TERZİ BABA
İ Ç İ N D E K İ L E R
Benimle ........................................................... .
Nedir (?) ........................................................... .
Bîkesim ............................................................. .
Atayım Dedim ..................................................... .
İçindekiler ......................................................... . 01
Önsöz ............................................................... . 03
İthaf .................................................................. . 06
Başlarken .......................................................... . 08
Halvet Ve Halvetilik .......................................... . 09
Kıymetli Okuyucum ............................................ . 15
Terzi Baba Kimdir ? .......................................... . 19
Hazmi Tûra’nın Huzurunda ................................ . 25
Nûsret Efendiye İntisabı ................................... . 26
Şeyhimle Son Kadir Gecesi ................................. . 29
Ulu Dergâhına Geldim ........................................ . 36
Terzi Baba Dönemi ............................................. . 37
Terzi Babanın Şahsiyet Ve Kişiliği ..................... . 39
Sohbetleri Ve Yerleri ......................................... . 43
Ailesi ................................................................. . 49
Nüket Anne ……................................................... . 50
40. Yıl Dönümü …............................................... . 53
Eserleri ............................................................. . 61
Seyehatleri Ve Kâ’be Notlarım ............................ . 66
Boş Çevirme Ellerimi Yâ Rasûlûllah .................... . 67
Konya Ziyaretleri …............................................ . 70
1986 Ağustos Yaz Tatilinden Esintiler ............... . 73
Mûsâ (A.S.) Duası .............................................. . 74
Hz. Peygambere Olan Hitablar ............................ . 75
Kâ’be Notlarım ................................................... . 82
Nedir Dediler ..................................................... . 84
Son Sabah .......................................................... . 91
Meydane Gel ....................................................... . 94
Urfa İbrahim ...................................................... . 96
SÛriye – Irak Seyahat Notları – Başlangıç ......... . 98
Bazı Hatıralar ................................................... . 115
Şekerci Dede ...................................................... . 127
Bazı Zuhuratlar Ve Tecelliler ............................ . 129
Sayıların Dilinden ............................................ . 136
Ne Dediler ........................................................ . 174
Güldeste’den Bir Demet ...................................... . 217
halvetten Notlar ............................................... . 220
Seyr Hakkında ................................................... . 233
Görülen Kerametler ........................................... . 239
İzmirden Küçük Bir Nefes .................................... . 253
Hilâfet Ve Mertebeleri ....................................... . 256
Necat Nedir ? ..................................................... . 267
Son Söz .............................................................. . 273
Silsile-İ Şerife .................................................... . 278
Necm Sûresi ......................................................... . 281
Ö N S Ö Z
Kıymetli Gönül Dostlarım,
Elinize alıp okumaya çalıştığınız bu kitap sizleri bir gönül dostu ile tanıştıracak ve onun manevi ikliminde hikmet ve esrar dolu bir yolculuk yaptıracaktır.
KİMDİR BU GÖNÜL DOSTU?
Bu gönül dostu, son dönemin büyük mutasavvıf ve velîsi, İnsân-ı Kâmil, âriflerin incisi Hazreti Pirimiz Necdet Ardıç Uşşâki “Terzi Baba” efendimizdir.
Büyük gayretlerle ve özenle derlemeye çalıştığımız bu kitabımızın ana teması Hz. Pirimiz
Necdet Ardıç Uşşâki Hazretlerini sizlere tanıt-maya çalışmak, sevdirmek ve gönüllerinize misafir edebilmektir, in-şallah bu kitabı okuduğunuzda
yakıyn bir bilgi ve hâl ile onu tanıyacak, idrak edecek ve muhabbet duyacaksınız.
Pirimiz Necdet Ardıç Uşşâki Hazretlerini sizlere anlatırken, yakın çevresi ve müntesipleri ona
"TERZİ BABA" diye hitap ettiklerinden, biz de aynı ismi kullanıp
"TERZİ BABA" diyeceğiz.
İslâm Tasavvuf tarihini ve seyrini incelediğimizde; bu faaliyet içinde yer alan birçok tarîkat, cemaat ve gurupların mevcudiyetini görüyoruz. Özel ilgi alanım olması hasebiyle bu tasavvufi hareketleri yakından tanıma ve inceleme fırsatı buldum. Amaçlarını ve sistemlerini öğren-meye çalıştım.
Bunların hepsi kendi mertebeleri gereği, İslâmın içerisindeki yerle-rini almışlardır. Ancak yüce dinimiz İslâmiyetin
gerçek hedefi, kişiye
mi’râc yolunu açıp onu
Tevhid ve
Vahdet idrakine eriştirmektir. Yegâ-ne görevinin de bu olması lâzımdır.
Bunun da ancak daha önce bu seyri tamamlamış kâmil bir velî ve ârifin nezaretinde, bu yola hizmet etmekle olabildiğini, geçmişte de gü-nümüzde de bütün uygulama ve çalışmaların bu istikâmette olduğunu gördüm.
İşte Terzi Babam da bu ilâhi vasıflarla muttasıf olmuş müstesna bir zâttır. Diğer guruplarda bulamadığım
Tevhid, irfaniyet, güzel ahlâk ve
muhabbeti ancak onda buldum ve gördüm.
Onun gerek sohbetlerinde, gerekse eserlerinde hep ilham, hikmet, irfaniyet ve muhabbeti buluruz.
Onun sözleri çoğu zaman akıllarda inkılâp ve inkişaf meydana getirir. Dinleyenlerde ise, derin bir hayret uyandırır.
O, insân ve taşıdığı sırları
Mârifetullah (Allah bilgisi) ile ârifane bir şekilde gönüllere aktarırdı. Terzi Babama bakanlar
ve onu idrak edebi-lenler,
“men reanî fekad reel hak” “Bana bakan Hakk'ı görür,” sırrıyla, Necm Sûresinde beyan edilen
“in hüve illâ vahyun yuha” “O’nun konuşması ancak vahiy iledir,” vahiy hakikatinden olan il-ham sırrını müşahede ederler.
“Sevgili gönül ehli kardeşim”, Terzi Babamdaki bu ilâhi sırların bir nebze de olsa vaktiyle açığa çıkmasını ve bilinmesini çok arzuladım. Ge-nellikle, ârifler ve kâmil insânlar hep bu dünyadan göçtükten sonra ha-tırlanır ve bilinmeye çalışılır. Oysa onları hayatta iken bulup tanımaya, sevmeye ve faydalanmaya çalışmalıyız.
Bu anlayışlar içerisinde kendisinden (Terzi Babam’dan) gerekli ma-nevi izni aldıktan sonra hemen bu işe koyuldum. Kendisinden hayatını anlatmasını rica ettim, o da bana çocukluğundan itibaren geçirmiş oldu-ğu safhaları sabırla zaman içinde yavaş yavaş anlatmağa başladı.
Onun sohbet, hâl ve davranışlarındaki kemâlâtı ve varidatları, çevre araştırmaları da olmak üzere, notlar hâlinde toplayıp; ayrıca onunla ilgili kendi gönlümde tecelli eden varidatları da anlatmaya karar verdim
. Esasen benim ne kalemim, ne de kelâmım onu anlatamaz. Onu yine o-nunla anlatmaya çalışacağım.
Onun eşsiz nûraniyetini sizlere sunarken, aynı zamanda onun gönlünden sizlere doğru bir muhabbet ipi uzatıyoruz.
Temennim, sizlerin de bu ipe tutunup onunla yolculuk yapmanızdır. Gayret bizden, muvaffakiyet Allah'tandır.
Bu iddiasız derlememizi sizlere sunarken amacım kimseyi övmek ve yüceltmek değildir. Hazreti Peygamberimizin "Şöhret afettir"
düstu-runu kendisine ilke edinmiş olan Terzi Babam da bunu istemediği gibi buna ihtiyacı da yoktur. Ana gayemiz var olanı, tespit edileni ve görü-neni tarafsız olarak sunmaktır.
Bu kitabımızın gerçek tasavvufu yaşamak isteyenlere ışık tutacağı ve yol göstereceği kanaatindeyiz.
