VE İHTİYAR YALININ
Ve ihtiyar yalının önünde göçük, Yosunlu rıhtım taşlarında çalkanan Denizin ışıdı mı suyunda Zaman, Tek tek ve sonra birdenbire gelincik,
Güller, sarmaşık güller açtı mı hele, Vurdu mu güneş cıvıltısıyle Boğaz Tavanlara, ürperdi mi saçak, pervaz Ve martılar gök mavisinde iskele,
Tüy ve kanat eğirmeye başlar Çıkrık, Eser eteklerinde bahçeler artık. Taflanların altında menekşe, mine,
Durulur mu sofalarda! Sen ki ilkyaz Bulutlarınca körpesin, ıslak, beyaz, Dönersin göçmen kuşlarla mevsimine.
Oktay Rifat, Yeni Şiirler, ist., 1973
rin içleri, çarşılar, küçük Boğaziçi camileri bu romanda feerik görüntülerle, hep de yalnızlığın, kimsesizliğin sanrılarını yansılayarak belirir. Yürek yakıcı bir intiharla bir cinayetin işlendiği Bir Kadının Penceresinden de İstanbul peyzajına ilişkin, eşsiz güzellikte pek çok tasvir vardır. Roman, "Kirli işlerin kokusu, İstanbul'un havasında yerel esintilere karışarak, ağır ve sinsi, mahalle aralarına dek yayılıyor, sıva deliklerinden, aralıklardan, eşiklerden odalara, mutfaklara, eşyaya, gündelik yaşama siniyordu..." saptayımıyla acı, umarsız bir sona ulaşır. İstanbul, artık, "bir kan çıbanından" gelen kokuyu teneffüs etmektedir.
Bibi. D. Hızlan, Yazılı İlişkiler, İst., 1983; M. Kaplan, Şiir Tahlilleri, ist., 1965; R. Mutluay, 50 Yıhn Türk Edebiyatı, İst., 1973.
SELİM İLERİ
Dostları ilə paylaş: |