ON BEŞ-ON ALTI HAZİRAN OLAYLARI
15-16 Haziran 1970'te başlayan ve yayılan, kent tarihinin en büyük işçi eylemi.
1907'de, Türk-İş dışına düşmüş yedi sendika tarafından kurulan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)(-») kısa zamanda önemli bir gelişme göstermiş ve Türk-İş'e alternatif olmaya başlamıştı. DİSK'in yüksek ücret ve ileri haklan içeren başarılı toplusözleşmeleri ve işçi haklarım savunmadaki direngenliği, Türk-İş sendikalarına üye pek çok işçi gözünde onu bir çekim merkezi yapmaktaydı. Toplu halde DİSK üyesi sendikalara geçen işçilerin büyük çoğunluğunu, özel sektöre ait işyerlerinde çalışanlar oluşturuyordu. Böylelikle Türk-İş'in kamu işletmelerinde örgütlü bir konfederasyon, DİSK'in ise hızla gelişmekte olan özel sektöre ait işyerlerinde sendikal hareketi yönlendiren bir örgüt olması ihtimali beliriyor, Türk-İş gitgide kan kaybediyordu.
Türk-İş'in o zamanki merkez yönetimi, büyük ölçüde iktidar (Adalet Partisi [AP]) yanlısı bir tutum izlemekteyken, konfederasyon içindeki muhalefet genellikle ana muhalefet partisi (Cumhuriyet Halk Partisi [CHP]) doğrultusundaydı. Nitekim o sıralarda kendilerine "Dörtlü Muhalefet" de denilen dört sendikanın genel başkanları CHP üyesi ya da taraftarıydılar. (Bu başkanlardan CHP milletvekili Abdullah Baş-türk, başkanlığını yaptığı Genel-İş'le birlikte daha sonraki yıllarda DÎSK'e katılacak, bir kaç yıl sonra da [1978] DİSK genel başkanlığına seçilecekti.)
1970'te AP ile CHP'nin işbirliği yapmaları sonucunda, çalışma yaşamını ve temel sendikal mevzuatı düzenleyen 274 sayılı İş Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasa-sı'nda değişiklik yapan bir tasarı önce Millet Meclisi'nden, sonra da Senato'dan geçirildi. Yapılmış olan değişiklikler, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekte, böylece esas olarak Türk-İş'ten DİSK'e işçi akışım önlemeyi amaçlamaktaydı. Yasa taslağı 11 Haziran 1970'te
" it
15-16 Haziran
olaylarından iki
görünüm.
Alp Esin fotoğraf
Senato'dan da geçti ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.
DİSK ve bağlı sendikalar yeni yasaya tepki gösterdiler. Türkiye İşçi Partisi ise söz konusu yasa değişikliklerini Anayasa Mah-kemesi'ne götüreceğini açıkladı ve iptal davası açtı.
DİSK'li sendikacıların ve işçilerin yasa değişikliklerine karşı tepkileri, 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul'un sanayi yoğun semtlerinden kentin bellibaşlı merkezlerine doğru işçi yürüyüşlerinin başlamasıyla yeni bir evreye girdi. Esasen son 1,5 yıl içinde Singer, Sungurlar, Gamak, Haymak, Demir Döküm gibi fabrikalarda çeşitli işçi hareketleri ve direnişleri sürmekte olduğundan birçok fabrikada ya da işçi semtinde gerginlik artmıştı. 15 Haziran 1970'te patlak veren eylem, bir anlamda bu birikimin güçlü bir şekilde dışavurumu oldu. Bu hareketin başlatıcısı durumundaki işyeri temsilcileri ve işçiler Maden-İş, Las-tik-İş ve Kimya-İş'e üyeydiler.
Kent merkezlerine doğru yürüyüş çeşitli kollardan gerçekleşmişti. Kentin Anadolu yakasından Singer işçileri 15 Haziran sabahında işyerlerini terk ederek İstanbul'a doğru yürümeye başlamışlardı. Kartal İlçesi'nin Soğanlı Beldesi'nden Haymak işçileri de onlara katıldı. Ankara Asfaltı (E-
işçileri bulunmaktaydı. Önemli yürüyüş kollarından olan Kartal kolu ise Gebze'den gelen işçilerle birleşerek önce Ankara As-faltı'nda yürüdü; sonra Kadıköy'e doğru Bağdat Caddesi'ne çıkan işçiler, Kadıköy İskele Meydam'ndaki kaymakamlık binasının önüne değin geldiler. Beykoz-Üskü-dar arasında bir başka yürüyüş kolu vardı. Ayrıca Halic'in Beyoğlu yakasında da küçük bir yürüyüş kolu oluşmuştu.
Gösterilere pek çok fabrikadan 75.000 dolaylarında işçi katıldı. Bu fabrikalar arasında Singer, Türk Demir Döküm, Arçelik, Sungurlar, Profilo, Rabak, Gamak, Haymak, Philips, Uzel Traktör, AEG-Eti, Magi-rus, Türk Kablo, Grundig, EAS Akü, Auer, DMO, Gıslaved, Derby, Aksan, Emayetaş, Hoover, Aygaz, Türk Kablo, Türkeli, Elekt-ro-Metal, Roche, Arı Bisküvi, Eczacıbaşı, Tekfen gibi işyerleri bulunuyordu.
Gösterilen tepki esas olarak DİSK üyesi işçilerden geldiği ve yasa değişikliği DİSK'İ yok etmeyi amaçladığı halde, yürüyüşçü işçiler fabrikaların önünden geçerken, çok sayıda Türk-İş işçisi de işi bırakarak toplu halde yürüyüşçülere katıldılar.
Olayların birinci günü akşamı Bakanlar Kurulu 60 günlük bir sıkıyönetim ilan etti, DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin pek çoğu sıkıyönetim mahkemelerince tutuklandılar, yargılandılar. Kadıköy'de meydana gelen çatışmalarda iki işçi, bir polis, bir de esnaf ölmüş, sivillerin emniyet mensuplarının silahlarından çıkmış mermilerle öldüğü otopsi raporlarında ortaya çıkmıştı.
Gene olayların ilk günü akşamı, CHP' nin yayın organı niteliğindeki Ulus gazetesi çalışanları Ankara'da gazeteyi işgal ederek, 16 Haziran tarihli ertesi günkü nüshayı kendilerinin hazırlayacaklarını söylediler. Parti Genel Sekreteri Bülent Ece-vit'le yapılan görüşmeler sonucunda, Ulus çalışanlarının hazırladıkları bir deklarasyonun yayımlanması koşuluyla yöneticilerle çalışanlar arasında uzlaşma sağlandı. 16 Haziran'da Ankara Sanayi Çarşısı'nda da bir yürüyüş yapıldı, birçok kişi emniyete götürüldü. İşçi hareketleri Adana'ya, Bur-sa'ya, İzmir'e ve başka sanayi merkezlerine de yayıldı. Türkiye İşçi Paıtisi'nden ayrı olarak, değişikliklerin iptali için CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit, Genel Başkan İsmet İnönü ile birlikte partisi adına Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Anayasa Mahkemesi, yasa değişikliği konusunda açılmış olan davaları daha sonra karara bağlayacak ve söz konusu yasa değişikliklerim iptal edecekti.
YALÇIN YUSUFOĞLU
Dostları ilə paylaş: |