192
Anahtar Kavramlar
Kamu hukuku
Özel hukuk
Anayasa
Hukuk devleti
Demokratik devlet
Suç
Ceza
Kast
Taksir
Masumiyet karinesi
Yasak deliller
Ceza: Suç işleyen kişilerin karşılaşacakları tepkidir. Diğer bir anlatımla yasanın suç işleyen
kimseye uygulanmasını öngördüğü yaptırımdır.
Demokratik devlet: Halkın devlet yönetimine katılması temeline dayanan devlet.
193
Giriş
Kamu Hukuku, Özel Hukuk Ayrımı (Kalabalık 2018: 161-167):
Nitelikleri ve özellikleri yönünden birbirine benzeyen ilişkileri düzenleyen hukuk
kurallarının tasnif edilerek bir sisteme bağlanmasının kuramsal ve pratik önemi vardır. İlkönce,
pozitif hukukun bir sisteme bağlanması, yargıca ve diğer hukuk uygulayıcılarına gerekli olan
hukuk kurallarını daha kolay bir biçimde bulma olanağı sağlar.
Hukuk kurallarının tasnifinin hukuk kurallarının yorumlanması bakımından da yararı
vardır. Hukuk kurallarının yorumlanmasında, yorumlanacak kuralların nitelikleri ve ait
oldukları hukuk dalları önem arz eder. Hukuksal ilişkilerin kurulması, değiştirilmesi veya
bozulmasında, hakların kullanılmasında, yükümlülüklerin üstlenilmesinde ve yerine
getirilmesinde, hukuk kurallarının sınıflandırılmasının önemli işlevleri vardır. Örneğin kamu
hukuku kurallarına göre bir hakkın kullanılabilmesi veya bir yükümlülüğün yerine
getirilebilmesi için o hak veya yükümlülüğü öngören bir kamu hukuku kuralının muhakkak
bulunması gerekir. Çünkü kamu hukuku kurallarında genellikle kamu düzeni ilkesi geçerlidir
ve kamu gücünün kullanılması nedeniyle devlet tarafı baskındır. Buna karşılık, özel hukuk
kurallarının düzenlediği hukuksal ilişkilerde, bir hakkın kullanılabilmesi için onun
kullanılmasını yasaklayan bir hukuk kuralının bulunmaması yeterlidir.
Pozitif hukukun kapsadığı hukuksal kurumlar ve hukuk kuralları, düzenledikleri farklı
özellikler taşıyan toplumsal ilişkilerin niteliklerine göre çeşitli açılardan tasnif edilebilir.
Kamu Hukuku Özel Hukuk Ayrımı Ölçütleri
İlkel toplumlarda hukuk, geleneklere dayandığı ve yasa koyucunun akılcı, iradi bir
davranışıyla doğmadığından bilimsel bir nitelikten uzaktı. Bu yüzden kamu hukuku, özel hukuk
ayrımı yapılmıyor, hukukun tamamına özel bir nitelik tanınıyordu. Devletin ortaya çıkmasıyla
birlikte çeşitli nedenlerle kişi haklarına yapılan müdahalelerin devlet tarafından önlenmesi
devletin görevi haline gelmiştir. İşte bu tarihten bu yana hukuku sınıflandırma ve kamu
hukukunu, özel hukuktan ayırma sorunu ortaya çıkmıştır.
Roma hukukuna dayanan bir ayrıma göre, hukuk bilimi kamu hukuku ve özel hukuk
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kamu hukuku, Roma devletini ilgilendiren hukuk
kurallarından, özel hukuk ise özel kişilerin ilişkilerini düzenleyen kurallardan oluşmaktaydı.
Ayrımın Ölçütleri
İlk bakışta kolay ve mantıklı gibi görünen klasik ayrımın hangi ölçütlere dayandırılması
gerektiği söz konusu olunca zorluğu kendini göstermektedir. Çünkü bu ayrımın çok açık bir
biçimde yapılamaması, hatta kimi hukukçularca, reddedilmesi konunun tartışmalı olduğunu
ortaya koymaktadır. Bununla birlikte bazı ölçütlerin genel olarak kabul edildiği görülmektedir.
Menfaat Ölçütü
Bu ölçütte, hukuk kurallarının koruduğu menfaatlerin niteliği esas alınmaktadır.
Kamusal çıkarları ilgilendiren kurallar kamu hukukunu, kişisel çıkarları ilgilendiren kurallar
194
ise özel hukuku oluşturur. Çıkarlar kuramı olarak bilinen bu ölçüt, Roma hukukunda da, özel
hukukla kamu hukukunu ayırmada kullanılmaktaydı.
Bu ölçüt, menfaat kavramının görece oluşu ve sınırlarının belirsizliği ve kamu
menfaatlerinin baskın olduğu ve buna karşılık kişisel menfaatlerin ikinci planda kaldığı
hukuksal ilişkileri düzenleyen kuralların niçin özel hukukun alanına girdiğini açıklayamaması
yönlerinden eleştirilmiştir.
