4.13.2.Sınıflandırmalar
Sınıflandırmalar bölümüne ilişkin AB Mevzuatının ilgili maddelerinde bahsedilen faaliyet ve ürün sınıflamasına ilişkin tercümeler gerçekleştirilmiş, hem Birleşmiş Milletlerin sınıflaması olan ISIC REV.3’e hem de NACE’ye birebir geçişin yapılabildiği ulusal sınıflama US-97 oluşturulmuş, ancak bu sınıflamada ISIC Rev.3 yapısı kullanılarak veri üretilmiştir. Tamsayım yöntemi ile veri derlenen on ve daha fazla çalışan ortalamasına sahip imalat sanayi işyerlerinde, üç aylık imalat sanayi üretim verileri, madencilik, enerji işyerlerinde ve Turizm Bakanlığı belgeli otellerde veriler, NACE kapsamında verilebilmektedir. Dış Ticaret İstatistiklerinde ISIC Rev.2 ve ISIC Rev.3 kullanılmaktadır.
2001=100 Temel Yıllı Toptan Eşya Fiyat İndeksi hazırlık çalışmaları aşamasında da belirlendiği gibi, halen kullanılmakta olan US 97 sınıflamasında Tarım ve Tekstil Sektörlerinde 4’lü bazda NACE’ye geçiş yoktur. Avrupa Birliği uyum çalışmaları çerçevesinde Üretici Fiyat İndeksleri, Avrupa Topluluğundaki Ekonomik Faaliyetlerin Genel Sanayi Sınıflaması NACE Rev.1’e göre 2’li düzeyde verilebilmektedir.
Bunun dışında kalan tüm işyerleri (İnşaat, Ticaret, Hizmet İşyerleri, 3 Aylık İmalat Sanayi İndeksi) 1992 Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı çerçeve olarak alınıp örnekleme yöntemi ile takip edildiğinden, NACE kapsamında veri derlenmesi şu aşamada mümkün değildir. Ancak ISIC Rev.3 ve NACE Rev.1 geçiş anahtarı ile belirli varsayımlar altında veri üretilebilmektedir. Tüm çalışmalarda birim olarak işyeri tanımı kullanılmaktadır. Önerilen diğer birim tanımları, hedeflenen araştırmalardaki amaçlara göre ele alınmaktadır. Örneğin Çevre kirliliğine yönelik çalışmalarda 25 kişi ve üzerinde çalışan ortalamasına sahip tüm işyerlerinin fabrikalarından (Local Unit) bilgi derlenmiştir.
Tarım sektöründe ise FAO’nun sınıflaması kullanılmaktadır.
Dış ticaret istatistikleri Türkiye’nin halen AB’ye en uyumlu olduğu istatistikleri oluşturmaktadır. 1996 yılından itibaren Gümrük birliği Kararına uygun olarak yasal düzenlemeler yapılmaya başlanmış, bugüne kadar Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği değiştirilerek uygulamaya konulmuş, daha gümrük birliğinin ilk yılı olan 1996 yılı başında dış ticaret istatistiklerine baz teşkil eden gümrük beyannameleri ve Gümrük Tarife Cetveli AB’ye uyumlu hale getirilmiştir.
Dış ticaret istatistikleri kapsamında mal ticareti ile ilgili olarak Türkiye, 1988 yılından itibaren Harmonize Sistemi, 1996 yılından itibaren ise Combined Nomenclature’ü kullanmaktadır. Ancak, AB’nin kullandığı TARİC ülkemizde kullanılmamaktadır.
Bunun yanı sıra, Türkiye’nin istatistiki alanı da AB uygulamalarında olduğu gibi Türkiye’nin gümrük alanına karşılık gelmektedir.
Diğer taraftan, AB Ülkeleri arasındaki dış ticarette bilgiler, “intrastat” denilen ve firmalardan alınan bilgilere dayanan bir sistemle derlenmektedir. Türkiye’de dış ticaret istatistiklerinin tek kaynağı gümrük beyannameleridir.
Dış ticaret istatistiklerinde yer alan miktar ölçüleri ile ilgili olarak ise AB ile tam bir uyum bulunmaktadır.
İlgili AB müktesebatı listesi Cilt II’de verilmektedir. Ancak, bu mevzuat listesinden aşağıda maddeleri belirtilen yasal düzenlemeler sorumlu kuruluşların görüşleri doğrultusunda değerlendirmeye alınmamıştır:
|
1172/95/EC,
|
208/93/EEC,
|
2317/97/EEC
|
|
|
2645/98/EC,
|
1264/98/EC,
|
2543/1999/EC.
|
|
c) Sorumlu kuruluş
|
Müktesebata konu olan sınıflama çalışmalarının oluşumu ve ülke koşullarına adaptasyonu çalışmaları DİE’nin sorumluluğundadır.
Söz konusu AB mevzuatının üstlenilerek uygulanmasıdır.
|
II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler
|
a) Türk mevzuatının mevcut durumu
|
Devlet İstatistik Enstitüsü Kuruluş Kanununda, sınıflamaların yapısına ilişkin özel mevzuat bulunmamakla birlikte, uluslararası karşılaştırmaya olanak verecek sınıflama sistemlerinin kullanılması gerektiği belirtilmektedir.