Allah'tan (c.c.) bu gizli hazinenin sırlarından hepimizi nasipdar et-mesini, gönlümüzü ve ufkumuzu açmasını ve onu idraklerimize yaklaş-tırmasını niyaz ediyorum ve bu görevi bana verdiği için Terzi Babama ayrıca teşekkür ediyorum.
Onu Tanımakla Neler Kazanacağımızı Bir Bilebilseydik!
Ya Rabbi, bu acizane çalışmamızdan meydana gelecek ma-nevi hasılatı başta sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mus-tafa (s.a.v.) efendimizin ve ehlinin, ehli beytinin rûhaniyetlerine hediye eyliyoruz. Ayrıca Pirimiz Hasan Hüsameddin Uşşâki haz-retlerinin ve ihvanının, üstadımız, Hz. Pirimiz Necdet Ardıç Uş-şâki hazretlerinin ve muhterem eşinin ve de bu kitabın hazır-lanmasında, yazılmasında, basılmasında emeği geçenlerin cüm-lesinin rûhaniyetlerine hediye eyliyoruz, kabul eyle ya Rabbi.
Amin.
10/08/2000
Perşembe
Ç. H. U.
İ T H A F
(Terzi Baba’ya ithaf olunur)
17.05.2001 Perşembe
Ç. H. U.
bismillâhir rahmânir rahiym
Ne zaman gönül haneme doğru hicret etsem O’nu bulurum. O’nu görürüm. O’nunla konuşurum. O’nunla hareket ederim. O’nun nûruyla aydınlanır, O’nunla var olurum. O’nun olmadığı ne bir mekân, ne de bir zaman vardır benim için...
O’nun ismini duyunca derin bir
“Ahhh!” çekerim, O’nunla yer, O’nunla içerim, O’nunla uyur, O’nunla uyanırım. Özüm de O’dur, sözüm de O’dur.
Ey Âriflerin ve muhabbetin menbaı, Velâyetin hâtemi, canımın ca-nanı, gönlümün sultanı, Ya Hazreti Pirim!
Şu benim divane gönlüm senin muhabbet oklarınla yaralandığından bu yana dermansız bir derde yakalandım.
Ya Hazretim! Ben sana müştakım. Suya muhtaç olanların, suya ka-vuşabilmenin hasreti ile yanmaları gibi ben de her an seni bilmenin, sa-na ulaşmanın, seni görmenin hasreti içerisindeyim.
Senin muhabbetin bir sarmaşık gülü gibi bütün varlığıma sarıldı ve kucakladı. Senden gayrıya bakamıyorum çünkü gözlerim bağlandı.
Seni hayatıma hayat kıldım.
“Necdet” ismini kendime mi’râc eyle-yip başıma tac yaptım.
Senin huzuru dergâhına girip de güzelliğinden sarhoş olmayan gönül gönül müdür?
Ey aşıklar yolunun efendisi,
Ey esrâr-ı bâtının nâtıkı,
Dillerde okunan sensin, “venefahtü”deki Rûh sensin. Kevser gibi ezelden ebede doğru akan sensin. Derdine derman arayanların dermanı sensin.
Dervişin zikri 28 harfin Elifi, Muhammedin gözlediği Hakk’ın habibi, Alîmin ilmi, Hâlimin hilmi sensin.
Safa sende, vefa sende, takva sende... Sensiz hayat ise eza ve cefa olur. Senden ayrı düşenlerin hâli nice olur?
Seni bulan,
bulur Hakk-ı
Seni gören, görür Hakk-ı
- Ya Hazreti Pirim!
Nûrundan mest olup feyzinle doysam, zât-i tecellini rûhumda duy-sam...
Senin yolun Hac yoludur. Bitmeyen bir yoldur. Ben ise sadece sana yönelmekteyim... Lebbeyk Allahümme Lebbeyk...
Ey can dostum! Senin güzelliğini seyretmek, senin gizli lisânını du-yabilmek ne büyük saadet.
Bu lisânın bir şelâle gibi çağlayarak zâtıma doğru akması ne büyük zevk...
Ey Can dostum...
Senin sarayın hazine dolu. Ancak bugünlük benim kelâmım bitiyor.
Kûr’ânda yemin edildi sana