Egemenlik Ölçütü
Bu ölçüt, bir hukuksal ilişkinin taraflarından birisi veya her ikisi devletin egemenlik
hakkına dayanıyorsa, söz konusu ilişkinin bir kamu hukuku ilişkisi olduğu ve kamu hukuku
kurallarınca düzenlenmesi gerektiği esasına dayanır. Kamu hukuku kuralları, devlete,
egemenlik hakkına dayanarak hukuksal işlemler yapma yetkisi veren kurallardır. Devlet,
egemenliğini doğrudan kullanabileceği gibi, kendi tüzel kişiliği dışındaki diğer kamu tüzel
kişileri aracılığıyla da kullanabilir.
Kişilerin birbirleriyle ve devletin veya kamu tüzel kişilerinin özel hukuk gerçek veya
tüzel kişileriyle eşitler arası ilişkiler kurulması durumlarında, bir egemenliğin kullanılması söz
konusu olmaz. Çünkü astlık, üstlük gibi hiyerarşik bir durum söz konusu değildir. Bu tür
ilişkileri düzenleyen kuralların tümüne, kamu hukukunun karşıtı olarak özel hukuk kuralları
veya kısaca özel hukuk denir.
İrade Özgürlüğü Ölçütü
İsviçreli hukukçular tarafından geliştirilen bu ölçüte göre, kamu hukuku, özel hukuk
ayrımı, hukuksal ilişkinin kurulması, düzenlenmesi ve sona ermesi bakımından, hukuk
kuralının taraflara hangi ölçüde irade özgürlüğü tanıdığı esasına dayanmaktadır. Diğer bir
anlatımla, hukuk kurallarının emredici bir niteliğe sahip olup olmadığına bakılması gerekir.
Kamu hukuku kuralları emredici niteliktedir. Bu kurallar tarafların iradeleriyle değiştirilemez.
Buna karşılık özel hukuk kuralları, emredici olmaktan çok yedek hukuk kuralı niteliğine
sahiptir. Özel hukuk kuralları genellikle taraflar aksini kararlaştırmadıkça geçerli olur.
Eşitlik Ölçütü
Bir hukuksal ilişkinin tarafları eşit statüdeyse ilişki özel hukuk ilişkisidir. Eğer taraflar,
eşit statüde değilse, ilişki kamu hukuku ilişkisidir. Kimi hukukçular, kamu hukukunun üstlerle
astlar arasındaki ilişkileri, özel hukukunsa eşit kişiler arasındaki ilişikleri düzenlediğini ileri
sürer.
Yararcı Ölçüt
Hukuk gibi geniş bir alanda yapılacak çalışmaların bölümlere ayrılmasında pratik ve
yararcı açıdan katkı sağlayacağı söylenebilir. Yararcı ölçüt, bilimsel olmaktan ziyade,
uygulama ve öğretim açısından sağlayacağı kolaylıklar nedeniyle kumu hukuku, özel hukuk
ayrımını kabul etmektedir.
195
Ayrımı Reddeden Görüşler
Avusturyalı hukukçu Hans Kelsen’e göre, kamu hukuku, özel hukuk ayrımı kabul
edilemez. Ona göre, hukuk normlar hiyerarşisinden ibarettir. Tüm hukuk kuralları geçerliklerini
anayasadan, anayasa da geçerliliğini temel normdan alır. Kamu hukukunun kamunun
çıkarlarını, özel hukukun da özel kişiler arasındaki anlaşmazlıkları düzenlediği iddiası yanlıştır.
Çünkü özel hukuk kişileri arasında yapılan sözleşmelerin düzenlenmesinde ve uygulanmasında
devletin çıkarı olmasaydı devlet bu alanlarda yasalar çıkarmazdı.
Fransız hukukçusu Leon Duguit de özel hukuk kamu hukuku ayrımını reddetmektedir.
Ona göre, hukuk, devletin de bireylerin de dışındadır. Ve her ikisi için de zorlayıcıdır. Devlete
üstün bir irade tanınmış olması, hukukun devlet için daha az bağlayıcı olmasına yol açar. Oysa
hukuk tektir ve bir bütündür. Bundan dolayı onu özel kişilere ve devlete göre farklı kategorilere
sokmak doğru değildir.
Uygulamada Kamu Hukuku, Özel Hukuk Ayrımı
Yukarıda yer verilen tartışmalara karşın kamu hukuku, özel hukuk ayrımına pratik
sonuçlar bağlanmaktadır. Örneğin özel hukukla ilgili anlaşmazlık ve uyuşmazlıklar adli
yargıda, kamu hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar idari yargıda görülmektedir. Aynı şekilde
sorumluluk konusunda da, kamu hukukunun yarattığı hizmet kusuru, kişisel kusur ayrımı, özel
hukuk ilişkilerinde görülmemektedir.
Ülkemizde kamu hukuku, özel hukuk ayrımı, öğretide ve uygulamada kabul
edilmektedir.
Dostları ilə paylaş: |