Dış ticaret verilerinin kaynağı gümrük beyannameleridir. Bu nedenle, Türk Mevzuatı olarak öncelikle gümrük mevzuatının AB normlarına uyumu gerekmektedir.
1996’dan itibaren bu konuda önemli adımlar atılmıştır. 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili Gümrük Yönetmeliği AB’ye uyum konusunda önemli adımları teşkil etmektedir.
1996’dan itibaren Türkiye AB’nin Tek İdari Belgesini (SAD) kullanmaya başlamış ve dış ticaret istatistiklerinde yer alan kodlar ve tanımlar büyük ölçüde AB’ye uyumlu hale gelmiştir. İstatistikler açısından bakıldığında, AB ile aramızdaki en önemli fark AB’de dış ticaret istatistiklerinde her bilgi alanının nasıl oluşturulacağının tüzüklerle açıklanması ve mevzuat olarak uygulanmasıdır. Örneğin; dış ticaret istatistiklerinin neleri kapsayacağı, partner ülkenin nasıl belirleneceği, gizlemelerin, istatistiki eşiğin, mal değerinin, mal miktarının nasıl oluşacağı tüzük hükümleriyle belirlenmiştir. Türkiye’nin istatistik uygulamalarıyla ilgili mevzuatı bulunmamaktadır. Veriler uluslararası tavsiyelere uygun olarak, DİE’nin inisiyatifinde oluşturulmaktadır. DİE verilerin üretiminde metodolojik değişiklikler yapabilmektedir.
b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler
|
Mevzuatta, diğer ekonomik hayata ilişkin veri derleyen kamu kurum ve kuruluşlarının, DİE’nin sınıflama sistematiğine uyma zorunluluğuna ilişkin hükümler yer almalı ve veri tabanlarının belirli ilkeler doğrultusunda ortak kullanımı tanımlanmalıdır.
Türk mevzuatında münhasıran istatistiklerin oluşturulmasına ilişkin hükümler yer almamaktadır. Böyle bir uygulamaya geçilmesi durumunda halen kullanılan metodolojilerin mevzuata girmesi gerekmektedir. Ancak, böyle bir uygulamanın AB’ye tam üye olmadan yapılması, metodolojilerin mevzuat haline getirilmesi pek uygulanabilir görülmemektedir. Dış ticaret istatistikleri açısından bakıldığında, Gümrük mevzuatında Gümrük-DİE ilişkileri, veri alışverişi, yetki ve sorumlulukların neler olduğu gibi hükümlere yer verilmesinde yarar görülmektedir.
Herhangi bir kurumsal değişiklik ihtiyacı bulunmamaktadır.
d) Yeni mevzuatın yürürlüğe girmesine bağlı olarak alınması gereken tedbirler
|
Yeni hukuki düzenlemelerin yürürlüğe girmesi durumunda Devlet İstatistik Enstitüsünün kendi veri derleme sistematiği için alması gerekli tedbir bulunmamaktadır. Ancak, diğer kurum ve kuruluşların NACE sınıflaması bazında veri üretebilmeleri için kendi iç düzenlemelerini yapmaları gerekir.
e) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı
|
Diğer kurumların eğitimi için ilk aşamada beş kişilik bir ekibin oluşturulması, bu ekibin aynı zamanda AB’nin sınıflama sistematiğinin oluşumunu takip etmesi, bu amaçla da eğitim alması gerekmektedir.
AB mevzuatının DİE ve ilgili birimler tarafından sürekli izlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mevcut personelin hem yabancı dil açısından geliştirilmesi ve yeni alınacak personelde lisan bilgisine önem verilmesi, hem de AB Uzmanlığı müessesesinin geliştirilmesi gerekmektedir.
NACE sınıflama sistematiğinde ve CPA ürün sınıflaması bazında veri derlenmesi için 2003 yılında uygulanacak 2003 Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımının yapılması gerekmektedir. Ancak, ondan sonra bu bazda veri üretilebilecektir. Bunun nedeni, işyeri kayıt sisteminin oluşmamış olmasıdır.
Tarım Sektöründe ise, yine işletme kayıt sistemi oluşmadığından, ancak 2001 Genel Tarım Sayımı uygulaması ile NACE bazında veri üretilebilecektir.
Dış ticaret istatistiklerinde, NACE kullanılması hedeflenmekte, bu kapsamda çalışmalar sürdürülmektedir.
Fiyat İndeksi çalışmalarında madde bazında karşılaştırmaya müsait bir yapı oluşturulması halinde NACE’ye uygun veri üretilebilecektir.
Ekonomik hayata ilişkin oluşacak veri tabanlarında sınıflama ile ilgili sorunları gidermek ve ulusal sınıflama alt yapısını oluşturmak amacı ile 200.000 Euro yatırıma ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, bundan sonra yapılacak yatırımların, büyük ölçüde insan kaynaklarına yönelik olmasında yarar vardır.
Dostları ilə paylaş: |