Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/04/2009 tarih ve E. 2009/3-64, K. 2009/83 sayılı kararında ise özetle; “ Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde, hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıkların, ancak; hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün ne olağan ne de olağanüstü yasa yolu denetimine konu olmasının mümkün bulunmadığı” Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 10/02/2009 tarih ve E. 2008/9-265, K. 2009/22 sayılı kararında özetle; “ Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının henüz seçenek yaptırım olarak adli para cezasına ve tedbire çevrilmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, ancak bu konuda olumsuz bir kanaate ulaşıldığı taktirde ve uygulanabilecek bir hükme dayanılarak, sonuç cezanın çevrilen adli para cezası veya tedbir olduğundan hareketle taksirli suçlarda hükmolunan 2 yıldan fazla hapis cezalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği” ifade edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13/04/2010 tarih ve E. 2010/11-40, K. 2010/81 sayılı kararında özetle; “01/06/2005 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden, önceki mahkumiyetin 765 Sayılı T.C.K.nın 95/2. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayılacağı haller veya 3682 Sayılı Adli Sicil Yasasının 8 ve 5352 Sayılı Adli Sicil Yasasının geçici 2. maddesi hükümleri uyarınca silinme koşullarının oluşup oluşmadığı, adli sicilden silinmiş olup olmadığına bakılmaksızın, hükmümün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesinde nazara alınacağı, Bu sebeple dosya içerisinde yer alan sanığın adli sicil sabıka kaydında, silinme koşulları oluşmayan önceki mahkumiyeti, objektif koşullar yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel oluşturmakta olduğu, yerel mahkemece bu nedene dayalı olarak hükmümün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinin isabetli ve yasaya uygun bulunduğu” ifade edilmiştir.
IV-DEĞERLENDİRME VE SONUÇ.
Yukarıda verilen mevzuat hükümleri incelendiğinde; hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilebilmesi için öncelikle; yargılama sonunda hükmolunacak cezanın, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması, ayrıca; Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmakta, bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbirine karar verilebilmektedir.
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kurumunun şartlarının oluşumuna göre işletilmesine mahkemece karar verilmesi durumunda; sanık bir denetim süresine tabi tutulmakta, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemez veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranmaz ise açıklanması geriye bırakılan hüküm ortadan kaldırılmakta ve mahkemece davanın düşmesine karar verilmekte olup, dolayısıyla sanık hiç bir yargılama geçirmemiş gibi addedilmektedir
Öte yandan; CMK 223. maddesi hükümleri çerçevesinde, sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olması durumunda sanık hakkında mahkemece mahkumiyet kararı verilip, TCK 51.maddesindeki şartlar muvacehesinde verilen mahkumiyet kararı ertelenmiş ise; Erteleme hükmü uygulandığında sanık yine denetim süresine tabi tutulmakta, Ancak; sanığın denetim süresi içerisinde yükümlülüklere uygun davranması, kasıtlı olarak suç işlememesi ve iyi halli olarak süreyi geçirmesi durumunda, cezası infaz kurumu dışında infaz edilmiş sayıldığından, hükmedilen mahkûmiyet bütün sonuçları ile varlığını korumaktadır.
Bu sebeple Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı erteleme kararından ve hatta özel kanunlarla getirilmesi söz konusu olan af kanunlarından tamamen ayrı bir müessese olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, adli sicil kaydı dışında bunlara özgü ve ayrı bir sisteme, sadece belirli kişi ve kurumlara (Cumhuriyet Savcısı, Mahkeme gibi) verilmek üzere kaydedildiği yani esasen bir sabıka kaydı olarak tutulmadığı da kanun hükmü olarak açıklanmış bulunmaktadır.
Şu halde; adı geçen hakkındaki Van 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2008 tarihli (kesinleşmiş) nihai kararı, hükmün açılanmasının geri bırakılması olarak tezahür etmiş ise; Davacının 657 sayılı Yasanın 98/b maddesinin yollamada bulunduğu 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi gereğince, kasten işlenen bir suçtan, bir yıl veya daha fazla bir hapis cezasına, ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı veya Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen bir suçtan mahkum olma şartının, olayımızda gerçekleşmediği tartışmasızdır.
Ancak; İlgili hakkında denetim süresi içerisinde kasten bir suç işleyip işlemediğinin veya denetimli serbestlik tedbirlerine aykırı davranmaktan dolayı, hükmün açıklanması kararı verilip verilmediğinin araştırılması ve takibi gerektiği de değerlendirilmektedir.
Öte yandan; adı geçenin bir terör örgütüne sempati duyduğu ve bu bağlamda; bir kez (terör) suçu ve suçluyu övmek suçundan, bir kez de Toplantı ve Gösteri Yürüyüş Kanunu’na aykırı düzenlenen bir toplantı ve gösteriye katılıp, güvenlik güçlerinin ihtarından sonra kendilerinden dağılmayıp hükümet kuvvetleri tarafından dağıtılma suçundan dolayı sicil kaydı bulunduğu bir gerçektir. Bu sebeple ilgilinin takibi ve çok hassas görevler ve yerlerde çalıştırılmaması gerektiğide düşünülmektedir.
Görüşümüz bu yolda olup, bilgilerine rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.09.1TKG.061-045-02-12-306/ /… /2012
Konu : Haciz nedeni ile ek ödemesinin tamamının kesilerek
İcra Müdürlüğü dosyasına gönderilmesi üzerine
kendi kurumuna itiraz ederek bu paranın maaş olarak
ödendiği iddiası ile ek ödemesinin 3/4' nün tarafına
ödenmesi istemi hk.
DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜNE
ÖZETİ:
İcra Müdürlüğü müzekkeresi ile borçlunun, İdaremizden almakta olduğu maaş dışındaki ek ödeme, arazi yolluğu ve
ödemelerinin tamamının haczedilerek İcra Müdürlüğü dosyasına gönderilmesinin istenmesi nedeniyle ek ödemesinin tamamının kesilerek İcra Müdürlüğü dosyasına gönderilmesi üzerine, kendi kurumuna itiraz ederek bu paranın maaş olarak ödendiği iddiası ile ek ödemesinin 3/4' nün tarafına ödenmesini istemesi nedeniyle yapılan hukuki inceleme neticesinde ek ödemenin maaş gibi, maaşdan sayılan ödenmesi süregelen herhangi bir koşulun gerçekleşmesine bağlı bulunmayan sadece kaynak olarak İdaremiz Döner Sermaye Bütçesinden ödenen bir meblağ olduğu ve bu sebeple maaş haczi oranı ile haczedilebileceği görüşü ile borçlunun yasal şartları varsa aksi yöndeki İcra Müdürlüğü işlemine karşı İİK ve ilgili mevzuatta öngörülen hukuki yolara (İcra Mahkemesine şikayet gibi) başvurabileceği hakkında mütalaa.
İlgi: 22/02/2012 tarihli ve 1316 sayılı yazınız ve ekleri.
I- GÖRÜŞ SORULAN KONUNUN ÖZETİ :
İlgi yazınız ve eklerinin incelenmesinden; Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün E. 2009/5096 sayılı icra takibinin borçlusu ve aynı zamanda İzmir Kadastro Müdürlüğü'ne bağlı Çeşme Kadastro Biriminde Kadastro Teknisyeni olan O.A.'ın borcundan dolayı Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 16/12/2011 tarihli ve E. 2009/5096 sayılı müzekkersi ile borçlunun Kurumumuzdan almakta olduğu maaş dışındaki ek ödeme, arazi yolluğu ve geçici görev yolluğu ödemelerinin tamamının haczedilerek İcra Müdürlüğü dosyasına gönderilmesinin istendiği, İzmir Kadastro Müdürlüğü'nün 10/02/2012 tarihli ve 189 sayılı yazılarında O.A.'ın maaşında haciz bulunduğu ve Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün yukarıda belirtilen müzekkeresi nedeni ile Ocak 2012 döneminde ek ödeme tutarının tamamının hacze gönderilmek üzere kesildiği, ilgilisinin bu kesintinin yasal olmayacağına ve kesintinin 1/4 oranında olabileceği, geri kalan 3/4 ünün iadesini istediğine dair dilekçesinin (O.A.'ın Ocak 2012 ayına ait Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'nden maaş olarak ödenen parasının tamamının ek ödeme adı altında haciz edilerek tarafına ödenmediği maaş olarak ödenen bu paranın 3/4 ünün tarafına ödenmesini istediği İzmir Kadastro Müdürlüğü'ne vermiş olduğu bila tarihli dilekçesi) ilişikte sunulduğu ek ödemenin maaşın bir parçası olduğu
ve kesintinin de maaşa uygulanacak miktar olan 1/4 oranında olacağı Müdürlük görüşleri olduğu ancak bu ek ödemenin maaşın bir parçası olup olmadığı hususu ödemenin isminin ek ödeme olması ve icra yazısının da bu yönde olmasından dolayı tereddüt hasıl olduğu bu sebeple anılan Müdürlükçe (İzmir Kadastro Müdürlüğü) Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'nden konu hakkında görüş verilmesinin istendiği anlaşılmış, Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'nce de ilgi yazıları ile, Müdürlüklerinden görüş istenilen konu hukuki durum arz ettiğinden konunun Müşavirlikçe incelenerek görüş bildirilmesi istenmiştir.
Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesinin istendiği anlaşılmakla gerekli inceleme yapılmıştır.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ:
Görüş isteyen birim olarak İzmir Kadastro Müdürlüğü'nce ek ödemenin maaşın bir parçası olduğu ve kesintinin de maaşa uygulanacak miktar olan 1/4 oranında olacağı Müdürlük görüşleri olduğu belirtilmiş, ancak bu ek ödemenin maaşın bir parçası olup olmadığı hususu ödemenin isminin ek ödeme olması ve icra yazısının da bu yönde olmasından dolayı tereddüt hasıl olduğu belirtilerek, konu hakkında görüş verilmesi Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'nden istenmiş olup Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü'nce de ilgi yazıları ile, görüş istenilen konu hukuki durum arz ettiğinden konunun Müşavirlikçe incelenerek görüş bildirilmesi istenmiştir. Bu sebeple keyfiyet hukuki yönden incelenmiştir
III- İLGİLİ ULUSLARARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI:
Bilindiği üzere, 19/06/1932 tarihli ve 2128 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun Şikayet ve şartlar başlıklı 16. maddesi "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı tetkik merciine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir." hükmündedir.
Şikayet üzerine yapılacak muameleler başlıklı 17. maddesi "Şikayet tetkik merciince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir.
Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur." hükmündedir.
İcranın durdurulması başlıklı 22. maddesi " Şikayet, tetkik merciince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz." hükmündedir.
2 – Hacze başlama müddeti başlıklı 79. maddesi "İcra dairesi talepten nihayet üç gün içinde haczi yapar." hükmündedir.
Kısmen haczi caiz olan şeyler başlıklı 83. maddesi "Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları,
sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.
Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez." hükmündedir.
Maaş ve ücretlerin kesilmesinde usul başlıklı 355. maddesi "Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar.
Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de mal memuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur." hükmündedir.
Yukarıdaki maddeye riayet etmeyenler hakkında hükümler başlıklı 356. maddesi "Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır.
Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmeyen her hangi bir memur veya amir hakkında istenecek malumatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir." hükmündedir.
Cumhuriyet savcılığınca takip başlıklı 357. maddesi " İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evvel iyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır." hükmündedir.
Geçici Madde 2 – başlıklı maddesi " Bu Kanun ile diğer kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan icra memuru unvanı "icra müdürü", icra memur yardımcısı unvanı "icra müdür yardımcısı", iflas memuru unvanı "iflas müdürü" olarak değiştirilmiştir.
Bu değişiklik sebebiyle ilgililerin yeniden atanmaları gerekmez. Bunlar, yeni unvanları yan ödeme kararnamelerinde yer alıncaya kadar eski unvanları üzerinden yan ödeme almaya devam ederler." hükmündedir.
Geçici Madde 6- başlıklı maddesi "Bu Kanunda yer alan "icra tetkik mercii", "tetkik mercii" ve "mercii" ibareleri "icra mahkemesi"; "icra mercii hâkimi" ve "mercii hâkimi" ibareleri "icra hâkimi" olarak değiştirilmiştir. Çeşitli mevzuatta icra tetkik mercii ve hâkimine yapılmış bulunan atıflar icra mahkemesi ve hâkimine yapılmış sayılır. " hükmündedir.
