RESMÎ EFENDİ TEKKESİ
Fatih Ilçesi'nde, Karagümrük'te, Muhtesip İskender Mahallesi'nde, Kabakulak Soka-ğı'nda yer almaktaydı.
istanbul'da Kadirîliğin Resmî kolunun âsitanesi olan bu tekke 1204/1789-90'da, kadılardan Mestçizade Osman Efendi'nin kızı Alime Hatun (ö. 1821) tarafından, söz
Resmî Efendi
Tekkesi'nde
tevhidhanenin
güneybatı
köşesi.
Encümen Arşivi,
1936
konusu kolun piri olan eşi Şeyh Mustafa Ahî Resmî Efendi (ö. 1793) için inşa ettirilmiştir. Tarikatların ilgasına (1925) kadar Resmîliğin merkezi olarak faaliyet gösteren tekkede çarşamba günleri ayin icra edildiği, Dahiliye Nezareti'nin R. 1301/1885-86' da hazırlattığı istatistik cetvelinde burada 3 erkek ile 3 kadının barındığı tespit edilmektedir. Kaynaklarda "Resmî, Şeyh Resmî, Şeyh Resmî Efendi" gibi isimlerin yamsıra, Şeyh Mustafa Ahî Resmî Efendi'nin kardeşi ve halefi olan kişiden ötürü "Resmî Şeyh Süleyman", bâniyesinden dolayı "Alime Hatun" olarak, ayrıca yakınında bulunan Kabakulak (Muhtesip İskender) Mescidi'nin adı ile de anılmaktadır.
Tekkenin ilk postnişini Şeyh Mustafa Ahî Resmî 1206/1792'de Kıbrıs'ın Mago-sa şehrine sürülmüş, 1208/1793'te sürgünde vefat etmiş, yerine kardeşi Şeyh Süleyman Safî Efendi (ö. 1837) geçmiş, onu daha sonra S. Safî Efendi'nin damadı Şeyh İbrahim Maşukî Efendi (ö. 1854) ve İ. Ma-şukî Efendi'nin oğulları Şeyh Mustafa Sab-ri Efendi (ö. 1888) ile son postnişin olan Şeyh İsmail Hakkı Efendi izlemiştir. Diğer taraftan Şeyh Mustafa Ahî Resmî'nin annesi Ayşe Hatun bu tekkenin yakınında, Neslişah Mahallesi'nde, Neyzenler Soka-ğı'nda bulunan ikinci bir tekke inşa ettirmiş, Şeyh Mustafa Ahî Resmî, kaynaklarda çeşitli adlarda (Ayşe Hatun, Cuma, Resmî, Şeyh Seyyid Resmî, Şeyh Said Efendi) zikredilen bu tekkenin de meşihatını üstlenmiştir. Aynı semtte, aynı kişinin eşi ve annesi tarafından, aşağı yukarı aynı yıllarda tesis edilen, aynı tarikat koluna bağlı, benzer isimlerle anılan bu iki tekke kimi yayınlarda birbirine karıştırılmıştır. Faal oldukları dönem boyunca aralarında sıkı bir ilişkinin gözlendiği bu tekkelerde, son dönemde ünlü zâkirbaşılardan Ali Gerçek'in görev yaptığı bilinmektedir.
Cumhuriyet döneminde bakımsız kalan Resmî Efendi Tekkesi 1940 civarında ortadan kalkmış, günümüze hazire dışında hiçbir şey intikal etmemiştir. Encümen Ar-şivi'nde bulunan ve tekke ile ilgili yegâne görsel belgeleri oluşturan 1939 tarihli fotoğraflarda yapının iç ve dış görünümleri tespit edilmiştir. Dışarıdan bakıldığında herhangi bir ahşap meskenden farksız olan Resmî Efendi Tekkesi kagir duvarlı
Resmî Efendi Tekkesi'nde türbeden bir
görünüş.
Encümen Arşivi. 1936
bir bodrum üzerine oturan iki kattan meydana gelir. Bodrum katının duvarları ahşap iskelet arasına moloz taş dolgu ile inşa edilmiştir. Bahçeye açılan cümle kapısının yamsıra, harem girişi olması muhtemel diğer bir kapı görülmekte, ahşap kaplamalı cephelerde dikdörtgen açıklıklı giyotin pencereler sıralanmaktadır. Birçok başka tarikat yapısında olduğu gibi, türbe ile bağlantılı olan tevhidhane moloz taş örgülü duvarlarla sınırlandırılmış, kiremit kaplı kırma çatı ile örtülmüştür. Çift sıra halinde düzenlenmiş, dikdörtgen pencerelerin aydınlattığı tevhidhanenin kuzey, doğu ve batı duvarları boyunca iki katlı mahfiller uzanır. Alttaki mahfiller ahşap korkuluklarla, kare kesitli ahşap direklere oturan, kadınlara mahsus fevkani mahfiller ise kafeslerle donatılmış, tevhidhanenin duvarlarına ve mahfillerin yüzeyine, din ve tasavvuf büyüklerinin adlarını içeren bol miktarda levha asılmıştır. Mihrap duvarının güneybatı köşesindeki açıklıktan, ahşap sandukaların bulunduğu türbeye geçilir. Türbenin duvarlarında tarikat sancakları, sandukaların başlarında Kadirî-Resmî taçları, üstlerinde de zikir tespihleri ve kemerler görülmektedir. Bakımlı durumda olan hazirede, özellikle taçları ile dikkati çeken mezarlar yer alır.
Bibi. Aynur, Saliha Sultan, 39, no. 183; Âsitâ-ne, 13; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, I, 87-89, no. 125; Münib, Mecmua-i Tekâyâ, 12; İhsaiyat II, 20; Vassaf, Sefine, V; Zâkir, Mecmua-i Tekâyâ, 37-38; Ergun, Antoloji, II, 663; Müller-Wiener, Büdlexikon, 290; B. Turnalı-E. Yücel, "İstanbul'daki Bazı Tekkelerin Yerlerine Dair Bir Araştırma", VD, XVIII (1984), 143-145; Fatih Camileri, 270; M. B. Tanman, "Settings for the Veneration of Saints", TheDervish Lodge-Archi-tecture, ArtandSufism in Otlaman Turkey, Ber-keley, 1992, s. 143, 146; M. Özdamar, Dersaadet Dergâhları, ist., 1994, s. 93.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |