İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-12-504/ / /2012
Konu : Maaş hk.
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
ÖZETİ: 6191 sayılı Kanunun Geçici 32 inci maddenin 3 ncü fıkrasının (f) bendine dayanarak Kanunun yürürlüğe girdiği 22.03.2011 tarihinden göreve başladığı 26.10.2011 tarihleri arasındaki maaşlarının tahakkuk ettirilerek ödenmesi hakkında.
İlgi: 18/04/2012 tarihli ve 8319 sayılı yazınız.
I-GÖRÜŞ SORULAN KONUNUN ÖZETİ: İlgi sayılı yazınızda, Konya V. Bölge Müdürlüğüne bağlı Karatay Tapu Müdürlüğüne 6191 sayılı Kanun kapsamında Araştırmacı olarak atanan Necmettin KAYA' nın 15/03/2012 tarihli dilekçesinde 6191 sayılı Kanunun Geçici 32 inci maddenin 3 ncü fıkrasının (f) bendine dayanarak Kanunun yürürlüğe girdiği 22/03/2011 tarihinden göreve başladığı 26.10.2011 tarihleri arasındaki maaşlarının tahakkuk ettirilerek tarafına ödenmesi talebinde bulunduğu, Necmettin KAYA' nın da içinde bulunduğu anıları Kanun kapsamında atanacakların listesinin Devlet Personel Başkanlığının 26/08/2011 tarih ve 16234 sayılı yazısı ile Kurumumuza iletildiği, 18/10/2011 tarihli onayla da adı geçenin atamasının yapıldığı ve 26/10/2011 tarihinde Karatay Tapu Müdürlüğünde görevine başladığı belirtilerek, adı geçene yukarıda belirtilen tarihler arasında görevde olmadığı halde ödeme yapılıp yapılamayacağı konusunda Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesi istenmektedir.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: Başkanlığınızca
konu hakkında görüş bildirilmemiştir.
III-İLGİLİ ULUSLAR ARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI:
Bilindiği üzere, 10/03/2011 tarihli ve 6191 sayılı Kanunun 10 ncu maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa eklenen Geçici 32 inci maddede; “12 Mart 1971 tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları hâlinde hak sahipleri, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına başvururlar.
Milli Savunma Bakanı, başvurunun kabulüne veya reddine en geç altı ay içinde karar verir. Milli Savunma Bakanı, hazırlık amacıyla sadece gerekli yazışmaların yapılması hususunda yardımcı olmak üzere gerektiğinde komisyonlar kurabilir ve bu komisyonlara, ilgili bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından temsilci çağırabilir. İlgililerin, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas bilgi ve belgeler Genelkurmay Başkanlığınca en geç altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına gönderilir.
Başvurunun kabulü hâlinde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir………………………………………...
Bu fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (ç) bendine göre araştırmacı kadrolarına atananlar için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ile göreve başlama tarihleri arasındaki süreye ilişkin kesenek ve kurum karşılıkları ile fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süresine ait kurum karşılıkları, emeklilik keseneğine esas aylık derece ve kademeleri ile ek gösterge rakamları ilgili Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca tespit edilir ve göreve başladığı kamu kurum ve kuruluşları tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna defaten ödenir.
…………………………………………………………………………………………………..
c) Statüsüne göre aynı neşetli emsali subay (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) tamamı emekli olmayanlardan;
1-…………………………………………………………………………………………………..
2- İsteyenler, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesindeki genel şartları taşımaları kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı unvanlı kadrolarına atanmak üzere Milli Savunma Bakanlığı tarafından mali ve sosyal haklarına esas olacak derece, kademe ve rütbeleri belirtilmek suretiyle Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Anılan Başkanlık tarafından kırkbeş gün içinde kamu kurum ve kuruluşlarına bunların atamaları teklif edilir. Söz konusu teklife ilişkin yazının atamayı yapacak kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından atama işlemlerinin yapılması zorunludur. Atama emri ilgiliye atamayı yapan kamu kurum ve kuruluşu tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. İlgililerin işe başlama sürelerine ve işe başlamama hâlinde yapılacak işlemlere ilişkin olarak 657 sayılı Kanunun 62 inci ve 63 üncü maddelerinin hükümlerinin uygulanmasından atamayı yapan kamu kurum ve kuruluşu sorumludur. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu en geç onbeş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirir. Bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler hariç) ödenir. Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylıklarda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albay, astsubaylarda iki kademeli kıdemli başçavuştur. Bunlar bu fıkranın (b) bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt bendi hükümleri çerçevesinde emekliye ayrılabilirler.
ı) ……………………………………………………………………………………………......
Bu madde uyarınca yapılacak atamalarda kullanılmak üzere, genel idare hizmetleri sınıfından 5 inci dereceli ikibin adet araştırmacı kadrosu ihdas edilmiştir. Bu kadroları derece değişikliği yapmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis etmeye, Devlet Personel Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Tahsis edilen kadrolar, Bakanlar Kurulu kararında belirtilen kurumlara ait 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş sayılır. İhdas edilen bu kadrolardan kullanılmayanlar ile herhangi bir nedenle boşalanlar, başka bir işlem yapılmasına gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Buna ilişkin bilgiler ilgili kurumlarca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.”hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 18/8/2011 tarihli ve 28029 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2011/2091 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ekinde yer alan "6191 sayılı Kanun Kapsamında İhdas Edilen Araştırmacı Unvanlı Kadroların Tahsisine İlişkin Esaslar"ın 1. maddesinde “Kapsamdaki kurumlara Devlet Personel Başkanlığı tarafından yapılan atama tekliflerinin intikali ile birlikte teklif edilen personel sayısı kadar “Araştırmacı (6191)” unvanlı kadro ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tahsis edilmiş sayılır.” denilmektedir.
IV-DEĞERLENDİRME VE SONUÇ : Yapılan inceleme neticesinde, 10/03/2011 tarihli ve 6191 sayılı Kanunun 10 ncu maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa eklenen Geçici 32 inci maddede, 12 Mart 1971 tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerden isteyenlerin, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına başvuracakları, başvurusu kabul edilenlerden isteyenlerin, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesindeki genel şartları taşımaları kaydıyla mali ve sosyal haklarına esas olacak derece, kademe ve rütbeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı kadrolarına atama tekliflerinin Milli Savunma Bakanlığı tarafından bildirilmelerini müteakip kırkbeş günlük süre içerisinde Devlet Personel Başkanlığınca gerçekleştirileceği, söz konusu teklife ilişkin yazının atamayı yapacak kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca otuz gün içerisinde atama işlemlerinin yapılacağı,
2011/2091 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan "6191 sayılı Kanun Kapsamında İhdas Edilen Araştırmacı Unvanlı Kadroların Tahsisine İlişkin Esaslar" çerçevesinde, Devlet Personel Başkanlığının 26/08/2011 tarihli ve 16234 sayılı yazısı ekindeki listede gösterilen personelin karşısında belirtilen kadronun Kurumumuza tahsis edildiği ve ilgili personelin bu kadroya atanmasının uygun görüldüğü bunun üzerine 26/10/2011 tarihli onay ile ilgilinin Karatay Tapu Müdürlüğüne atandığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, bu madde gereği yapılacak her türlü ödemelerle ilgili zamanaşımı süresinin, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı hükmünün maaşın başlama tarihi olarak değerlendirilemeyeceği,
Araştırmacı kadrolarına atananlar için maddenin yürürlüğe girdiği tarih ile göreve başlama tarihi arasındaki süreye ilişkin olarak, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılması gereken ödemelerin göreve başlanan kurum tarafından defaten Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeneceği, maaşlarıyla ilgili olarak ise bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsallerine ödenmekte olan aylık ve diğer mali hakların ödeneceği düzenlendiğinden ilgilinin göreve başladığı tarihten itibaren maaşa hak kazacağı düşünülmektedir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-12-407/ / /2012
Konu : H.K.
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
ÖZETİ:Kadastro teknisyeni iken bilgisayar işletmeni olarak atanmış personelin 6083 sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinin üçüncü fıkrası hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı hk.
İlgi: 30/03/2012 tarihli ve 6817 sayılı yazınız ve ekleri.
I-GÖRÜŞ SORULAN KONU: İlgi sayılı yazınız ve eklerinin incelenmesinden, kadastro teknisyeni olarak Genel Müdürlüğümüzde görev yapan H.A.’un, 23/12/2010 tarihli ve 32978 sayılı yazınız gereği, bu durumda olan personelin 6083 sayılı Kanun gereğince merkez teşkilatımızda mevcut unvanı ile görev yapamayacağı, talepte bulunmaları halinde taşra teşkilatımızda kadro ve unvanına uygun bir göreve atanacakları, talepte bulunmadıkları takdirde merkez teşkilatında bilgisayar işletmenliği kadrosuna atanacaklarının duyurulduğu, H.A.’un 6083 sayılı Kanun gereğince taşra teşkilatımızda kadro ve unvanına uygun bir göreve atanmak için talepte bulunmadığından bilgisayar işletmeni olarak atandığı belirtilerek, ilgilinin 23/03/2012 tarihli ve 26/03/2012 tarihli dilekçelerinde talep ettiği 6083 sayılı Kanun’un “Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasından yararlanıp yararlanamayacağı görüş konusu yapılmıştır.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: Başkanlıklarınca konuya ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı ve görüş bildirilmediği tespit edilmiştir.
III-İLGİLİ ULUSLAR ARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI: 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un geçici 1.maddesinin üçüncü fıkrası “Bu Kanuna göre kadro ve görev unvanları değişen yahut kaldırılan personel, en geç altı ay içinde kazanılmış hak aylık derecelerine uygun olmak kaydıyla Genel Müdürlükte ihtiyaç duyulan diğer kadrolara atanırlar. Bunlar, yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali haklarını almaya devam ederler. Söz konusu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali hakları (fazla çalışma ücreti hariç) toplamının net tutarı, eski kadrolarına bağlı olarak en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali hakları (fazla çalışma ücreti hariç) toplamı net tutarından az olması halinde, aradaki fark atandıkları kadroda kaldıkları sürece herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.” hükmündedir..
Ayrıca Kanuna ekli (1) sayılı liste ile merkez teşkilatında kadrosu iptal edilen unvanlar sayılmış olup, bu unvanlarda biri de kadastro teknisyenliği unvanıdır.
IV- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dosyanın incelenmesinden, kadastro teknisyeni olarak Genel Müdürlüğümüzde görev yapan H.A.’un, 23/12/2010 tarihli ve 32978 sayılı yazınız gereği, bu durumda olan personelin 6083 sayılı Kanun gereğince merkez teşkilatımızda mevcut unvanı ile görev yapamayacağı, talepte bulunmaları halinde taşra teşkilatımızda kadro ve unvanına uygun bir göreve atanacakları, talepte bulunmadıkları takdirde merkez teşkilatında bilgisayar işletmenliği kadrosuna atanacaklarının duyurulduğu, H.A.’un 6083 sayılı Kanun gereğince taşra teşkilatımızda kadro ve unvanına uygun bir göreve atanmak için talepte bulunmadığından bilgisayar işletmeni olarak atandığı ve ilgilinin 23/03/2012 tarihli ve 26/03/2012 tarihli dilekçelerinde 6083 sayılı Kanunun “Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasından yararlanmak istediği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan Kanun hükmü ile Genel Müdürlüğümüz merkez ve taşra teşkilatında daha önce mevcut olup ta, Kanunun yürürlüğe girmesi ile değişen veya tamamen kaldırılan kadro ve görev unvanlarında bulunan personelin mali hakları düzenlenmiş, yine Kanuna ekli (1) sayılı liste ile de İdaremiz merkez teşkilatında kadrosu iptal edilen unvanlar sayılmış olup, bu unvanlardan biri de dilekçinin Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sahip olduğu kadastro teknisyenliği unvanıdır.
Bu durumda merkez teşkilatında kadastro teknisyeni olarak görev yapmakta iken, 6083 sayılı Kanunun amir hükmü ile kadastro teknisyenliği unvanı iptal edilerek bilgisayar işletmeliği kadrosuna atanan dilekçinin, 6083 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünden yararlanabileceği düşünülmektedir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-12-310/
Konu : H.S. ..../..../2012
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
ÖZETİ: H.S.’ in Danıştay 11. Dairesi’nin 23/05/2011tarihli ve E.2010/8426, .2011/3351 sayılı kararınca tazminat farkının ödenmesi talebine ilişkin görüşümüz.
İlgi: 17/02/2012 tarihli ve 4207 sayılı yazınız.
I-GÖRÜŞ SORULAN KONUNUN ÖZETİ: İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden, 4046 sayılı Kanunun 22. Maddesi hükümleri gereği özelleştirme kapsamında iken idaremize Samsun İl Telekom Müdürlüğünden naklen ataması yapılan H.S.'in Samsun İl Telekom Müdürlüğü’nün 12/07/2006 tarihli ve 17387 sayılı yazısı ekindeki yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim evrakında DPB (Devlet Personel Başkanlığı) na bildirim tarihindeki net ücreti 2014,03-.TL olarak belirtilmiş olup özlük haklarının bu şekilde hesaplandığı; Bu kere başkanlığınızın 16/07/2008 tarihli ve 23399 sayılı yazısı ekindeki Samsun 1.İdare Mahkemesinin E. 2007/1014, K. 2008/824 sayılı kararına istinaden DPB na bildirim tarihindeki net ücretinin 2127,58-.TL olarak belirlendiği ve aradaki farkın yasal faizi ile birlikte davacıya ödendiği, Danıştay 5. Dairesince verilen 27/10/2010 tarihli ve E.2008/4500, K.2010/6395 sayılı karar ile Samsun 1. İdare mahkemesince daha önce verilen E.2007/1014, K.2008/824 sayılı kararın bozulması nedeni ile de ilgilisine bu karara istinaden ödenen miktarların yasal faizi ile geri alındığı,
Ancak daha sonra, Samsun İl Telekom Müdürlüğünün 17/01/2012 tarihli ve 00639 sayılı yazısı ve ekli Danıştay 11. Dairesinin 23.02.2011 tarih ve E.2010/8426 K.2011/3351 sayılı kararı ile davacının, DPB na bildirilen net ücretinin 2229,53-. TL. olarak belirlendiğinin belirtildiği ve adı geçenin görev yaptığı Samsun Bölge Müdürlüğünce ilgili kurum yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde öncelikle söz konusu kararın temyiz aşamasında olduğu buna rağmen Türk Telekom A.Ş. Samsun Bölge Müdürlüğü İnsan Kaynakları Müdürlüğünce kendi kurumlarında çalıştığı dönemler itibarı ile DPB arasındaki farkın yasal faizi ile birlikte kendisine ödendiği; Kurumumuza atamasının yapıldığı tarihten itibaren de Kurumumuz tarafından ödenmesinin gerektiği şifai olarak bildirildiği, konunun bir kere de müşavirliğimizce incelenerek konu hakkındaki müşavirliğimiz görüşünün istendiği anlaşılmakla keyfiyet incelenmiştir.
II-GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: Samsun Bölge Müdürlüğümüzce adı geçen personelin 12/07/2006 tarihinde Bölge Müdürlüğü emrinde göreve başladığı ve çalıştığı zamanlar itibarı ile kendisine ödeme yapılıp tekrar tahsil edildiği, Danıştay On birinci Dairesinin E.2010/8426, K.2011/3351 sayılı kararı gereği istenilen ödemenin yasal faizi ile birlikte ödenmesinin gerektiğinin düşünüldüğü belirtilmiştir.
III- KONUYLA İLGİLİ ULUSLARARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI : Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 138 inci maddesinin son fıkrası “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmündedir.
Bu anayasal düzenlemenin benzeri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddesinde idari yargı kararları bakımından yasa hükmü olarak yer almıştır. Öte yandan yargı kararlarını kasten yerine getirmeyen İdarelerin ve kamu görevlilerinin bu eylemleri nedeniyle hukuki ve cezai
larının olduğu herkesin malumudur.
Diğer taraftan, adı geçenin (H.S.) İdaremize atanması, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22. maddesi kapsamında yapılmıştır.
IV- DEĞERLENDİRME ve SONUÇ: Dosyanın incelenmesinden, Samsun Bölge Müdürlüğü personelinden, , Samsun İli Merkez Canik Telekom Müdürlüğü'nde Tekniker olarak çalışmakta iken 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca nakil talebinde bulunan H.S.’ in, tekniker ücretlerinde yapılan artışın fark tazminatına esas net ücretinin tespitinde dikkate alınması için yaptığı başvurusunun reddine ilişkin 04/05/2006 tarih ve 4292 sayılı işlemin; Danıştay'ca verilen iptal kararlarının idarece geç uygulanması nedeniyle mağdur edildiği, usul ve yasaya aykırı olduğu iddialarıyla iptali ile ücret artışının kök ücrete dahil edilerek ücret farklarının faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Samsun 1. İdare Mahkemesinin E.2007/1014 sayılı dosyasında idaremiz aleyhine açmış olduğu davada, anılan mahkemenin, “… davacının Türk Telekomünikasyon A.Ş. bünyesinde görev yaptığı dönemde yürürlükte bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş. Unvan Yükselmelerinde Uygulanacak Esaslar ile Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin ilgili maddelerine karşı açılan davada Danıştay Beşinci Dairesi'nin 28/01/2004 gün ve E:2001/861, K2004/215; E:2001/859, K:2004/208; E:2000/6076, K:2004/212 sayılı kararları ile söz konusu düzenlemeler ile teknisyen kökenlilerin teknikerlerin amiri konumuna getirilmesine zemin hazırlandığı, ücret ve diğer ödemelerin tespitiyle ilgili usul ve esasların Yönetim Kurulunca hazırlanacak esaslara bırakıldığı, personel ücretlerinin belirlenmesinde öğrenim durumunun dikkate alınmadığı, gerekçeleriyle iptaline karar verilmiş anılan mahkeme kararı uyarınca 19/08/2004 gün ve 7420 sayılı genelge ile kurum bünyesinde tekniker unvanıyla çalışan personelin özlük haklarında iyileştirme yapıldığı görülmektedir..