Baki Kuru vd. İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı 5. Baskı (Ankara 1992) sayfa (219, 220)
II- Borçlunun Maaş Veya Ücretinin Haczi
"...Kanun, borçlunun haczedilen maaş (aylık) veya ücretinin kesilmesi (tahsili) için, m.89'dakinden daha basit bir usul öngörmüştür (m.355-356). Buradaki maaş ve ücretten maksat, Devlet işlerinde veya özel işyerlerinde çalışan (borçlu) memur veya işçilerin maaş veya ücretidir (m.355,I).
Borçlunun böyle bir ücreti haczedilince, icra dairesi, borçlunun yanında çalıştığı işverene durumu bir yazı ile bildirir. Bu bildiride, borçlunun ücretinin (bir kısmının, kural olarak dörtte birinin, m.83,II) haczedildiği, borçlunun ücret miktarının en geç bir hafta içinde icra dairesine bildirilmesi ve borç bitinceye kadar icra dairesinin bildirisi gereğince haczedilen ücret miktarının borçlunun ücretinden kesilip, hemen icra dairesine gönderilmesi hususları işverene ihtar olunur (m.355,1). İşveren, borçlunun durumundaki değişiklikleri de derhal icra dairesine bildirmek zorundadır (m.355,II).
İİK m.355'in anılan hükümlerine uymamış olanların, kesmedikleri veya kesip de ilk vasıta ile göndermedikleri para, ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına gerek kalmaksızın, icra dairesince bu kimselerin ücretlerinden veya diğer mallarından alınır (m.356). Bu hükümlere uymayanlar hakkında ceza kovuşturması da yapılır (m.357)...."
54. sayfa
".....Şikayet icra (ve iflas) dairelerinin, kanuna aykırı olan veya hadiseye uygun düşmeyen işlemlerinin iptali veya düzeltilmesi veya yerine getirilmeyen veya sebepsiz sürüncemede bırakılan bir hakkın yerine getirilmesi için başvurulan bir kanun yoludur.
Şikayet, şikayet konusu işlemi yapmış olan icra (ve iflas) dairesinin tabi bulunduğu icra tetkik merciinde incelenip karara bağlanır...."
56. ve 57. sayfa
"....C) ŞİKAYETİN TARAFLARI
-
Şikayet eden: " ...Şu halde şikayet hakkı, şikayet konusu işlemin iptal ettirilmesinde (veya düzeltilmesinde) hukuken korunmaya değer bir menfaati (yararı) olan, alacaklı, borçlu ve üçüncü kişilere aittir...."
Şikayet konusu işlemi yapmış olan icra (veya iflas) dairesinin, kendi işlemi aleyhine şikayet yoluna başvurma hakkı yoktur. Fakat, icra dairesi, yapmış olduğu işlemin sonradan yanlış olduğu kanısına varırsa, şikayet süresi içinde yapmış olduğu işlemi değiştirebilir veya iptal edebilir. Şikayet süresi geçtikten sonra, icra dairesinin yapmış olduğu işlem kesinleşir ve icra dairesi kesinleşmiş olan bu işlemini değiştiremez veya iptal edemez.
2- Şikayet olunan (karşı taraf): "...Şu halde şikayet, icra dairesinin bir işlemine karşıdır. Bu nedenle, şikayet olunan, şikayet konusu işlemi yapmış olan icra (veya iflas) dairesidir...
Fakat, doktrinde ve uygulamada, icra dairesinin şikayette taraf olmadığı görüşü hakimdir..........................".
Dipnot (2) Fakat, şikayet bir dava olmadığından, şikayet konusu işlem lehine olanların şikayette hasım gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olması, şikayetin usul (husumet) bakımından reddini gerektirmez.
60. sayfa
"...Şikayet kendiliğinden icrayı durdurmaz (m.22) Şikayeti alan tetkik mercii, şikayetin sonuçlanmasına kadar icranın durdurulmasını gerekli görürse, (talep üzerine veya kendiliğinden) icranın geri bırakılmasına karar verebilir. (mesela, satışın yapılmasını durdurabilir). Tetkik merciince böyle bir geri bırakma kararı verilmiş olmadıkça, sadece şikayet nedeniyle icra kendiliğinden geri bırakılamaz.
Şikayetin icra tetkik merciince inceleneceği kuralının bazı istisnaları vardır...."
Diğer taraftan ek ödemenin yasal dayanağı 666 sayılı Kanun Hükmünde kararname ile değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 9. maddesidir.
Ek madde 9-Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre almakta olan personele, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personele, subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli astsubay, sözleşmeli subay ve astsubay adayları ile uzman jandarma ve uzman erbaşlara, mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarı dikkate alınmak suretiyle aynı veya benzer kadro ve görevlerde bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla, en yüksek Devlet memuru aylığına (ek gösterge dahil), ekli (I) sayılı Cetvelde yer alan kadro ve görev unvanlarına karşılık gelen oranların uygulanması suretiyle hesaplanan tutarda ek ödeme yapılır.
Ek ödemeye hak kazanılmasında ve bu ödemenin yapılmasında aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye ödemesi, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun yapılan benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.
Birinci fıkra kapsamına giren personelden; 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin (c) ve (f) fıkraları ve 14/4/1982 tarihli ve 2659 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi kapsamında döner sermayeden ek ödeme yapılan personele, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin (Ç) fıkrası uyarınca sağlık hizmetleri tazminatı ödenen personele, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Kanunun 221 inci maddesi, 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ödeme yapılan personele, söz konusu mevzuat hükümlerine göre ödeme yapılmaya devam olunur ve bunlara bu maddeye göre ayrıca ek ödeme yapılmaz. Bu fıkra kapsamında yer alan idarelerin döner sermaye saymanlık hizmetlerini yürüten personele söz konusu mevzuat uyarınca döner sermaye gelirlerinden herhangi bir ödeme yapılmaz.
Birinci fıkra kapsamına giren personelden; 21/12/1967 tarihli ve 969 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin son fıkrasında öngörülen ödemelerden yararlananlara, birinci fıkraya göre ödeme yapılmaz. Ancak üretimi teşvik primi ödenen personele, ödemenin yapıldığı tarih ile bir sonraki yılda yapılacağı tarih arasındaki dönemde birinci fıkra uyarınca kadro veya pozisyon unvanları için ödenmesi öngörülen ek ödemenin toplam net tutarı, anılan 3 üncü maddeye göre ödenen üretimi teşvik priminin net tutarına ulaştığı tarihten itibaren birinci fıkraya göre ödeme yapılmaya başlanır.
Birinci fıkra kapsamına giren personelden; kurumlarınca bir kadroya kurum içinden veya kurum dışından vekalet ettirilenlere, vekaletin 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine istinaden yapılmış ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, vekalet görevinin Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadrolar için ilgili bakan, diğer kadrolar için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi, vekalet eden personelin asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadrolar için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) taşıması kaydıyla vekalet ettikleri kadro için öngörülen ek ödemenin asli kadroları için öngörülen ek ödemeden fazla olması halinde, aradaki fark, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve bu görev fiilen yapıldığı sürece ödenir. Ancak, mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık ve refakat izni, geçici görev, vekalet, görevden uzaklaştırma, hizmet içi eğitim, seminer ve kurs nedenleriyle görevlerinden ayrılanlara vekalet edenlere bu şekilde ödeme yapılmaz.
Ücret ve tazminatları ek 10 uncu maddeye göre ödenenlere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlarda görev yapan personele ve bir kadroya açıktan vekil olarak atananlara bu madde uyarınca ek ödeme yapılmaz.
Bu maddeye göre yapılacak ek ödeme, bu maddenin yürürlük tarihinden önce hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar için şahsa bağlı haklardan sayılmaz ve ilgili mevzuatı uyarınca fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel bakımından önceki kadro veya pozisyonun ücretinin artırılması sonucunu doğurmaz. Bu ek ödeme, fark tazminatı uygulamasından yararlanan personel hakkında, yukarıdaki hükümler esas alınarak ilgililerin yeni kadrolarına ilişkin mali haklarının belirlenmesinde fark tazminatı hesabında dikkate alınmak suretiyle uygulanır.
