Hukukun temel kavramlari


 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Gözübüyük 2016: 242-250)



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə320/324
tarix31.12.2021
ölçüsü1,73 Mb.
#112305
1   ...   316   317   318   319   320   321   322   323   324
huktemkavau211

14.3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Gözübüyük 2016: 242-250) 
Avrupa  İnsan  Hakları  Mahkemesi  (AİHM,  Mahkeme),  Avrupa  İnsan  Hakları 
Sözleşmesi  (Sözleşme,  AİHS)’nin  19.  maddesine  göre  kurulmuş,  uluslararası  bir  yargı 
merciidir. Mahkeme, Sözleşmeye taraf devletlerin Sözleşmede ve Ek Protokollerde  yer alan 
yükümlülüklerine uyulmasını temin etmek için kurulmuş, sürekli görev yapan bir mahkemedir 
(Aybay  2015:  131).  Avrupa  İnsan  Hakları  Mahkemesi,  bir  başvuru  üzerine  harekete  geçer. 
Diğer  bir  anlatımla  Mahkeme,  Avrupa  İnsan  Hakları  Sözleşmesinin  (AİHS)  ihlal  edilip 
edilmediğini ancak devlet (devletlerarası) başvurusu veya kişisel başvuru üzerine inceleyebilir. 
Ancak yapılan başvurunun geri alınması, Mahkemenin başvuruyu incelemesini engellemez.  
Sözleşme, Mahkemeye başvurmak için iki yol getirmiştir. Bunlar, devlet başvurusu ve 
bireysel başvurudur. 
Devlet Başvurusu  
Sözleşmeye taraf bir devletin, bir diğer taraf devletin Sözleşmeyi ihlal ettiği iddiasıyla 
Avrupa  İnsan  Hakları  Mahkemesine  (AİHM)  şikâyette  bulunmasıdır  (AİHS,  m.  33). 
Sözleşmeyi hazırlayan devletler, kendi ulusal çıkarlarını korumak yerine, Avrupa Konseyinin 
amaç  ve  ideallerini  gerçekleştirmek  için  ortak  bir  kamu  düzeni  kurma  hedefi  gütmüşlerdir. 
Böylece Sözleşmeye taraf devletler, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin taraf devletlerce ihlal 
edilmesini  önlemek  amacıyla  nesnel  bir  sorumluluk  altına  girmişlerdir.  Bu  yol,  Sözleşmeye 
taraf devletlerin  nesnel  sorumluluğuna dayandığından,  bir devletin  başvuruda bulunabilmesi 
için mağdur olması gerekmez. Bunun gibi, devlet başvurusunda başvuruda bulunan devletin 
kendi vatandaşlarına karşı bir ihlal iddiasını ileri sürmesi de gerekmez (Özdek 2004: 51).  
Bireysel Başvuru 
Bireysel  Başvuruyla  İlgili  Şu Önemli  Hususlar Şunlardır  (AİHS,  m. 35;  Özdek 2004: 
55-61; Gözübüyük/Gölcüklü 2007: 61-100; Doğan 2015: 731-738): 
-Avrupa  İnsan  Hakları  Sözleşmesinin  getirdiği  bireysel  başvuru  hakkı,  uluslararası 
hukukta önemli bir yenilik oluşturmaktadır. Bu hak, devletler hukukunun yalnız devletleri özne 
kabul eden geleneksel ilkesini değiştiren, bireyleri de uluslararası hukukun öznesi olarak kabul 
eden çağdaş uluslararası hukuk anlayışının bir gereği ve sonucudur. Bu başvuru, Sözleşmeye 
taraf bir devletin yargı yetkisi içinde meydana gelen işlem ve eylemler nedeniyle Sözleşmede 
güvenceye alınan haklarının ihlal edilmesinden zarar gördüğünü iddia eden kişilerin, o devlete 
karşı AİHM’e başvuruda bulunmasıdır (Özdek 2004: 53; AİHS, m. 34). 