Bu durumda Türk Telekom A.Ş. bünyesinde Tekniker olarak görev yapan personel aleyhine hüküm içeren düzenlemelerin Danıştay Beşinci Dairesi'nce 28/01/2004 tarihinde iptali üzerine anılan mahkeme kararı uyarınca iyileştirme yapıldığı görüldüğünden söz-konusu iyileştirmelerin idarece geç yapılması nedeniyle davacının hak kaybına uğratılmasına olanak bulunmadığından aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, tazminat talebinin kabulüne, davacının hak ettiği parasal hakların hesaplanarak idareye başvuru tarihi olan 11/04/2006 tarihînden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, …” şeklindeki, 01/05/2008 tarihli ve E.2007/1014, K.2008/824 sayılı kararına istinaden, H.S.’ in DPB na bildirim tarihindeki net ücretinin 2127,58.-TL olarak belirlendiği ve kendisine aradaki farkın yasal faizi ile birlikte ödendiği, ancak, Danıştay 5. Dairesince verilen 27/10/2010 tarihli ve E.2008/4500, K.2010/6395 sayılı kararı ile, idaremiz temyiz talebinin kabulü ile temyize konu Samsun 1. İdare mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, H.S.’ e Samsun 1. İdare Mahkemesinin yukarıda zikrolunan kararına istinaden ödenen miktarın yasal faizi ile birlikte adı geçenden geri alındığı, Bu kere, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'de tekniker unvanı ile sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta iken, 4502 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi uyarınca İş Kanunu'na tabi personel statüsüne geçen H.S. tarafından, 31/08/2000 tarihinde yürürlüğe konulan Türk Telekomünikasyon A.Ş.' iş Mevzuatına Tabi (Kapsam Dışı) Olan Personelin Ücret ve Fazla Çalışma Esaslarının, Türk Telekomünikasyon A.Ş şirket Yönetim Kurulu'nun 09/10/2001 tarihli, 303 sayılı kararıyla eklenen 15. maddesinin iptali ve ek ödeme farkının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle, Danıştay 11. Dairesinin, E.2011/8426 sayılı dosyasında Türk Telekomünikasyon Kurumu A.Ş. Genel Müdürlüğü aleyhine dava açıldığı, anılan mahkemenin, 23/02/2011 tarih ve E.2010/8426, K.2011/3351 sayılı kararı ile davacının, DPB’ na bildirilen net ücretinin 2229,53.- TL. olarak belirlendiği, Samsun Bölge Müdürlüğünce ilgili kurum yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde öncelikle söz konusu kararın temyiz aşamasında olduğu buna rağmen Türk Telekom A.Ş. Samsun Bölge Müdürlüğü İnsan Kaynakları Müdürlüğünce kendi kurumlarında çalıştığı dönemler itibarı ile DPB arasındaki farkın yasal faizi ile birlikte kendisine ödendiği anlaşılmakta olup; İlgilinin 12/07/2006 tarihinden itibaren İdaremizde hizmet vermeye başladığı hususu dikkate alındığında, her ne kadar anılan davanın davalısı Türk Telekomünikasyon Kurumu A.Ş. Genel Müdürlüğü olsa dahi, adı geçenin 4046 sayılı Kanun gereğince İdaremiz emrine atanmış olması ve yukarıda temas edilen mevzuat hükümleri doğrultusunda, 12/07/2006 tarihi itibarıyla mahkeme kararı uyarınca davacıya ödenmesi gereken maaş farkları ve işletilecek yasal faizin İdaremiz tarafından ilgiliye ödenmesi gerekmektedir. İdaremizin ilgiliye ödemesi gereken maaş farkları ve faizden sorumluluğu davacının İdaremizde göreve başladığı tarih olan 12/07/2006 tarihinden itibaren başlamaktadır.
Bilgilerini ve gereğini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-12-207/ / /2012
Konu : Personelin il içi ataması hk..
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
ÖZETİ:Genel Müdürün atama yetkisinin sınırı hakkında.
İlgi: 14/02/2012 tarihli ve 3893 sayılı yazınız ve eki.
I-GÖRÜŞ SORULAN KONU: Başkanlığınızın ilgi sayılı yazısı ekinde alınan Kocaeli Valiliğine ait 07/02/2012 tarihli ve 1354 sayılı yazısında özetle; 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Personele ilişkin hükümler” başlıklı 6 ıncı maddesinin birinci bendinin “23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun hükümleri dışında kalan memurların atamaları Genel Müdür tarafından yapılır. Ancak Genel Müdür bu yetkisini gerekli gördüğü alt kademelere devredebilir.” hükmünde olduğu,
Yine İdaremiz 2010/23 sayılı Genelgesinde;”a) Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüklerince bağlı il ve ilçelerde aylıksız izin dönüşü atama, vekaleten atama, unvan değişikliği veya alt unvana atama hariç olmak üzere diğer görev unvanlarda çalışanları kendine bağlı il ve ilçelere yer değiştirme sureti ile atama yapmaya yetkilidir.” şeklinde düzenleme yapıldığı ve taşra teşkilatındaki il içi atamaların bu genelgeye göre yapılmaya başlandığı,
10/06/1949 tarih ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8 inci maddesinin “Yetiştirme ve ikmal kaynakları Bakanlıklar veya tüzel kişiliği haiz genel müdürlüklere bağlı olup il genel teşkilatı içinde birden fazla istihdam yerleri bulunan meslek, fen ve uzmanlık kadrolarına dahil görevlerden :
A) İlçe idare şube başkanı sıfatını haiz olanlarla il merkezinde Devlet gelir, giderlerinin ve mallarının tahakkuk, tahsil, ödeme ve idaresiyle ilgili ikinci derecedeki müdürler, şube şefleri ve kontrol memurları, nakit muhasipleriyle, lise, orta ve o derecelerdeki okul müdür ve öğretmenleri, hastaneler mütehassıs hekimleri, Bakanlıklar veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler tarafından tayin edilirler..
B) Bunun dışında kalan bütün memurlar Bakanlıklar veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler tarafından valilik emrine tayin edilerek il idare şube başkanının inhası üzerine valiler tarafından istihdam yerleri tespit olunur;
C) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bütün memurların lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvilleri mensup olduğu il idare şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından icra edilmekle beraber mensup oldukları Bakanlıklar veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirilir.
Yukarda (A, B) fıkraları dışında kalan il merkez teşkilatına bağlı memurlar ilgili idare şube başkanının inhası ile valiler tarafından tayin, nakil ve tahvil olunurlar.” hükmüne amir olduğu belirtilerek;
6083 sayılı Kanun ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürüne verilen atama yetkisinin iller arasında yapılacak atamalar ile ilk defa kamu görevine giren memurların atamalarını kapsadığı, Genel Müdür tarafından alt kademelere devredilecek yetkinin de ilk defa kamu görevine giren memurların ataması ile iller arasında yapılacak atamalarla sınırlı olmasının 6083 sayılı Kanunu’nun amir hükmü olduğu, 6083 sayılı Kanun ile Genel Müdürün taşra teşkilatındaki atamalara ilişkin olarak bir yetkisinin bulunmadığı, 5442 sayılı Kanun ile valiye verilen bu yetkinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürü tarafından Bölge Müdürlerine genelge ile devredilmesine imkan bulunmadığı, bu nedenle 2010/23 sayılı Genelgede personel atamalarına ilişkin düzenlemelerin 6083 ve 5442 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olması sebebi ile düzeltilmesi hususundaki taleple ilgili olarak Müşavirliğimiz görüşünün sorulduğu anlaşılmakla keyfiyet incelenmiştir.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: Başkanlılarınca konuya ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı ve görüş bildirilmediği tespit edilmiştir.
III-İLGİLİ ULUSLAR ARASI HUKUK, ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI :
Mülga 3045 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun ”Atama” başlıklı 30 uncu maddesi” 25 Nisan 1981 gün ve 2451 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan memurların atamaları Genel Müdür tarafından yapılır. Ancak Genel Müdür bu yetkisini gerekli gördüğü alt kademelere devredebilir.” hükmüne, 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Personele ilişkin hükümler” başlıklı 6 ıncı maddesinin birinci bendi; “23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun hükümleri dışında kalan memurların atamaları Genel Müdür tarafından yapılır. Ancak Genel Müdür bu yetkisini gerekli gördüğü alt kademelere devredebilir.”,
Yine aynı Kanunun 5 inci maddesinin 5 inci bendi;”Genel Müdürlüğün taşra teşkilatı, bölge müdürlükleri ile bu müdürlüklere bağlı kadastro müdürlükleri ve tapu müdürlüklerinden oluşur. Kadastro müdürlükleri illerde; tapu müdürlükleri, merkez ilçe ve diğer ilçelerde kurulur.
(6) İlçenin sosyal ve ekonomik gelişmişlik durumu, nüfus sayısı ve tapu işlemi hacmi dikkate alınmak kaydıyla, tapu müdürlüklerinin görev ve yetkilerinin başka tapu müdürlüğüne devredilmesine, Genel Müdürün teklifi üzerine Bakan yetkilidir.
(7) Bölge Müdürleri, kendilerine bağlı birimlerin amiri ve Genel Müdürlüğün taşra teşkilatındaki en yetkili temsilcisi olup, bölgesindeki iş ve işlemlerden dolayı üst kademelere karşı sorumludur.”,
İdaremiz 2010/23 sayılı Genelgesi;”a) Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüklerince bağlı il ve ilçelerde aylıksız izin dönüşü atama, vekaleten atama, unvan değişikliği veya alt unvana atama hariç olmak üzere diğer görev unvanlarda çalışanları kendine bağlı il ve ilçelere yer değiştirme sureti ile atama yapmaya yetkilidir….”,
10/06/1949 tarih ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8 inci maddesi; “Yetiştirme ve ikmal kaynakları Bakanlıklar veya tüzel kişiliği haiz genel müdürlüklere bağlı olup il genel teşkilatı içinde birden fazla istihdam yerleri bulunan meslek, fen ve uzmanlık kadrolarına dahil görevlerden :
A) İlçe idare şube başkanı sıfatını haiz olanlarla il merkezinde Devlet gelir, giderlerinin ve mallarının tahakkuk, tahsil, ödeme ve idaresiyle ilgili ikinci derecedeki müdürler, şube şefleri ve kontrol memurları, nakit muhasipleriyle, lise, orta ve o derecelerdeki okul müdür ve öğretmenleri, hastaneler mütehassıs hekimleri, Bakanlıklar veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler tarafından tayin edilirler.
B) Bunun dışında kalan bütün memurlar Bakanlıklar veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler tarafından valilik emrine tayin edilerek il idare şube başkanının inhası üzerine valiler tarafından istihdam yerleri tespit olunur;
C) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bütün memurların lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvilleri mensup olduğu il idare şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından icra edilmekle beraber mensup oldukları Bakanlıklar veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirilir.
Yukarda (A, B) fıkraları dışında kalan il merkez teşkilatına bağlı memurlar ilgili idare şube başkanının inhası ile valiler tarafından tayin, nakil ve tahvil olunurlar.” hükümlerine amirdir.
Yine 6083 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesinin madde gerekçesi;”Madde ile, Genel Müdürlük personelinin atanma usulü belirtilmiş; Daire Başkanı ve üstü görevlere atanabilmek için en az dört yıllık yüksek öğrenim görmek şartı öngörülmüş; yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları ile yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin ülkemizdeki tapu ve kadastro işlemlerini yürütmek üzere, yurt dışında personel görevlendirilebileceği ve Genel Müdürlük bünyesinde görev yapan personelin istihdam şekli düzenlenmiştir.” şeklindedir.
IV- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Mülkiyet hakkını tespit etmek üzere taşınmazların kadastro çalışmalarını planlamak, yürütmek, yenilenmesini ve güncellenmesini sağlamak, tapu sicillerini oluşturmak, arşivlenerek korunmasını sağlamak, harita yapmak, üretim standartlarını tespit etmek ve arşivlenmesini sağlamak üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanlığına bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları ile teşkilatlanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 25/11/2010 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
İldeki merkezi yönetim kuruluşlarının başında bulunan yüksek memurlara idare şube başkanları denilmektedir. İllerdeki belli başlı il idare şube başkanları: Hukuk İşleri Müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü, İl Sağlık Müdürü, İl Tarım Müdürüdür. İdaremizde mevcut yöneticilerden hiç biri il idare şube başkanı kapsamında bulunmamaktadır. İdaremiz il düzeyinde teşkilatlanmamış olup, 6083 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 5 inci bendi uyarınca, Genel Müdürlüğümüzün taşra teşkilatı, bölge müdürlükleri ile bu müdürlüklere bağlı kadastro müdürlükleri ve tapu müdürlüklerinden oluşmaktadır. Kadastro müdürlükleri illerde; tapu müdürlükleri, merkez ilçe ve diğer ilçelerde kurulmuştur.
Yukarıda belirtilen ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, mülga 3045 sayılı Kanun ve 6083 sayılı Kanun, Valilik yazısına dayanak teşkil eden 5442 sayılı Kanuna göre daha özel bir kanun olup, anılan Kanunlar daha sonra yürürlüğe girmiştir. 6083 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 5 inci bendinde taşra teşkilatımızın ne şekilde kurulacağı ve kimlerden oluştuğu, 6 ıncı maddesinin birinci bendinde atamaya yetkili amirin Genel Müdür olduğu açık bir şekilde düzenlenmiştir. Yine 6 ıncı maddenin madde gerekçesine de bakıldığında Genel Müdürün atama yetkisi konusunda hiçbir ayrım yapılmamıştır. Öte yandan 2010/23 sayılı Atama Yetkisinin Devrine ilişkin Genelge mülga 3045 sayılı Teşkilat Kanunun 30 uncu maddesine dayanılarak çıkartılmış olup, 6083 sayılı Kanuna aykırılığı bulunmadığından yürürlüğünü devam ettirmektedir.2010/13 sayılı Genelgemizden önceki dönemde tüm atamalar mülga 3045 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereği Genel Müdür tarafından yapılmakta idi. Bu nedenle ilgi yazınız ekinde gönderilen Kocaeli Valiliğine ait 07/02/2012 tarihli ve 1354 sayılı yazıda belirtilen, Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün atama yetkisinin iller arasında yapılacak atama ve ilk defa atamayı kapsadığı yönündeki görüşlerine katılmak mümkün değildir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR
Birinci Hukuk Müşaviri
Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-12-103/ / /2012
Konu : S.E. hükmün açıklanmasının
geri bırakılması
İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: 10/01/2012 tarih ve 39321-S/525 sayılı yazıları
I- HAKKINDA HUKUKİ GÖRÜŞ SORULAN MESELE: İlgide kayıtlı yazıları ve eki belgelerin incelenmesinden, KPSS sonucu İdaremiz Hakkari Kadastro Müdürlüğü emrine Tekniker Adayı olarak atanan S.E.’nin yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda özetle; iki adet kayda ulaşıldığı, bunlardan birincisinin, adı geçenin, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/03/2009 tarih ve E. 2007/88, K. 2009/86, sayılı (kesinleşmiş) kararıyla, suçu ve suçluyu övmek suçundan, eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 215. Maddesine göre verilmiş, neticeten 1.000,00,-TL adli para cezası olduğu, ikincisinin, Van 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2008 tarih ve E. 2004/104, K. 2008/162 sayılı (kesinleşmiş) kararıyla, toplantı ve gösteri yürüyüş kanununa aykırı düzenlenen bir toplantı ve gösteriye katılıp, güvenlik güçlerinin ihtarından sonra kendilerinden dağılmayıp hükümet kuvvetleri tarafından dağıtılma suçundan, eyleme uyan 5728 sayılı Yasa ile değişik 2911 sayılı Yasanın 32/I maddesi gereğince neticeten 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak, 5728 sayılı Yasa ile değişik Ceza Muhakemeleri Kanununun 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına dair verilen karar olduğu, bu durumda adı geçen hakkında her hangi bir işlem yapılıp yapılamayacağı hususlarında Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesinin istenmesi karşısında gerekli inceleme yapılmıştır.
Adı geçenin 1.000,00,- TL Adli Para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına dair mahkumiyet hükmü hakkındaki Müşavirliğimiz görüşleri, evvelce Başkanlıklarına gönderilen 04/04/2008 tarih ve 1617 sayılı yazımız ile bildirilmiş olup; adı geçenin mahkumiyetinin, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hükümler” başlıklı İkinci Kitabı’nın, “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmı, “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlıklı Dördüncü Bölümü’nde yer alan “Suçu ve suçluyu övme” başlıklı 215 maddesine göre verilmiş olduğu yani; mahkumiyetin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, göreve son vermeyi gerektiren 48/A-5 maddesi kapsamına giren bir suçtan kaynaklanmadığı müşahede edilmiş olmakla, bu görüş yazımızın ana hatları ile halen geçerliliğini sürdürdüğü düşünülmektedir. Bu itibarla ve görüş istenen konunun esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair diğer sabıka kaydı olduğunun anlaşılması karşısında, söz konusu adli para cezası ile ilgili sabıka kaydı hakkında ayrı bir görüş oluşturulmayacaktır.
II- GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ;
Müşavirliğimiz görüşü istenen husus kısaca anlatılmış, konuyla ilgili belgeler intikal ettirilerek, herhangi bir yorum veya irdeleme yapılmadan Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesi istenmiştir.
III-KONUYLA İLGİLİ ANAYASA, KANUN TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Genel ve özel şartlar” başlıklı 48/A-5 maddesi, “(Değişik: 12/5/1982 - 2670/14 md.)” , “Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.
5. (Değişik: 23/1/2008-5728/317 md.) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.
Aynı Kanunun “Memurluğun sona ermesi” başlıklı 98. maddesi, “ Devlet memurlarının
a) Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması;
b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi;
c) Memurluktan çekilmesi;
ç) İstek, yaş haddi, malûllük sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması,
d) Ölümü;
Hallerinde memurluğu sona erer.”
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. Maddesi,” 1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.
(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.
(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir.
(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, (Değişik ibare: 5728 - 23.1.2008 / m.562) "iki yıl" veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir.(Ek cümle: 6008 - 22.7.2010 / m.1) “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.”
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.7) (7) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,
karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (9) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (10) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (11) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (13) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (14) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarla ilgili olarak uygulanabilir. (Değişik 14. fıkra: 5728 - 23.1.2008 / m.562) (14) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasa'nın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.”
Yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hapis Cezasının Ertelenmesi” başlıklı 51. Maddesi, (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
(4)Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine, mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği
takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.” hükümlerine amirdir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve E. 2009/4-13, K. 2009/12 tarihli içtihadında; özetle;
“Mahkumiyet kararının CMK’nun 223. Maddesi kapsamında bir “hüküm” olması sıfatı ile temyiz yasa yoluna tabi olduğu, Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hallerde, bu mahkumiyet hükmünün açıklanmamış sayılması söz konusu olduğundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının esasen bir “hüküm” niteliğinde olmadığı, ”
Dostları ilə paylaş: |