Tekeli Kanunu çıkarmış ve bu kanunu işletmek üzere hükümetin ve iş Bankası'nm iştiraki ile 19 Temmuz 1929'da Milli Reasürans Türk Anonim Şirketi'ni kurmuştur. Milli kuruluşun yönetiminde etkin olan ve tekel işletmesinin dış reasürans anlaşmalarını isviçre'nin güçlü şirketine bağlayan uzman kişi Mösyö Pios'dur.
1935'te durumu bozulan bir şirketi satın alan Sümerbank, bu şirketi Güven Sigorta adı ile yeniden harekete geçirmiş ve iş Bankası grubu da merkezindeki kuruluşun iflası üzerine zor durumda kalan Feniks
şirketini Ankara Sigorta adı ile yeniden canlandırmıştır.
İstanbul her zaman Türkiye'de sigortacılığın merkezi olmuştur. Cumhuriyet Türkiye'sinin bir tür ekonomik başkenti olan İstanbul'un sigortacılığın merkezi olması doğaldır.
II. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda tümüyle yerli sermaye ile kurulan Doğan, Halk ve Türkiye Genel sigortaların merkezleri de hep İstanbul olmuştur. Yine de bu ulusal şirketlerin kurulma dönemi olan 1940-1950 arasında İstanbul sigorta piyasasında sözü geçen ve uzman sayılan kişiler, Mösyö Cuidici, Mösyö d'Andrea ve Mösyö Kaneti gibi azınlıklardır.
Sigortacılık konusunun ülkede yaygın hale gelmesini sağlayan adım, 1953'te motorlu taşıt araçlarına zorunlu kaza sigortası koşulunu getiren kanundur.
Sigorta işlemlerini kontrol altına almakla ilgili en kapsamlı kanun ise 21 Aralık 1959'da kabul edilmiş olan 7397 sayılı kanundur. Bu kanun son yıllara kadar yürürlüğünü sürdürmüştür. Daha sonraki yıllarda da sigortacılık ülkenin ekonomik yapı değişikliklerini ve gelişmelerini izlemiş; bazı dönemlerde sıçramalar yaparken, yine ülke ekonomisi ile koşullu olarak durgunluk devreleri de yaşamıştır.
1993'te ülkede 38'i Türk ve 15'i yabancı olmak üzere 53 sigorta şirketi ve 4 reasürans şirketi çalışmaktaydı. Bunlardan sadece l tanesinin merkezi Ankara'da olup diğerlerinin hepsi İstanbul'da kurulmuş durumdadır.
ALİ H. NEY2Î
Dostları ilə paylaş: |