Kültür ve Turizm Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatı personeli ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü personeline bu madde uyarınca yapılan ek ödemeler döner sermaye bütçelerinden yapılır. Devletin mali imkanlarını göz önünde bulundurmak suretiyle merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde istihdam edilen personele bu madde uyarınca yapılan ek ödemenin tamamını veya bir kısmını teşkilat yapısı esas alınarak merkezi yönetim bütçesinden veya döner sermayesi bulunan kurumlar için döner sermaye bütçesinden yaptırmaya Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Kadro karşılığı sözleşmeli personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personel hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele, çalıştıkları birim ve bulundukları pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personel için belirlenmiş olan ek ödeme oranını aşmamak üzere, statüleri ile mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak bu madde hükümleri çerçevesinde ek ödeme yapılıp yapılmayacağını, yapılacak ek ödeme oranını sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin belirlemeye, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu ödeme tutarı damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve sigorta prim kesintisine tabi tutulmaz.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve uygulamayı yönlendirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmündedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi T. 25.04.2002, E. 2002/8185, K. 2002/8560 sayılı kararında ".....KARAR : Borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmesi üzerine DSİ.'den almakta olduğu işçi maaşının 1/4'ünün haczi, doğmuş doğacak her türlü yan hak ve alacaklarının (prim, ikramiye, vergi iadesi, tasarrufu teşvik fonu, hak ettiğinde emekli ikramiyesi alacağı primleri) haczine ilişkin Antalya İcra Müdürlüğünün talimatı üzerine Isparta İcra Müdürlüğü'nce, DSİ Bölge Müdürlüğü'nden borçlunun aldığı maaşına, nemalarına, ikramiyelerine haciz uygulanmıştır. Yasal süresi içersinde borçlunun haczedilmezlik şikayeti üzerine merciice borçlunun 1475 ve 6772 Sayılı Yasa kapsamında maaş aldığından bahisle, maaş dışında ikramiye üzerine konan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
1475 Sayılı Kanunun 28. maddesine göre, işçinin almakta olduğu maaşının ancak 1/4'ü haczedilebilir. İkramiye de ücretten sayıldığından aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 Sayılı Kanunun 4. maddesinde ise "fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin" haczedilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Maddede belirtilen bu açıklamalar karşısında ikramiyenin haczedilemeyeceğine ilişkin ayrıca bir hüküm yoktur.
Arızi olarak, belli koşulların gerçekleşmesi sonucu işçiye ödenecek olan fazla mesai, evlilik, çocuk zammı vb. yardımların haczedilemeyeceği açıklanan madde nedeniyle kuşkusuz ise de, maaş gibi, maaşdan sayılan ödenmesi süregelen herhangi bir koşulun gerçekleşmesine bağlı bulunmayan ikramiyenin 1/4'ünün haczi 1475 Sayılı Kanunun 28. maddesine göre kabil olmakla merciin aksine düşüncelerle borçlunun ikramiyesi üzerine konulan haczin de kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 25.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
IV- DEĞERLENDİRME:
Ek Ödemenin maaş gibi, maaş dan sayılan ödenmesi süregelen herhangi bir koşulun gerçekleşmesine bağlı bulunmayan sadece kaynak olarak İdaremiz Döner Sermaye Bütçesinden ödenen bir meblağ olduğu ve bu sebeple maaş haczi oranı ile haczedilebileceği düşünülmektedir.
Ancak yukarda belirtilen hukukî sebepler karşısında, ve bilhassa 2004 sayılı İİK'nun 357. maddesinde yer alan "İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal
yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evvel iyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır." hükmü nedeniyle İdaremizce Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 16/12/2011 tarihli ve E. 2009/5096 sayılı müzekkeresi uyarınca işlem tesis edilmesi zorunlu olup bu aşamada O.A.'ın bila tarihli dilekçesinde belirttiği talebinin İdaremizce karşılanması mümkün olmayıp yine yukarıda yer alan hükümler uyarınca İcra müdürünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgili, o işlem hakkında şikayet yoluna gidebileceğinden dilekçe sahibi O.A.'ın yasal şartları varsa Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 16/12/2011 tarihli ve E. 2009/5096 sayılı işlemine karşı İİK ve ilgili mevzuatta öngörülen hukuki yollara (İcra Mahkemesine şikayet gibi) başvurabileceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan yapılan kesintilerin İcra Müdürlüğü hesabına yatırıldığına dair dekontların fotokopilerinin, kesintilerin neye ilişkin ve hangi oranda olduklarının belirtildiği bir üst yazı ekinde İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
V- SONUÇ :
Ek Ödemenin maaş gibi, maaş dan sayılan ödenmesi süregelen herhangi bir koşulun gerçekleşmesine bağlı bulunmayan sadece kaynak olarak İdaremiz Döner Sermaye Bütçesinden ödenen bir meblağ olduğu ve bu sebeple maaş haczi oranı ile haczedilebileceği düşünülmektedir.
Ancak yukarda belirtilen hukukî sebepler karşısında, ve bilhassa 2004 sayılı İİK'nun 357. maddesindeki hüküm nedeniyle İdaremizce Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 16/12/2011 tarihli ve E. 2009/5096 sayılı müzekkeresi uyarınca işlem tesis edilmesi zorunlu olup bu aşamada O.A.'ın bila tarihli dilekçesinde belirttiği talebinin İdaremizce karşılanması mümkün olmayıp yine yukarıda yer alan hükümler uyarınca İcra Müdürünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgili, o işlem hakkında şikayet yoluna gidebileceğinden dilekçe sahibi O.A.'ın yasal şartları varsa Isparta 1. İcra Müdürlüğü'nün 16/12/2011tarihli ve E. 2009/5096 sayılı işlemine karşı İİK ve ilgili mevzuatta öngörülen hukuki yollara (İcra Mahkemesine şikayet gibi) başvurabileceği düşünülmektedir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
KAVRAM DİZİNİ
-A-
Amme 33
Atama 62-63-64-67-70-71-72-73-86
Ayni Hak 19-20-25-40-47
-B-
Banka 57
Beyanlar Hanesi 17-18-19-20-32
-C-
Cezai 68
-D-
Devir 30-38-49-50
Döner Sermaye 49-80-81-82-85-86-87-88-89
-E-
Emeklilik 63
Ek Ödeme 5-6-69-81-82-85-86-87-88
-F-
Faiz 50-67-68-69
Fark 21-25-26-32-38-46-47-48-63-66-68-69-70
-G-
Gayrimenkul 24-38-39-40-42-60
Geçici Görev Yolluğu 82
-H-
Haciz 84-88
Harita 18-22-23-34-49-73
Hazine 25-32-33-35-36-37-56-58
-İ-
İcra takibi 82
İlamın infazı 19-20
İmza 24-29-59-60
İpotek 40
İştirak 17-20
-K-
Kadastral Harita 49
Kadastro Kanunu 22-25-27-28-34
Kadastro Müdürlüğü 5
Kamulaştırma 39
Kat İrtifakı 41-44
KHK Uygulaması 5-6-7
-L-
-M-
Meslek 71-72-77-78
Mülkiyet 13-14-16-17-19-20-22-33-39-40
-O-
Ortak 58
-Ö-
Ön Alım 38-39-40-42-43
Özel Mülkiyet 22
-P-
Parselasyon 10-11
Paylı Mülkiyet 39-40
-R-
Resmi Senet 29
-S-
Satış Vaadi 39-40-41-42-43
Sorumluluk 69-73-78
-Ş-
Şerh 13-14-16-17-21-25-26-27
-T-
Taşra Teşkilatı 29-30-31-52-53-54-55
Tapu Sicil 15-16-17-20-23-27-28-29-38-42-43-44
Tapu Müdürlüğü 13-18-21-26-27-29-32-35-41-46-47-53
Tebligat 14-23-64-84
Terkin İşlem 15-16-43-44
Tescil 14-15-16-18-19-20-22-29
Türk Medeni Kanunu 20-22-32-38-39-40-43-47
-U-
-Ü-
Ücret 16-66-68-69-70-78-83-84
-V-
-Y-
Yabancı 55-56-57-58-59
-Z-
Dikmen Cad. No:14 Bakanlıklar 06100 ANKARA Ayrıntılı bilgi için İrtibat A.R.ACAR Birinci Hukuk Müşaviri
Tel: (0 312) 413 62 03 Faks: (0 312) 413 62 02
e-posta: hukuk@tkgm.gov.tr Elektronik Ağ: www.tkgm.gov.tr.
Dostları ilə paylaş: |