363 
 
-Mağdur olma koşulu: Mahkemeye başvurabilmek için mağdur olmak gerekir. Bunun 
için de hak sahibinin, Sözleşme veya ek protokollerde güvenceye alınan haklarının Sözleşmeye 
taraf bir devlet tarafından ihlal edilmesi gerekir. Doğrudan, dolaylı ve potansiyel olmak üzere 
üç çeşit mağdur söz konusu olmaktadır.  
-Başvuru  hakkına  sahip  olanlar:  Gerçek  kişiler,  kuruluşlar  ve  kişi  topluluklarıdır. 
Dolayısıyla  insan  topluluklarının,  derneklerin,  şirketlerin,  vakıfların,  siyasal  partilerin  taraf 
ehliyeti vardır. Fakat kamu tüzel kişilerinin taraf ehliyeti yoktur. Örneğin belediye, üniversite, 
TRT, TÜBİTAK gibi kurumların dava ehliyeti bulunmamaktadır. 
-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurabilmek için iç hukuk yollarının tüketilmesi 
gerekir. Sözleşmede güvence altına alınmış hak veya özgürlüğü ihlal edilen kişi, Mahkemeye 
başvurmadan  önce,  iç  hukukun  öngördüğü  idari  ve  yargısal  başvuru  yollarını  tüketmiş  ve 
durumunu  düzelten  bir  sonuç  alamamış  olması  gerekir.  Bu,  Avrupa  İnsan  Hakları 
Mahkemesinin denetiminin ikincil veya tamamlayıcı olduğu anlamına gelmektedir (Erdoğan 
2007: 261). Etkili tüm iç hukuk yolları tüketilmeden Mahkemeye başvurulmamalıdır. Temel 
hak ve özgürlüğün çiğnenmesi iç hukukta dava konusu olmuşsa davanın temyiz aşamasından 
da  geçerek  sonuçlanması  gereklidir.  Hatta  ülkemizde  olduğu  gibi,  Anayasa  Mahkemesine 
bireysel başvuru yolu öngörülmüşse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmadan önce, 
bu yol da kullanılmalıdır. 
-Mahkemeye  başvuru,  iç  hukuk  yollarının  tüketilmesinden  itibaren  altı  ay  içinde  ve 
yazılı olarak yapılmalıdır. Bu süre hak düşürücüdür. Mahkemeye başvuru tarihi, başvurucunun 
dilekçesini postaya verdiği tarihtir. Çünkü başvurucu dava dilekçesini postaya vermek suretiyle 
başvuru iradesini ortaya koymuş olmaktadır. 
-Başvurucunun kimliği belli olmalıdır. Bir başka ifadeyle başvuru anonim olmamalıdır. 
Başvurucunun kimliğini tespit etme olanağı olmayan başvurular anonim başvuru olarak kabul 
edilmektedir. Fakat unutmamak gerekir ki başvurucu isterse kimliğini gizleyebilir. Bir başka 
ifadeyle Mahkeme bu kişinin kimliğini bilmektedir fakat başvurucu çeşitli kaygılarla Mahkeme 
dışındaki  kişilerin  gerçek  kimliğini  bilmesini  istememektedir.  Mahkemede  bu  kişiler  X,  Y 
şeklinde kayda geçmektedir. 
-Aynı  konuda  başka  bir  uluslararası  soruşturma  veya  çözüm  merciine  (örneğin 
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesine) başvurulmamış olmalıdır. 
-Başvuru, Sözleşmeyle bağdaşır nitelikte olmalıdır. 
-Başvuru açıkça temelden yoksun olmamalıdır. 
-Başvuru hakkı kötüye kullanılmış olmamalıdır. Başvurunun siyasal propaganda amacı 
gütmesi, başvuruda hakaret niteliği taşıyan ifadelerin bulunması, Mahkemeye gerçek dışı bilgi 
verilmesi başvuru hakkının kötüye kullanılması kapsamında kabul edilmektedir. 
-Başvurucu önemli bir zarar görmüş olmalıdır. 


364 
 
-Kural olarak iç hukukta dava ehliyetine sahip olanlar, Mahkemeye başvuru açısından 
da dava ehliyetine sahiptirler.  
-Sözleşme  sistemi,  bireysel  başvuruda  bulunmayı  mağduriyet  koşuluna  bağlamıştır. 
Mahkeme  önünde  davacı  olabilmek  için,  Sözleşmede  güvenceye  alınan  bir  hak  veya 
özgürlüğün  ihlalinden  doğrudan  etkilenmek  gerekir.  Başka  kişilerin  uğradığı  mağduriyetten 
dolayı üçüncü kişiler dava açamaz.   
-Başvuru dilekçesinde, başvurucunun ismi ve imzası bulunmalıdır. 
-Başvuru,  konu,  yer,  kişi,  zaman  bakımlarından  Mahkemenin  yetkisi  içinde 
bulunmalıdır. 
-Bir  devlete  karşı,  bireysel  başvuru  yoluyla  şikâyet  yapılabilmesi  için,  o  devletin 
Sözleşmeyi onaylamış olması gerekli ve yeterlidir. 
-Başvuru dilekçesinde şikâyet edilen olayın kısa bir özetine yer verilmeli. 
-Sözleşme  ve  eklerince  güvence  altına  alanın  hak  ve  özgürlüklerden  hangilerinin 
çiğnendiği belirtilmelidir.  
-İç hukuk yollarını tüketmek için hangi makamlara başvurulduğu ve alınan kararların 
kısa özeti ve tarihi, varsa kararların birer örneği yer almalıdır. 
-Mahkemeye başvurmak için Mahkemenin bulunduğu yere; Strazburg’a gitmeye gerek 
yoktur. Başvurular postayla da yapılabilir.  
-Mahkemeye  yapılan  başvurular  Sözleşmeye  taraf  devletlerin  dilleriyle  yapılabilir. 
Diğer  bir  anlatımla  Mahkemenin  resmi  dilleri  olan  Fransızca  ve  İngilizce  ile  başvurma 
zorunluğu yoktur. 
-Mahkemeye başvurular herhangi bir ücrete tabi değildir. 
-Mahkeme,  yargılama  sonunda  bir  hak  ihlaline  karar  verirse,  Sözleşmeyi  ihlal  eden 
devleti adil bir tazminat ödemeye mahkûm eder. Taraf devletlerin 46. maddeye uyarak mahkûm 
edildikleri tazminatları ödedikleri görülmektedir. Hatta taraf devletlerin, uygulamada, tazminat 
ödemekle kalmadıklarını, kimi durumlarda Mahkeme tarafından Sözleşmeye aykırı bulunan iç 
hukuklarını ilga ettikleri veya değiştirdikleri görülmektedir (Gözler 2010: 145).  
 
 
 


365 
 

Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   316   317   318   319   320   321   322   323   324




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin