102
feribot batmış gemide olduğu kesin olarak bilinen X’in cesedi bütün aramalara karşın
bulunamamıştır. X’in karine yoluyla öldüğü kabul edilmektedir (Gözler 2018: 107).
Türk Medeni Kanunu, ölüm karinesini, öngördüğü koşullarla kaybolan bir kimsenin
ölmüş olduğunun ispatında ortaya çıkabilecek güçlüğü dikkate alarak kabul etmiştir (m. 31).
Örneğin havada patlayarak denize düşen bir uçakta bulunmakla birlikte patlamadan sonra
cesedi bulunamayan kişinin öldüğünün ispatı neredeyse olanaksızdır. Bu tür durumları dikkate
alan yasa koyucu, ölüm karinesine yer vermiştir. Bu karine, güç durumdaki kişileri ispat
yükünden kurtarmaktadır (Akıntürk 2015: 113-114). Türk Medeni Kanununa göre böyle
“ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde ortadan kaybolursa cesedi
bulunamamış olsa bile, o yerin en büyük mülkî amirinin emriyle kütüğe ölü kaydı düşürülür.”
(m. 44).
Nüfus Hizmetleri Kanununa göre, mülki idare amirinin böyle bir emir verebilmesi için,
hakkında ölüm karinesi bulunan kişinin alt ve üst soyundan birinin veya kardeşlerinin, bunlar
yoksa mirasçılarının dilekçeyle başvurarak olayı belgelendirmeleri veya yetkili makamların
durumu resmî bir yazıyla nüfus müdürlüğüne bildirmeleri gerekir (m. 32/2).
Dilekçeye ekli belgeler ve gerektiğinde nüfus müdürlüğü tarafından yaptırılacak
tahkikat, olayın doğruluğunu ve öldüğü ileri sürülen kişinin de olayın olduğu sırada orada
bulunduğunu ispatlamaya yeterli görülürse mülkî idare amirinin (vali veya kaymakam) emriyle
ölüm kaydı düşülür (Nüfus Hizmetleri Kanunu, m. 32/3).
Dostları ilə paylaş: